Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

yaratılış hakkında

solucan

New member
Joined
Feb 6, 2024
Messages
1
jos tan okudugum kadariyla dunyaya altin icin gelen tanrilarin insan oncesi canlilarin genetigiyle oynayarak bizi olusturdugunu biliyordum. az once spirituel satanizm sitesindeki bilgelik agaci, elma ve yilan adli yazida insanlar madende calismak icin yaratilmadi yazisini okuyunca sasirdim. yazida soyledigi gibi bu bilgi eski ve hataliysa dogrusu nedir?
 
Tam olarak böyle bir ifade, hiçbir ek açıklama yapılmadan yazılmış mıydı hatırlamıyorum ancak altın bir alegoridir. Milyonlarca ışık yılı uzaktaki bir yıldız sisteminden gelen canlılar, elbette ki bir de altın toplayacak özel bir tür yaratılsın diye özel çaba harcamazlar. Altını farklı yerlerde de bulabilirler ya da robot kullanabilirler.

"Altın", potansiyelin, Tanrılığın bir metaforudur. Tanrıların altın aramaya gelmesi, bizim türümüzü yaratma uğraşlarıdır.
 
Tam olarak böyle bir ifade, hiçbir ek açıklama yapılmadan yazılmış mıydı hatırlamıyorum ancak altın bir alegoridir. Milyonlarca ışık yılı uzaktaki bir yıldız sisteminden gelen canlılar, elbette ki bir de altın toplayacak özel bir tür yaratılsın diye özel çaba harcamazlar. Altını farklı yerlerde de bulabilirler ya da robot kullanabilirler.

"Altın", potansiyelin, Tanrılığın bir metaforudur. Tanrıların altın aramaya gelmesi, bizim türümüzü yaratma uğraşlarıdır.

Esenlikler,

Peki zamanında çıkarılmış binlerce kilo altını kim çıkarmış?

Medeniyetler daha yerleşik hayata geçmeden ve insanlar madenciliğe başlamadan önce çıkarılmış altın madenleri var. Hatta yanlış hatırlamıyorsam bu maden yatakları bir firavunun ölmeden önce söylemesi ile bulunuyordu, antik çağda böyle bir bilgiyi tanrılar dışında kim verebilir ki?

İyi günler.
 
Esenlikler,

Peki zamanında çıkarılmış binlerce kilo altını kim çıkarmış?

Medeniyetler daha yerleşik hayata geçmeden ve insanlar madenciliğe başlamadan önce çıkarılmış altın madenleri var. Hatta yanlış hatırlamıyorsam bu maden yatakları bir firavunun ölmeden önce söylemesi ile bulunuyordu, antik çağda böyle bir bilgiyi tanrılar dışında kim verebilir ki?

İyi günler.

Bahsettiğiniz aralık önem arz etmektedir. İnsanlık tarihi 52,000 yıl öncesine uzanıyor. Teknoloji ise bazen gerileyebilir, bazen ilerleyebilir. Güneş sistemini fethetmiş bir medeniyetten, kendi dünyasının şeklini bilmeyen bir medeniyete gerilediğimiz de oldu, ilerlediğimiz de oldu.

Eğer 52,000 yıllık süreç içindeyse, insanların çıkarması gayet doğaldır. Ondan önceyse Dünyamız zaten farklı türlerin kolonisi olarak kullanılıyordu. Dünya üzerinde yaşayan ilk akıllı canlılar değiliz. Tanrıların bize bildirdiği, burada yaşamış fakat bizden önce ayrılmış başka türler de var.
 
Bahsettiğiniz aralık önem arz etmektedir. İnsanlık tarihi 52,000 yıl öncesine uzanıyor. Teknoloji ise bazen gerileyebilir, bazen ilerleyebilir. Güneş sistemini fethetmiş bir medeniyetten, kendi dünyasının şeklini bilmeyen bir medeniyete gerilediğimiz de oldu, ilerlediğimiz de oldu.

Eğer 52,000 yıllık süreç içindeyse, insanların çıkarması gayet doğaldır. Ondan önceyse Dünyamız zaten farklı türlerin kolonisi olarak kullanılıyordu. Dünya üzerinde yaşayan ilk akıllı canlılar değiliz. Tanrıların bize bildirdiği, burada yaşamış fakat bizden önce ayrılmış başka türler de var.
Belki biraz konudan uzaklaşabilirim ama yine de sormak istiyorum, Kayıp uygarlıkların ve onların bilgisinin bir şekilde gün yüzüne çıkartılması mümkün müdür ? Kişinin ruhani açıklığı artarsa, Tanrılarla iletişim veya başka bir yöntemlerle bu uygarlığa ne olduğunu, ve onların bilgeliğini öğrenebilir mi ?
 
