Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Materyalist Bir Ateist Olarak Sorular Bütünü

Fırtına

New member
Joined
Apr 7, 2025
Messages
46
Website
hukuk-devleti.pages.dev
Esenlikler, bahsetmeliyim ki soracağım sorularda; saygısızlıkta, bilerek/isteyerek yapılmış imla hatalarında bulunmadım. Amacım da bu değil. Normalde forumu ve Türkiye Merkezli siteyi iki haftadır takip ediyorum. Ancak bugünün akşamına kadar detaylıca not almak nasip olmamıştı. Aşağıda sırasıyla vereceğim notlar tek bir konudan yahut konsepti kapsamadan not defterine yazdığım sorular. Yazdığınız yahut çevirdiğiniz bir konuyu okumanın ardından sorularımı txt dosyasına yazıp; daha sonrasında yazdığım sorunun cevabını daha önce vermiş misiniz diye baktım. Verilmiş olanları / tatmin eden cevapları eledim. Geriye bunlar kaldı. Ayrıca eklemek isterim ki, gece 01:30 gibi başlayıp bunu yazdığım 08:20'ye kadar not alıp sildim. Normalde gece aktif bir insanım ama bunu yaparken ister istemez yorgun düştüm. Tekrar yazdığım şeyi kendim de kontrol etsem de sürçül lisân edebilirim, gereksiz kelimeler bütünü olmuş olabilir. Gereksiz noktalama işaretleri yerleştirmiş olabilirim. Mazur görün.

Öncelikle kendimi tanıtmalıyım, girdiğim yaş ile beraber inançsız geçirdiğim süre inançlı geçirdiğim süreyi geçti. Profesyönel bir araştırmacı olmasam bile teolojik, mitolojik, psikolojik ve felsefi araştırmalar yapmayı hep sevdim. İki hafta öncesinde siteyi gezdiğimi söylemiştim ancak sanıyorum üç veyahut dört yıl öncesinde de satanizmi araştırmıştım. İlk önce kitapçı ekol ile karşılaştım, şuan itirafından epey utansam da aralarında iki buçuk hafta kadar bir süre bulundum. Doğal olarak, sizlerin bakış açınız hakkında bilgi edinmemek her ne kadar kitapçı arkadaşlarla deneyimim iyi olmasa da ayıp olurdu. Belki de meraktandır bilmiyorum. Bir süre JoS hakkında Orijinal sitesi ve spiritüelsatanizmorg'dan bilgi edindim ancak şuan hatırlamadığım bir nedenden araştırmayı bıraktım. Aklımın her zaman bir köşesinde bu kaldı, belki de beni şuan buraya getiren şey de o'dur. Ki, bildiğim bir şey varsa daha önce y*hdileri sevmeyen ben, araştırmamı bıraktığımda y*hudilerden tiksinir olmuştum. Bende olan bir şeyi netleştirdiniz desem yalan olmaz. Yakın zamanda hem ülkenin durumları gerekçesiyle, hem de kişisel sebeplerden kötü bir çöküş yaşadım. En kötüsü değildi, hızlıca toparlanabildiğimi de düşünüyorum ancak yıllardır inançsız ve her sarsıntıya uğradığında inançtan inanca koşanlara gülen ben tekrardan JoS'un aklıma gelmesi ile sitelerin sayfaları arasında dolanmaya başladım. Bunu anlatıyorum ancak sanmayın ki ben sizleri ve zevizm'i beni buhrandan çıkaracak mukaddes şey olarak görüyorum. Hayır, elbette sitede anlattığınız tanrı figürleri ve onlara sırtımı dayayabilme benim için fazla güzel bir şey. Ancak idda büyük olduğu için büyük de kanıtlar gerekiyor. Ve bana deli saçması hissetiriyorlar. (Saldırgan anlamamınızı rica ediyorum, benim için 'bunlar' yeni şeyler.) O yüzden müsait birisinin veya birilerinin, iğrenç imlalarıma rağmen beni anlayıp sorularıma cevap verebilmesine müteşikkir olurum.


