Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

KÜRTLER

Pammy said:
Öyle birileri varsa Arapça olanın çevirisi değil de asıl dilinde el-cilve'yi bilip bilmediklerini sorar mısınız? HPS Maxine bütün Satanistlerin bilmesi gerektiğini söylüyordu vaazında ama Şeytan'ın müslümanların değiştirmesine karşı uyardığı da aynı yazıdaydı. Kitabın kendisinde bile yazıya geçirilmemesi ve yabancılara aktarılmaması gerektiğini söylemiş Şeytan, en eski örnekleri Arapça, Araplar yazıya geçirmiş Yezidiler değil. Sitedeki çeviri eminim Yüksek Rahibe'nin gözetiminde olabileceği en iyi şekilde yazılmıştır ama ben yine de biraz da akademik meraktan şu an hala yaşayan ve inanılan versiyonuyla elimizdeki versiyonun aynı olup olmadığını merak ediyorum.

Satan dictated the Al Jilwah directly to Yezidi prophet Sheik Adi in the 12th century. The Al Jilwah is the most important doctrine in Satanism and every Satanist should be familiar with its teachings. I asked Satan if the Al Jilwah was from him and he confirmed it was, but stated that the Muslims altered some of the Yezidi doctrines.

https://satanisgod.org/www.angelfire.com/empire/serpentis666/Yezidis.html

Bu durumu inceleyecek kişiler bana kalırsa doğrudan Yezidi aileden gelen SS'ler olmalıdır. Kendi dillerindeki kitabı ve diğer dillerdeki çevirileri inceleyebilirler, ya da kendi hayatlarında pratik ettikleri Yezidilikle karşılaştırabilirler.

Yüksek Rahibe Maxine Dietrich, eğer Kitabın bozulduğunu ve Yezidilerin de kapalı bir toplum olduklarını söylüyorsa, sadece kitaptan yapılacak doğrudan bir karşılaştırma yerine, dini pratikler gibi şeyler de önemli rol oynayacaktır. Böylece daha detaylı bilgi elde edilebilir.
 
Pammy said:

Türk forumunda Kürtçe konuşulması daha kötü bir durum bence ayrı alt forumla karşılaştırıldığında. Açılsa ve oraya malum kesim doluşsa da sıkıntı. N’apsam Kürtçe mi öğrensem?



Ufaktan konuya dahil olmak istedim ,4-5 ay önce Blackonyx8 'e kürtçe forum açılması talebinde bulunmuştum bunun için önce çeviri yapmamı sonra başka kürtçe bilen çeviri yapmak isteyen SS'ler bulmamız gerektiğinden bahsetti duyuru da yapmıştı bunun için ama yanaşan kimse çıkmadı ve bende bir süre çeviri yapıp bıraktım öylece duruyor
 

Before Islam existed they were Aryan polytheists, like other branches of Farsi people. Yezidizm appeared after Islam began its attack. An advanced man was able to communicate with Şeytan and he told them to preserve their beliefs in secrecy, do not get closer Muslims and Christians because they are the enemy. I don't know anything about Şam unfortunately.

İslam var olmadan önce, Farsilerin diğer kolları gibi Aryan çok tanrıcı inançları vardı. Yezidizm, İslam işgalinin başlamasından sonra ortaya çıktı. Gelişmiş astral duyuları olan bir adam Şeytan'la iletişim kurabildi ve o da inançlarını gizlilik içinde korumalarını, Müslümanlara ve Hıristiyanlara güvenmemelerini söyledi.

----------------------------

I'd say indeed they are less magic-phobic compared to Christians and other Muslims. Though still depending on the person, by blood or culture, they have a rather welcoming approach to Magic to my experience. Unfortunately, magic nowadays is combined with islamic shit in Kurds.

Gerçekten de Hıristiyanlara ve diğer Müslümanlara kıyasla büyüden çok çekinmediklerini söyleyebilirim. Kişiye bağlı olsa da, kan veya kültür yüzünden büyüyü daha hoş karşılıyorlar deneyimime göre. Ne yazık ki müslümanlıkla karışmış bir büyücülük.

