Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Transeksüellik

J.J.R

New member
Joined
Feb 14, 2022
Messages
2
Başlıkta da gördüğünüz gibi bu konuyu detaylıca konuşmak istiyorum. Kafamı en çok karıştıran konulardan biri, JoS'tan uzaklaştıran konulardan biri. Transeksüelliği desteklemiyorsunuz ve hatta kendi laflarınızı da geçip Tanrıları katarak onlarında bunu sevmediğini söylüyorsunuz. Ben de bunun açık açık sebebini, sevmemelerinin ardında yatan sebebi, bunun normal olmadığının bilimsel bir kanıtını sizden bekliyorum. Çünkü bilim transeksüelliğin elde olan bir şey olmadığına dair konuşuyor. Biz satanizmi tanıtırken bilime karşı bir düşünce savunmuyoruz, biz semavi dinler gibi değiliz diyoruz. Bu transeksüelllere olan tavrınız bilime karşı oluyor. Şimdi şey diyeceksiniz, bilim henüz iyi bir seviyede değil. Siz gösterin o halde Transeksüelliğin yanlış olan tarafı nedir? Birey kendini ait olduğu bedende istemiyor ve sevmiyorsa ne oluyor yani?

Bu atacağım yazı, çok basit bir siteden tanım olacak. Okumanız için atacağım sadece.

"Annenin döl yatağında şekillenen fiziksel (organik) bir durumdur. Tüm memelilerde yavrunun başlangıçtaki cinsiyeti dişidir. Rahimdeki gelişimin 2. ayında, ceninin salgıladığı hormonlarla, bebeğin cinsiyeti ya dişi olarak kalır ya da erkeğe dönüşür. Bu dönemde o küçücük gövdenin ve beynin cinsel yapısı belirlenmiş olur. Bu durum erkeklerin de neden orijinal dişi cinsiyetin izi olarak kalan meme başlarına sahip olduğunu açıklar. Ceninin gelişiminin tam bu aşamasında bir şeyler yanlış gider ve bebeğin gövdesinin cinsiyeti ile beynin cinsiyeti aynı olmaz. Yani gövde cinsel dönüşümünü yaparken beyin değişmeden dişi kalır, ya da beyin dönüşümünü yaparken beden dönüşmeden dişi kalır. Beyin üzerinde yapılan araştırmalar bu açıklamayı doğrular. Transseksüel doğmuş kişilerde yapılan otopsilerde beynin cinsiyetinin, bedensel cinsiyeti ile aynı olmadığı görülmüştür. (Beynin bir bölümü erkeklerde ve dişilerde farklıdır.)"

Sadece küçük bir kaynak olsun diye attım. Sizden istediğim ise bunun neresinin yanlış olduğunu anlatmanız. Şimdi şey demeyin, cinsiyet değişimi ameliyatlarını yahudiler keşfetti bu yüzden yapılmasını istemiyoruz vesaire. Çünkü böyle bir cevap gelirse gerçekten çok komik olacak. Şimdiden cevaplarınız için teşekkürlerimi sunuyorum.
 
Esenlikler,

Bu dediğiniz araştırma doğru olsa bile hastalık olduğunu değiştirmiyor. Tüm zihinsel hastalıkları Neptün yönetir. Kafa karışıklığı onun eseridir. Doğum esnasında ya da geçiş esnasında 1. eve bir şekilde açı yapıyorsa kişinin kendi benliğiyle alakalı kafa karışıklığı olabilir. Ayrıca zenoöstrojen gibi katkı maddeleri de bunda büyük bir etken.

Tanrıların karşı çıkma nedeni ise evlatlarının zarar görmelerini istememesi. Bu sadece "bugün de kadın olayım hadi" gibi basit bir söylem değil. "Özünüzü" reddediyorsunuz. Yok oluşa sürükleniyorsunuz. Bir anne baba, evladının yok oluşa sürüklenmesini, kendini heba etmesini oturup izleyebilir mi?

Bence yeterince açık oldu. Bir şey hastalıksa o şey hastalıktır ve hastaya da acı getirir. Burada doktora (spiritüel çalışmalara) yönlendiriyoruz, bu bir iyiliktir. Şizofren birisinin iyileşmesini dilemekle arasında hiçbir fark yok yaptığımızın.