A- Tanrılar neden bu kadar iyi? Örneğin Yehowa'nın amacı insanların enerjilerini sömürmek ise, Yahudilerin amacı centilleri köle haline getirmek ise ve istilayı gayet iyi idare edip, çoktan büyük bir hakimiyet kurduler ise: Tanrılar neden kalıp "çok sevdikleri çocukları için" savaşma ihtiyacı duyuyor 'iler? Elbette, bunu iyilik ile açıklamak isteyeceksiniz ancak şu ana kadar öğrendiğim insan psikolojisi iyiliğin mukaddes bir kaynaktan değil, yine insanın bencilliğinden doğan bir 'şey' olduğunu doğruluyor. Örneğin JoS'un ve/veya sizlerin(Spiritüel Satanizm org) amacınız inancınıza misyonerlik edip, tanrınıza/kendinize yarar sağlamak değil midir? Canlıların evrim süreci bile bireysel çıkarlar doğrultusunda yardımlaşmanın/sürüleşmenin oluştuğunu bizlere gösteriyor. Tek başına yırtıcı ile hayatta kalamayan insan, sürü halinde yırtıcıya karşı hayatta kalıyor. Hatta iç karışıklıkları önlemek adına da liderler belirliyor. Asileşenler ise sürüleşenlerden ayrılıp, ölüyorlar. Ancak buradaki sürüleşme insanın birbirine yardım etme hevesinden kaynaklanmıyor ki? Bir anne ve baba evladını dünyaya getirirken genleri bunu istediği için yapmaz mı? Aşkın evrimi bile bu şekilde olmadı mı? Kısa ve özet ile: Tanrılar bizim Magnum Opus'u tamamlamamızdan ne gibi bir fayda elde ediyorlar, etmiyorlar ise neden bir çileye(?) katlanıyorlar?

B- Demon çağırma meselesi benim için tahmin edebileceğiniz gibi fazlasıyla dikkat çekici bir konu. Hayatının büyük bir çoğunluğunu inançsız, daha büyük bir çoğunluğunu materyalist olarak geçirmiş bir insana tanrılar gerçek, büyüler de gerçek, hatta tanrılarınla konuşabilirsin, HATTA hastalanırsan tanrından, üzerine de koruyucu tanrından yardım isteyebilirsin demek deli saçması hissettiriyor. Spiritüel içerikleri tüketmekten hayatım boyunca uzak durdum, umut insanların ihtiyaç duyduğu bir olgu ve gerek semavi inançlar olarak gerek ise siyasiler insanların bu zaafını tüketmesini biliyor. Çoğu zaman insanları uyutmak için kullanılan, para sömürülmesi için zırvalar olarak düşünürdüm. Ancak Başlangıçta da açıkladığım gibi; kendimce şuan bir arayışa girmemin, sitelerin sayfaları arasında notlar almamın nedeni de umut. Temelinde masada duran elmanın gerçekliğini anlamanın en uygun yolu elmayı görmektir. Ancak o kadar da kolay olmadığını, yeterince gelişmemiş birisi için sadece histen öteye kalacağını da anlıyorum. Bu konuya ilişkin üç sorunum bulunuyor: B.1- Psikolojik olarak kendine bir şeyi yeterince telkin eden birisi, elinde sonunda o şeyin gerçekleştiğine kendini inandırmaz mı? Örneğin Kauçuk El İllüzyonu, hani şu insanların hem gerçek eline, hem de eldivenli olan ele dokunup; şartlandırma deneyi. Şahsi hayatımda hiçbir paranormal deneyim yaşamadım. Yaşadıysam da gerçekten makul bir açıklama bulabildiğim şeyler 'idi. Ancak islam ile kendini şartlandırmış insanlar doğrudan bir cevap aramak yerine "Cindir, cin yapmıştır" diyerekten işi metafiziksel canlılara bağlamakta. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz? Veyahut şartlandırma olamaz çünkü ... şeyler de yaşanıyor ancak yazılarda bahsetmedik gibi durumlar oluyor mu? B.2- Benim zamandan bol bir şeyim yok. Gençliğimin baharında sayılırım. Ve bu kadar insanın ortak kanaatte bulunduğu majikal zımbırtılar'ın(?) ve güç meditasyonlarını spesifik bir süre olmaksızın yapabilirim. Ancak inanmadan yapmak ne gibi sonuçlar doğurur veya doğurur mu emin değilim. Yani işin sonucunda dediğiniz gibi gelişir miyim, kendim dışında başka bir varlığı hissedebilir miyim? B.3- Sorunun başında masanın üstünde duran elmayı görmenin en temel yol olduğunu söylemiştim ancak hissedebilmek de benim için yeterli sayılabilir. (Bunu şımarıklık olarak görebilirsiniz ancak idda büyük olduğu zaman iddayı kanıtlayacak unsurun da büyük olmasını bekliyorum. Tıpkı muhammed'in ayı yarması gibi, tek farkı ben bunu görmeliyim.) Bu sebeptendir ki, "sadece demon çağırmana gerek yok. Şunu yaparsan da evet, dediklerimizin gerçek olduğunu anlarsın." diyebileceğiniz bir şey varsa buna da kabulümdür, biraz da ricadır.

