Bazen en yakınınızı, en sevdiğinizi bırakmanız gerekir. Ben de yakın zamanda aynı durumu yaşadım, bizzat kendi ellerimle bu ayrılığı gerçekleştirdim; biz de birbirimize destek çıkardık ve fazlasıyla yakındık. O yüzden derdinizi çok iyi anlıyorum. Fakat her şeyi ruhaniyete yormak sağlıklı bir yaklaşım değil. Evet, ben de halen o kişinin varlığını yanımda hissedip eski yakınlık hissini tekrar tekrar hatırlıyor ve yaşıyorum fakat bu bir tür beklenti; karşı tarafın geri gelip eski güzel günleri tekrar yaşama isteğinin getirdiği bir beklenti. Geri gelebilirler mi? evet, bu sık karşılaşılan bir senaryodur fakat tüm odağınızı buna bağlamak sizi yıpratır.
Bu yazdığım şey karşılıklı ilişkilerde daha karmaşık hale gelir fakat temel hatlarıyla hep sabit kalır. Yazdığım şeyi çözümleyerek kendi değerinizi başkalarıyla ölçmemeyi öğrenin.
Yine de ikimizin durumundaki 'çok yakın olma' durumu işi duygusal bir karmaşa haline getiriyor. Siz halen onun size yakın olduğunu hissediyorsanız o da benzer hislere sahiptir, en sert kavgalarla ayrılmanın gerçekleştiği ilişkilerde bile bu böyle olur. Burada pragmatist yaklaşın; o kişi size çok şey katıyor muydu yoksa çok şey mi alıyordu? katıyorsa tekrar hayatınıza alın, alıyorsa çıkarın. Halk olarak 'sınır çizme' ile 'yersiz gurur' arasındaki farkı öğrenmemiz lazım. Mesela ben bana zarar geldiğini hissettiğimden ötürü kendim iletişimi sonlandırmış ve sınırımı belirtmiştim, fakat saçma bir sebepten bunu yapsam ve iletişimi tekrar açmamakta diretsem bu yersiz gurur olurdu.
Söylediğiniz her şeyi çok iyi anlıyor ve en iyi dileklerimi size iletiyorum. Bu 'ilahi süper plan!' falan değil fakat böyle olmaması bizim bundan hayat dersi çıkarmayacağımız anlamına gelmiyor. Dersinizi çıkarın ve doğru olanı yapın, haksızlığınız varsa kabul edin ve karşı tarafın da sizinle aynı durumları yaşıyor olma ihtimalini düşünüp ilk adımı siz atın.