İyi günler.
 
J.J.R said:
Başlıkta da gördüğünüz gibi bu konuyu detaylıca konuşmak istiyorum. Kafamı en çok karıştıran konulardan biri, JoS'tan uzaklaştıran konulardan biri. Transeksüelliği desteklemiyorsunuz ve hatta kendi laflarınızı da geçip Tanrıları katarak onlarında bunu sevmediğini söylüyorsunuz. Ben de bunun açık açık sebebini, sevmemelerinin ardında yatan sebebi, bunun normal olmadığının bilimsel bir kanıtını sizden bekliyorum. Çünkü bilim transeksüelliğin elde olan bir şey olmadığına dair konuşuyor. Biz satanizmi tanıtırken bilime karşı bir düşünce savunmuyoruz, biz semavi dinler gibi değiliz diyoruz. Bu transeksüelllere olan tavrınız bilime karşı oluyor. Şimdi şey diyeceksiniz, bilim henüz iyi bir seviyede değil. Siz gösterin o halde Transeksüelliğin yanlış olan tarafı nedir? Birey kendini ait olduğu bedende istemiyor ve sevmiyorsa ne oluyor yani?

Bu atacağım yazı, çok basit bir siteden tanım olacak. Okumanız için atacağım sadece.

"Annenin döl yatağında şekillenen fiziksel (organik) bir durumdur. Tüm memelilerde yavrunun başlangıçtaki cinsiyeti dişidir. Rahimdeki gelişimin 2. ayında, ceninin salgıladığı hormonlarla, bebeğin cinsiyeti ya dişi olarak kalır ya da erkeğe dönüşür. Bu dönemde o küçücük gövdenin ve beynin cinsel yapısı belirlenmiş olur. Bu durum erkeklerin de neden orijinal dişi cinsiyetin izi olarak kalan meme başlarına sahip olduğunu açıklar. Ceninin gelişiminin tam bu aşamasında bir şeyler yanlış gider ve bebeğin gövdesinin cinsiyeti ile beynin cinsiyeti aynı olmaz. Yani gövde cinsel dönüşümünü yaparken beyin değişmeden dişi kalır, ya da beyin dönüşümünü yaparken beden dönüşmeden dişi kalır. Beyin üzerinde yapılan araştırmalar bu açıklamayı doğrular. Transseksüel doğmuş kişilerde yapılan otopsilerde beynin cinsiyetinin, bedensel cinsiyeti ile aynı olmadığı görülmüştür. (Beynin bir bölümü erkeklerde ve dişilerde farklıdır.)"

Sadece küçük bir kaynak olsun diye attım. Sizden istediğim ise bunun neresinin yanlış olduğunu anlatmanız. Şimdi şey demeyin, cinsiyet değişimi ameliyatlarını yahudiler keşfetti bu yüzden yapılmasını istemiyoruz vesaire. Çünkü böyle bir cevap gelirse gerçekten çok komik olacak. Şimdiden cevaplarınız için teşekkürlerimi sunuyorum.

Birşey sorucam bu yanlış gitme olayında bir kontrol noktası fln varmı ? Hani hücre bölünmesinde birkaç kontrol noktası vardır ve bu kontrol noktalarından biri bozulunca hücre kontrolsuzce bölünüyor çoğalıyor bir kütle oluşturuyor ve kanser oluyor yani bunun gibi bir noktalar var mı ? Ayrıca ruh reankarne olurken çook ama çok extrem bir durumda yanlış bir cinsiyete girer bu da çok nadir nadir hemde baya nadir ama son zamanda transseksüel fln olmak fazlasıyla artı ve artık gay olan bile insanlar bir ön yargı ile gelecekti trans birey olarak bakıyor ve ayrıca bunu yani " gayler bir süre sonra trans olurlar , pasif aktif olarak 2ye ayrılırlar pasif olanlar kadın gibidir aktifler erkeksidir " diye anlayışı insanlara empoze eden yahudilerdir ve bu durumu komik buluyorsanız elimizden birşey gelmez ve yanlış hatırlamıyorsam buna benzer bir soruyu ben yabancı forumlarda sormuştum ve cinsiyet değiştiren eski bir üyemizin çok psikolojik rahatsız yaşayıp JoS toplumana zarar verecek davranışlar sergilediği için uzaklaştırıldığını söylediler yani gördüğünüz üzere çokda fazla sağliklı değilmiş
 
