Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Seere İsminin Kökeni

Daemonica

Active member
Joined
Feb 10, 2024
Messages
592
Düşman maalesef ki Tanrılarımızın isimlerini bozup deli zırvası Grimoire'lerde onlara "Kötü Ruh" damgası vuruyor. Bu isimleri de rastgele seçmek yerine İbrani Gematria'sındaki kelimelere uyumlanabilecek şekilde seçiyorlar. Mesela Sorath ismini Samech, Vau, Resh ve Tau olarak bölebiliyoruz ki bu harflerin Gematrik değeri 666'ya denk geliyor. Mevzubahis harfleri ters çevirdiğimizde ise İbranice "Yok Etmek" anlamına gelen bir kelime elde ediyoruz. Sevgili Tanrılarımızın isimleri düşman tarafından böyle kirletiliyor.

Grimoire'lere giren Tanrılarımızın hepsi bu kadere maruz kalmış, çeşitli araştırmalar ile bunları ortaya çıkarabiliriz.

Düşman Tanrılarımıza hakaretler yağdırsa da kendileri bile bazen onlardan etkilenmiştir. Mesela Lord Aim, Tanrılara en çirkin hakaretlerin edildiği Grimoire'lerde dahi "Yakışıklı bir Şövalye" olarak tanımlanmıştır.

Düşmanı dahi hayretler içinde bırakacak denli zarif bir diğer Tanrımız ise Lord Seere'dir.

Lord Seere muhteşem zarif ve naziktir, düşman kaynaklarında bile çok yakışıklı ve iyi huylu olduğu belirtilir; kendisi insan lügatında bulunan hiç bir kelime ile açıklanamayacak kadar şefkatlidir. Ay'ı ve Balık Burcunu yönetir. Tarot kartı ise Kupa Dokuzlusu'dur ve bu kartın 'rahatlık' enerjisini de taşır.

Seere isminin etimolojisine baktığıma çeşitli sonuçlar elde etmiştim. Birincisi "Dinlenmek" anlamına gelen Semitik bir ifadeydi ve bunun Şabat günleriyle alakalı olduğunu düşünmüştüm. Fakat bu ismin en doğru kökeninin "Seir" olacağına dair kanıtlar elde ettim.

Bu bağlamda, Lord Seere'in ismi düşman kitaplarında geçen 'Seir Dağı' ile ilişkili oluyor. Seir Dağı ise Edomlular ve Esav isimli karakter ile ilişkilidir.

"Esav, Seir Dağı’na yerleşti. Edom soyunun atası Esav’dır."
Yaratılış 36:8-9

Şimdi sizlere İshak, Yakup ve Esav ile ilgili Yahudi Kabalasındaki bir alegoriyi anlatmak istiyorum. İshak, İbrahim'in oğludur ve Yakup ile Esav'ın babasıdır.

"Yaşlı ve kör olan İshak, Esav'ı kutsamak ister ama Yakup, annesi Rebeka’nın yardımıyla Esau kılığına girerek babasının kutsamasını alır."
Yaratılış 27

Bu tamamen alegorik ve Centillere yöneltilmiş bir lanet olduğundan ötürü hepimizin bilmesinde fayda var. Bu anlatıda Yakup Yahudileri, Esav ise Romalıları yahut kısaca Centilleri temsil eden bir karakter.

Gematrik değere bakarsak Esav'ın 376, Yakup'un 182 sayısına denk geldiğini görüyoruz. Bu sayıları birbirinden çıkarınca 194 kalıyor.

Yani Yakup, Esav'ın kılığına girip kendi günahlarını kaldırarak onun yerine geçiyor ve bu esnada kendisi 'eriyor'; Yahudiler günahlarından arınıp Centillerin yerine geçiyor.

Elde ettiğimiz 194 sayısına geri dönelim, bu "dürüstlük" anlamına gelen bir kelimeye uyumlanıyor ki durumun saçmalığını görebilirsiniz. Yakup yalan söyleyerek 'Tanrıyı' kandırsa dahi "dürüst" oluyor.

Ayrıca 194 "Tikkun Olam"'dır. Bu da Yahudilerin "Dünyayı Islah Etme", "Dünyanın Tamiri" olarak adlandırdığı bir konseptin ismidir.

