Wings of Icarus
New member
- Joined
- Apr 6, 2023
- Messages
- 14
Esenlikler,
Buradaki ilk gönderim bu yüzden yazarken biraz gerginim, heyecanlıyım da diyebiliriz. Bir yerde hata yaparsam şimdiden özür dilerim.
Bugün aklıma aniden gelen kendimce güzel bir fikri (ya da fırsat da olabilir) paylaşmak istedim. Belki sizin de bir düşünceniz olur, paylaşmak istersiniz, bu sebeple de yazayım dedim çünkü yapacağım şey komfor alanımın dışında, bu gönderiyi yazmak da dahil Genelde kendime sanal ortamlarda pek güvenmem, sanal ortamın kendisine de güvenmem ve farketmeden bir hata yapıp güvenliğimi tehlikeye atarım diye paranoya yaptığımdan hep gözlemleyici, anonim bir pozisyonda kalmayı tercih ederim. Ama şu son birkaç aydır kendimi komfor alanımın dışına zorluyorum. Depresyonumun ciddiyetini farkedip küçük adımlarla, emeklemelerle bile ilerlemem gerektiğini anladığımdan beri diyebiliriz. Bu süreçte buraya yazmayı, kendimi göstermeyi düşündüm ama anksiyetem ve çekingenliğim hep öne geçti. Hayatımda hep olduğu gibi görünmez bir gözlemci olup varlığımı kimse bilmeden de katkı sağlayabilirim diye düşündüm. RTR'lara katılıp ritüeller yaparak vs. Bu durumdan son zamanlarda içten içe rahatsız olduğumu bilsem (tek JoS topluluğunda değil hem de , hayatımın neredeyse her anında) hissetsem de devam ettim. İkiyüzlü bir davranış tabii benimki. Depresyondan çıkıp kendimi geliştircem diye adımlar atıp hala kendimi bir şekilde geri plana atmaya devam etmem. Var olmaktan rahatsız olmam, olunmaması gerektiği hakkında başkalarına vaazlar verip hayatlarını güzelleştirip yine kendimi silikleştirmeye devam etmem... Sadece RTR yaparak değerimi arttırdığımı sanarak ama bilinçsizce kendimi ihmal ederek bu yanlışı dürdürmem... Yanlış anlamayın RTR'lar bize katkı sağlamıyor demiyorum. Tabii katkı sağlıyor, büyük bir şekilde, herkese, tüm Dünya'ya. Ama tanrılığa ya da bu hayatta oluşabileceğimiz en iyi halimize sadece RTR'larla ulaşamayız. Meditasyonlar, kişisel ritüel, kendini geliştirmek için atılan adımlar ve spiritüel çalışmalarla oluyor bunlar. Ben bunlarda düzensizdim. Bunları bildiğim halde yapamadım. Ayda birkaç gün saçma bir kendimi değersiz görme ve en azından RTR yaparak bir işe yarama düşüncesi ve bunun gibileri aklımdan geçiyordu. Bunları düşünmemeliydim ama psikolojik olarak en iyi halimde olmadığımı, kendime çok yüklenmemem gerektiğini, bunların da geçeceğini hatırlatmam; hem kendi terapistim hem de acımasız eleştirmenim olmam gerekiyordu. Düşününce bile beni yoruyor En azından 3 ay önceki halimden daha iyiyim. Ya da bir hafta önceki. Kendime bunu hep hatırlatmam gerekiyor. İlerlemem için bir sebep oldu katettiğim yollar. Milim milim olsa bile. O milimlerin değerini çok zor ve uzun süre sonra öğrensem bile değeri büyük. Büyük ihtimalle değerlerini 3 yıl önce anlayamazdım. Şimdi emeklediğim anları kutluyorum. Düşüşlerimi güzel ve anlamlı buluyorum. Depresif ve umutsuz anlarımı bile geçtiğim bu yolda güzel bir süs olarak görüyorum. O anlardan çıktıktan sonra bana katıcakları güç ve dayanıklılık için hoş bir gösterge oluyorlar.