Belki biraz konudan uzaklaşabilirim ama yine de sormak istiyorum, Kayıp uygarlıkların ve onların bilgisinin bir şekilde gün yüzüne çıkartılması mümkün müdür ? Kişinin ruhani açıklığı artarsa, Tanrılarla iletişim veya başka bir yöntemlerle bu uygarlığa ne olduğunu, ve onların bilgeliğini öğrenebilir mi ?

Tanrılar adına konuşamam fakat eğer açıklık geliştirmişseniz ve onlar da bu sorunuzu yanıtlamak istiyorlarsa, herhangi bir engel göremiyorum. Yani teknik olarak mümkün.
 
Tam olarak böyle bir ifade, hiçbir ek açıklama yapılmadan yazılmış mıydı hatırlamıyorum ancak altın bir alegoridir. Milyonlarca ışık yılı uzaktaki bir yıldız sisteminden gelen canlılar, elbette ki bir de altın toplayacak özel bir tür yaratılsın diye özel çaba harcamazlar. Altını farklı yerlerde de bulabilirler ya da robot kullanabilirler.

"Altın", potansiyelin, Tanrılığın bir metaforudur. Tanrıların altın aramaya gelmesi, bizim türümüzü yaratma uğraşlarıdır.
The Demons are the Nephilim, [the Original Gods] the ancient extra-terrestrials who came to Earth to mine for gold thousands of years ago. They are very intellectually, physically, and spiritually advanced. Many took human wives/husbands and were cursed for this by other Gods who opposed anything that would educate or elevate human beings above that of an animal. Human beings were intended to be slaves and when the mining project was finished, they were to be destroyed. The Demons befriended humans and wished for us to become as the Gods, just as Father Satan attempted to bring humans godly knowledge and power. For this, they were cursed and punished.

bu yaziyi joy of satandan aldim. hic de alegoriymis gibi yazilmamis ve bu metafor olma olayini yeni duyuyorum ve kafam bayagi karisti.
 
The Demons are the Nephilim, [the Original Gods] the ancient extra-terrestrials who came to Earth to mine for gold thousands of years ago. They are very intellectually, physically, and spiritually advanced. Many took human wives/husbands and were cursed for this by other Gods who opposed anything that would educate or elevate human beings above that of an animal. Human beings were intended to be slaves and when the mining project was finished, they were to be destroyed. The Demons befriended humans and wished for us to become as the Gods, just as Father Satan attempted to bring humans godly knowledge and power. For this, they were cursed and punished.

bu yaziyi joy of satandan aldim. hic de alegoriymis gibi yazilmamis ve bu metafor olma olayini yeni duyuyorum ve kafam bayagi karisti.

Bahsettiğim alegori, Sümer mitolojisine aitti. Yüksek Rahibe Maxine Dietrich'in bu yazısı, en az 20 yıl öncesinden. Tanrıların altın aramaya gelmesi, Sümer mitolojisindeki bir alegoridir.

Sonrasında Yüksek Rahibe Maxine Dietrich iletişimini daha da iyileştirmiş ve eski forumlarda, gruplarda doğrusunu paylaşmıştır. Yüksek Rahip Hoodedcobra666 da son olarak doğrusunu bu forumlarda söylemiştir.

Tanrıların hain olması ya da bizim altın aramak için yaratılmamız doğru değil. Mitolojideki hikâyenin yanlış yorumlanması ve o dönemki astral iletişim problemleriyle ilgili.
 
Bahsettiğim alegori, Sümer mitolojisine aitti. Yüksek Rahibe Maxine Dietrich'in bu yazısı, en az 20 yıl öncesinden. Tanrıların altın aramaya gelmesi, Sümer mitolojisindeki bir alegoridir.

Sonrasında Yüksek Rahibe Maxine Dietrich iletişimini daha da iyileştirmiş ve eski forumlarda, gruplarda doğrusunu paylaşmıştır. Yüksek Rahip Hoodedcobra666 da son olarak doğrusunu bu forumlarda söylemiştir.