-------------------------

Self-hate is enemy teaching. They first destroy the beauty of our races then fill us with hate. Kurdish people may hate themselves because islam really is something to be hated. I hate it too. If they knew how beautiful Satanic roots are, they would be proud of themselves. Like every white, black, or asian. Being Gentile is something to be proud of. According to a legend, Kurds are descendants of Djinn. This is probably a perverted legend from ancient times like other myths of other people.

Öz-nefret, düşman öğretisidir. Önce ırklarımızın güzelliğini yok ediyorlar, sonra bizi nefretle dolduruyorlar. Kürtler kendilerinden nefret ediyor olabilir çünkü İslam gerçekten de nefret edilecek bir şey. Satanic köklerin ne kadar güzel olduğunu bilselerdi, kendileriyle gurur duyarlardı. Her Beyaz, Siyah veya Asyalı gibi. Centil olmak gurur duyulacak bir şey. Bir Ortadoğu efsanesine göre kürtler cinlerle karışmış. Muhtemelen diğer mitolojilerin efsaneleri gibi bu da.

------------------------

It is not a purely internal problem. More of a historical and geographical situation. Tiny nations like Israel, and I'd add many African and Middle Eastern countries like Armenia, are founded thanks to their ''daddies''. Russia, Britain; imperialistic powers like USA, backed up these countries to protect their own interests in the area. A huge portion of lands where Kurdish and Turkish people live were promised to Armenia during WW1 by Russia. That's why Kurdish families there sided with Turkish army and housed them, welcomed them, and helped them. Right now, for example, there is no real nationalist movement in Kurdish people. It's an outside influence. If you look at what they did after Türkiye was founded, they searched for their Pagan roots. Some people actually converted to Tengrism. Kurdish people have to accept their Satanic ancestry if they want to be nationalist, which no groups do at the moment. They are fake. They are abusing natural nationalistic instincts of people. They are pawns for interests of other countries.

--------------

I too knew a woman who gave birth to 5 green-eyed blonde children but she also had that phenotype. Her husband was ugly (sorry), had a white-black mix complexion. Luckily their children were nothing like him. My personal opinion is big tribes were infiltrated and converted by mixing with half blood (black-white) Arabs so they look brownish. Kurds from small villages, desolate areas are more pure Aryan looking. My family didn't marry Turkish people but they accepted their language and culture living together for hundreds of years. We have redheads, blondes, and usual white skin-brown hair Mediterranean phenotype. Seen brown-haired women give birth to red-haired children. It happens.

Ben de 5 tane yeşil gözlü sarışın çocuk doğuran bir kadın tanıyorum ama o, o fenotipe sahipti. Kocası çirkindi (özür dileyerek), beyaz-siyah karışık bir tene sahipti. Neyse ki çocukları onun gibi değildi. Benim kişisel görüşüm, büyük aşiretlere sızıldı ve melez (siyah-beyaz) Araplarla karışanlar aşırı esmer görünüyorlar. Küçük köylerden gelen Kürtler, ıssız bölgeler daha saf Aryan görünümlü. Ailem Türklerle kan olarak karışmamış ama yüzlerce yıl birlikte yaşarken dillerini ve kültürlerini kabul etmişler. Bizde kızıllar, sarışınlar ve yaygın olan beyaz tenli-kahverengi saçlı Akdeniz fenotipi var. Kahverengi saçlı kadınların kızıl saçlı çocukları doğurduğunu sık görüyorum bu sebeple, ama sık oluyor demek için çok küçük bir veri.

-------------

If she were, she'd know. She is not. When we dedicate with our blood, a bond is created. Maybe you feel close to her because of this bond like a bloodline-related person. But she is from the USA and her identity was exposed with malicious intent in the past. I've read about how she was attacked by people like ''Look she is a Nazi but she has brown eyes and brown hair, etc.'' Her family, children, ethnicity, everything was attacked so I feel uncomfortable talking about this

Olsaydı bilirdi. Değil. Kanımızla adandığımızda bir bağ oluşuyor. Belki de bu bağ yüzünden kan bağı gibi yakın hissediyorsunuzdur. Ama o ABD'li ve kimliği geçmişte kötü niyetle ifşalandı. "Nazi'ye bak, kahverengi gözleri ve kahverengi saçları var" gibi insanlar tarafından nasıl saldırıya uğradığını okudum. Ailesi, çocukları, etnik kökeni, her şey, saldırıya uğradı, bu yüzden bunun hakkında konuşmaktan rahatsız oluyorum.