C- Güç Meditasyonlarının tanıtıldığı kısımda Çakra Döndürme bölümü hakkında diğer sorularıma kıyasla ufak bir soru kafama esti. Diğer konularda yahut baktığım sorularda bahsi açılmadığı için aptal uzunluktaki sorularımın arasına sıkıştırmalıyım diye düşündüm. Anladığım kadarıyla çakraların renklerini hayal etmem gerekiyor ancak bir şeyi hayal etmeye çalışmak o şeyi bir kılıfa sokmak olmuyor mu? İmgeleme olarak bahsettiğiniz kısımları anlayabiliyorum, sonuç olarak gerçekten bir düşünceyi kılıfa sokuyoruz. Ancak çakraların rengini anlamaya çalışmak nasıl oluyor idrak edemiyorum. Bütün çakralarımı altın rengi ve parlak düşünsem ne olabilir ki? Soluk ve kararmış olanı nasıl anlayabilirim?

D- Düşmanın neden Spiritüel Satanizme ulaşılmasını kökten engellemediğini anlamıyorum. Ortada kendilerini yok edebilecek ve hiyerarşilerini durdurabilecek bir tehdit var iken neden ulaşılmasının mümkün yollarını hala tutuyorlar? Örneğin (((Google'ın))) y*hudi merkezli olduğunu biliyoruz. Arama motorlarının hafızasında neden Hala JoS var? Nasyonal sosyalizm gibi neden sansürlenmiyor? Orijinal kaynağı mı bilmiyorum ancak sitenin bir kısmında yüksek rahip hooded cobra'nın(Editlerken fark ettim, sanırım yüksek rahip hooded cobra'nın değil başka birisine aitti ancak şuan bulamıyorum. Umarım bunu okuyan bilgili bir SS hangi konudan bahsettiğimi anlayacaktır.) Youtube hesabından bir şeyler gösterdiğini, sizin de alıntıladığınızı hatırlıyorum. (((Youtube)))'da Google merkezli ancak neden Nasyonal Sosyalizmi sansürledikleri, anti-semitizmi sansürledikleri kadar JoS'u sansürlemiyorlar? Hatta ulaşmak isteyen rahatlıkla sizleri buluyor. Kendim şahsen, veri takibi yapan şirketlerden(Dolaylı yoldan bir şeyi ücretsiz sunduğunu idda edip veri emcükleyen ve bunu kitleleri yönetmek için kullanan) ayırmaya çalışıyorum ve buna uygun bir hayat sürüyorum ancak daha öncesinde Google'da arattığımda, veya şuan arattığımda vs... JoS'a ulaşabiliyorum. Gerçekten dalga geçmek amaçlı yahut kötü bir anlamda sormuyorum ama reptilianlar gerçek ise, Y*hudiler gerçekten sizleri bitirmeye çalışıyorlar ise neden sunucularınıza silahlı saldırılar gerçekleşmiyor? Saldırı gerçekleşse bile medya ellerinde ve bunu sansürleyemezler mi? Zamanında sitenize DDOS atıldığını duymuştum, ama düşman dediğiniz kadar güçlü ise bu saldırı bitirici olmaz mıydı? Veya sunucuları tanrılar mı korumakta?

