Alena666 said:
CinnamonCake said:
Ya bu foruma girip çıkan insanların yarısı yazı yazma özürlü. İlkokula bile gitmediniz mi anlamıyorum ki. Çok çirkin bir görüntü.
Aşk büyüsü yaparak birini elde etmeyi etik bulan biri kendine nasıl Spiritüel Satanist diyebilir bunu da anlamıyorum. Saygın olmayan bir büyücü olursunuz en fazla. Cadı kazanınız da var mı bari? İnsan kendine nasıl başkasının özgür iradesine müdahale edip onunla birlikte olmayı yakıştırır? Bundan nasıl tat alır? Bu gerçek bir ilişki bile değil. İnsanların doğuştan bir hakkı olan özgür iradesine saygı göstermiyorsunuz. Şunu Tanrılar bile yapmıyor. Dilediklerini yapabilecek güce sahiplerken özgür iradeye bırakıyorlar her şeyi. Diğer insanların sınırlarına girme hakkını kendinizde nasıl buluyorsunuz? Kendinizi ne zannediyorsunuz tam olarak? Siz kimsiniz biliyor musunuz, halk kötüye kullanır diye okült bilginin saklandığı halksınız. Sabah akşam yahudi eleştirip, RTR yapıp yahudilerin centillere yaptığı büyüyü bozmaya çalışan ikiyüzlüler, size söylüyorum. Centillerin özgür iradesini geri kazanmasını isteyip başkalarına aşk büyüsü mü yapıyorsunuz? Aynı bok olduğunuzu anlayacak zeka yok muhtemelen.
Düşünüyorum mesela, ben bir SS değilim diyelim ki, dümdüz bir insanım ve hayatıma bakıyorum. Hayatta ilgimi çekmeyen, hiçbir şekilde etkilenmediğim biri bana kafayı takıyor ve büyü yapıp kendine aşık ediyor. Düşünmesi bile korkunç. Benim ilgimi çekebilecek biri olsa zaten onu görür ve tanımak isterim öyle değil mi? Veya birini reddediyorum ama sırf o beni istiyor diye bana büyü yapıyor. İstesem karşılık verebileceğim biri o karşılığı benden zorla alıyor. Aurama, zihnime, kendi kişisel alanıma etki edip beni “büyülüyor”. Tecavüz bu.
Bu kadar düşmeyin, bu özellikle bir SS’e hiç yakışmıyor. Daha iyisi olabilirsiniz.
Esenlikler,
Öncelikle söylemek istiyorum ki geçmişte bende böyle düşünüyordum.
Etiklik sınırını aşmadığımız sürece istediğimiz büyüyü yapma gibi bir durumumuz var.
Bright Bey'e aynen böyle bir soru sormuştum, "Bu zorla kendine aşık etmek, onun iradesini çalmak gibi bir şey değil mi?" tarzındaydı. O da bana, bunun aslında onun harita konumlarını (ya da öyle bir şeyi) bizimkine yöneltmek gibi bir şey olduğunu söylemişti. Tam olarak hatırlamıyorum ama "kötü veya bu tecavüzdür" dememişti.
Ayrıca bu arap büyüleri gibi bir şey değil, adamın zihnine tecavüz edelim. Güçlü bir çekim yasası düşün. Onun yıldızlarını, gezegenlerini, konumlarını bizimkilerle rastlastiriyoruz. Sadece onun tesadüf eseri başka bir kişiye gitmesini engelleyip bize çekiyoruz. Sadece planlı gidiyor yani anladın mı? Başka bir yıldızın kurbanı olacağına senin olsun.
Sokaktaki başka koyunlara gitmesinden en azından bizim gibi SS'lere gelsinler ki kurtulma şansları artsın snkdnfisnkdnfif..
Hiçbir SS gibi düşünmüyorsun, çok normal ve dar bir zihniyet. Zaten etik olmasaydı, bu bilgileri bizimle paylaşırlar mıydı Rahip veya Rahibeler?
Eğer SS olurlarsa zaten yaptığın büyü işe yaramaz ve kendi haline geri döner ama fark edersiniz ki zaten birbiriniz için mükemmel kişiler sizleriniz. Birde o kişiye büyü yapma isteğin tesadüf mu yoksa kader mi, sonuçta her önüne gelene büyü yapmıyorsun. Yanlışım varsa kusuruma bakmayın lütfen.
Büyücü memnun, büyülenen memnun askom.
İyi Günler dilerim.
Aynen aşkom çok zekice düşünmüşsün.
Ben bu konuyu hatırlıyorum, orada da kendi fikrimi yazmıştım. Bright Truth’un tam olarak neyi kastettiğini bilmiyorum ama başkasının özgür iradesini çalarak aşk büyüsü yapılmasına karşı olduğunu biliyorum. Aşk büyüsünün her türlüsüne karşıdır demek olmuyor bu.