-------------------------

Belki bu arkadaş yardım edebilir? İngilizce kısmında bir sorun yaşarsanız ben de ederim ama hiç Kürtçe bilmiyorum.

Son olarak demek istediğim bir şey var.Yezidilerin yaşadığı kardaşyan kadının senede bir ağlayan sosyal medya paylaşımında bize soykırım yaptılar diyip yarım saat sonra dudağını poposunu paylaşmaya devam etmesi gibi bir şey değil. Güneşe sırtı dönük gömülen Yezidi mezarlarını bölgenin müslümanları açıp kıbleyeye çevirirmiş. Neden izi yok, neden tarihini bulamıyoruz diye düşünecek olursanız mezarları bile rahat bırakmadıklarını hatırlayın.

Finally, there is something I want to say. What Yezidis went through is nothing like Kardashian crying about genocide on an instagram post every year then keep sharing her lips and butt the following day. The Muslims of the region opened the Yazidi tombs, who were buried against the sun, and turned them to face the qibla as muslims should. If you think about why there is no trace of them, why we can't find their history, remember that they didn't even leave the graves alone.

I wanted to get my hands on a book about a Yezidi Saintess, Bege lived in Türkiye but I couldn't get it so I have to answer you without knowing what it is about. Also by Yaşar Kemal, Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana has parts about Yezidis of Turkey I believe, another book I want to read. Maybe you will get them before me and share what it is about.

Türk vatandaşı bir Kürt olan Yezidi Azize Bege hakkındaki efsaneleri derleyen bir antropoloğun kitabı var ama okuyamadım daha, o yüzden ne anlattığını bilmeden size cevap vermek zorundayım. Ayrıca Yaşar Kemal, Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana'nın Türkiye'nin Ezidileri ile ilgili bölümleri var sanırım, okumak istediğim başka bir kitap. Belki onları benden önce okursunuz ve ne hakkında olduğunu paylaşırsınız.

Anlatılan şeyler muhtemelen anadolunun batıl inançlı insanlarının ürettiği söylentilerden çok uzak olmasa gerek ama yine de Yezidilere ne olduğunu anlamak açısından içindeki somut bilgilerin yararlı olduğunu düşünüyorum. Tarihin bir döneminde Türkiye'nin doğusunun en baskın dinlerinden biriyken şimdi soyları tükenmiş bile denebilir. Ne oldu?

_________

Bright Truth'un ilk post'u onaylamaması sağ olsun kitabın birini okudum :D daha sonra ayrı bir başlık açacak kadar materyal varmış ama şimdi paylaşmak istediğim birkaç yer var:


Bu çalışmanın temel amaçlarından ilki, halk arasında ‘Begê’ olarak anılan , 1894-1958 tarihleri arasında Urfa ili Suruç ilçesi Mishacerk köyü ile Viranşehir ilçesi Oğlakçı köyünde yaşamış olan Dına aşiretinden Begê Samur adlı Ezidi Kürt bir kadının, başta kendi aşireti ve diğer yarı Ezidi- yarı Müslüman ve Sünni Müslüman aşiretler tarafından efsaneleştirilmesini, toplumsal hafızanın politikaları üzerinden ve sosyolojik olarak yeniden ele almaktır.

