Türklerin İslamiyet'e geçişi kısa bir araştırmayla ayrıntılarını öğrenebileceğiniz bir süreç. Tek dikkat etmeniz gereken ''barış, hoşgörü, sevgi'' bariz yalanlarını ayıklamak. Kendi hikayelerine göre Araplar kendi içlerinden gelen peygamberi kabul etmemek için baskı-işkence uygulamış ama tamamen yabancı bir kültür ''aa bizimkine de benziyor bu, hadi babamızdan annemizden öğrendiğimizi bırakıp dilini bile anlamadığımız buna geçelim'' demiş, mümkün mü siz karar verin.
''Taberi’den nakledilen rivayet esas alınacak olursa Türklerle Araplar arasındaki ilk etkileşimler 630’lu yıllara tekabül etmektedir.
...
651 yılından itibaren belli aralıklarla, Türklerin yoğun olarak yaşadığı Aşağı Türkistan (Maveraünnehir) bölgesine İslam ordularının akınları başlamıştır. Semerkant, Buhara, Taşkent, Beykent, Fergana, Uşrusana gibi şerhlerdeki aslî unsur Türklerden oluşmaktaydı.
Emeviler döneminde, Türk topraklarına çok sayıda akınlar yapılmıştır. 671’de Merv ordugâh şehri yapılarak Horasan eyaleti oluşturulmuştur.
Kuteybe b. Müslim’in Horasan’a gelişi ile birlikte Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgeler (Semerkant, Buhara, Taşkent, Fergana) fethedilmiştir. Kuteybe b. Müslim Buhara’da bir Buda tapınağını camiye çevirmiştir.
...
Özellikle Semerkant ve Buhara taraflarında şiddetli çatışmalar yaşanmış ve kan dökülmüştür.
İslamın ilk zamanlarındaki dürüst ve samimi (lol) din tebliği faaliyetleri yerini ganimete bırakmıştır.
Abbasiler devrinde Türkler ve Araplar, Emevilerin aksine dostane ilişkiler içerisinde olmuşlardır. Abbasilerin iktidara gelmesinde Türklerin de önemli katkıları olmuştur.
Gerek hanedan değişikliği gerekse başka vesilelerden dolayı Türk bölgelerine yapılan hücumlar hissedilir derecede azalmış hatta durma noktasına gelmiştir.
Birinci Abbasi Halifesi Ebu’l-Abbas bir buyruk çıkartarak Müslüman olanlardan cizye alınmamasını istemiştir.
Emeviler döneminde Türk ülkeleri halifenin çiftliği olarak telakki edilmiş ve buralar bir gelir kaynağı olarak görülmüştür.
Horasan’a vali olarak atanan Said b. Hâris, Türklerin bir isyanını bastırmış, bozguna uğrayan Türk birliklerinin takip edilmemesine gerekçe olarak Türklerin, müminlerinin emirinin vergi kaynağı olduğunu belirtmiştir. 4
Emevilerin katı politikası İslam’ın Türkler arasında geç kabulüne yol açmıştır. Bu yüzden idareye karşı başkaldırı, isyanlar olmuştur.
Bu iş o kadar ileri gitmiştir ki İslam tebliği arka planda kalmış tamamen yeni yerler ve gelir kaynakları elde etme işine dönüşmüştür.
Semerkant hükümdarı, Çin prensine yazdığı mektupta kısa sürede Arapların hakimiyetinin biteceğinden bahsetmiştir.
Kuteybe b. Müslim Beykent’i fethettikten sonra yerli halka şiddet ve baskı uygulamıştır.
Şehir baştanbaşa yağmalanmış ve çıkan isyanlar çok kanlı biçimde bastırılmıştır. Aynı durum Buhara şehri içinde söz konusudur.
Emevi halifelerinden Ömer İbn Abdülaziz döneminde Türklere karşı şefkat ve iyi niyet politikası izlenmiştir.
...
Büyük ihtimalle Türgiş Kağanı Su-lu’ya Emevi halifesince gönderilen elçi, İslam dinini ve gereklerini kağana anlatmış, kağan da ordusunu işarete ederek onların hepsinin asker olduğunu, herhangi bir meslek erbabı olmalarından dolayı İslam dinini kabul ederlerse geçimlerini devam ettiremeyeceklerini bildirmiştir.
Abbasiler döneminde Türklere karşı izlenen ılımlı politika ve İslam dinine geçen Türklere verilen ayrıcalıklar Türklerle Araplar arasındaki ilişkileri bir nebze de olsa düzeltmiştir.
...
1. Abdülkadir İnan, Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Tercemeleri Üzerinde Bir İnceleme, Ankara, 1961, s. 4-5.
2. Yazıcı, a.g.e., s. 33.
3. İnan, a.g.e., s. 5.
4. Nesimi Yazıcı, İlk Türk-İslâm Devletleri Tarihi, Dördüncü Baskı, Ankara, 2005, s. 57.
5. Zekeriya Kitapçı, “Hz. Peygamberin Hadislerinde Türkler”, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, İstanbul, S. 43, Ağustos 1986, s. 20-21.
https://www.indyturk.com/node/1654...çiş-süreci-ve-türkçe-ilk-kur’-tercümeleri-i''
Önce Abbasiler kan dökerek şehirlerini ele geçirip çiftlik hayvanı yerine koyuyor, sonra Emeviler Müslüman olanlara daha iyi davranmaya başlıyor. Vergi vermemek için Müslüman oluyorlar. Din değiştirmenin ana nedeni bu.