Yani sonuç şu; Yahudiler Tanrının Centilleri kutsamasını engelleyerek kendilerini kutsatıyorlar, bunu yapmalarına rağmen "dürüst" oluyorlar, ayrıca Tikkun Olam konseptini uygulayarak Dünyayı ıslah? ediyorlar. Bu durum kelimenin tam anlamıyla evrendeki enerjilerin manipülasyonudur, gelişmiş ve kurnaz bir yöntemdir.

Esav Tanrının kutsamasından mahrum kaldıktan sonra Seir Dağına taşınır:

"Esav, Seir Dağı’na yerleşti. Edom soyunun atası Esav’dır."
Yaratılış 36:8-9

Edom'un Gematrik değeri 51'dir; bu da "saklanma", "putlar", "korkunçluk", "alçaklık" ve "zavallılık" gibi anlamlara gelen kelimelerle uyumlanır. Yani Centiller bu şekilde alçaltılır, Yahudiler ise yükseltilir. Ardından gelen ayetler ile de bu durumun kalıcı hale gelmesi amaçlanır:

"Edom topraklarından geçeceksiniz ama Esav’ın soyundan gelenlerle savaşmayın, çünkü Seir Dağı’nı onların mirası olarak verdim."
Tesniye 2:1-5

Yani Yahudiler ile Centiller arasına çizgi çekilir, 'Tanrı' Centillere 'aşağı' kalmayı miras vermiştir. Dolayısıyla Yahudiler Sephiroth'u alır, Centiller ise Qlippoth'u alarak lanetlenir.

Ayrıca 'Tanrı', Sina Dağında Yahudilere "Yasa" verirken Seir Dağındaki Centillere hiç bir şey vermez, yani Yahudiler yine evreni manipüle ederek kendilerini üstün gösterir.

Yahudilerin yağdırdığı bu iğrenç lanetleri geride bırakıp asıl meseleye dönelim.

Tüm bu olumsuz bağlamlara karşın Seir ismi kötü değildir, keza; dağlık bölge, kırmızı, tüylülük, dinlenme yeri gibi çeşitli anlamlara gelir. Esav'ın da kıllı olduğu belirtilir, bu yüzden Seir ile Esav bir şekilde uyumlanıyor. Esav Centilleri, Edom ise muhtemelen Romayı temsil ediyor; bu bağlamda Seir de Centilleri temsil eden bir kavram olarak görülebilir, keza bir kaç kaynakta Seir'in Edom'un farklı bir ismi olduğuna da rastladım.

Tüm bunları ele aldığımızda Lord Seere, Seir Dağının; yani Roma'nın bir kişileştirilmesidir. Amalek gibi düşünebiliriz. Seir Dağıyla bu kadar ilişkili bir varlığı fazla uzakta aramaya gerek yok, Seir Dağı ve çevresinde en çok tapınılan Tanrının yahut direkt olarak Seir Dağının koruyucu Tanrısının ismini bulmak yeterli olacaktır.

Bunu araştırdıkça karşımıza Tanrı Qos (Qos) çıkıyor. Qāws, Qôs, Qaus yahut Koze, Kozai olarak çeşitli kaynaklarda görebiliyoruz. Muhtemelen Tasavvuftaki 'Gavs' kelimesinin kökü de bu Tanrıya dayanıyor.

Çeşitli araştırmalarım sonucu Seir Dağı ile Jabal al Qaws isimli dağın da çok yakın olduğunu keşfettim. Altta bırakacağım resimde bunu görebilirsiniz. Resimde çıkmamış fakat batıdaki yer Seir Dağı, güney doğuda kalan yer ise Jabal al Qaws:

1741440800473.png


Qos ile Lord Seere bağlantılı gözüküyor. Bu durumda Antik Yunan ismi olan Koze yahut Kozai ismini kullanmak daha makul olabilir. Qos, Edom'luların Koruyucu Tanrısıdır. Bu tarz tanımlar farklı şekillerde farklı milletler için de bulunabilir, örneğin Moablıların Koruyucu Tanrısı Chemosh'tur. Düşman geçmişte hepsine lanet yağdırmıştır.