J.J.R said:
Başlıkta da gördüğünüz gibi bu konuyu detaylıca konuşmak istiyorum. Kafamı en çok karıştıran konulardan biri, JoS'tan uzaklaştıran konulardan biri. Transeksüelliği desteklemiyorsunuz ve hatta kendi laflarınızı da geçip Tanrıları katarak onlarında bunu sevmediğini söylüyorsunuz. Ben de bunun açık açık sebebini, sevmemelerinin ardında yatan sebebi, bunun normal olmadığının bilimsel bir kanıtını sizden bekliyorum. Çünkü bilim transeksüelliğin elde olan bir şey olmadığına dair konuşuyor. Biz satanizmi tanıtırken bilime karşı bir düşünce savunmuyoruz, biz semavi dinler gibi değiliz diyoruz. Bu transeksüelllere olan tavrınız bilime karşı oluyor. Şimdi şey diyeceksiniz, bilim henüz iyi bir seviyede değil. Siz gösterin o halde Transeksüelliğin yanlış olan tarafı nedir? Birey kendini ait olduğu bedende istemiyor ve sevmiyorsa ne oluyor yani?

Bu atacağım yazı, çok basit bir siteden tanım olacak. Okumanız için atacağım sadece.

"Annenin döl yatağında şekillenen fiziksel (organik) bir durumdur. Tüm memelilerde yavrunun başlangıçtaki cinsiyeti dişidir. Rahimdeki gelişimin 2. ayında, ceninin salgıladığı hormonlarla, bebeğin cinsiyeti ya dişi olarak kalır ya da erkeğe dönüşür. Bu dönemde o küçücük gövdenin ve beynin cinsel yapısı belirlenmiş olur. Bu durum erkeklerin de neden orijinal dişi cinsiyetin izi olarak kalan meme başlarına sahip olduğunu açıklar. Ceninin gelişiminin tam bu aşamasında bir şeyler yanlış gider ve bebeğin gövdesinin cinsiyeti ile beynin cinsiyeti aynı olmaz. Yani gövde cinsel dönüşümünü yaparken beyin değişmeden dişi kalır, ya da beyin dönüşümünü yaparken beden dönüşmeden dişi kalır. Beyin üzerinde yapılan araştırmalar bu açıklamayı doğrular. Transseksüel doğmuş kişilerde yapılan otopsilerde beynin cinsiyetinin, bedensel cinsiyeti ile aynı olmadığı görülmüştür. (Beynin bir bölümü erkeklerde ve dişilerde farklıdır.)"

Sadece küçük bir kaynak olsun diye attım. Sizden istediğim ise bunun neresinin yanlış olduğunu anlatmanız. Şimdi şey demeyin, cinsiyet değişimi ameliyatlarını yahudiler keşfetti bu yüzden yapılmasını istemiyoruz vesaire. Çünkü böyle bir cevap gelirse gerçekten çok komik olacak. Şimdiden cevaplarınız için teşekkürlerimi sunuyorum.

Esenlikler,

Bright Truth kardeşimiz aslında yeteri kadar iyi açıklamış, ancak bende bir kaç ekleme yapmak isterim.

Bahsettiğiniz araştırmayı biliyorum ve bu araştırmanın ne yazık ki tarihsel bir dayanağı yok. Eşcinsellik, Hemafroditlik gibi yönelimler çağlar önce gelmişken, Translik 1900 yıllarda ortaya çıkan bir bulgu. Bunun ilk deneyini ise, Alman bir bilim adamı gerçekleştirmişti.

Bunun sebebi düşmanlarımız. Yahudiler yüzyıllardır insanların genetikleri ile oynayıp, insanları kendi cinsiyetlerinden ve eril/dişil enerjilerinden uzaklaştırmak için böyle bir şey yapıyorlar. Bu da bizi ruhaniyetimizden uzaklaştırıyor.

İyi günler.
 
J.J.R said:

Bunu konuşurken transları ve trans hakları hareketlerini ayrı değerlendirmek gerek. Translar hakkında daha önceden yazdığım fikirlerim değişmedi o yüzden direkt alıntılıyorum. Onlar, bence kurbanlar.

