Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Materyalist Bir Ateist Olarak Sorular Bütünü - 2

Fırtına

New member
Joined
Apr 7, 2025
Messages
11
Esenlikler, önceki sorularımı ciddiye alıp, tatmin edici cevaplar verdiğiniz için teşekkür ederim. 6. Sayılı soruda açıkladığım gibi bazı cevaplar meditasyonları/araştırmamı yapmamı kolaylaştırdı. Teşekkür merasimini tekrar soru soracağım vakite saklamak istedim. Cevapları birden fazla kez okudum, o konuda da bahsettiğim gibi araştırmaya devam ediyorum ve yeni sorular ile geldim.

Önceki konunun ilk paragrafını okumamış yahut haberi olmayanlar için tekrar izah etmeme izin verin: Ben gerçekten buraya araştırma yapmaya geldim ve Spiritüel Satanizm/Zevizm ilgimi çekiyor. Sorularımda bilerek ve isteyerek bir saygısızlıkta bulunmadım. Bilerek yapılmış imla hataları yok.

1. Site üzerinde, özellikle spiritüel yazıların açılışı genellikle "Zeus’un Tapınağı haricindeki bilgi kaynakları kirletilmiş ve bozulmuştur." ile başlıyor. Düşmanın spiritüel ilerlemeyi baltalamak istediğini açıkladığınızı biliyorum, ancak doğru bilgiye sadece sizin ulaşabiliyor olmanız "tuhaf" olmuyor mu? Sualimi biraz daha detaylandıracak olursam, bir sürü spiritüel/paganizm temelli öğreti şuan dünya üzerinde ismini duyurmuş. Özellikle Witchcraft, Thelama, Gnostizm, ismini bilmediğim bilimum japon gelenekleri VB. Ve sorsak her birisi, gerçeği biz biliyoruz ve onlar bilmiyor/uyduruyor diyeceklerdir. Sizin doğruyu söylediğinizi nasıl biliyoruz, onların yanlış yaptığını nasıl biliyoruz? Başlangıçta açıkladığım gibi ilk kitapçı ekol ile satanizme tanıştım yıllar öncesinde, kendilerine sizi sorduğumda "Astral'deki ne olduğu belirsiz canlılara inanıyorlar" tarzı bir cümle kurmuşlardı, kelimesi kelimesine hatırlamıyorum. Demonların, ne olduğu belirsiz canlılar olmadığını nasıl biliyorsunuz? Yahweh'in kötü olduğu nasıl biliniyor? Kendim tatlı su ateisti iken, sadece internet forumlarında kendi dinini düzgün savunamayan insanlar ile tartışıp kendimi çok -bilge- zanneder iken en azından: Bana savundukları şey ben incili/kuranı okuyorum ve okurken içimi huzur ve mutluluk kaplıyor dedikleri. Çok fazla taraf var ve benim ki iyi hissettiriyor, onların ki kötü hissettiriyor diyor. Doğruluğunuz nasıl teyitlenebilir? - İyi şeylerin tanrılardan geldiğini söylüyorsunuz ancak gerçekten tanrılardan geldiği nasıl anlaşılabilir? Biraz önce "İçinizdeki Tanrıların Sesi" konusunu okudum. İyi bir örnek olabileceğini düşünüyorum. Herkesin içerisinde bulunan iyi şeyler yapmasını öğütleyen sesler var ise kötü şeyleri öğütleyenin sorumluluğunu kim alır? Veya ibrani dinlerdeki Sol omzunda melek, sağ omzunda iblis gelip sana fısıldıyordan eksik yanı kalır mı? Felsefede "l'appel du vide" Yani boşluğun çağrısı dediğimiz bir mit vardır. Çoğu insan yüksek bir yerden aşağıya baktığında mesela atlamasına dair bir dürtü duyar, elinde bir bıçak varken kendine s*plamasına dair bir dürtü duyar. Bu sesin yükümlülüğünü birine verebilir miyiz? Not: Bu soru, ilk sorularımın arasında yer alıyordu. Biraz o günün yorgunluğundan, biraz da yanlış anlaşılacağını düşündüğüm için o günün sorularına dahil etmedim.