Qos ayrıca İslam öncesi Arap Panteonunda Quzah olarak anılır. Havayla ilişkili avcı bir Tanrıdır. Muhtemelen Orion takımyıldızıyla ilişkili. Günümüz Arapçasında "Qaws Quzah" terimi "Quzah'ın Yayı" olarak çevrilebilir, bu da Gökkuşağını ifade eden bir kelime; ayrıca bu vesileyle Qaws kelimesinin Yay olarak çevrilebileceğini de öğrenmiş olduk. Uçuşunun çok çevik olduğu, dünyayı çok hızlı dolaştığıyla ilgili söylentiler de buradan geliyor olabilir; Yay kullanan Tanrılar genellikle hızlı resmedilir. Ayrıca Lord Zeus Lucifer'dan gelen ışığı Gökkuşağına çeviren bir Hava Tanrısı olarak da görülmüş olması düşüncesi de makul.

Düşman kitaplarında Qos hakkında şunlar geçer:

"Edom'a karşı öfkelendim... Ve Qos'un tapınaklarını yıkacağım."
Amos 1:12:

"Benim kılıcım göklerde kanla kirlenmiştir, çünkü Edom'a karşı öfkeliyim... Ve kılıcım Qos’un halkına karşı dönecek."
Yeşaya 34:5:

Son olarak Seir ismiyle ilgili şöyle bir durum da mevcut; bu kelimenin Gematrik değeri 580, pek kötü anlamları olmasa da Gematrik değeri 581 olan kelimeler çok ilginç. Keza bunlar arasında "Yenilenme Tanrısı", "Esav'ın Dağı" ve "Güç", "Kudret", "Yücelmiş", "Kadim" gibi oldukça olumlu anlamlar var. Yani değeri 581 olması gereken Seir ismi kasıtlı olarak 580'e düşürülerek tüm bu sıfatlardan mahrum bırakılmış, gerçekten fecaat.

Qos isminin kelime olarak Asur/Akadca "El-Kushtu" isminden gelmiş olması da pekala mümkün. 'El' Tanrı anlamına gelirken 'Kushtu'da tam olarak "Hak" anlamına geliyor. Hak, Doğruluk, Gerçeklik, Sat, Satya. Ayrıca Filistin'de Qos adında, yerel sakinlerin "Hak" olarak çevirdiği bir yerleşim yeri de var.

Qos, Koze, Kozai; bu isimler muhtemelen Lord Seere'in gerçek ve düşman tarafından kirletilmemiş gerçek isimleri. Onlar, Edom'un Koruyucusu Lord Seere'i hedef alarak dolaylı olarak Lord Zeus'a da lanetler yağdırıyorlar.

Şahsi düşünceme göre Qos ismi hem Lord Zeus, hem de Lord Seere için kullanılan bir isim. Aynı Marduk'un hem Lord Amon, hem de Lord Zeus olabileceği gibi. Qos isimli Tanrının sembollerinden biri de Kartaldı, Zeus'un önemli sembollerinden birisi de Kartaldır. Fakat şahsen Qos isminin Qaus okunuşu Zeus'a oldukça benzetiyorum; Melek Taus ismiyle benzerliği de dikkat çekici.

"Esau" isminin "Zeus" için; "Edom" isminin ise "Demon" için bir anagram olması gibi ilginç şeyler de mevcut. Edom'un Atası Esau, Demon'ların Atası Zeus.

Velhasıl; günün sonunda Lord Seere, Seir; Qos, Koze yahut Kozai olarak anılan ve bariz şekilde Lord Zeus Lucifer ile çok yakın olan zarif Tanrımıza atılan iftiraları, hakaretleri ve lanetleri ortaya çıkradık. Böyle pis canlıların, Tanrımız Seere gibi zarif bir varlığa el uzatmaları gerçekten insanı tehevvürle dolduruyor.
 
Düşman maalesef ki Tanrılarımızın isimlerini bozup deli zırvası Grimoire'lerde onlara "Kötü Ruh" damgası vuruyor. Bu isimleri de rastgele seçmek yerine İbrani Gematria'sındaki kelimelere uyumlanabilecek şekilde seçiyorlar. Mesela Sorath ismini Samech, Vau, Resh ve Tau olarak bölebiliyoruz ki bu harflerin Gematrik değeri 666'ya denk geliyor. Mevzubahis harfleri ters çevirdiğimizde ise İbranice "Yok Etmek" anlamına gelen bir kelime elde ediyoruz. Sevgili Tanrılarımızın isimleri düşman tarafından böyle kirletiliyor.