Bright Truth said:
Pammy said:
Bright Truth said:

Lezbiyen, gay, biseksüel ve trans olmak ''doğal'' mıdır? Bence evet. Doğal kelimesi doğmaktan geliyor ve böyle doğuyorlar, ayrıca eşcinsellik doğada da karşılaşılmayan bir şey değil. Normal midir? Eşcinsellik ''norm'' değil istisnadır. Azınlıktır.

Transların ruhlarının ait olmadıkları bir bedende doğuyor olma olasılığı benim de aklıma gelmişti. Ekstrem bir durum olmayabilir. Yok olmamak için son anda bir bedene girmek bir sebep olabilir. Kişisel fikrim önceki hayatında cinsiyeti ile ilgili travma yaşayan bir ruh da olabilir. Nasıl ergenliğe girerken tacize uğramış bir kız çocuğunun bilinç altında kadın olmaktan korkmak bunun sonucunda da kadınsılaşmaktan, kadınsı hatlar kazanmaktan kaçınmak için fark etmeden gittikçe daha az yemek ve yeme bozukluğuna sahip olma durumunu yaşayabiliyorsa, önceki hayatında tecavüze uğrayarak öldürülmüş biri bu travma yüzünden kendi cinsiyetinde doğamıyor olabilir.

Bunlar bilinçli tepkiler ve tercihler değil. Bir tür hastalık (bilinçaltında kadın olma korkusuna bağlı yeme bozukluğu). Durum buysa ekstrem bir durum olmaktan çıkar. Sadece bizim ülkemizde yılda (sadece ortaya çıktığı kadarıyla bile) yüzlerce kadına da erkeğe de tecavüz vakası yaşanıyor. Küçücük çocuklar istismar ediliyor.

Bir diğer fikir de kasıtlı olarak böyle hastalıklı bir şekilde reenkarne ediliyor olmaları. İlgili yazıdan hatırladığım kadarıyla Satan kendine inanan ruhları koruyor ve reenkarne ediyordu. İbrahimi inançları kabul etmiş ve itaat etmiş olanlar enerji kaynağı olarak kullanılıyor, bu inançlardan kopamamış ama vecibeleri yerine getirmemiş olanlar da bir süre düşük titreşimli ceplerde işkence gördükten sonra daha itaatkar bir şekilde geri alınmak üzere dünyaya yollanıyordu.

Bu doğruysa onlara kazandıracağı iki şey var: Ait olmadığı bedene reenkarne edilmiş ruh muhtemelen asla gelişemeyecektir ve cinsiyet tanımları gittikçe bozulacaktır.

Son olarak; yediğimiz, içtiğimiz, o veya bu şekilde vücudumuza aldığımız şeylerin de etkisi olduğuna katılıyorum. Cinsiyetlerin ve genetiğin uğradığı dezanformasyon sonucunda arada kalmış kişiler de LGBT topluluğunun cesaretlenmesiyle uçurumdan itiliyor. Becebilirsem bir çocuğun annesi, doktor ve çocuk uzmanı tarafından nasıl ''ikna edildiği'' hakkında bir görsel ekleyeceğim.

1rk9Yp3

Esenlikler,

Sözlerimi kimseyi kırmamak adına yumuşatıyorum ancak açık bir şekilde demek istediklerimi ifade etmişsiniz. Katılıyorum, detaylı ve güzel bir yazı olmuş.

Görseli de sizin yerinize atayım, gitmemiş:

xdvoXm0.jpeg

Tekrar söylemek gerekirse, translar bence kurbanlar. Yaşadıkları zorluklar için üzgünüm. Ait olmadığın bedende olmak hayal edemeyeceğim kadar zor olmalı. Bu noktada trans aktivizmini ayrı tutuyorum. Gökkuşağı, Yahudilerin sözde tanrısıyla olan anlaşmalarının sembolüdür. Yahudiliğin gayrıresmi sembolü bile denir. Bunu araştırmayı size bırakıyorum.