2. Güç meditasyonlarında bulunan Aura temizliği ve Koruma Aurası meditasyonları için alternatif olarak Mantralar ile de yapılabileceğini anlatmışsınız. Ancak Hooded Cobra 40 günlük kişisel güçlenme programında ve aynı konu başlığında sizler "Kişi kendini hazır hissetmeden mantraları kullanarak meditasyonları gerçekleştirmemeli" denilmiş. Mantraları kullanmak görece daha iyi bir deneyim mi sunmakta? Temelleri pekiştirmemiş birisi mantraları kullanarak meditasyonları gerçekleştirse ne gibi sorunlar oluşabilir?

3. Epifiz bezinin ruhsan anlamdaki öneminden bahseden Sonne'nin bir yazısı var. Temel olarak "Biyolojik bir dönüştürücü" olduğundan bahsetmiş ancak bu bende bir merak uyandırdı. Epifiz bezi zarar gören bir zâtın (basitçe bölgede bir timör oluşması gibi) astral dünya ile yahut tanrılar ile iletişimi zarar mı görür? Bunun ruha olan etkileri nelerdir? Ölümden sonrası için etkileri nedir?

4. Tanrı ritüelleri tam olarak ne işe yarıyorlar? Kutsama ve RTR ritüellerinin ne işe yaradığı başlıklarından belli. Ancak tanrı ritüellerinin ne işe yaradığı açıklanmıyor, açıklandıysa da bulamadım. Forumda gezerken tanrı ritüeli takvimi tarzı bir şey gördüğümü de hatırlıyorum ancak aratıp bulamadım. Kısa ritüellerin de takvimi verilmiş. Örneğin Maelstorm, Yüksek Rahibe Lydia'nın forum yazısını çevirip, paylaşıp: 31 Ocak'tan, 1 Şubata kadar topluluk kutsaması ayini yapılacağından bahsetmiş. Bunların tam olarak işlevi nedir ve neden yapılırlar? Foruma ulaşamayan bir SS veya ulaşmayan bir SS(Olağanüstü durumlardan bahsetmiyorum diyelim ki internet paketi bitti.) Ritüelleri kaçırırsa, veya vaktinde yapmazsa neler olabilir?

5. Mantra titreştirmeleri konusunda ufak bir pekiştirme yapmak adına: belirli harfler var ve bunları titreştirmek derken boğazdan bu harfleri söylememiz anlamına geliyor değil mi? Ekstra bir el hareketine yahut imajinasyona ihtiyaç yok? Aynı şekilde Tanrı ritüellerini incelerken çoğunlukla rün titretildiğini gördüm ancak mantraların aksine rünlerin nasıl titretildiğini gösteren bir mp3 yok. Okunduğu gibi mi titretilmeliler? Örneğin: Beelzebul'un Gücü Ritüelinde "Fehu" 10 kere titretilmeli deniyor. "FEHHUUU" gibi mi titretmeliyim? Bir 'şeyi' titretirken spesifik bir şeye nasıl titretmeliyim? Doğrudan alıntılayacak olursam: "Verilen rünler, Mührün ortasındaki Şenu Korunma Halkası’nın çevresine titretilebilir." bu tam olarak nasıl yapılıyor?

6. AT Ve AK'lerdeki Aura ve enerji yayan güneşi hayal ederken zorlanıyorum. Sadece bunları değil, aynı zamanda çevremi hayal etmekte de zorlanıyorum. Bu konuda forumda araştırma yaptım. Maelstorm bir üyeye: "Çevreni istediğin gibi hayal edebilirsin. Şahsen kutsal bir mabette hayal etmeni öneririm." Bir başka ismini hatırlamadığım SS: "Meditasyonları yaptıkça üçüncü gözün gelişir ve daha rahat yapmaya başlarsın." demişler. Bunlar ve önceki sorularımda verdiğiniz cevaplar (Özellikle sonuncu verilenler) test ederken işime çok yaradı, teşekkürler. Lâkin olumlamalar sırasında hâlâ çok zorlanıyorum. Olumlamaları yaparken inanç ile söylemek adına dilimi keskin döndürerek söylemek, 'Beni koruyor' derken kara bir enerjinin çevremdeki bir güç kalkanından sekip gitmesini hayal etmek gibi çözümler denedim ancak tam olmuyor gibi hissettiriyor. Bu da yetmezmiş gibi nerede kaldığımı unutuyorum. Özellikle cümlelerin uzunluğu yüzünden "Dört müydü?", "Beş mi oldu?", "Baştan mı başlamalıyım?" gibi sürekli tekrara biniyorum. Bu da Hooded Cobra'nın toplamı 5 dakika kadar sürecektir dediği kısmın benim için yarım saat kadar uzamasına yol açtı. Çözüm için telefonuma basit bir sayaç uygulaması indirdim ancak sayacı arttırmak için gözümü açmak meditasyonumu bozar mı emin olamadım. Tavsiyeleriniz olursa mesut olurum.