Doğum haritası karmadan, ruhtan, kişinin doğasından ayrı değildir ve kaderseldir. Elbette gezegenlerin zincirlerini kırmaya çalışıyoruz, yaptığımız pratiklerin amacı da bu antik zamanlardan beri. Ama gezegenlerin etkisi altında olmak kaderselken, bir düzene bağlıyken, kişinin ruhuna ve karmasına bağlıyken bir insanın büyüsünün etkisi altında kalmak ne bir düzene bağlıdır ne kaderine bağlıdır. Eğer öyle olmuş olsaydı ruhu güçlü olan insanlara büyü etki etmezdi. Ruhu güçlenmemiş insanların özgür iradesine saygı duymuyor muyuz? Veya sen bir gezegen misin, sabit yıldız mısın, Kuzey Ay Düğümü falan mısın? Seni “ilahi plan” mı gönderdi kurbanına? Ya da sen her hoşlandığın kişinin kaderin olduğuna mı inanıyorsun gerçekten? Hayır öyle değilse nasıl karar verebildin o kişinin kaderin olduğuna? Çeyizini de hazırladın mı eve gider gitmez? Kurbanına büyü yapmak için ne kadar güzel bahanelerin varmış, tek bir onaya ya da yanlış anlaşılmaya bakıyormuş kendi aklınla vardığın etik sonucu değiştirmek. İçin rahatlamıştır.
Senin yaptığın çekiciliğini arttırmak ve kendine aşkı, doğru partneri çekmek falan değil. Güçlü bir çekim yasasına benzeyen bir büyü böyle olurdu. KENDİNE aşk büyüsü yaparak. Tam olarak başkasının özgür iradesine saldırarak, onun alanına tecavüz ederek onun senin hakkındaki düşüncelerini zorla, büyüleyerek değiştirmeye çalışıyorsun. Zaten yazdıklarını okudum; kullandığın afirmasyonlar ve niyetin senin de hiç masum değildi. Bunu ayırt edememene çok üzüldüm.
Senin kurduğun mantıkla eski bir sapığımın bana takıntılı olması kaderimizdi, bir aşk büyüsüyle benim ondan tiksinmemi, korkmamı ve uzak durmamı engelleyebilirdi. Nasılsa herkese takıntılı olmuyor, sadece bana özeldi! Çok romantik! Kader ağlarını örmüş belli ki! Bunun bir aşk olduğunu anlayamamışım ne yazık ki. Ama biliyor musun, hazır yıldızları, gezegenleri falan katıyorsun tam bu noktada, ben sana söyleyeyim. 12. evime düşen ve Satürn’üme sert açı yapan bir deliydi. Büyü yapmaya kalksa şaşırmazdım.
JoS’da aşk büyüsünün bulunmasına gelince, kütüphanede başka okültistlerin bildiği, ibrahimi pisliklere bulaşmadan kullanabileceğimiz her büyü örneklenmelidir. Dışarıdaki okültistlerin bilip de SS’lerin yapmayı bilmediği bir şey olmamalıdır. Fikir sahibi olmakla, bir şeyin yolunu yordamını bilmekle bütün bunları kafamıza estiği gibi kullanmak aynı değildir.
Sen kendi çekiciliğini tek bir kişiye özel arttırmak istiyor olabilirsin, bunun için büyü yapmakta da serbestsin. Buraya kadar bir sorun göremiyorum. Ancak onu kendine duygusal boşluğunu doldurmak için (veya evlenmek için, fark yok) bahsettiğin gibi “sana takıntılı” bir şekilde aşık etmek istediğini söylersen biri de kalkıp bunun etik olmadığını söylemekte serbesttir. “İstediğim gibi bağlar, istediğim gibi de bağı keserim. Aklında, hayatında biri varsa veya yoksa bile umrumda değil çünkü yanlış anlaşılmış bir onay sonucu özgür iradesiyle doğmuş bir insanı paşa gönlüme göre yönetirim.” diyorsan benim doğama sahip başka insanlar bunu ahlaksızca bulacaktır.
Büyücü memnundur tabii şimdilik ama büyülenenin haberi yok bir şeyden. Gerçeklerden haberi yok. Gerçek bir ilişki yaşama hakkını elinden aldığın için malum… Kendisine büyü yapıldığını bilse ilk 3 sırada bulunan güven kavramının en baştan yıkıldığı bir ilişkide olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalır ve muhtemelen şoka girer. Birine sırf siz onu istiyorsunuz diye büyü yapmak kişinin ilişkide güven ve dürüstlük ihtiyacının karşılanmadığı bir duruma onu zorla sokmaktır.
Birinin senden sen olduğun için etkilenmesi, sana belki mıknatıs gibi çekilmesi durumunun sağlaması doğum haritalarıyla yapılabilir. Sadece bir büyü yardımıyla birlikte olabilen kişilerin doğum haritasında gerçek bir uyum olamaz. Doğum haritaları ruhtan ve karmadan, hatta düzenden bağımsız değildir diye yinelemek istiyorum. Doğum haritalarımıza bakarak sorunları gidermek ve eksiklikleri kapatmak için meditasyonlar ve ritüeller yapıyoruz. Bütün bunlar doğduğumuz anın ruhumuzla da alakası olduğu için olabiliyor.
Gözümüze kestirip “benim olmalı” dediğimiz her kişi bize uygun değildir. Bundan emin olmanın tek yolu ruhani yükseliştir. Öyle birisinin de bu gibi şeylerle işi olmaz, zaten güçlü enerjisiyle kendi için doğru kişiyi kendine çekebilir. Bir büyü yapmasına gerek kalmaz DİYE DÜŞÜNÜYORUM.