Bazı trans aktivistlerinin tweet'lerinden oluşan şu seriye bakarak neden trans aktivizmini, trans olarak doğmuş masum insanlardan ayrı tuttuğumu anlayabilirsiniz.

https://twitter.com/hale_akay/status/1491455717026373638?s=21

Ek olarak:
IMG_5526.JPG


''Devrimden sonra bütün trans karşıtı feministler, trans kadınların dölleri için halka açık delikler oldular.''

Yani hayır, translar için üzgünüm ama trans aktivizmini desteklemiyorum. Sebebini iki örnekle açıklamak gerekirse: Alana McLaughlin ve Scott Smith vakaları.

Scott Smith bir kız çocuğu babası. Bir gün okuldan aranıyor ve kızının, kadın olduğunu söyeyip etek giyerek kızlar tuvaletine girme hakkı kazanan bir ''penisli'' (çünkü erkek diyince transfobik oluyorsunuz) tarafından cinsel saldırıya uğradığını öğreniyor. Bu babanın okul toplantısında translar tuvaletlere girmesin konusunu açınca ''hoşgörüsüz'' olduğu gerekçesiyle tutuklanırkenki fotoğrafı. Olayın üsstü kapatılıyor, aynı penisli yine aynı şekilde başka bir öğrenciye de saldırınca dava açılabiliyor.

scott-smith-assault-cover-up-750x430.jpg
Olayı medyada kendine Skirt-wearing male student is found guilty of raping a 15-year-old girl in a school bathroom in Loudoun County, Virginia başlığıyla yer buldu. Araştırabilirsiniz.

İkincisi, Alana Mclaughlin. Bu hanımefendi MMA ilk maçıyla ün kazandı. Kendisi Birleşik Devletler Özel kuvvetler'in eski bir üyesi. Kadın beyanı verdiği için bir kadınla dövüşme (daha doğrusu kadın rakibini doğal olarak ezici şekilde dövme) hakkını kazandı.
Alana-McLaughlin-combate-global-600x400.jpg

Adamın, yok pardon, kadının vücut yapısına bakın. Bir erkeğin kas, iskelet, hormonlarına sahip bir şekilde gelişmiş. Erkekler ve kadınlar kim ne iddia ederse etsin farklıdır. Zihinleri ve bedenleri farklı. İslxm'ın iddia ettiği gibi ''bir derece düşük olmaktan değil. Evrimsel olarak kadınlar bir bebeği besleyip büyütürken zayıf düşmemek için besinleri depolamaya -yağ- daha yatkınken erkekler avlanmak ve savaşmak için kas geliştirmeye daha uygun şekilde evrimleşti.

Mclaughlin'in aşağıda gördüğünüz rakibi, kariyerinde hiçbir maçta bu kadar ezici bir güçle karşılaşmadığını ifade etti.
McLaughlin.jpg


Trans kadınların, cis kadınlarla tuvaletleri paylaşmasına ve onlarla eşitmiş gibi rekabet etmesine ne yazık ki destek olmama imkan yok.
 
Pammy said:
Tekrar söylemek gerekirse, translar bence kurbanlar. Yaşadıkları zorluklar için üzgünüm. Ait olmadığın bedende olmak hayal edemeyeceğim kadar zor olmalı.

Esenlikler,

Translar aslında tam da ait oldukları bedendeler. Zihinsel olarak burada aşmaları gereken bir problem var. Evrenin reenkarnasyon sisteminde hata olduğu fikri bizden kaynaklanan bir fikir değil, bazı üyeler sadece böyle bir şey olabilir demişti ancak bu kimse tarafından onaylanan bir görüş değil.

İnsanların dikkatini de çekmiştir, sadece translıkta değil, gay'likte de bir artış var, özellikle pasif gay'likte. Tabii ki burada demek istediğim gay'liğin yanlış olduğu değil. Ancak bu zenoöstrojenler sağ olsun insanların git gide testosteronları düşüyor, zaten gay'lere bakıldığında zenoöstrojen oranlarının büyük oranda fazla çıktığı tespit ediliyor.

Tabii ki tekrar belirtmek isterim, burada bir ayrım var. Benim bahsettiğim yanlış hormonlar yüzünden "gay olduğunu sanan" kişiler, doğaları gereği gay olan kişiler ise zaten doğalarını yaşıyorlar. Ayrım yapması basit, eğer çizelgenizde dişil etkiler yoksa, dişil bir karakter geliştiriyorsanız zenoöstrojen etkisi olabilir. Çizelgenizde hem bu dişil doğayı destekleyen etkenler varsa, hem de gay'seniz muhtemelen doğaldır. Tabii kesin bir şey diyemiyorum, meditasyonlarla ve zamanla ortaya çıkacaktır.