Spiritüelsatanizmorg'da yeniler için okuyabileceğim "bilgilendirici" içeriklerin tamamını bitirdiğimi düşünüyorum. Geriye spiritüel ve etimolojik açıklamalar kaldı ancak henüz 40 günlük takvimin ilk günündeyim ve takdir edeceksinizdir ki henüz hiçbir şey hissetmedim. Astroloji kategorisini incelemek ise, tüylerimi ürpertti. Çok fazla bilmediğim kelime var. Kelimeleri araştırıyorum ancak en azından duckduckgo'daki sitelerin neredeyse tamamı farklı bir şey söylüyor. Aynı zamanda siz bizim haricimizdeki kaynaklar kirletilmiş ve bozulmuştur diyorsunuz. Astroloji ufak bir gözümü korkuttu ve daha tanrıların varlığı konusunda şüpheliyken astroloji konusuna girmeli miyim emin olamadım. Eski olanlar dışında (Ekstrem bir örnek ancak 2019'da yazdığınız çakra hizalama konusu, forumda bir SS konuda bahsedilen Akheneton renginin düşman rengi olduğunu söylüyor ya da ben öyle anladım.) Araştırabileceğim yahut önerebileceğiniz kaynaklar neler? Şimdilik sadece 40 günlük meditasyon programını izleyen ve inanmayan/materyalist birine ne önerebilirsiniz?

Bir SS'in, öldükten ve reankarne edildikten sonra tekrar SS olacağı kesin ve net midir? Eğer öyle ise, kişinin tekrar bir adanma yapmasına neden bir gerek görülür? Bunu şu açıdan soruyorum, her kişinin adanma ayini kişiye özel ve dikkatli yapılmalı ise; ancak tanrılara bu durum sıradan, sadece bizi farklı bir kıyafette görüyorlar ise tek bir ritüel yapılıp bu ritüelin yeterince iyi olmasına uğraşılması daha mâkul olmaz mı? Geçmiş hayatında adanıp, adanmadığını tanrıya sorulması yahut tanrının ona söylemesi gibi bir çözüm yolu yapılabilir mi ve/veya neden yapılmadı?

Arabın kelimelerini kullanmak istemediğinizi anlıyorum. Keza Türkçe düzgün kullanıldığında zengin bir dil lâkin arapça özellikle islam terimleri dilimize fazla işlemiş vaziyette. Ben ateistim, zamanında faşist olacak kadar milliyetçi olsam da artık günümüz türkiyesindeki insanları, sırf türkler diye sevmeliyim gibi bir düşünceye giremiyorum. Dolaylı yoldan milliyetçi değilim. Ancak Türkçenin kelimeleri varken arabın kelimelerini kullanmak bana saçma geldiğinden Türkçelerini kullanmaya çalışıyorum. Lâkin günlük hayatta "bırak all*h aşkına", "eyvall*h", "all*hını seversen" gibi kelimeleri de zikir ediyorum. Yakın arkadaşlarım ile sohbet ederken de durduk yere "all*h yok" dediğim de oluyor ve buradan yazınca komik olmasa da, o an komik. Kıssadan hisseye, bu tarz kelimeleri ve deyimleri kullanmayı bırakmalı mıyım? Düşmana fayda sağlar mı? Tevratta ve Kuranda yahweh'in isimlerini zikir etmek diye bir ibadet olduğundan sormalıyım gibi hissetim. Buna ek, eğer kullanmayı bırakmalıysam günlük hayatta bu isimlere hitap etmek için ne demeliyim? Yine bir örnek vermeliyim, Annem Müslüman. Kardeşim, yaşı hâyli küçük ve bazen okuldan duyduğu hurafeleri yemek masasında adlandırıyor. Daha geçen gün "Evde top oynarsak şeytan gelirmiş" tarzı bir şey söyledi. Bunu gerçekten söyledi bu arada, yaranmak için söylemiyorum. "Hayır, all*h yok ve şeytan da gerçek değil" dedim. Annem kardeşime öyle şeyler söylememem konusunda beni azarlasa da genel olarak "ailemden gördüğüm için dinim bu" mentalitesinden nefret ettiğimden bu tarz olaylar(Sadece bir kere yaşanmadı) yaşandığında sözümden sakınmadan anlattım. "All*h yok" derken ki zikir hitâbımda bir sorun oluşur mu?

