lucifer.666seth said:
Atatürk olmasaydı türkiye yine seküler bir ülke olabilir miydi? Atatürk bir diktatör müydü?
Türkiye seküler değil laik bir ülke. Halk ağzında birbiri yerine kullanılsa da ölümcül derecede farklılar. Farklı siyasi geleneklerden geliyorlar. Türkçe'ye Fransızca'dan geçmiş. Laiklik devlet içinde dinle aktif olarak savaşır. Fransa'da okullarda haç kolyesini, tesettürü yasaklayabilmelerinin nedeni bu. TC kurulurken de bu hedefleniyordu, cahil halkı şeyhin tarikatın beyin yıkamasına bırakmamak. ABD sekülerdir, orada ayrı tutuluyor ama özellikle savaşılmıyor. Türkiye'de kanunlar uygulansaydı cemaatler, tarikatlar, fetö, ismailağa, bilmem neler var olamazdı. JoS da aynı şekilde siyasi bir oluşum olarak din temelli olduğu için Türkiye'de var olamaz, kanunlara uyulan bir Türkiye'de en azından. Kendi içinde yaşayabilirsin. Din ve vicdan hürriyetin var, yine kanunlara uyulan bir Türkiye'de. Yakılmak veya taşlanmak istemiyorsanız çok belli etmeyin siz yine de. Afganistan'da devlet(!) sizin din özgürlüğünüzü korumaz. Türkiye'de korumakla yükümlü. Bunu yerine getirip getirmiyor olması başka bir konu. Ama İslamcıların 28 yıl olacak yönetimine rağmen hala resmen şeriat getirememelerinin sebebi Atatürk ve ülkenin kuruluşundaki zihin yapısı, kuruluş değerleri.
Kelime kökenlerine girmişken diktatöre de bakalım. Dikte etmekle aynı muhtemelen. 1-2 yüzyıl öncesine kadar şu anki olumsuz anlamında kullanılmıyordu. Atatürk insanlara bir şeyler dikte etti mi? Atatürk otoriter miydi? Atatürk bireysel hak ve özgürlüklere önem verir miydi? Atatürk insanlara özgürlükler ve mülkiyet hakkı, eğitim hakkı, din ve vicdan özgürlüğü için haklar verdi mi? Atatürk gerekli gördüğünde verilmiş emirlere uymayacak, silah bırakmayacak, isyan edecek bir asi miydi? Hepsi evet. Bir iki kelimeyle açıklanabilecek şeyler değil.
İlk sorunun cevabı hayır. TC Atatürk olmadan kurulsaydı laik olmazdı. Çevresinde başka kimse kendileri ilerici görüşler benimsemiş olsalar bile halkın buna uygun olduğunu düşünmüyordu. İkinci soruysa, Mustafa Kemal asi olması gerektiğinde asi, diktatör olması gerektiğinde diktatör, demokratik olması gerektiğinde demokratik, özgürlükçü olması gerektiğinde özgürlükçü/liberal olması gerektiğinde liberal, devrimci olması gerektiğinde devrimci, geleneksel olması gerektiğinde öyleydi. Bir insanın otoriter olduğu durumlar olması onun tüm kişiliğini ve hayatını ''tu, pis, diktatör'' yapmaz ki Atatürk bireysel özgürlükleri oldukça el üstünde tutuyor.
Otoriteye meşruiyet kazandırmanın üç yolu var sosyolog Max Weber tanımında. Biri geleneksel otorite, kral ve papa gibi. İkincisi legal/rasyonel otorite, seçilmiş ve atanmış kişiler. Sonuncusu karizmatik otorite. Bu kişinin başarılarına ve karakterine dayanır. Atatürk otoritesinin çoğunu savaşarak kazandı. İnsanlar gönüllü olarak peşine takıldılar. Meşru bir otoritesi var.