E- Daha önce araştırdığımda RTR adını verdiğiniz, Ters Tevrat Ayinlerini belirli bir aralıklarla yapıyor 'idiniz. RTR'ların spesifik olarak yapılma amaçlarını o dönem tam anlamamıştım, şuan tekrar bir baktığımda yapılma nedeninini ve gayenizi anlıyor olsam da neden bunu yapmayı bıraktığınızı ve/veya kimin yeterli dediğini anlamıyorum. Forum üzerinden RTR diye arattığımda, Astral kazanıldığı için RTR'lara gerek olmadığı söylenmiş. (?) Temel düzeyde bir spiritüel bilgim var ancak Astral'in geri kazanılması demek milat tarzı bir şey olmuyor mu? Gerçekten özellikle bu konularda cahil bir insanım, ama astral'in materyal dünya ile bağlı olduğunu(?) biliyorum. O gün olduğunda dünyada bazı şeylerin değişmesi gerekmez miydi? Veya değişti ise neler değişti? Bir SS günlük hayatında inandığı doğrultuda ne yapar?

F- Hala araştırmaya devam etmekteyim ve bir sürü sorum olacakmış gibi gözüküyor. Ancient-forums bildiğimdan farklı bir forum kurallarını kullanıyor o yüzden emin olamadım. Yeni sorularım için yeni bir başlık mı oluşturmalıyım yoksa şuan açtığım başlıktan devam mı etmeliyim?

Zamanınızı ayırdığınız için teşekkürler.
 
Merhaba, esenlikler. Öncelikle hoş geldiniz. Düşmanın palavralarına hayatınızın sonuna kadar inanmak yerine, hayatı sorgulayan ve öğrenmek isteyen insanları burada görmek gerçekten mutluluk verici. sorduğunuz sorularda ilgi çekici fakat sorulara şu an cevap veremeyeceğim, çünkü ben de daha yeni ve öğrenme aşamasında olduğum için ancak eski bir deist olarak deneyimlerimi paylaşmak istedim.

Eskiden büyü, meditasyon, aura ve astroloji gibi şeylere inanmazdım bunlar bana zırva gelirdi. Aynı şekilde tarot ve fal da öyleydi. Fakat ne zaman buraya geldim, nasıl geldiğimi hatırlamıyorum. Sanki bir şey beni buraya getirdi. Özellikle öğrenmeye ve bilgiye açık insanlar olduğumuz için bazı şeyleri hemen kavrayabiliyoruz; diğer insanlar gibi, kendi doğrularını ölümüne savunmanın aksine.

Demon çağırma ve meditasyonlarda olumlu sonuçlar almıştım. Beni en çok etkileyen durum ise, daha gelişmeden ve koruma aurası yapmadan Ouija tahtasında yaptığım bir hata sonucu hem ruhsal hem de fiziksel olarak etkilenmemdi. O zaman "Evet, demek ki olaylar böyle oluyormuş." dedim. Tabii, bunları anlatınca inanmanızı beklemiyorum ama olayda burada başlıyor. Bu inançta, "Öldün mü, görürsün" gibi bir şey yok; bizzat adım adım ilerleyerek o enerji ve deneyimleri hissediyorsunuz.

Benim önerim, biraz vakit ayırıp meditasyonlara başlamanız ve burada vakit geçirmeniz. Bakalım nasıl hissedeceksiniz, olumlu sonuçlar alacak mısınız? Bu, tabii ki hemen olacak bir şey değil, zamanla olacak fakat değecek. Sorularınızı bilgili dostlarım cevaplayacaktır. İyi günler dilerim.
 
Hoş geldiniz. Elden geldiği kadar cevaplayacağım.

1) Çoğu konuda insanlar farkında olmadan temel hatalar yapar. Bu temel hatalardan biri de iyilik ve etik konusu. Evet canlılar yaşamına devam etmek ve soyunu sürdürmek güdüsüyle hareket eder. Bu olmasaydı canlılarda olmazdı. Bir şekilde var olsa bile yeniden yok olurdu. İnsanlar bunu Tanrılar sayesinde aşmıştır. İçgüdü, bir düşünce işi değil, bir beden yapısı işidir. İnsanın içgüdüleri değil, içgüdü kalıntıları olan içtepileri vardır. İnsanı hayvandan ayıran başlıca özellikte budur. İnsanlar içtepilerini ne kadar kontrol ederse o kadar irade ve bilinç kazanır. Bu ikisi evrensel etiğin yolunu bulup kapılarını açar.