Küfür etmek sanırım büyülerde ve lanetlerde kullanılan bir şey, özellikle yıkım büyüsünde bir kişiye edebildiğiniz kadar "lanet edin, işkence edin vs..." deniliyor. Günlük hayatta sıradan şeyler için küfür etmek yanlış mı? Toplum etiğine nazaran dinsel açısına bakıyorum. Zevizm küfüre ne der? Düşmana küfüre ne der?
 
Merhaba, esenlikler tekrardan. verebildiğim kadar cevaplarımı vereyim.

Tanrı ritüellerinde, Tanrılara sevgi ve saygımızı sunmak, bir bağ kurmak; hem onları hem de kendimizi kutsamak amacıyla yapıyoruz. Her Tanrı'nın kendine özgü yardım ettiği alanlar var ve bunlar için yardım da istiyoruz, dua ediyoruz. Örneğin, Thoth bilgelikte önemli bir Tanrımızdır.

Meditasyon yaparken hayal kurma ve olumlama zor gelebilir, bu çok normal. Buna zamanla alışırsınız. Benim için başta alışmak kolay oldu, çünkü gündelik hayatta zaten hayal kurduğum için ama bazen ben de zorlanabiliyorum. İlk başta boşluk meditasyonu yapıp kafanızı sakinleştirip ondan sonra başlayabilirsiniz. Benim balkonum tam güneşe baktığı için güneş ışınları eve çok vuruyor. O yüzden güneş ışınlarını hayal etmek daha kolay oluyordu benim için. Bazen de ASMR gibi sesler dinlerim.

Her yaşamda, bir önceki yaşamlarımızdan bir şeyler kazandığımız için tekrar Zevist olacağımıza inanıyorum. Ki öyle de olacak. Nasıl böyle bir toplum ve onca inancın içinden bu yolu bulduysak, yine bulacağız. Hangi yaşamda olursak olalım, her yaşamda yine adanmaktan zarar gelmez.

Küfür, bu modern dünyada iyice yaygınlaştı. Ben çok görüyorum; çocuklar durduk yere her iki cümlesinden biri küfür oluyor, özellikle insanların ailelerine veya kendilerine küfür ederseniz Küfür etmek, karşı tarafı değil, sizi küçük gösterir. Ama arkadaşlar arasında bir şeye kızarsanız, o duruma küfür edebilirsiniz, böyle ufak şeyler olabilir. Fakat biz bilge insanlar olmaya çalışıyoruz sonuçta. Böyle konuşuyorum ama ben de pamuk prenses değilim. Ben en çok küfürü hocalarıma ettim, haklı olarak.

Ve son olarak, çok fazla kendinize yüklenmeyin. Sadece harekete geçin, çünkü sorular asla bitmez. Bir sorunun cevabını alırsınız, başka bir soru gelir aklınıza. Bu yüzden zaten bilgelik ve meditasyonlar işe yarıyor. Örneğin, ben çok soru soran bir insanım, en ufak kırıntısına kadar. Ama cevapları alınca, "Aa evet, mantıklı, ben neden böyle düşünemedim ki?" diyorum. Yani, bilgelik yolunda artık siz cevapları bulacaksınız.

Ben, böyle film öncesi fragman gibi cevaplar veriyorum; asıl bilgeler cevap verene kadar.
 