Tanrıların hain olması ya da bizim altın aramak için yaratılmamız doğru değil. Mitolojideki hikâyenin yanlış yorumlanması ve o dönemki astral iletişim problemleriyle ilgili.
Yüksek rahibin bu konuyla alakalı son vaazı varmı acaba varsa buraya kopyalabilirmisiniz ?
 
Teşekkür ederim bu altın arama işi bana mantıksız geliyor şuanda da dünyada çok altin var ozaman Tanrılar istese gelir hazır istif edilmiş altınları kolayca alamazmi.
 
Teşekkür ederim bu altın arama işi bana mantıksız geliyor şuanda da dünyada çok altin var ozaman Tanrılar istese gelir hazır istif edilmiş altınları kolayca alamazmi.
Bu alegori, yani Tanrılar gerçekten altın aramaya gelmedi.
 
The Demons are the Nephilim, [the Original Gods] the ancient extra-terrestrials who came to Earth to mine for gold thousands of years ago. They are very intellectually, physically, and spiritually advanced. Many took human wives/husbands and were cursed for this by other Gods who opposed anything that would educate or elevate human beings above that of an animal. Human beings were intended to be slaves and when the mining project was finished, they were to be destroyed. The Demons befriended humans and wished for us to become as the Gods, just as Father Satan attempted to bring humans godly knowledge and power. For this, they were cursed and punished.

bu yaziyi joy of satandan aldim. hic de alegoriymis gibi yazilmamis ve bu metafor olma olayini yeni duyuyorum ve kafam bayagi karisti.
Bu anlatı Zecharia Sitchin adlı Azeri-Yahudi bir yazarın anlatısı. Tabii onun da kendi köken kaynakları var fakat tamamen çöp bir anlatı. Sitede çok fazla böyle alıntılama var. Crowley bu alıntılananlardan biri mesela. Bu konu hakkında karşılaştırmalı Dünya Mitolojisi okumanı ve ruhani gelişimle bu konu üzerinde bir "yolculuğa çıkmanı" öneririm.
 
Alagori ne demek teorimi demek ?öyle bir anlatiyorsunuzki hepimiz ingilizce bilmiyoruz türkçeyi zor yazıyoruz alegori mecazimi yani şey hikaye gibi birşey anlatı
 
Alagori ne demek teorimi demek ?öyle bir anlatiyorsunuzki hepimiz ingilizce bilmiyoruz türkçeyi zor yazıyoruz alegori mecazimi yani şey hikaye gibi birşey anlatı
İngilizce bir kelime değil zaten, ayrıca Google'dan kolayca anlamına bakabilirsiniz.

"Bir düşünceyi, davranışı ya da eylemi, daha kolay kavratabilmek için onu, yerini tutabilecek simgelerle, simgesel sözlerle, benzetmelerle göz önünde canlandırma işi."
 
ŞEYTAN baba insanı geliştirdiği evriltigi yani insanlık seviyesine çıkardığı zamanlar biz Tanrılarla beraber yaşıyorduk.Sorum şu biz Tanrılarla beraber yaşarken hiçmi hasta olmuyorduk yani bir eksiğimiz yokmuydu insanlar arasında hiçmi tartışma kavga vs şeyler olmuyordu hayat çokmu güzel gidiyordu hasta olmuyormuyduk Tanrılar bizi yönetirken
 
Şunu yazmayı unutmuşum.
Ailevi Akdeniz ateşi hastalığı, ülkemizin de içinde bulunduğu Ortadoğu ve Akdeniz kökenli toplulukları etkileyen bir hastalıktır. En sık olarak Türk, Arap, Ermeni, Yahudi ırklarında görülmekle birlikte diğer ırklarda daha az oranlarda bildirilmektedir.

Sıklıkla küçük yaşlarda başlayan ve tekrar eden karın ağrıları, ateş, eklem şişlikleri, ayak bileğinde kızarıklık gibi bulgular ile seyreden genetik bir hastalıktır
Bizim ailede böyle bir hastalık var bunun fmf bunun yahudilerle bir bağlantısı varmıdır?
 
Şunu yazmayı unutmuşum.
Ailevi Akdeniz ateşi hastalığı, ülkemizin de içinde bulunduğu Ortadoğu ve Akdeniz kökenli toplulukları etkileyen bir hastalıktır. En sık olarak Türk, Arap, Ermeni, Yahudi ırklarında görülmekle birlikte diğer ırklarda daha az oranlarda bildirilmektedir.