Neyse fazla uzattım, konudan saptım gibi oldu ama olsun. Burada sorun edileceğini zannetmiyorum. Gördüğüm en güzel ve anlayışlı insan topluluklarından biri burası çünkü
Aklıma gelen fikre gelirsek eğer, şöyle oldu:
Kendimi Tanrılara biraz daha açmak ve yardım almanın sıkıntı olmadığına kendimi alıştırmaya çalışıyordum. Bir SS'im ve çevremde olan insanlardan büyük bir artı bu. Bu artının değerini ancak iyi kullanabilirsem yararını görebilirdim ama ben bunu iyi yapamıyordum. Şu aralar işte komfor alanımdan çıkıp en azından Şeytan Baba'nın ve yanımda olan Tanrıların yanına yakışacak bir SS olmak istedim. Kişilik olarak normalin üstünde olduğumu ve farkımı göstermem gerektiğinin, daha fazla erteleyip kendimi sabote ederek bir yere varamayacağımı farkettim. SS olmadan önce bile normalin üstündeydim. Sağlıklı bir kafadayken kendi karakterimi incelerken hep farkediyorum bunu. Onun dışında kendimi zayıf ve başarısız, delüzyonla dolu biri gibi gördüğüm oluyor tabii. ''Kendini ne sanıyosun, hala zayıfsın ve özgür değilsin.'' gibisinden içsel monologlar ama daha acımasız ve eleştiride sınır tanımıyanları Yardı istediğim konuya gelirsek eğer:
Zorlandığım ve ucu ucuna da olsa atlatmam gereken bir sorun vardı ve bu yüzden ilk kez bir tanrıdan yardım istedim. Adak olarak hem kendimi geliştirip hem de tanrıyı onurlandırıcak bir kaç şey düşündüm. Adaklarımdan birİ için bir kitap almam gerekiyordu. Fazla ertelememek için çok düşünmeden yakınımdaki bir kırtasiyeye gidip kitabı aradım ama yoktu. Yayınevleri hakkında fazla bilgim yoktu bu yüzen kırtasiyeciye güvenip kitabı sipariş ettim. O günlerde biraz telaşlıydım ve kafam baya doluydu bu yüzden pek dikkat etmedim. Merkür retrosudan da olabilir tabii iletişim hatası. Ne kadar ters gidebilir ki? , dedim. Sonuç: Gitti İçten içe hissediyordum önceden ama üstüne düşünmek istemedim. Kitabı aldıktan sonra da başladı benim monologlar. Ama en azından hatalı da olsa adım attım, hatamdan anlar bir daha yapmam, bu hatayı nasıl yarara çeviririm, pozitif yanları ne falan diye kendime telkinlerde bulunuyordum. Realist olmak bir yana, hayatta şikayet edicek, üzülücek ve dert edinecek en ufak aramanda ve düşünmende ortaya çıkıcak çok şey var. Yapmak gereken en yararlı olanı bulmak ve pozitif yanı görmek, alabildiğin ne varsa almak değil mi? İşte yapmaya çalıştığım oydu. Çeviri pek güzel değildi, basım şekli de. Ben de dedim ki üstüne içim biraz daha rahat kitabın içine notlar alıp güzel yerlerin altını çizebilirim, yanımda yoldayken daha rahat taşırım, dedim. Hem dersimi de aldım, kitabı aldıktan hemen sonra güvenilir ve önerilen yayınevlerini araştırdım Sonuç olarak, 50 liram gitti ama neyse bir şey olmaz dedim. Uzun yolda yararı olucak iyi bir ders oldu. Daha sonra da beklemediğim bir anda anneannem bana 50 lira verdi. Şöyle oldu: Eve ziyarete geleceğini bilmiyordum, onu evde bulduğuma şaşırmıştım. En son hastaydı da, niye geldi o kadar yolu diye kötü hissettim ama eski toprak işte. Bana dinçlikte bin basar kadın Parayı almayıp itiraz edicektim, zaten doğum günüm için ihtiyacım olan bir şey alıcaktı ama sonra elime tutuşturdu. Klasik. Sonra kaybettiğim o 50 lira aklıma geldi. Bir kaç saat sonra da alacağım kitabın daha iyi yayından ve daha ucuza almak için bir fırsat çıktı karşıma. Cidden uygun bir zamandı ve aklıma bir fikir geldi. Ben bu ilk aldığım kitabı niye insanların bol olduğu rastgele bir yere bırakmıyorum? Güzel bir kitap, okuyan kendine iyi bir şeyler katar. Ne güzel topluma katkı. Sonra da geri verilmek istenirse diye içine bir tane not yazıp koysam mı dedim. Kitap sizde kalabilir diye. Daha sonra ek olarak kitabı okuduktan sonra siz de bir yere