Esenlikler. Spiritüelizmde biraz vakit geçirince farklı kaynakların benzer konularda birbiriyle tutarsız bilgiler verdiğini göreceksiniz. Popüler kaynaklar genelde bilgileri sulandırılmış şekilde veriyor ve ruhani ilerleme daha yavaş ve sınırlı boyutta oluyor ayrıyeten zihinde karışıklıklar oluyor. Daha niş ve ezoterik kaynaklarda ise (birkaçını saydınız) sulandırmadan çok direkt olarak bozulma ve tahrif etme yer alıyor. Bunun sonucunda delirme, ruhsal bozukluklar, kötü ruhsal ilerleme gibi şeyler yaşanıyor.

Ayrıca biz (üyeler ve rahipler) edinilen bilgileri toplayıp bir araya getirdikten sonra satanik süzgeçten geçiriyoruz. Böyle daha doğru oluyor. Üstelik direkt olarak tanrıların yönlendirmesi veya bilgi aktarması durumları da oluyor ve eski bilgilerde zamanla değişip güncelleniyor.


Bundan sonraki sorularınız siteyi ve forum yorumlarını okumaya devam ettikçe cevaplarını alabileceğiniz basitlikte. Meditasyonlara devam edin bu sizi spiritüel bilgilere doğal olarak açıcak ve daha kolay anlayabileceksiniz.


Ekstrem bir örnek ancak 2019'da yazdığınız çakra hizalama konusu, forumda bir SS konuda bahsedilen Akheneton renginin düşman rengi olduğunu söylüyor ya da ben öyle anladım.
O Ss benim. Yazı 2019'da yazılmadı, ilk türkçeye çevirildiği zaman o dönem. Akheneton'a gri dedim ama burada bahsettiğim konu "gri uzaylı" oluşu. Griler Reptilyanlarla beraber çalışır. Onların dediklerini yaparlar. Gri aynı zamanda ölüm rengidir. Gri uzaylı türüne gri denmesinin sebebi gerçekten de ten renklerinin gri oluşudur.
 
1. Doğru bilgiye sadece biz ulaşabiliriz değil, doğru bilgiye onu arayanlar ulaşabilir, her arayan bulamaz ama bulanlar hep arayanlardan çıkar, ve buldukları bizim bulduğumuz olur. Bu doğru bilgi de ibrani üçlüsünden önce dünyanın her yerindeki çok tanrılı inançların tanrılarının aynı olduğu ve bunun insanlığın asıl dini olduğudur. Bunların sonra müdahalelerle ''şeytanlaştırıldıkları''dır. İslam ve Hrıstiyanlığın Demonları eski Tanrılardır. Bu bilinen bir şey, çok araştırmaya gerek olmadan bulabilirsiniz. Baal en göze çarpan örneği.

Witchcraft cadılık demek, muhtemelen Wicca'yı düşünüyorsunuz bunu derken ve o da 1950'lerde başlamış bir şey. Bu saydıklarınızın hepsini teker teker inceleyebilirsiniz. Türk Şamanizminin kökenleri, Budizm'den önceki Bon dini, Hinduizm'den eski Vedik gelenekteki dharma; bunları tarihsel olarak incelemeniz mümkün. Batı Ezoterizmi, Gnostizm, Hermetizm; Batınilik... Hepsi. Burada şüphe ve araştırma teşvik ediliyor. Spiritüelizmle uğraşırken bir miktar şüpheye ihtiyaç var ayaklarınızı yerde tutması için. Mısır'ı incelediğinizde bin yıllar geçtikçe ruhban sınıfının yozlaştığını ve hayvan tapınıcılığının geç dönemlerde başladığını görürsünüz. Türkçe forumda çok güzel yazılar var mesela bunu özellikle beğeniyorum. Yozlaşmılar diyoruz, araştırmayın demiyoruz. Araştırınca kendiniz nasıl değiştiklerini ve neye dönüştüklerini görebilirsiniz. Bazıları baştan sıkıntılı onu da görebilirsiniz.

Yahweh'in, Allah'ın kötü olduğu nasıl biliniyor? Şahsen benim için bana tecavüz edilmesini helal sayması yeterli ama sizi bilemeyeceğim :D
...
...