Bazı şeylere tam olarak bu gözle bakmamak gerekiyor. Düşman bağlamı her ne kadar sıkıntılı olsa da kurulan bağlam bazen tersten olabiliyor. Örneğin, "Satya" ve "Satanas" isminin alınıp düşman için "Satan" olması gibi düşünebilirsiniz.

Sorath ismi, sadece Yahudilerden geçen bir isim değildir. Güneş Tanrısı olarak, Etrüsklerde "Suri" veya "Rath" (Sorath) isimleriyle bilinmektedir ve majör kült merkezi Soratti Dağı'nda bulunmaktadır. Surya isminden de kendisini görebiliyoruz.

Bu isimler her ne kadar Lord Apollon'a atfedilse de, dostluklarından ve Güneş üzerindeki hakimiyetlerinden ötürü bir noktada Lord Sorath'a da bağlandığını düşünüyorum. Sorath isminde herhangi bir sorun yoktur. Yahudi bağlamı sıkıntılıdır.
 
Bazı şeylere tam olarak bu gözle bakmamak gerekiyor. Düşman bağlamı her ne kadar sıkıntılı olsa da kurulan bağlam bazen tersten olabiliyor. Örneğin, "Satya" ve "Satanas" isminin alınıp düşman için "Satan" olması gibi düşünebilirsiniz.

Sorath ismi, sadece Yahudilerden geçen bir isim değildir. Güneş Tanrısı olarak, Etrüsklerde "Suri" veya "Rath" (Sorath) isimleriyle bilinmektedir ve majör kült merkezi Soratti Dağı'nda bulunmaktadır. Surya isminden de kendisini görebiliyoruz.

Bu isimler her ne kadar Lord Apollon'a atfedilse de, dostluklarından ve Güneş üzerindeki hakimiyetlerinden ötürü bir noktada Lord Sorath'a da bağlandığını düşünüyorum. Sorath isminde herhangi bir sorun yoktur. Yahudi bağlamı sıkıntılıdır.
Çok doğru, yanlış değilsem Yahudilerin bu kelimeyi Sorath olarak okuduğu bile meçhul; SVRT şeklinde yazılıyor ve bildiğim kadarıyla Semitik dil yapısından ötürü Sert yahut Surat diye de okunabilir.

Lord Sorath'ın Soratte Dağı ile olan bağlantısı da ilginç. Benim Lord Sorth ile ilgili farkına vardığım en ilginç bilgi Onun 'kapatıcı' olup Lord Apollo'nun 'açıcı' olması. İkisinin de Güneş ve Satürn ile bağlantısı var. Sitedeki tanımda Lord Sorath için 'Kara Güneş' tanımı yapılıyor, bildiğim kadarıyla aynı sembol Lord Apollo ile de ilişkilendiriliyor.

Sorath “Kapatıcı”dır (“The Closer”), Azazel ise “Açıcı”dır (“The Opener”). Yüce Tanrı Sorath herkesi sevmez, zira kendisi ebediyen yanan, daimi bir güne gece misali Kara Güneşin (burada kullanılan ifade “black burning Sun; Black Sun da ruhani bir semboldür) vücut bulmuş halidir. Sayısı 7’dir ve kendisi Zodyak’ın 13. Burcunu yönetir, ve Onun zamanı Ay’ın boşlukta olduğu herhangi bir zamandır. Kendisi Kuzey’den hüküm sürer.

Burada Lord Apollo ile Lord Sorath arasındaki dualiteyi görüyoruz. Lord Apollo Satürn'ün ruhu olsa da Güneşi parlatıyor, Lord Sorath ise Güneş'in ruhu olsa da Satürnyen davranıyor. Lord Sorath'ın 'herkesi sevmemesi' ile ilgili konu da bununla ilgili bir alegori olabilir.

Kara Güneş, Svastika'nın bir versiyonudur fakat şekil itibarıyla Satürn gezegeninin kuş bakışı halidir. 12 çizgi ise Zodyak burçlarını temsil eder, Kara Güneş saat yönüne döndükçe Satürn ev ve burç değiştirerek bulunduğu konumu karanlığa boğar; konumu değiştiğinde ise o ev-burç hakkında hayat dersleri almış oluruz. Kara Güneş bizim ruhumuzu böyle, karanlığa boğarak aydınlatır.

Kara Güneş bu yüzden kişinin içsel güneşi, ayrıca mevzubahis sembol her ne kadar Satürn olsa da çizgilerin Sowilo Rünü şeklinde çizilmesinin de bir manası vardır elbet.