Hiçbir çıkarı olmasa bile birinin iyilik yapması yapan kişiyi mutlu ettiği için bencilce bir davranış olduğu söylenir.

O halde hiçbir çıkarı olmasa bile kötülük yapan kişi "bencil olmadığı" için mi bu kötülüğü yapar?

Tabiki cevap hayır, insanın ahlakı bu kadar basit değildir. İnsanlık bunları aşmışsa bize bunu öğreten Tanrılarımız bir hayli fazla aşmış demektir.

Onlar yaratma arzusuyla bizi evrimleştirdi ve bizimde onlar gibi olmamızı istedi.

Hala kafanıza yatmadıysa sokakta bulunan kediyi evine götürüp besleyen insanları, köpeği okşayan insanları düşünün. Kimse bakmıyorken bile iyi olduğunu düşündüğünüz için yaptığınız iyilikleri düşünün. Sizle alakası olmasa bile birinin başına gelen kazadan dolayı üzüldüğünüzü, iyi bir şeyden dolayı da mutlu olduğunuzu düşünün. Evet bunların belki hepsine psikologlar belli açıklamalarla bencilliğe yoracaktır. Belki de gerçekten öyledir. Ancak size bencilliğin kötü olduğunu düşündüren nedir? O olmasa ne yaşam olurdu ne de insanlık bu kadar ilerleyebilirdi. Her iki ihtimalde de bakış açısı önemli. Ayrıca tekrar belirtiyorum Tanrılar bunları çoktan aşmış olan varlıklar. İnsanların hisleriyle onları yorumlayamazsınız, hataya düşersiniz.

2) Uzun konular. Okumaya devam ederseniz cevapları alırsınız. Silikon el deneyi nerolojiden kaynaklı olabilir.
Hissetmek istiyorsanız bir süre güç meditasyonu yapın ve her gün ne hissediyorsanız (veya hissetmiyorsanız) dürüstçe not alın. Sonra bir tanrı ritüeli yapın. Büyük ihtimalle bir şeyler hissedeceksiniz. Bu hislerde sizin için ağır bir yük altındaymışsınız gibi basınç hissi, etrafınız sarılmış gibi iyi enerji girdabı olabilir. Yaptığınız Tanrının ritüeline göre de hissettiğiniz enerjiler değişebilir.

3) Size ilginç ve şaşırtıcı gelebilir ama sadece yapın. Yapmaya başladığınızda hissiyatı anlarsınız ve zamanla daha iyi oturur. Ve hayır kalıba sokmuyorsunuz o çakranın doğal rengi zaten o. Altın sarısı enerjiyi çakraları temizlemek için kullanabilirsiniz ama hepsinin doğal rengi olarak hayal etmeyin. Hatlar karışmasın.

4) Defalarca saldırı oldu. Tanrılarda koruyor aynı zamanda. Bizden olanlar yazılımdan anlıyor artık. Bu konuda vereceğim cevap bu kadar daha bilgili biri ayrıntılı cevap verecektir.

5) Çok fazla olay var her biri aklımda değil. İnsanlar artık daha fazla düşman inançlarını sorgulayıp çıkabiliyor, bize gelen daha fazla insan oluyor. Yahudiler dünya çapında daha fazla ifşa oluyor ve nefreti üzerinde topluyor. Son dönemlerde spiritüelizme olan ilgi zaten bir hayli artmakta.

Astral düzlem spiritüel zemin sayılabilir. Bu zemindeki zaferi büyük oranda aldık ve hakimiz. Zamanla bu fiziksel dünyaya da tezahür edecektir. Şu an bile ediyor.

6) Bu tarzdaki soruları buradan sorun. Alakasız sorulara yeni bir başlık açın.
 