Peki ne yapalım? Kesinliği reddedilebilecek bilgiler yerine elimizde olana bakalım: Kuran. Şimdi biraz Nisa suresi 24. ayete bakalım.

''﴾24﴿ Elinizin altında bulunan câriyeler müstesna, evli kadınlar da size haram kılındı; Allah’ın size emri budur. Bunlardan başkasını, iffetli yaşamak ve zina etmemek kaydıyla, mallarınızla (mehir vecibesini göz ardı etmeden) istemeniz size helâl kılındı. Onlardan karı-koca ilişkisi yaşadıklarınıza kararlaştırılmış olan mehirlerini verin. Mehir kesiminden sonra karşılıklı anlaşmanızda size günah yoktur. Şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.''


Aşağıdaki yazı JoS kütüphanesinden. Tüm yazıyı değil bir kısmını buraya koyuyorum. Hepsini okumanızı tavsiye ederim.
https://www.dropbox.com/s/7p1v1cu6khp4z23/Allah_On_Rape_and_Woman_Abuse_Edward_Lonsa_Part2.pdf?dl=1

Also (forbidden are) women already married, except those whom your right hands possess.
Thus has Allah ordained for you. All others are lawful, provided you seek them from your
property, desiring chastity, not fornication. So with those among them whom you have
enjoyed, give them their required due, but if you agree mutually after the requirement (has
been determined), there is no sin on you. Surely, Allah is Ever All-Knowing, All-Wise.

Qur'an 4:24

İlk dizede gördüğümüz yasak (forbidden) kelimesi cinsel ilişkiyi kastediyor. Kuran, Müslümanlara sağ ellerinin sahip oldukları (seks köleleri) hariç evli kadınların onlara yasak olduğunu söylüyor. (yani cariyeler evliyken ele geçirilmiş bile olsalar onlara sahip olabilirsiniz deniyor)

Bu ayetin hangi bağlamda indiğini bilmek neye izin verildiğine ışık tutulması açısından önemli. Ebu Davud'un Sünen-i'sindeki sahih hadisten yola çıkarsak:

Ebû Said el-Hudrî dedi ki: "Allah'ın Elçisi Hunain savaşı sırasında Awtas üzerine (Mekke'ye yakın bir yer) askeri bir sefer gönderdi. Birlik düşmanlarıyla karşılaştı ve savaştı. Düşmanlarını yenip esir olarak aldılar. Allah'ın Elçisi'nin bazı dostları inanmayanlardan olan kocaları da oradayken kadın esirlerle cinsel ilişkiye girmekte tereddüt etti. Yüce Allah da bunun üzerine, 'Ve tüm evli kadınlar (yasak size) sağ elinizin sahip oldukları (savaş köleleri) hariç.' ayetini vahyetti. Bununla birlikte, (hamile olmadıklarından emin olmak için) menstrüal periyodlarının bitmesini beklemek adaletlidir."
[The Quran verse is 4:24]
Abu Dawud 2:2150

...

Tekrar ediyorum, Müslümanlar Paganlar'a saldırıyor. Kadınlarına tecavüz etmek istiyorlar ama kocaları hayatta olanlar yüzünden çekiniyorlar. Esir düşen kadınların evlilikleri düşer diye ayet iniyor.

...
...
Bir Müslüman bir ateiste, yani size, saldırıp karınızı cariye olarak almayı normal görüyor. Cihat yaptığı için cennete bile girecek. Bu ölüm programını dünya üzerinden silmek insanlığa büyük hizmet olmaz mı? Buna kötü demek için derin derin düşünmeye gerek var mı?

Astralde neyin iyi neyin kötü olduğu konusunda, anlamanın bazı yolları var. Mesela düşman varlıklarının binde bir yapacağı yardım mucize şeklinde olur. Sizi kendini muhtaç bırakan bir mantık var. Size bilgi verilmez. Dua edersiniz ve size lütfedilir. Tanrılar ise insanlara bilgelik vermeyi amaçlar. Size öğretirler. Sizin kendinize yardım edebilmenizi isterler onlara muhtaç olmanızdansa. Dua edersiniz ve size yol gösterilir.