rastgele bırakın ve başkalarının da okumasını sağlayın diye bir rica mı yazsam dedim. Tabii fikirler kafamda o ara milyonla akıyor. Son olarak aydınlanma gibi bir şey oldu. Anonim kalmak ve bir şeyler paylaşıp insanlara katkıda bulunmada iyi bir yol bu kitap bırakma. Ben anonim olarak en iyi ne yayabilirim? JoS'tan insanları haberdar edebilirim. Kabul etsinler etmesinler en azından öğrenirler varlığını. Hem kabul etmedilerse bile kitabı okuyup kendilerine yine bir nevi katkı olur. Eğer plan çok iyi giderse okuyan kişi kitapla yazdığım notu, benim notta rica ettiğim gibi rastgele bir yere bırakıp döngüyü devam ettirir. Sonra bir fikir daha aklıma geldi. Herkes JoS'u hoş bulmayabilir. Pislam ülkesiyiz sonuçta (maalesef). Bari bir y*hudi yalanı öğrensinler. Uyansınlar biraz. Yalanlarından, saçmalıklarından en büyüğü Holocaust zırvasını seçtim tabii. Benim çocukken bile saçma bulduğum olay. Neyse. Holacaust Exposed sayfasının ya da Türkçe bir şekilde o yalanı açıklayan bir sayfayı ya da linkini ilk, sonra JoS'u ikinci olarak notta belirteyim dedim. Notta objektif ve yargılamadan o siteleri incelemeleri için vurgu yapmayı, ondan sonra da seçim ve kararlarının kendilerine bağlı olduğunu; benim şimdiden yapıcakları seçimlere ve düşüncelerine saygı duyduğumu ama onların da benim bu bilgiyi yaymada aracı olma isteğime saygı duymalarını, bu kitabı notla birlikte bırakma döngüsünü devam ettirmelerini rica edicektim. Yani planım böyle. Bunu müsait bir zamanda da gerçekleştirmeyi düşünüyorum ve sizlerle de paylaşmak istedim. Hata ettiğimi düşünerek elime geçen kitabın bir anda büyük bir yarar haline çevirme fikrinin ortaya çıkması beni çok şaşırttı hem de mutlu etti. Zamanın bu kadar tutması da cabası. Belki de Şeytan Baba ya da bir Tanrı benim elimde patlayan 50 lirayı havai fişeğe çevirmemi, büyük ve güzel bir fırsata dönüşmesini sağladı, bilemiyorum. Neyyse, daha fazla uzatmadan bitireyim artık
Planım hakkında eklemek istediğiniz bir şey varsa ya da paylaşmak istediğiniz bir düşünceniz varsa seve seve beklerim ve okurum.
Bu uzun yazıyı okuyup değerli zamanınızı bana harcadığınız için çok teşekkür ederim. Hepinize iyi akşamlar
Buradaki ilk gönderim bu yüzden yazarken biraz gerginim, heyecanlıyım da diyebiliriz. Bir yerde hata yaparsam şimdiden özür dilerim.
Bugün aklıma aniden gelen kendimce güzel bir fikri (ya da fırsat da olabilir) paylaşmak istedim. Belki sizin de bir düşünceniz olur, paylaşmak istersiniz, bu sebeple de yazayım dedim çünkü yapacağım şey komfor alanımın dışında, bu gönderiyi yazmak da dahil Genelde kendime sanal ortamlarda pek güvenmem, sanal ortamın kendisine de güvenmem ve farketmeden bir hata yapıp güvenliğimi tehlikeye atarım diye paranoya yaptığımdan hep gözlemleyici, anonim bir pozisyonda kalmayı tercih ederim. Ama şu son birkaç aydır kendimi komfor alanımın dışına zorluyorum. Depresyonumun ciddiyetini farkedip küçük adımlarla, emeklemelerle bile ilerlemem gerektiğini anladığımdan beri diyebiliriz. Bu süreçte buraya yazmayı, kendimi göstermeyi düşündüm ama anksiyetem ve çekingenliğim hep öne geçti. Hayatımda hep olduğu gibi görünmez bir gözlemci olup varlığımı kimse bilmeden de katkı sağlayabilirim diye düşündüm. RTR'lara katılıp ritüeller yaparak vs. Bu durumdan son zamanlarda içten içe rahatsız olduğumu bilsem (tek JoS topluluğunda değil hem de , hayatımın neredeyse her anında) hissetsem de devam ettim. İkiyüzlü bir davranış tabii benimki. Depresyondan çıkıp kendimi geliştircem diye adımlar atıp hala kendimi bir şekilde geri plana atmaya devam etmem. Var olmaktan rahatsız olmam, olunmaması gerektiği hakkında başkalarına vaazlar verip hayatlarını güzelleştirip