Sıklıkla küçük yaşlarda başlayan ve tekrar eden karın ağrıları, ateş, eklem şişlikleri, ayak bileğinde kızarıklık gibi bulgular ile seyreden genetik bir hastalıktır
Bizim ailede böyle bir hastalık var bunun fmf bunun yahudilerle bir bağlantısı varmıdır?
FMF'in sebep olduğu semptomların aynısı kuzey ülkelerinde de var fakat mutasyonun olduğu genler farklı. Akdeniz Ateşi olarak adlandırılmasının sebebi de bu mutasyonun MEFV geninde olması. Yani bu mutasyona sahipseniz büyük ihtimalle bir Akdeniz halkındansınızdır. Buna yahudiler de dahil. Aynı hastalığın taşıyıcısıyım ben mesela. Fakat bu hep böyle olmak zorunda da değil. Türkiye'de Mezopotamya ve Kafkasya halklarının genetik mirası çok fazla, oradan gelmiştir büyük ihtimalle.
 
FMF'in sebep olduğu semptomların aynısı kuzey ülkelerinde de var fakat mutasyonun olduğu genler farklı. Akdeniz Ateşi olarak adlandırılmasının sebebi de bu mutasyonun MEFV geninde olması. Yani bu mutasyona sahipseniz büyük ihtimalle bir Akdeniz halkındansınızdır. Buna yahudiler de dahil. Aynı hastalığın taşıyıcısıyım ben mesela. Fakat bu hep böyle olmak zorunda da değil. Türkiye'de Mezopotamya ve Kafkasya halklarının genetik mirası çok fazla, oradan gelmiştir büyük ihtimalle.
"Fakat bu hep böyle olmak zorunda değil" derken bu hastalığın illa ailevi olarak kalıtılması gerekmediğini, bazen rastgele bir mutasyonla da çıkabileceğini kastettim ama açıklayıcı olmadığım için ekstra not düşeyim dedim.
 
"Fakat bu hep böyle olmak zorunda değil" derken bu hastalığın illa ailevi olarak kalıtılması gerekmediğini, bazen rastgele bir mutasyonla da çıkabileceğini kastettim ama açıklayıcı olmadığım için ekstra not düşeyim dedim.
Karın ağrısı yapıyor ben türküm soğuğa gelmiyor bu hastalık babamda var dedem vardı bendede var.Acaba dedim yahudilere özgü hastalıklar oluyorya yahudiyimiyim acaba dedim.Birde dün karın ağrım oldu Tanrı ritüeli yaptım lord Valefor ağrım geçmeyince eyvah dedim yahudi hastalığı var bende diye yardım etmiyor sandım.Gecende soğukta çalışırken halsizlik olmuştu bende Lord Valefora rituel yaptım ozaman iyileşmistim fmf karın ağrım geçmeyince kendimden şüphelendim acaba dedim yahudilikmi var bende diye
 
Karın ağrısı yapıyor ben türküm soğuğa gelmiyor bu hastalık babamda var dedem vardı bendede var.Acaba dedim yahudilere özgü hastalıklar oluyorya yahudiyimiyim acaba dedim.Birde dün karın ağrım oldu Tanrı ritüeli yaptım lord Valefor ağrım geçmeyince eyvah dedim yahudi hastalığı var bende diye yardım etmiyor sandım.Gecende soğukta çalışırken halsizlik olmuştu bende Lord Valefora rituel yaptım ozaman iyileşmistim fmf karın ağrım geçmeyince kendimden şüphelendim acaba dedim yahudilikmi var bende diye
Not: Doktora görünün
Ağrınızın geçmesi ve nöbetlerinizin gelmesi Lord Valefor'un size yardım etmemesi değil, kolsişın almamanız xd. FMF'in tüm semptomlarını tedavi edip sağlığınızın korunmasını istiyorsanız kolsişın almak zorundasınız. Günde bir veya iki hap genelde nöbetleri keser ve FMF'in hasarlarını iyileştirir. Genetiğinizi değiştirmek, hele de bir mutasyonu iyileştirmek tanrısal seviyede bir iştir. Ruhaniyette ilerlemek istiyorsanız ilacınızı alın ve o seviyelere gelene kadar sabredin. yahudi olduğunuzu zannetmiyorum. Anadolu'daki halklar arasında çok yaygın bir hastalık.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top