Son olarak yazınız güzel olmuş, elinize sağlık. Sadece oradaki kısmı düzeltmek istedim, bir süredir forumlarda bu tarz yanlış bir görüş geziniyor, bu görüşler ise dayanaksız bir şekilde bazı başka kardeşlerimizin sanıları üzerine çıkmış görüşler.

----------------

Başka bir not düşecek olursam, genel olarak buradaki tüm kardeşlerimize, o da şu olacaktır;

Kişinin doğasına yapılan bir yanlışlamayı kabullenmek zor olabilir, biliyorum. Yabancı forumlarda da cinsiyet değiştirmek isteyen bir kardeşimiz vardı ve bu benlik hakkındaki kafa karışıklığı, oldukça problemli olabilir. Belki kişi, düzeltmek için harekete geçmek bile istemeyebilir, kendisini öyle sanabilir. Dış kaynaklı bir problemi düzeltmeye istekli bir kişi, iç problemleri düzeltmekte zorlanabilir ancak problem, problemdir.

Buradaki herkesin o ya da bu şekilde iç ya da dış kaynaklı sorunları var, ne kadar zor olsa da düzeltmek için çaba gösterilmeli.

İyi akşamlar.
 
Bright Truth said:
Pammy said:
Tekrar söylemek gerekirse, translar bence kurbanlar. Yaşadıkları zorluklar için üzgünüm. Ait olmadığın bedende olmak hayal edemeyeceğim kadar zor olmalı.

Esenlikler,

Translar aslında tam da ait oldukları bedendeler. Zihinsel olarak burada aşmaları gereken bir problem var. Evrenin reenkarnasyon sisteminde hata olduğu fikri bizden kaynaklanan bir fikir değil, bazı üyeler sadece böyle bir şey olabilir demişti ancak bu kimse tarafından onaylanan bir görüş değil.

İnsanların dikkatini de çekmiştir, sadece translıkta değil, gay'likte de bir artış var, özellikle pasif gay'likte. Tabii ki burada demek istediğim gay'liğin yanlış olduğu değil. Ancak bu zenoöstrojenler sağ olsun insanların git gide testosteronları düşüyor, zaten gay'lere bakıldığında zenoöstrojen oranlarının büyük oranda fazla çıktığı tespit ediliyor.

Tabii ki tekrar belirtmek isterim, burada bir ayrım var. Benim bahsettiğim yanlış hormonlar yüzünden "gay olduğunu sanan" kişiler, doğaları gereği gay olan kişiler ise zaten doğalarını yaşıyorlar. Ayrım yapması basit, eğer çizelgenizde dişil etkiler yoksa, dişil bir karakter geliştiriyorsanız zenoöstrojen etkisi olabilir. Çizelgenizde hem bu dişil doğayı destekleyen etkenler varsa, hem de gay'seniz muhtemelen doğaldır. Tabii kesin bir şey diyemiyorum, meditasyonlarla ve zamanla ortaya çıkacaktır.

Son olarak yazınız güzel olmuş, elinize sağlık. Sadece oradaki kısmı düzeltmek istedim, bir süredir forumlarda bu tarz yanlış bir görüş geziniyor, bu görüşler ise dayanaksız bir şekilde bazı başka kardeşlerimizin sanıları üzerine çıkmış görüşler.

----------------

Başka bir not düşecek olursam, genel olarak buradaki tüm kardeşlerimize, o da şu olacaktır;

Kişinin doğasına yapılan bir yanlışlamayı kabullenmek zor olabilir, biliyorum. Yabancı forumlarda da cinsiyet değiştirmek isteyen bir kardeşimiz vardı ve bu benlik hakkındaki kafa karışıklığı, oldukça problemli olabilir. Belki kişi, düzeltmek için harekete geçmek bile istemeyebilir, kendisini öyle sanabilir. Dış kaynaklı bir problemi düzeltmeye istekli bir kişi, iç problemleri düzeltmekte zorlanabilir ancak problem, problemdir.