yine kendimi silikleştirmeye devam etmem... Sadece RTR yaparak değerimi arttırdığımı sanarak ama bilinçsizce kendimi ihmal ederek bu yanlışı dürdürmem... Yanlış anlamayın RTR'lar bize katkı sağlamıyor demiyorum. Tabii katkı sağlıyor, büyük bir şekilde, herkese, tüm Dünya'ya. Ama tanrılığa ya da bu hayatta oluşabileceğimiz en iyi halimize sadece RTR'larla ulaşamayız. Meditasyonlar, kişisel ritüel, kendini geliştirmek için atılan adımlar ve spiritüel çalışmalarla oluyor bunlar. Ben bunlarda düzensizdim. Bunları bildiğim halde yapamadım. Ayda birkaç gün saçma bir kendimi değersiz görme ve en azından RTR yaparak bir işe yarama düşüncesi ve bunun gibileri aklımdan geçiyordu. Bunları düşünmemeliydim ama psikolojik olarak en iyi halimde olmadığımı, kendime çok yüklenmemem gerektiğini, bunların da geçeceğini hatırlatmam; hem kendi terapistim hem de acımasız eleştirmenim olmam gerekiyordu. Düşününce bile beni yoruyor En azından 3 ay önceki halimden daha iyiyim. Ya da bir hafta önceki. Kendime bunu hep hatırlatmam gerekiyor. İlerlemem için bir sebep oldu katettiğim yollar. Milim milim olsa bile. O milimlerin değerini çok zor ve uzun süre sonra öğrensem bile değeri büyük. Büyük ihtimalle değerlerini 3 yıl önce anlayamazdım. Şimdi emeklediğim anları kutluyorum. Düşüşlerimi güzel ve anlamlı buluyorum. Depresif ve umutsuz anlarımı bile geçtiğim bu yolda güzel bir süs olarak görüyorum. O anlardan çıktıktan sonra bana katıcakları güç ve dayanıklılık için hoş bir gösterge oluyorlar.
Neyse fazla uzattım, konudan saptım gibi oldu ama olsun. Burada sorun edileceğini zannetmiyorum. Gördüğüm en güzel ve anlayışlı insan topluluklarından biri burası çünkü
Aklıma gelen fikre gelirsek eğer, şöyle oldu:
Kendimi Tanrılara biraz daha açmak ve yardım almanın sıkıntı olmadığına kendimi alıştırmaya çalışıyordum. Bir SS'im ve çevremde olan insanlardan büyük bir artı bu. Bu artının değerini ancak iyi kullanabilirsem yararını görebilirdim ama ben bunu iyi yapamıyordum. Şu aralar işte komfor alanımdan çıkıp en azından Şeytan Baba'nın ve yanımda olan Tanrıların yanına yakışacak bir SS olmak istedim. Kişilik olarak normalin üstünde olduğumu ve farkımı göstermem gerektiğinin, daha fazla erteleyip kendimi sabote ederek bir yere varamayacağımı farkettim. SS olmadan önce bile normalin üstündeydim. Sağlıklı bir kafadayken kendi karakterimi incelerken hep farkediyorum bunu. Onun dışında kendimi zayıf ve başarısız, delüzyonla dolu biri gibi gördüğüm oluyor tabii. ''Kendini ne sanıyosun, hala zayıfsın ve özgür değilsin.'' gibisinden içsel monologlar ama daha acımasız ve eleştiride sınır tanımıyanları Yardı istediğim konuya gelirsek eğer:
Zorlandığım ve ucu ucuna da olsa atlatmam gereken bir sorun vardı ve bu yüzden ilk kez bir tanrıdan yardım istedim. Adak olarak hem kendimi geliştirip hem de tanrıyı onurlandırıcak bir kaç şey düşündüm. Adaklarımdan birİ için bir kitap almam gerekiyordu. Fazla ertelememek için çok düşünmeden yakınımdaki bir kırtasiyeye gidip kitabı aradım ama yoktu. Yayınevleri hakkında fazla bilgim yoktu bu yüzen kırtasiyeciye güvenip kitabı sipariş ettim. O günlerde biraz telaşlıydım ve kafam baya doluydu bu yüzden pek dikkat etmedim. Merkür retrosudan da olabilir tabii iletişim hatası. Ne kadar ters gidebilir ki? , dedim. Sonuç: Gitti İçten içe hissediyordum önceden ama üstüne düşünmek istemedim. Kitabı aldıktan sonra da başladı benim monologlar. Ama en azından hatalı da olsa adım attım, hatamdan anlar bir daha yapmam, bu hatayı nasıl yarara çeviririm, pozitif yanları ne falan diye kendime telkinlerde bulunuyordum. Realist olmak bir yana, hayatta şikayet edicek, üzülücek ve dert edinecek en ufak aramanda