Noctur said:
Esenlikler,
1 - Bir eşyayı kutsamak hakkındaki
bu yazıyı okuyordum ki sunak kavramına denk geldim, bir eşyayı kutsarken sunak kullanmak zorunda mıyız?
2 - Yeni bir ruh nasıl oluşur? Seks sırasında, iki bireyin enerjilerinin birleşimi ile oluştuğuna dair bir duyum almıştım lâkin emin olamıyorum.
3 - Ölüm programlarının sözde "kutsal" olan kitapları neden bilime ters? Yahudilerin iletişimde olduğu Reptilianların teknolojilerini düşünürsek bu durum mantıksız geliyor.
İyi akşamlar.
Esenlikler,
1- Sunaklar daha çok Tanrılarımızı onurlandırmak amacıyla SS'lerin odalarına yerleştirebileceği köşe masalarıdır. Verdiğiniz bağlantıdaki talimatları biraz incelediğimde, her şeyin Tanrılara edilen dualar yoluyla gerçekleştirildiğini görüyorum. Yani onlar istedikçe her şey olacaktır.
2- Anne rahminde epifiz bezi geliştiğinde veya doğum esnasında oluştuğu söyleniyor. Ve evet, anne-babadan da karma alındığı için onların da yeni doğan bir ruhta da payları bulunacaktır.
3- Reptilyanlar bu tarz şeylerle ilgilenmezler. Onlar hiyerarşinin tepe noktası oldukları için ayak işlerine Grileri yollarlar. İslam'ı hazırlayan Grilerdi, Hristiyanlık ise Yahudilerin çeşitli Centil tapınaklarına sızmasıyla, Centillerin özüne hitap eden kaliteli bilginin toplanmasıyla yaratıldı.
Dönemin bazı bilim dışı görüşleri düşünüldüğünde, Yahudilerden gelen apar topar bilgiyle bir şeylerin yazılıp çizilmesi doğaldır.
Bunun harici, düşmanın da yüksek oranda alegori kullandığını biliyoruz. Nasıl bizim alegorilerimiz ruhu açmaya yönelikse, onlarınkisi de bağlamaya yönelik. Örneğin bir miti okuduğunuzda, anlayış seviyenize göre bundan belirli bir bilgi ve ders edinirsiniz. Düşman metinlerinde ise tam aksiyle karşılaşırsınız. Ruh seviyeniz yüksekse doğal olarak bir iticilikle yaklaşırsınız. Burada "sol beyini" kullanmaya gerek yok.
Örneğin, günümüzde ayeti büke büke yine Müslüman kalanlar da var. Kendim sayısız tanrıtanımaz ve müslüman vakayı gözlemlediğim için, öyle ya da böyle "akıl" lafının arkasına sığınarak bir şeyleri gerekçelendirmeye çalıştıklarını da biliyorum.
Zihin, beden ve ruh; bilincin altında yer alıp ona uymaya çalışırlar. Bilinci yüksek birisine ne kadar İslam propagandası da yapsanız bu araçlardaki antitoksinler, zehrin nüfuz etmesine izin vermeyecektir. Müslümana da ne kadar argüman götürseniz Müslüman kalacaktır.
Tabii, burada bilginin önemini yadsımıyorum. Örneğin, Kuran'ın Türkçesini bile okumayan ve içinde ne var yok bilmeyen Müslümanlar, okuduklarında bilinçlerince bir aydınlanmaya kavuşabilirler. Demek istediğim, bilgi tetikleyici rol oynayabilir ancak bu konu bazında, dönüştürücü olarak çalışabileceğini düşünmüyorum.
İyi akşamlar.