Alaric said:
Biz soyumuz Sibirya ve Altaylara dayanıyor evet. Dediğin argümanların hepsinin cevabı var.
1-Bizler Türklerin Oğuz kavmindeniz. Oğuzların fenotipleri Uygurların, Moğolların, Çinlilerin fenotiplerine benzemez. Badem gözlülerdir. Beyaz tenlilerdir. Bunu söyleyen İbni Fadlan'ın seyahatnamesi. Oğuzların soyu Türgişlere onların soyu da Dinglinglere dayanır. Bunlar Sibirya menşeili olduklarından beyaz olmaları normal.
2-Anadolu'ya göçte Malazgirt esas ama sadece Malazgirt yok. 4 dalga halinde incelenir. Birinci dalga batıdan Peçenek ve Kıpçak akınıdır. Peçenekler de Uz'dur yani Oğuzdur. Kıpçaklar onlara bacanak anlamında Peçenek demişler öyle kalmış isimleri tarihte. İkinci dalga Malazgirt'tir. Bizans'ın tüm savunma sistemi çöker ve Türk atlıları İzmit'e kadar ulaşırlar. Eskişehir'deki Porsuk çayı adını Emir Porsuk'tan alır. Ardından bazı Selçuklu emirleri ve Karahanlı prensleri fethetleri yerlerde kendi beyliklerini kurarlar. Anadolu'daki yerleşim şekli Türkler azınlıktayken Türkler şehir dışında Rumlar Ermeniler vs. Şehir merkezinde otururlar zaten bazıları Türklerin geldiğini duyunca batıya göç ederler bazısı dağlara kaçar vs. o yüzden karışım az olur. Üçüncü dalga Moğol istilasında Moğolların önünden kaçan Türkler Anadolu'daki Türklerin nüfusunu arttırır ve şehirleşmeler başlar. İhtida yani din değiştirme vakaları olur ama bunlar Bulgarların slavlarla karışması gibi kitlesel değişimler yaratmaz. Eğer yaratsaydı ırkla birlikte kültür de değişirdi o zaman şehir isimleri de değişirdi. Sebastia İconium Ankira hepsinin aynı kalması büyük ölçekli bir değişim yaşanmadığını gösteriyor. Camiilerin mimarisi Anadolu'daki kiliselere benzemiyor daha çok İrani yani Selçuklu mimarisi devam ediyor. Zaten ihtida edenler belli Yahşi Fakih kaydetmiş Sakaryalıların çoğu Manav Türküdür yani fetihler esnasında yabancı askerlerin dul eşleri gazilere veriliyor ve onlar ayrı bir kimlik ve kabile oluşturuyorlar o bölgede. Anadolunun tamamında böyle ayrı bir kimlik ve kabile olayı yok. Dördüncüsü Timur'un önünden kaçıp gelenler.
3-Gözden kaçırılan nokta Türkler Anadolu'ya geldiklerinde Orta Asya'nın hikayesi bitmiyor. Karahitaylar, sonra Moğol istilası sonra Özbekler vesaire oranın da hem etnik hem de kültürel yapısını değiştiriyor. Coğrafi keşifler sonrası liman şehirlerinin önem kazanması, İpek yolu'nun pilinin bitmesi dolayısıyla yine Orta Asya'da göçlere sebep oluyor ve yine sosyo-kültürül yapısı değişiyor.
Bahsettiğiniz durumun olasılık imkânı düşük çünkü aynı bölgede ortaya çıkmış Moğollardan tutun, en batıda Finlandiya'ya yerleşmiş Urallılara, en doğudaki diğer Sibiryalı halklara kadar böyle bir Beyazlık durumu yok.
Eğer dediğiniz gibi Oğuzlara özel bir durum varsa bu, o bölgede sıfırdan bir fenotip gelişmesinden ziyade zaten uzun süredir oralarda bulunan İskit ve Tohar gibi Beyaz halkların Türk kültürüne asimilasyonuyla ya da genetik olarak kaynaşmayla ilgili olacaktır.
Ki bu sadece Oğuz Türklerine özel bir durum da değil. Çin'in kuzeyinde bulunan ve eskiden adının Liqian olduğunu hatırladığım bölgede de bu halkların izlerini görmek mümkün. Çin hükümeti, Y-DNA testi yapıp Hanlara dayandıklarını söylemiş olsa da, böyle bir durumda bile anne tarafından bir şekilde Beyaz Irk izleri görülebiliyor. Uygurlar da hakeza böyle izlere sahip olabiliyorlar.
Bahsettiğiniz durumun dışarıdan gelmiş olması bu açıdan çok daha güçlü çünkü diğer bahsettiğiniz Altay-Sibirya halklarına baktığımızda böyle bir durum gözükmüyor, fakat bu Beyaz halkların Çin'e kadar etkilerinin olduğunu biliyoruz.
Kaldı ki ülkenin hepsi de zaten İskitlerden miras kalmış olabilecek Proto-Nordid gibi fenotiplere sahip değil. Anadolu'nun yerel halklarında binlerce yıl önce var olduğunu bildiğimiz fenotipler bugün hâlâ görülebiliyorlar. Altaylarda bu fenotipler nasıl gelişebilir? Böyle bir durum varsa, Moğollarda ya da coğrafi olarak yakın milletlerde de gözükmesi gerekir.
Aynı zamanda, yanlış hatırlamıyorsam, bahsettiğiniz Arap gezginlerden birisi de Türkler ile Tibetlilerin ayırt edilemez olduğunu söylemişti. Tibet ile bildiğim bir etkileşim olmadığını varsayacak olursak, bana kalırsa bunun denmesinin tek nedeni bahsettiğimiz Beyaz göçebelerdir. Belki onlar, dönemin Tibet'inde de etkiler bırakmışlardır.
Yine de bu durumda bile Türkiye'deki Akdeniz, Balkan ve Kafkas fenotiplerinin varlığı açıklanamaz, zira İskitlerin fenotipleri çok daha farklı olacaktır diye tahmin ediyorum.
Proto-Nordid izlerinin ise zaten Orta Asya'da bulunduğunu biliyoruz ve Türkiye'de o kadar baskın olduğunu da zannetmiyorum.
Ek olarak, ülke çapındaki karışımın seviyesini bilmesem de, kendi arkadaşlarımın soyağaçlarında epey bir yabancı kadın isminin olduğunu biliyorum.
Ayrıca kendi atalarımın yaşadığı ili gezdiğimde, bazı köylerin eski isimlerinin bu Oğuz boylarından seçildiğini gördüm. Buralara baktığımda Oğuzlar arasında bile birlik olmadığına şahit oldum, zira Moğol'u andıran insanlar da gördüm, düz Akdeniz insanını da gördüm. Yakın "Oğuz" köylerinde bile durum böyleyken, Sibirya'daki Altaylarda mucizevi bir Beyaz fenotip oluşumunun düşük bir ihtimal olduğunu düşünüyorum.