Buradaki herkesin o ya da bu şekilde iç ya da dış kaynaklı sorunları var, ne kadar zor olsa da düzeltmek için çaba gösterilmeli.

İyi akşamlar.

Demek bu yüzden pasif olanlar fabrikadan çıkmış gibi minion tüysüz kılsız oluyorlar hormondan dolayı

o zaman gaylık hormona bağlı değil pasif gaylık mı o hormona bağlı ? Anlamadım
 
Bright Truth said:

O zaman ''Düşmanın yin-yang, shiva-shakti dengesini bozarak ruhani gelişimimizi engelleme amaçlarına kurban gitmiş, kendi cinsiyetine ait hissedemeyen insanlar'' diyeyim.
 
Baroness Blossom said:
Demek bu yüzden pasif olanlar fabrikadan çıkmış gibi minion tüysüz kılsız oluyorlar hormondan dolayı

o zaman gaylık hormona bağlı değil pasif gaylık mı o hormona bağlı ? Anlamadım

Esenlikler,

Hayır, pasif gay'lik de doğaldır. Burada kastettiğim "bir kısım"ın böyle olduğu. Örnek verecek olursak, trans birisi kadın oldu diye kadın cinsiyeti doğal olmaktan çıkmayacaktır. Aynı şekilde, aktif ve pasif gay'lik de doğaldır, ancak kastettiğimiz şey dış etkenlerden dolayı bazı kişilerin heteroseksüel olmasına karşın, dışarıdan alınan östrojen sayesinde kendini gay sanmasıdır. Östrojen, kadınlara ait bir hormon olduğu için, bu hormonun aşırı salgısı ya da vücutta bulunuşu durumunda kadınsı davranışlarla birlikte pasif gay'lik de görülebilir, sonuç olarak cinsel yaşamda kadınların pozisyonu bellidir.

Doğasında pasif gay'lik olmamasına rağmen bunu getirebilecek bir diğer şey de belki yine Neptün'ün 5. ya da 8. evde yerleşmiş olması olabilir, emin değilim ve bu sadece benim kendi teorimdir. Ancak Stormblood kardeşimiz, vaktinde bu tarz biseksüel çekilimin 5. ve 8. evlerden okunabileceğini söylemişti. İkizler, Balık ya da Yay gibi değişken yapılı burçlar, biseksüelliğin göstergesi olabilir demişti. Tabii kendisi sadece doğal bir göstergeden bahsetti, benim bahsettiğim ise yine Neptün'ün 1. evde konumlanmış olması gibi kişinin kendi doğasına aykırı bir kafa karışıklığı/çekim.

Yine de dediğim gibi bu konudan pek emin değilim. Balık ve Neptün direkt kafa karışıklığı veriyor yerleştiği her evde, ancak yine de bu sadece kendi görüşüm ve çıkarımımdır. Yine de elimizde olan bilgilere göre kendi açımdan mantıklıdır.

İyi geceler.
 
durum aslında çok basit ve transseksüelliği savunanların zaten bunu en başta TEMELLENDİREMEDİĞİNİ görmen bu kişileri ciddiye almaman gerektiğini sana gösterir.

bu kişilere şu soruları sorduğun ve sorgulamayı sürdürdüğün an sana saldırdıklarını görürsün:

-kadınlık nedir?
-kadın olmak ''kadın'' kıyafeti giyip ''kadınsı'' hareketler sergileyip makyaj yapmak mıdır? bu düpedüz kadın düşmanlığı değil midir? sonuçta kadınlığı bunlara indirgeyerek kadınların nasıl hareket etmesi gerektiğini buyurmuş oluyorlar bir yerde. kadın ''kadınsı'' davranır diyorlar. bu düpedüz mizojinidir.
-(eğer kişi metafiziği reddediyorsa) yanlış bedende doğmak ne anlama geliyor? metafiziği reddederek bunu temellendirmek nasıl mümkün olabilir?
-beynin cinsiyeti ne demek? karaciğerin, bağırsağın cinsiyeti olabilir mi ki de beynin oluyor?

buraya kadar trans kadınlardan bahsettim ancak çoğu kadında kendini trans erkek olarak tanımladıklarını görüyorum. gerçekten çok üzücü. küçücük kızcağızlar futbol oynamayı sevdiği, etek giymeyi sevmediği, eşcinsel erkekleri fetişize ettiği, makyaj yapmayı sevmediği için kendine böyle diyor. cinsiyetler bu tür saçma sapan stereotiplerden ötesidir. cinsiyetiniz siz ne iseniz odur.
 