İlk sorunun son kısmına dair, bir büyücünün ilk yapması gereken şey kendi zihnini susturmak ve onu kontrol altına almak. Siz zihninizi kontrol etmelisiniz, o sizi değil. Siz düşüncelerinizi kontrol etmelisiniz, onlar sizi değil. Yüksek Rahip'in bahsettiği şeyin bizi ilerlemeye iten mekanizmalar olduğunu düşünüyorum. İyi bir yerde olsak bile yerimizde sayarken asla tatmin olamıyoruz. İyi bir yerde olmaktan değil ilerlemenin kendisinden zevk alıyoruz.

İlk sorunun genel cevabı olarak bunları düşünerek ve tecrübe ederek görüyoruz. İnsanları ona inanmıyorlar diye sonsuza kadar cayır cayır yakmak isteyen şey -> kötü şey gibi bir mantığım var. Bilmem katılır mısınız. Diğer gelenekler konusunda, aklımdaki haliyle bunlar dallar. Bir ağacın dalları. Bazı dallar hasta, kırık, solmuş ve bazı dallar aşılamayla yabancı bir şeye çevrilmiş. Şu an yeni bir filiz çıkıyor.

Bundan sonraki pratikle alakalı soruları okudum. Ayrıntılı cevap vermek isterdim ama şimdiden çok uzun yazdım. O yüzden kısaca geçeceğim. Kafanızın karışması normal, yapabildiğinizi yapın. Titreşim dediğimiz ses. Ses enerjisinin bizi atomik seviyede etkilediğini ve bu sayede işe yaradığını düşünüyorum. Astrolojinin de keza gezegenlerin bizimle kütleçekimsel ve titreşimsel olarak etkilemesiyle ilgili bir şey olduğunu düşünüyorum ama belki de o kadar rasyonelleştirmemeye çalışmak daha iyi olur. Enerji türleri birbirine dönüşebilir, ses enerjisi neden biyoelektriğe dönüşmesin, diye düşünüyorum ben. Mutlaka bunların bir mantığı var ama bilimimiz Tanrılarınkinin yanında çok düşük seviyede.

Rünlerin ve bazı mantraların mp3 kayıtları var. Astrolojiye mutlaka girin. Bizden olmayan kaynaklardan bir şeyler öğrenmek yasak falan değil, onları kör bir inançla kabul etmemeniz gerekiyor. Buradaki şeyleri de körü körüne kabul etmeniz gerekmiyor.

Ritüelleri kaçırırsak ve vaktinde yapmazsak ritüelleri kaçırmış ve vaktinde yapamamış oluruz ve üzülürüz. spiritüelsatanizm sitesini okumayı bitirdiyseniz İngilizce sitede ve forumda gezinmek faydalı olur.

İslam'ın Allah'ı yok. Allah Arapça Tanrı kelimesinin karşılığı. İslamla bağdaştırıldığı bağlamda istediğiniz kadar Allah yok diyebilirsiniz. Eyvallah gibi şeyleri bilmiyorum. İğrenç geliyorlar. Küfür etmeyi daha önce sormuş olmaları lazım. İngilizce ve Türkçe aratmalısınız.

İnanmayan ve materyalist birine önerim açık fikirli olmak ve denemek.
 
Zevizm'i araştırırken yapılan en büyük hata; Zevizm'i -modern anlayışa göre- bir din, yüksek rahipleri ise peygamber, temsilci ve aracı olarak görmektir. Ancak Zevizm, insanlığın başından beri onlarla olan Tanrıların öğretisinden başka bir şey değildir. Bu yorumu -kısa bir yorum olsa da- okumaya devam etmeden önce bu yazıyı okuyunuz.

Ben bu hatayı yaptığım için aklımda birçok şüphe vardı. Zevizm'i dogma ve kurallardan ibaret görüyordum. Tanrıların ve ruhaniyetin var olduğunu anladım ve Temple of Zeus'un en iyi teknikleri sağladığına ikna oldum. Yüksek Rahiplerin gerçek tanrılardan öğrendiklerini anladıktan sonra onların verdikleri bilgilere güvendim.

Açıkçası duygular ile ilişkili olduğundan bu konuyu açıklamak çok zor ancak SS'lerin anladığını düşünüyorum. SS olursanız siz de anlayacaksınız. İyi akşamlar.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Shaitan

Back
Top