Ruhaniyeti bu kadar zihinsel bir yaklaşımla çözemezsiniz, hayat bu kadar mantıklı ve mantıkçı işlemiyor. Hissetmeniz de lazım💕
 
Benim de siteyi ilk bulmam ve adanmam arasında süre var. Zamanı gelince, hazır olunca ve astrolojik olaylar zemin hazırlayınca adanıyoruz. Bazıları ilk gününde, bazıları yıllar sonra. Bazı insanlar için bir hayat boyunca asla olmayacak. İnsanların şu an dünyaya hakim olan ölüm programlarından kurtulması ve kendilerini adayabilecekleri başka bir seçenekten, Tanrılardan haberdar olmalarını istiyoruz ama düşmanın aksine burada gerçek bir özgür irade var. Hazır olduğunuzda adanmalısınız. Yapmazsanız da kimse sizi yakmayacak.

Tanrılar neden bu kadar iyi?

Bir insan, hatta milyonlarca insan, bak bu seçenek daha pahalı ama gelecek nesiller için bunu seçmelisin dendiğinde neden ikna oluyor? Asla tanışmayacakları torunları ve başkalarının torunlarını neden umursuyorlar? Sürdürülebilirlik ve çevrecilik bu kadar insana neden cazip geliyor? Kendi türümüz olmayan ve bize etkisi olmayacak hayvanların soyunun tükenmesini neden engellemeye çalışıyoruz? Soyları tükenince ya da eziyet gördüklerinde neden üzülüyoruz? Çin'de yaşayan pandanın bana hiçbir etkisi yok ama nesli tükense üzülürüm. Eziyet görse de üzülürüm. Bizim başkalarını umursayabildiğimiz gibi Tanrılar da bizi umursuyorlar. Nedeni evrimsel ve felsefi olarak tartışılabilir ama varlığından şüphe yok. Bunda bizim onlar tarafından yaratılmış olduğumuzu da hesaba katmalısınız. Çocuğunu umursamak kadar normal. İyilik, merhamet, empati kafanıza yatmıyorsa kendi çocuğunun iyi yerlere geldiğini görmeyi istemek bencilliğine benzetin. Hatta deneyinin başarılı olduğunu görmek isteyen bilim adamına. Öğrencisi başarılı olan öğretmene. Hastasına uzun ömür sağlayan doktora. Bizim ilerlememiz onlar için gurur verici bir şey.

Büyünün gerçek olduğunu kendinize kanıtlamak için kendinizi kandıramayacağınız büyüler yapabilirsiniz. Küçük şeyler. Kahve, yastık, küçük fiziksel şeyler: https://ancient-forums.com/threads/question-2289-short-workings.88739/post-459347
In the JoS, HPS Maxine talks about using the aura for a one-time thing, like getting a cup of coffee, or a cd. I tried this when I was new. I needed a pillow, as mine was causing neck problems. So I did a one-shot working, and some relatives were passing through my town, they had literally just bought new pillows, and were having an allergic reaction to them (down filled). So they gave them to me for free as I was helping them out by taking them off their hands asap. I got 2 free, high-quality pillows, from a one-shot working.

Use magick, experiment, take notes. Note the Moon phase/sign, other factors, how you were feeling, etc. This is how one becomes a mage/witch/sorcerer. By learning what you are capable of. And you will never know unless you practice and see for yourself.

To sum up, no you do not need to do 40 day workings. For some things yes, for some things even longer, but for other things, even 1-3 days is all that's needed.
Hissedip hissetmeyeceğiniz hakkında denemeden bilemezsiniz. Astral duyuları açmak kişiye bağlı gelişiyor. Çakrada bir sorun olduğunu hissetmek gerçekten sıkıntılı bir his şeklinde. Tıkanıklık hissi? Ağrı? Tam nasıl olur anlatamam kişinin sorununa göre farklı olur ama ya fiziksel bedeninizde ya da duygusal/zihinsel olarak negatif bir şey hissedersiniz.

Daha önce forumlar kaybedildi ve taşındı. Yapabilseler Hallac-ı Mansur'a yapılanları her spiritüaliste yaparlardı. O kadar güçlü değiller. Güçlü oldukları yerler ve zamanlar var, vardı. Astral savaşın sonuçlarının materyale nasıl yansıdığını hep birlikte göreceğiz.