Bright Truth said:
Baroness Blossom said:
Demek bu yüzden pasif olanlar fabrikadan çıkmış gibi minion tüysüz kılsız oluyorlar hormondan dolayı

o zaman gaylık hormona bağlı değil pasif gaylık mı o hormona bağlı ? Anlamadım

Esenlikler,

Hayır, pasif gay'lik de doğaldır. Burada kastettiğim "bir kısım"ın böyle olduğu. Örnek verecek olursak, trans birisi kadın oldu diye kadın cinsiyeti doğal olmaktan çıkmayacaktır. Aynı şekilde, aktif ve pasif gay'lik de doğaldır, ancak kastettiğimiz şey dış etkenlerden dolayı bazı kişilerin heteroseksüel olmasına karşın, dışarıdan alınan östrojen sayesinde kendini gay sanmasıdır. Östrojen, kadınlara ait bir hormon olduğu için, bu hormonun aşırı salgısı ya da vücutta bulunuşu durumunda kadınsı davranışlarla birlikte pasif gay'lik de görülebilir, sonuç olarak cinsel yaşamda kadınların pozisyonu bellidir.

Doğasında pasif gay'lik olmamasına rağmen bunu getirebilecek bir diğer şey de belki yine Neptün'ün 5. ya da 8. evde yerleşmiş olması olabilir, emin değilim ve bu sadece benim kendi teorimdir. Ancak Stormblood kardeşimiz, vaktinde bu tarz biseksüel çekilimin 5. ve 8. evlerden okunabileceğini söylemişti. İkizler, Balık ya da Yay gibi değişken yapılı burçlar, biseksüelliğin göstergesi olabilir demişti. Tabii kendisi sadece doğal bir göstergeden bahsetti, benim bahsettiğim ise yine Neptün'ün 1. evde konumlanmış olması gibi kişinin kendi doğasına aykırı bir kafa karışıklığı/çekim.

Yine de dediğim gibi bu konudan pek emin değilim. Balık ve Neptün direkt kafa karışıklığı veriyor yerleştiği her evde, ancak yine de bu sadece kendi görüşüm ve çıkarımımdır. Yine de elimizde olan bilgilere göre kendi açımdan mantıklıdır.

İyi geceler.

Bu konumlamaların hiçbiri bende yok yani pasif değilim aynı şekilde biseksüelde değilim ama gay olduğumu nasıl anlayacağım doğum haritasından ?
 
Baroness Blossom said:
Bu konumlamaların hiçbiri bende yok yani pasif değilim aynı şekilde biseksüelde değilim ama gay olduğumu nasıl anlayacağım doğum haritasından ?

Esenlikler,

Benim dediğim sadece "göstergesi olabilir" idi, "kesin bu şarttır" diye bir şey söylemedim. Cinsel yönelim, astrolojiden de öte ruha işlemiş bir şeydir. 5 ile 8. evlerinde tamamen sabit burçlar ve gezegenler olsa bile kişi, biseksüel yine olabilir. Astrolojiye bakarak cinsel yönelimin öğrenilebileceğini sanmıyorum. Tabii yine de kendi görüşüm bu, kesin bir açıklama bulunmamakta. Daha önceden bahsettiğim ise yine başka bir kardeşimizin görüşüydü, kesin bir açıklama değildi.

İyi akşamlar.
 
Esenlikler,

https://www.psychiatry.org/patients-families/gender-dysphoria böyle bir yazı buldum.

Burada "cinsiyet disforisi" ir kişinin cinsiyet kimliği ile doğduğu cinsiyet arasındaki uyumsuzluk nedeniyle hissettiği sıkıntıdan söz ediyor. Bu tarz insanlar genelde "Trans" oluyorlar. Basit bir tabir ile psikolojik bir sorun olduğu ortada. İlgili bir kaç kaynak daha var bunun ile ilgili.

İyi günler.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top