Anlatan: Ömer Kutlucan Yer: Mishacerk Köyü Yaş: 28 Erkek
Tarih: 2008
‘Begê, Yezidi bir kadındır. Hiç evlenmedi. Begê abisinin çocuklarının geçimini sağlamak için dilencilik yapar, çocuklara sahiplik edermiş. Abisi sağ ama mağdur durumdaymış. Begê genellikle belli başlı ailelerden dilenir, utancından akşam karanlığında köye dönermiş. Begê yalma yapar, harman devşirirmiş. Begê’nin kendine özel bir odası varmış. Hiç kimseyi kolay kolay odaya almazmış. Yaşlı bir kadının söylediğine göre odada nakışlı palaslar * varmış. O palaslardaki nakışları kendisi dokumuş. Kimsenin o nakışlardan örnek almasını istemiyormuş, nedeni bilinmiyor. Ama bu nakışlara çok çok önem verirmiş. Begê’yi Müslümanlar gördüğü zaman alay eder, etrafına yuvarlak çizgi çizer, Begê de nedense o çizginin içinden hiç ama hiç çıkmazmış. Saatlerce ağlar durur, birisinin o çizgiyi eliyle ya da ayağıyla bozduğu zaman çıkarmış. Köyde Yezidi olanlar psikolojik baskılara dayanamayıp yavaş yavaş Müslüman olurlar. Örneğin Yezidiler hububatlarını ya da yaz döneminde üzümlerini şehirdeki hala götürdüklerinde kimse almaya yanaşmazmış, alanlar da yarı fiyatına o malları ellerinden alırlarmış. Bu durum onların zarar etmesine yol açar, onları zor durumda bırakırmış. Sonra yavaş yavaş Müslüman olurlar. Mesala Müslümanlara kendilerini kabul ettirebilmek için çocuklarının isimlerine Müslüman isimlerini koyar, toplumda yer edinebilmek için.
Begê önceleri giyimine önem verirmiş. Özellikle siyah şal severmiş. Giyimine biraz önem veren bir Kürt kadın görüldüğünde kendisine ‘Begê gibi olmuşsun’ denirmiş. Begê özellikle yatın** dört köşesine pirozan*** takarmış. Çok tertipli
birisiymiş. Begê birine kızdığı zaman Alemi Reş’e (köyümüzün kuzey-doğusunda bulunan bir tepedir) dönerek ve o ismi**** söyleyerek beddua edermiş. Rivayetlere göre Akmi Reş ziyaretmiş. Ayakta kalıntı yok. Ama dört sene önce orda yer altında beyaz taşlar bulundu. Üzerinde yazı ve bir taşın üstünde her bir köşesine pirozana benzer nakışlar vardı. Eserleri kendim gördüm. Taşlardaki pirozanlarla Begê’nin yorganına süs olarak taktıkları arasında çok benzerlikler var. Bu pirozonlar artık bir sembol mü yoksa kutsal şekiller mi? Tam olarak bilinmiyor. Yezidiler yavaş yavaş Müslüman olurlar, Begê bu duruma tahammül edemezmiş, sıkıntı çekermiş. Sonrada evine, giyimine ve şahsiyetine artık önem vermez olmuş. Niye bu duruma düştüğünü sorduklarında Begê, ‘artık benim için hayatın bir önemi yok’ dermiş, kendini kaybeder duruma düşermiş. Bir gün dilenmekten dönerken köyün girişinde topladığı 15 lirayı kaybeder. Orta yaşlıdır. Köydeki Yezidilerin büyük kısmı Müslümanlaşınca, Begê dayanamıyor ve buradan Viranşehir’e gitmeye karar verir. Ama gidecek parası yok, götürecek kimse yok. Aligör (Onbir Nisan) köyünde Düna aşiret reisi Salih Beye gider ve yalvarır. Salih Bey bir miktar para verir, tanıdık bir dostuyla onu Viranşehir’e gönderir. Mezarı orda, Viranşehir Oğlakçı köyünde. Orda nasıl yaşamış, nasıl ölmüş araştırmak lazım. ‘
* Çul, bir tür kilim.
** Yorgan.
*** Nakış, nakış sembollerinin tümü, takı, süs ya da altın büyüklüğünde mavi boncuk.
****Azaziel ya da Şeyho Şems

Şems Güneş demek. Şeyh ise mir, pir, emir, han, hakan, lord tarzı Arapça kökenli bir kelime. Bege kendisini üzenleri Tanrımız Azazil'e şikayet ediyormuş.