Günlük hayatta yapmamız gereken şey kendimizi geliştirmek. Daha güçlü, daha zengin, statüsü daha yüksek, daha sağlıklı, daha iyi bir büyücü, daha bilgili, daha bilge olmak ve birbirimize yardım etmek.
 
Zevkle ve şevkle dilim döndüğünce teker teker yanıt vereyim. Yanlışım varsa lütfen düzeltin.


1-Elbette doğada istisnasız her şey çıkar ilişkisine dayalıdır. Bir anne çocuğu öldüğünde üzüntüden dünyası başına yıkılacağı yani psikolojik çıkarları büyük ölçüde zedeleneceği için çocuğunun ölmesini istemez aksi takdirde çocuğunun ölmesi onun umurunda olmazdı. Tanrılar kelimenin tam anlamıyla bir sanat icra etmektedirler. Onların bizi yaratması ve tanrılığa giden yolu bizlere gösteriyor olması güçlerinin buna yetiyor olmasından ve evreni güzelleştirme isteklerinden ileri gelir. Tanrılar bunu yapmamak için bir sebep görmemektedir ve bunu yapmaktan keyif ve ilham almaktadırlar. Tanrıların bunu yapmalarındaki sebeple bir ressamın resim yapmasının sebebi aynıdır diyebiliriz. Bunlara ek olarak tanrılar bizim şu anlık kavrayamayacağımız derecede yüksek farkındalıkları sebebiyle bu misyonun evrenin geri kalanına olan olumlu geri dönüşlerini kavrıyor ve bu konuda gözle görülemeyen ve ancak ruhani bilgelik yoluyla kavranabilen hususları göz önüne alarak aksiyon sağlıyor olmaları muhtemeldir.



2-Şöyle açıklayayım. Evren iç içe geçmiş pek çok ruhani katmandan oluşmuştur, çok sayıda varlık düzeyi ve formatı mevcuttur. Yaptığımız ruhani gelişim pratiklerinin tümü zihnimizi ruhunuzu ve bedenimizi bu enerji düzey ve varlık formatları arasında dolaştırmak ve daha yukarı taşımak için asansör görevi görür. İnsan zihni günümüzdeki en ham haliyle boşluklar ve eksikliklerle doludur. Ruhaniyette biraz olsun ilerleyen ve zihnini genişleten her insan anlayacaktır ki burada en önemli amacımız görünmeyen fenomenlerle etkileşim kurmaktan önce farkındalığımızı artırmak, zihnimizi güçlendirmek ve evrenin backend kısmına doğru algılarımızı genişletmektir. Bu noktaya ulaşabilen herkes (ki bu o kadar da zor değil) evrenin işleyişlerini dinamiklerini olayların oluş süreç neden ve sonuçlarını ruhani anlamda ilham yoluyla gözlemleyebilir ve bunların farkına varabilir. Bu tanrısal bilgeliktir ve bir kez tadan biri garanti ederim buna tiryaki olacaktır. Dionysos mitinde geçen şarabın sarhoşluğu aslında tanrısal bilincin bilgeliğidir. Alegorik simya biliminde altına dönüşen bakır ve şaraba dönüşen su aslında biziz. Gelişimin daha ileri safhalarında özellikle tanrılarla iletişimimizin geçen bin yıllara kıyasla daha kolay olduğu bu dönemlerde tanrılarla bağlantı kurmak ve onlardan direkt dokunuş almak kaçınılmazdır fakat kişinin sadece buna odaklanması ve yalnızca bunu hedefleyerek ilerlemeye çalışması ve motivasyonunu buna bağlaması ruhani gelişim pratiklerinden aldığı verimi oldukça düşürecektir zira ruhani gelişim öncelikle yaptığımız pratiklerin amaçlarını anlamakla başlar. Bu amaçları anlayan herkes zihinlerini pratiklerimizin faydalarına açmış olur ve gerisi çorap söküğü gibi gelir. Bu husus üzerine düşünmeni tavsiye ederim. (naçizane)