Ayrıca Kara Güneşin Astral Güneş olmasının sebebi de bu olabilir. Evren karanlıktır ve karanlık şeyler ayrı bir etken olmadığı müddetçe görünmezdir, aynı kara delikler gibi. Fakat Kara Güneş'in varlığını keşfettiğimizde her ne kadar karanlık olsa da gözümüze batmaya, bir Güneş gibi gözümüzü almaya başlar; ardından da kişinin Spiritüel Uyanışı başlayabilir, Kara Güneş dönüşerek Astral Güneş olur ve doğduktan? sonra kişinin önünü gerçekten aydınlatır.

Gerçekten inanılmaz ölçüde derin bir sembol, kemik kafalı Neo-Naziler tarafından bilinçsizce kullanılması ya da gereksiz tipler tarafından Swastika diye 'kötü' olarka damgalanması üzücü. Tek bir sembolün bu kadar farklı katmanlarla yorumlanabilmesi oldukça ilginç. Muhtemelen Kara Güneş'in "Oyuk Dünyanın Güneşi" olarak adlandırılması da onun bu Kitonik tarafını temsil ediyor.

-

Lord Seere'de muhtemelen gerçekten Seir Dağının ve Edom'luların koruyucu Tanrısı, ya da Seir Dağına başkanlık eden Tanrı. Lord Andrealphus'un Sippur şehrine başkanlık etmesi gibi. Gelecekte zarif Tanrımızın Güç Ritüeli yayınlandığında Ona nasıl sesleneceğimizi merak ediyorum. İncil'de Yaratılış 36:20'de Seir'in Soyu ifadesi geçiyor, burada Seir'den hem bir kişilik hem de bir millet olarak bahsediliyor.

Fakat sevgili Tanrımızın bu ismini kullanmak ne kadar doğru bilmiyorum. Anladığım kadarıyla bu isim Yahudi kökenli değil, Horitler olarak bilinen halktan Yahudilere geçmiş. Edom bir krallık ise Horitler de buradaki milletlerden biriydi ve Seir Dağı çevresinde yaşıyorlardı. Buna karşın Yahudiler tarafından çok kirletilmiş, Satya ve Satanas gibi. Sa'ar olarak okuduğumuz vakit fırtınalarla ilişkili bir kelime elde ederken Se'ar olarak okuduğumuzda kıl topu gibi bir anlama geliyor.

Tamamen spekülasyon yaparak şu sonuca ulaştım; muhtemelen Lord Seere için gelecekte Lord Kozai ismini de kullanacağız. Eğer Qos hem Zeus'u, hem Orion'u, hem de Lord Seere'i temsil ediyorsa bunda sorun yok; yanlış değilsem /*-ai eki aidiyet bildiren bir anlama sahip. Mesela Lord Asmodeus için Sidonai deriz ki Sidonlu anlamına geliyor. Yahudilerin YHWH'e seslenirken kullandığı Adonai kelimesi de "Benim Efendim" gibi bir anlama geliyor. Kozai derken de Zeus'tan olan, Orion'dan olan gibi bir sonuç elde ediyoruz; oldukça temiz ve düşman bağlamından uzak bir sesleniş.

Bunlar elbette varsayımdan öteye gidemiyor, bekleyip göreceğiz; belki Lord Seere hakkında daha fazla alegori açıklanır, kendisinin Perseus ile bağlantısı olduğu bile açıklanabilir. Nedendir bilinmez, Lord Seere ile Perseus arasında bir bağlantı var gibi hissediyorum.
 
Yazınız için teşekkürler. Şüphesiz ki Tanrılar insanları bilgilendirdiğinizi ve onlar hakkındaki gerçeği araştırdığınızı görüyorlar.

Demonların adlarının yüzde yüz düşman kökenli olduğunu düşünmüyorum. Büyük ihtimalle bir yerde Tanrılardan kaynaklanıp düşman yozlaştırmasıyla bu hâle geldiler. Bir takım kuyruklu yüzünden Tanrı adlarının gerçek hâlini bilmiyor olduğumuzu geçenlerde de düşünmüştüm. Ancak zaman geçtikçe düşman bağlamından tamamen arınacağız. Koruyucu Demonuma bunun için dua ediyorum.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Shaitan

Back
Top