(başka bir anlatıcıya geçti)
Hansi Binici ayrıca, ‘‘Eski Muhtar olan kardeşim Kuran okumaya başladığı zaman Begê, eğer bizim evdeyse ‘lanet olsun der’ çeker giderdi. Suruç’un ilerisinde iki köy var, bunlardan birisinin adı Begê, diğerinin adı namet (nimet). Eski dönemlerde aşiret resileri devlet yanlısıydı. O zamanlar aşiret reisi ‘yaşar bana bir koyun gönder’ dediği zaman göndermek zorundaydın. Göndermezsen seni vurur. Bütün aşiret reisleri Müslüman’dı. Şimdi herkes Müslüman oldu. Nerde müslümanlık. Herkes müslümanım diyor ama her türlü kötülüğü yapıyor, faiz de yiyor, hiyanette yapıyor. Ezidilikte bunlar yoktu.’ Burada araya girmek zorunda hissediyorum kendimi. Hansi Hanım keşke hep Ezidi kalsaydık demek istiyor. Köylerinin Ezidi olduğu dönemde daha mutlu olduğunu ifade etmeye çalışıyor. İslamlaşmayı gönüllü yaşamadıkları ortada. Sözü tekrar Hansi Hanıma bırakıyorum. ‘Ha Ha Ho Ho Gelin Beni Kurtarın.’ ‘Begê çember içinde kaldığında böyle bağırıdı.’

Bu çember olayı ilginç. Bana tanrıların mühürlerinin bir hakaret olarak çember içine alınmasını hatırlattı. Bir tür spiritüel öğretinin bozulması olabilir. Kadına işkence etmek için etrafına çember çizerlermiş, o da biri gelip dışardan açana kadar çıkmazmış saatlerce. Çıkmak dinine tersmiş.

Tarih: 18.09.2009
Yer: Suruc-Karaköy
Konuşan kişi: Salih Yağmurlu
Yaş:81
Doğum yeri:Ömerik (At yolu mezrası) 1. Görüşme
‘16-17 yaşlarındaydım. Begê 60 yıl önce buraya gelirdi. Buradaki akrabalarını görmek isterdi. Begê öldüğünde Celal Bayar cumhurbaşkanı, Mendereste Başbakandı. 55 yaşından sonra oğlakçıya yerleşmeye gitti. Boyu 1.67 idi. Zayıf değil şişman değildi. Eskiden şişman insan yoktu zaten. Çünkü kadın erkek herkes çok çalışırdı tarlalarda. Siyah gözlü, siyah saçlıydı. Beyaz tenliydi. Çok güzeldi. Sabah 10 gibi köyde olurdu. Yezidilerin erkekleri çok yakışıklı, kadınları çok güzeldi. Ruslardan bile yakışıklı ve güzellerdi. Müslümanlıkla beraber melezleşme başladı, Yezidilerin saf ırkı bozulmaya başladı. Yezidi olmayan diğer aşiretlerle evlilik arttı. Begê saf yezidi ırkından geliyordu. Çok güzeldi. Begê’nin köyünden Suriye’ye gidip oraya yerleşenler oldu. Ben bunları anlatıyorum diye jandarmalar buraya gelir mi? Eyvah jandarmalar beni alacak.’

(başka biri)
‘Begê deli değildi. Toplum ona deli muamelesi yaptı. Deli Ezidi dinini bilir mi? Deli Viranşehir’i bilir mi? Begê uzun boyluydu. Sarışın değildi esmer değildi. Kumri idi. -Kumral demek istiyor- Baba yiğitti.’

Farklı kişiler ela, mavi, kahve gözlü olduğunu söylüyor ancak hepsi çok güzel olduğunu, çok kişinin evlenmek istediğini ama hepsini ''siz müslüman oldunuz'' diyerek reddettiğini söylüyor.
 

Alıntılamayı unutmuşum. Bir önceki postun son kısmı. Ben İngilizce kısmında yardım edebilirim. Kürtçe konuşamıyorum.