3-Burada yine zihni çalışmaların faydalarına açma mevzusu devreye giriyor. Çakraların renkleri daha çok onların enerjetik işlevlerine ve onların varlık aleminde karşılık geldiği olguların tezahürlerine uygun olarak belirlenmiş olgulardır. İmajinasyonda zorlanıyorsan bunun üzerine belli çalışmalar var ve forum üzerinden bunlara ulaşabilirsin. Bu esnada imajinasyon yeteneğini güçlendirene dek çalışmaları kendine göre yorumlaman ve rahat olduğun şekilde uygulaman uygun olur. Tek yapman gereken pratiklerin özünü kavramak ve zihnini bunların getirilerine açmak.




4-Cevap çok basit. Medeniyetimiz internet gibi bir nimete sahip ve bu araç medeniyetimizde erişimi çok kolay bir hale gelmiş vaziyette (düşmanın istediğinin aksine). Tanrıların düşmanın ruhani dayanaklarını parçalamış olması sonrası maddesel düzlemde bilgi ve istihbarat akışı bizim lehimize ivme kazandı ve şu anda internet üzerinde herkes her şeye istediği gibi ulaşabiliyor. Buna bağlı olarak internet üzerindeki etkileşim trafiği de yine çok rahat gözlemlenip takip edilebiliyor. Düşman bu durumun farkında ve bu sebeple aşırı sansür ve baskılama hamlelerinin çok dikkat çekici ve gözleri bizim üzerimize çekici etkisinin olacağını bildiğinden bu tür girişimlerde çok seçici ve dikkatli davranmayı tercih ediyor olabilir. Basitçe düşünerek anlaşılacağı üzere düşmanın bizim site ve forumlarımızı üst üste ve aralıksız şekilde bombardımana tutması burada gürültü kopmasına ve gürültüyü duyanın buraya gelip kucak dolusu gerçek ve tanrısal bilgelik ile dönmesinden başka bir işe yaramayacak. Bu sebeple düşmanın bizi internetten silme yönünde aşırı ve hızlı hamlelerden kaçınıyor olması muhtemeldir.

5-Elbette RTR'ların kullanımdan kaldırılması ve öncelik sırasında altlara düşmüş olması bir dönüm noktasıdır ve davamızda yavaş yavaş yokuşun başına yaklaştığımızın göstergesidir. Neyin değiştiği konusuna gelecek olursak ben bu durumu Ragnarok ile açıklıyorum. Dünyadaki şiddet olaylarının, salgınların, savaşların, ekonomik kriz ve buna bağlı toplumsal çürümenin artması tümüyle düşmanın elinden çıkan bir durumdur ve bu tür girişimler negatif enerji vampirizmi ile geçimini sağlayan düşman kolektifinin son nefeslerini vermekte olan yıkım düzenlerine umutsuzca kalp masajı yapmasından başka bir şey değildir. Dünyadaki gelişmeleri tanrıların da yol göstermesi ile gözlemliyoruz ve toplumdaki bu anormal negatif dalgalanmaların düşmanın düzeninin yıkılmış olması sebebiyle attığı çığlıklardan ibaret olduğunu görüyoruz. Tanrılarımız ise muazzam ruhani kavrama yetileri ile bu olayların enerjetik yönünü ve bizlere olacak geri dönüşlerini de görüyor ve sevgili rahiplerimiz aracılığı ile bizleri yönlendiriyor. Biz ise bu noktada rahiplerin direktifleri ve kendi gözlemlerimizi birleştirerek hareket ediyor ve yol haritası belirliyoruz. Şu anda düşmanın enerjetik sistemi çöktüğü için RTR gibi çok enerji isteyen ve üstüne bizleri düşmanın kirli enerjilerine bulayan bir çalışmayı artık gerek olmadığı halde devam ettirerek kendimizi hırpalamak stratejik olarak işlevsel değerlendirilmiyor ve bu sebeple bu çalışma askıya alınarak yerini hem tanrılar için daha işlevsel hem bizler için daha pozitif ve ruhani olarak besleyici olan tanrı ritüellerine bıraktı.


Başka bir şey lazım olursa buralardayız. :D
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Shaitan

Back
Top