ve düşünmende ortaya çıkıcak çok şey var. Yapmak gereken en yararlı olanı bulmak ve pozitif yanı görmek, alabildiğin ne varsa almak değil mi? İşte yapmaya çalıştığım oydu. Çeviri pek güzel değildi, basım şekli de. Ben de dedim ki üstüne içim biraz daha rahat kitabın içine notlar alıp güzel yerlerin altını çizebilirim, yanımda yoldayken daha rahat taşırım, dedim. Hem dersimi de aldım, kitabı aldıktan hemen sonra güvenilir ve önerilen yayınevlerini araştırdım Sonuç olarak, 50 liram gitti ama neyse bir şey olmaz dedim. Uzun yolda yararı olucak iyi bir ders oldu. Daha sonra da beklemediğim bir anda anneannem bana 50 lira verdi. Şöyle oldu: Eve ziyarete geleceğini bilmiyordum, onu evde bulduğuma şaşırmıştım. En son hastaydı da, niye geldi o kadar yolu diye kötü hissettim ama eski toprak işte. Bana dinçlikte bin basar kadın Parayı almayıp itiraz edicektim, zaten doğum günüm için ihtiyacım olan bir şey alıcaktı ama sonra elime tutuşturdu. Klasik. Sonra kaybettiğim o 50 lira aklıma geldi. Bir kaç saat sonra da alacağım kitabın daha iyi yayından ve daha ucuza almak için bir fırsat çıktı karşıma. Cidden uygun bir zamandı ve aklıma bir fikir geldi. Ben bu ilk aldığım kitabı niye insanların bol olduğu rastgele bir yere bırakmıyorum? Güzel bir kitap, okuyan kendine iyi bir şeyler katar. Ne güzel topluma katkı. Sonra da geri verilmek istenirse diye içine bir tane not yazıp koysam mı dedim. Kitap sizde kalabilir diye. Daha sonra ek olarak kitabı okuduktan sonra siz de bir yere rastgele bırakın ve başkalarının da okumasını sağlayın diye bir rica mı yazsam dedim. Tabii fikirler kafamda o ara milyonla akıyor. Son olarak aydınlanma gibi bir şey oldu. Anonim kalmak ve bir şeyler paylaşıp insanlara katkıda bulunmada iyi bir yol bu kitap bırakma. Ben anonim olarak en iyi ne yayabilirim? JoS'tan insanları haberdar edebilirim. Kabul etsinler etmesinler en azından öğrenirler varlığını. Hem kabul etmedilerse bile kitabı okuyup kendilerine yine bir nevi katkı olur. Eğer plan çok iyi giderse okuyan kişi kitapla yazdığım notu, benim notta rica ettiğim gibi rastgele bir yere bırakıp döngüyü devam ettirir. Sonra bir fikir daha aklıma geldi. Herkes JoS'u hoş bulmayabilir. Pislam ülkesiyiz sonuçta (maalesef). Bari bir y*hudi yalanı öğrensinler. Uyansınlar biraz. Yalanlarından, saçmalıklarından en büyüğü Holocaust zırvasını seçtim tabii. Benim çocukken bile saçma bulduğum olay. Neyse. Holacaust Exposed sayfasının ya da Türkçe bir şekilde o yalanı açıklayan bir sayfayı ya da linkini ilk, sonra JoS'u ikinci olarak notta belirteyim dedim. Notta objektif ve yargılamadan o siteleri incelemeleri için vurgu yapmayı, ondan sonra da seçim ve kararlarının kendilerine bağlı olduğunu; benim şimdiden yapıcakları seçimlere ve düşüncelerine saygı duyduğumu ama onların da benim bu bilgiyi yaymada aracı olma isteğime saygı duymalarını, bu kitabı notla birlikte bırakma döngüsünü devam ettirmelerini rica edicektim. Yani planım böyle. Bunu müsait bir zamanda da gerçekleştirmeyi düşünüyorum ve sizlerle de paylaşmak istedim. Hata ettiğimi düşünerek elime geçen kitabın bir anda büyük bir yarar haline çevirme fikrinin ortaya çıkması beni çok şaşırttı hem de mutlu etti. Zamanın bu kadar tutması da cabası. Belki de Şeytan Baba ya da bir Tanrı benim elimde patlayan 50 lirayı havai fişeğe çevirmemi, büyük ve güzel bir fırsata dönüşmesini sağladı, bilemiyorum. Neyyse, daha fazla uzatmadan bitireyim artık
Planım hakkında eklemek istediğiniz bir şey varsa ya da paylaşmak istediğiniz bir düşünceniz varsa seve seve beklerim ve okurum.
Bu uzun yazıyı okuyup değerli zamanınızı bana harcadığınız için çok teşekkür ederim. Hepinize iyi akşamlar