Müslümanlaşan Kürtlerin Ezidiliğe geri dönmesini çok istiyorum. Daha önce bahsettiğim kitaptan -katılmadığım yerlerin yanında- oldukça katıldığım bir alıntı:

Ezidi kimliğinden koparılan bu insanlar yeni kimlik bulma çabasına girerler. Doğa boşluğu sevmez. Bu boşluğu iyi saptayan Marksist Kürt solu ve Kürt Hizbullahı burada hızla örgütlenme çabalarına girerler. Her iki marjinal yapı da yoğun bir ajitasyona girişir. Yani Suruç’taki Marksist kimlik de Hizbullah kimliği de ithaldir. Halkın gerçek kimliği olan Ezidi kimliği neredeyse yok edilmiştir (sadece Suruç değil bütün TC Kürtleri için geçerli bence). Ana damar olan Ezidi kimliği gizli olarak yaşatılmaya çalışılmaktadır. Ezidiliğin bıraktığı toplumsal alana hızla sızan Marksist sol ve Hizbullah benliğini yitiren Ezidi Kürtlerin kimlik sorununu 2 karşıt kutupta çözmeye çalışmışlardır. Ezidilerin devlete olan kızgınlığı da bu iki illegal yapılanmanın, Dına aşireti içindeki Ezidilerin benliklerinde yeşermesine olanak yaratmıştır. Dına aşireti Ezidileri devlete olan kızgınlıklarını (son Osmanlı'nın Panislamizm ile Ezidiliği bitirmeye çalışmasından, bu çabanın Atatürk ve İnönü döneminde duraklamasından ama sonra İslamcı hükümetlerle tekrar başlamasından bahsediyor.) Marksist Kürt yapılanmalarına ve Hizbullaha yaklaşarak tatmin etme duygusuna girmişlerdir.


Hi again. Our Satanist brother/sister here wanted to make translations for kurmanji subforum and got permission but nobody helped so they had to give up. Do you think you could help?
 
Esenlikler herkese,
Bu konuyla ilgili burda yazılanlarla kısmi alakalı olarak bende bir soru sormak istiyorum.Sorum evlilik ve üremeyle ilgili olacak.
Kürt/Türk meleziyim. Kendimi Türk hissediyorum normal hayatımda aldığım aksiyonlar, yaşadığım kültür de Anadolu Türk kültürü. Burda genotip ve ataların yaşadığı yerler önemli yazmıştı Birght Bey.
Bunu özellikle yazmamın nedeni annem babam yıllar önce anlaşamadı ve boşandı ve melez olmanın sonuçlarını hep hissettim. Hangi ırktan olduğumu nasıl anlayabilirim? Tip olarak Türkiye'nin yedi bölgesine de çekilebilirim.
Cevap verenlere şimdiden teşekkür ederim.
 
Esenlikler herkese,
Bu konuyla ilgili burda yazılanlarla kısmi alakalı olarak bende bir soru sormak istiyorum.Sorum evlilik ve üremeyle ilgili olacak.
Kürt/Türk meleziyim. Kendimi Türk hissediyorum normal hayatımda aldığım aksiyonlar, yaşadığım kültür de Anadolu Türk kültürü. Burda genotip ve ataların yaşadığı yerler önemli yazmıştı Birght Bey.
Bunu özellikle yazmamın nedeni annem babam yıllar önce anlaşamadı ve boşandı ve melez olmanın sonuçlarını hep hissettim. Hangi ırktan olduğumu nasıl anlayabilirim? Tip olarak Türkiye'nin yedi bölgesine de çekilebilirim.
Cevap verenlere şimdiden teşekkür ederim.
Aklınızda özel biri yoksa evlilik/üremeyle ilgili çok kafa yormaya gerek yok. Çocuk yapmak istediğiniz birini bulduğunuzda karmanızın karışmasının zararlı olup olmayacağını koruyucu demonunuza sormayı deneyebilirsiniz. Şu an biri yoksa dereyi görmeden paçaları sıvamananın bir manası yok.

