Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Ne yapsam bilemedim

Alexguardra

New member
Joined
Oct 3, 2024
Messages
95
Esenlikler,
Geçtiğimiz günlerde boyama kalemi satıșı adı altında bir iș ilanı gördüm ve ilgili yeri aradım. İș yatılıydı ve telefon görüșmesinin ardından davet edildim fakat gittiğimde pazarlama iși sandığım iș bambașka birșey çıktı. Bu ülke genelinde bilinen büyük bir derneğin bir șubesiydi ve dernek adına destek toplamak amacıyla boyama kitabı satıșı adı altında para toplanıyordu. Koșullar șöyleydi, topladığımız paranın yarısı bize ait oluyordu ve kalan derneğe teslim ediliyordu fakat gördüklerim kadarıyla emin oldum ki vatandaștan toplanan paranın belki %5 gerekli yerlere ulașıyor hatta belki daha azı. Buna rağmen toplan paranın %50 sini aldığımız için gayet kazançlı bir iști, bu miktar biraz abartılı gelebilir fakat bence bağıș toplayanların motivasyonunu artırmak ve usülsüzlüklerin önüne geçmek için bu iyi bir oran. Esas sorun kalan %50 nereye gidiyor o kısımda ve șunu gördüm ki çok çok azı gitmesi gereken yere "göstermelik" olarak gidiyor gerisi onun bunu cebine. İlk günün sonunda bu yozlașmıșlığa daha fazla katlanamayacağımı düșünerek ayrıldım fakat șimdi kafana takılan bir soru var:

Ben oradan ayrılmama rağmen orada bu șekilde kazanç elde edilmeye devam ediyor, acaba ben orada kalıp bu kazançtan faydalansam ve bu sayeda jos a da katkı sunsam daha mantıklı olur muydu? Yoksa böyle yozlașmıș insanlara imkan sunmamak adına çalıșmayı bırakmak doğru karar mı? Bu konuya etik açıdan nasıl yaklașmalıyız? İlkeli mi olmalıyız yoksa iyilik adına faydacı mı yaklașmalıyız?
 
Esenlikler. Bahsettiğiniz dernek ne derneğidir bilmesem de (genel de dini veya siyasi oluyor) genel de ne kadar yozlaşmış olduğuna göre para gelirleri değişiyor. Parayı da dernek kendini tanıtmak ve etkinlik yapmaya harcıyor gerisi de dernek başkanlarına. Genelde fonlanırlar ve bu fonlar yapılan etkinliğe göre değişir. Bazen devlet bir şey yapılmasına izin verirken kimi zaman bedavaya veya ucuza getirir. Bazen üstüne para da verebilir. Kime hizmet ettiğine veya kimler yardımıyla kurulduğuna bağlı olarak siyasal partilerden de yardım alabilirler. Yine bağışlar yardımıyla para alabilirler ve bu bağışlar normal üye bağışı olabileceği gibi dernekle yakın olan varlıklı kişilerin özel bağışları da olabilir. Dernekler para aklamak içinde kullanılabilir ve bu gibi sebeplerden ötürü herhangi bir oluşumla ters düşmek tehlikeli olabilir. Tüm bu gelirler derneğin amacına göre farklı boyut ve parçalarda kullanılır. En doğrusu gelen paranın derneğin reklamı, devamını sürdürebilmesi ve etkinlikleri için harcanmasıdır. Çünkü dernekler "gönüllülük" işidir.
 
Esenlikler,
Geçtiğimiz günlerde boyama kalemi satıșı adı altında bir iș ilanı gördüm ve ilgili yeri aradım. İș yatılıydı ve telefon görüșmesinin ardından davet edildim fakat gittiğimde pazarlama iși sandığım iș bambașka birșey çıktı. Bu ülke genelinde bilinen büyük bir derneğin bir șubesiydi ve dernek adına destek toplamak amacıyla boyama kitabı satıșı adı altında para toplanıyordu. Koșullar șöyleydi, topladığımız paranın yarısı bize ait oluyordu ve kalan derneğe teslim ediliyordu fakat gördüklerim kadarıyla emin oldum ki vatandaștan toplanan paranın belki %5 gerekli yerlere ulașıyor hatta belki daha azı. Buna rağmen toplan paranın %50 sini aldığımız için gayet kazançlı bir iști, bu miktar biraz abartılı gelebilir fakat bence bağıș toplayanların motivasyonunu artırmak ve usülsüzlüklerin önüne geçmek için bu iyi bir oran. Esas sorun kalan %50 nereye gidiyor o kısımda ve șunu gördüm ki çok çok azı gitmesi gereken yere "göstermelik" olarak gidiyor gerisi onun bunu cebine. İlk günün sonunda bu yozlașmıșlığa daha fazla katlanamayacağımı düșünerek ayrıldım fakat șimdi kafana takılan bir soru var:

Ben oradan ayrılmama rağmen orada bu șekilde kazanç elde edilmeye devam ediyor, acaba ben orada kalıp bu kazançtan faydalansam ve bu sayeda jos a da katkı sunsam daha mantıklı olur muydu? Yoksa böyle yozlașmıș insanlara imkan sunmamak adına çalıșmayı bırakmak doğru karar mı? Bu konuya etik açıdan nasıl yaklașmalıyız? İlkeli mi olmalıyız yoksa iyilik adına faydacı mı yaklașmalıyız?
İş bırakılırmı sen ekmeğine bak, başka bir mesleğin varmı? ben bu yaşıma kadar hiç bir yerde maaşlı çalışmadım, hep kendi işimi yaptım, gah ayakkabı boyadım simit sattım hurda topladım, gel vatandaş gel batan geminin malları bunlar, yıllardır da amelelik ustalık yapıyorum, meslek sahibi ol, bir işten çok iyi anlarsan seni bulurlar, sen evde yat iş bekle ustaysan seni sürekli ararlar, ben öyle yapıyorum boş zamanım yok, evde yatıyorum beni arıyorlar esenlikler
 
Ben hırsızlık yapmasam bile, dışarıda bir yerlerde şu an birinin evini soyuyorlardır. Ben yapmasam bile bu gerçekleşecekse, o zaman ben de yapayım, bir tanecik daha olsa bir şey değişir mi? Sorunuzu okuduğum anda zihnimde çevirisi bu oldu. Bu husustaki tartışmaları, inanın, sabahtan akşama kadar konuşsak da bitiremeyebiliriz. Henüz çok aşağıdayız.

Bir kere ahlaki açıdan sıkıntılı olduğu belli olan bir parayı, buraya bağışlayarak "arındırma" gibi bir fikir kulağa pek mantıklı gelmiyor. İslam'daki yolda bulduğun parayı bağışlayarak sevap kazanma tartışmaları gibi, bundan pek farkı var mı, bence yok. O yüzden bu işi dinin içine almaya çalışarak bir şekilde "justify" etme girişiminden kaçının.

Burada düşünmeniz gereken iki şey var. Birincisi, ne şekilde olursa olsun bir şekilde para kazanmaya çok ama çok ihtiyacınız var mı? Eğer gerçekten parasızlık çekiyorsanız ve paraya ihtiyacınız varsa, o zaman HAYATTA KALMANIZ GEREKİR. Böyle durumlarda insani yönümüzü bir nebze geriye çekmek gerekebilir, sonuçta cepte para yoksa, mide boşsa ve doğalgazı da kesmişlerse ne bekleyebilirsiniz, verdiğiniz "erdemli" seçimlerin size para, yemek ve doğalgaz olarak dönmesini mi? Maalesef şu an yaşadığımız çağ, böyle bir dinamikle ilerlemiyor.

Bir diğer ve ikinci olan durum, siz bu işi sürdürebilecek, paranızı kullanabilecek ve vicdanen çok fazla yıpranmadan ayakta durabilecek misiniz? Şimdi burada yine bir şekilde durum klasik Türkiye vakası ama bu iş, çok daha ciddi bir erdem ihlali de gerektirebilirdi. İnsan olmaktan çıkmanız da gerekebilirdi. Bazılarımız için "yap geç kardeşim" durumu olabilir, bazı hassas kalpler vicdan azabından depresyona girebilir. Burada nasıl bir tepki oluşacağı öznel bir konu ve bunu düşünmeniz gerekiyor, her ne kadar tam emin olmasanız da, iyi bir amaçla size verilen bir paranın belli bir kısmının, haksız şekilde birilerinin cebine girmesi fikrine ne kadar katlanabilirsiniz? Bunu da ölçüp biçmeniz lazım.

Arkadaşımla gezerken hayvanlar için barınak yapan bir kurum için bağış toplayan birine 20 TL vermiştim. Bu 20 TL, bakın, çöp bir para. Yani benim için hiçbir değer ifade etmiyor ve o kurum için de herhangi bir değer ifade etmiyor ama binlerce kişi bir 20 TL çıkarınca, ortaya büyük bir para toplanıyor. Ve inanır mısınız, o verdiğim 20 TL beni çok aldatılmış hissettirmiştir. Zira arkadaşım da demişti, bu paraları barınaklar için kullanmıyorlar aslında. Birilerinin botoks parası, birilerinin burun estetiği parası, birilerinin BMW'sine alacağı pahalı tespihin parası.

Bence insana kandırılmak, aldatılmak daha ağır geliyor; senden ne aldıkları geri planda kalıyor. Bu bence üzerine düşünmemiz gereken bir şey, o yüzden size de tavsiyem, üstte belirtmiş olduğum iki maddeye göre durumu değerlendirmeniz ve ona göre aksiyon almanız. Bir kar tanesi gibi yaşayamayız ama insan olmak istiyorsak, maymun gibi de davranamayız.
 
Ben hırsızlık yapmasam bile, dışarıda bir yerlerde şu an birinin evini soyuyorlardır. Ben yapmasam bile bu gerçekleşecekse, o zaman ben de yapayım, bir tanecik daha olsa bir şey değişir mi? Sorunuzu okuduğum anda zihnimde çevirisi bu oldu.

Gene güzel bir çeviri olmuș🙂

Artık aklıma takılan bir șey yok, demek ki aynı fikirdeymișiz.
İlk günün sonunda bu yozlașmıșlığa daha fazla katlanamayacağımı düșünerek ayrıldım fakat șimdi kafama takılan bir soru var...
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Shaitan

Back
Top