Türk ve Kürt kullandığınız anlamda ırk değil. Millet belki? Etnisite en doğrusu. Kürt ırkındanım ya da Türk ırkındanım diyemezsiniz zaten çünkü lafın gelişi yanlış kullansak da ırk dediğimiz gruplandırma daha büyük gruplar için aslında, Siyahi gibi. Siz ırk karıştırma melezi değilsiniz. Zaten tanımladığınız gibi Anadolu mirasını benimsemiş bir ebeveyni Kürt kökenli bir Türkiye Türküsünüz. Kimlik karmaşası yaşamanıza gerek yok. Ne olduğunuzu biliyorsunuz.

Türk kimliğinizi sahiplenmenize bir engel yok zaten ulus devleti olmanın bir değeri bu. Anne ya da baba tarafından gelen Kürt kısmınızı da çünkü sonucunda sizi oluşturana kadar evriminize katkıda bulunan her büyükanne/baba size bir miras bıraktı. Kimi stres altında hayatta kalmayı miras bıraktı kimi spiritüel güç, kimi sağlığını bedenini kuvvetlendirerek boy pos. Kimisi zarar verdi, içki/uyuşturucu bağımlılığına meyilli genler bıraktı. Her jenerasyon bir şeyler kattı sizi oluşturan genetik mirasa. Onların bıraktığı şeyleri geliştirmek için miraslarını kabul etmemiz gerek, iyi veya kötü.

Ebeveynlerim, büyükanne, büyükbaba ve daha uzak atalarım tarafından tamamlanmamış,cevaplanmamış halde bırakılan şeylerin ve soruların etkisi altında olduğuma kuvvetle inanıyorum. Sıklıkla, bir ailede ebeveynlerden çocuklara geçen kişisel olmayan bir karma var gibi görünür. Buna her zaman, önceki nesillerin yarım bıraktığı,tamamlamam veya belki de devam ettirmem gereken şeyler var gibi gelmiştir. Carl Jung Anılar, düşler, düşünceler
 
Aklınızda özel biri yoksa evlilik/üremeyle ilgili çok kafa yormaya gerek yok. Çocuk yapmak istediğiniz birini bulduğunuzda karmanızın karışmasının zararlı olup olmayacağını koruyucu demonunuza sormayı deneyebilirsiniz. Şu an biri yoksa dereyi görmeden paçaları sıvamananın bir manası yok.

Türk ve Kürt kullandığınız anlamda ırk değil. Millet belki? Etnisite en doğrusu. Kürt ırkındanım ya da Türk ırkındanım diyemezsiniz zaten çünkü lafın gelişi yanlış kullansak da ırk dediğimiz gruplandırma daha büyük gruplar için aslında, Siyahi gibi. Siz ırk karıştırma melezi değilsiniz. Zaten tanımladığınız gibi Anadolu mirasını benimsemiş bir ebeveyni Kürt kökenli bir Türkiye Türküsünüz. Kimlik karmaşası yaşamanıza gerek yok. Ne olduğunuzu biliyorsunuz.

Türk kimliğinizi sahiplenmenize bir engel yok zaten ulus devleti olmanın bir değeri bu. Anne ya da baba tarafından gelen Kürt kısmınızı da çünkü sonucunda sizi oluşturana kadar evriminize katkıda bulunan her büyükanne/baba size bir miras bıraktı. Kimi stres altında hayatta kalmayı miras bıraktı kimi spiritüel güç, kimi sağlığını bedenini kuvvetlendirerek boy pos. Kimisi zarar verdi, içki/uyuşturucu bağımlılığına meyilli genler bıraktı. Her jenerasyon bir şeyler kattı sizi oluşturan genetik mirasa. Onların bıraktığı şeyleri geliştirmek için miraslarını kabul etmemiz gerek, iyi veya kötü.

Ebeveynlerim, büyükanne, büyükbaba ve daha uzak atalarım tarafından tamamlanmamış,cevaplanmamış halde bırakılan şeylerin ve soruların etkisi altında olduğuma kuvvetle inanıyorum. Sıklıkla, bir ailede ebeveynlerden çocuklara geçen kişisel olmayan bir karma var gibi görünür. Buna her zaman, önceki nesillerin yarım bıraktığı,tamamlamam veya belki de devam ettirmem gereken şeyler var gibi gelmiştir. Carl Jung Anılar, düşler, düşünceler
Cevabınız için çok teşekkür ediyorum.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top