Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Hırs ve hırsla başarılabilecek şeyler.

Chlorophyll

Member
Joined
Oct 1, 2019
Messages
128
Hırs hakikattir,

Başarı ve hız konularındaki tek gerçektir.

Hırs kavramını anlamak için kişi altıncı çakraya, bu çakranın bütünü olan 'devam' anlamına odaklanmalıdır.

Devam, altıncı çakranın bütünüdür.

Kesin ve net tüm öz varlığın, en nihai noktadan sınırlarını belirler.

Anne rahmi bir embriyo için ne ise; altıncı çakra kişi için odur.

Her şeyinin sınırı ve şekillendiricisidir.

Devam hususu; hırstır ve hakikatin tüm anlatıcısıdır.

Hakikat devam unsuruna bakarak okunur.

Nerde devam varsa hakikat onlardan ibarettir.

Tüm devamların toplu sonucu; şekli ifade eder.

Şekil etrafında 2 ihtimal vardır.

Ya boş yapılır, ya da hırsa kapılınır ve şekli döndüren asıl kişilerden olunur.

Hırsa kapılmak, hırs kazanmak, hırs elde etmek ve hırsa dönüşmek majikal pratikle mümkündür.

Bu olay varoluştaki 1 numaralı alanın yani en güçlü tüm güçler kullanıcısının akışı ve frekansına katılmak ile alakalıdır.

Hırs, nefes ile bütünsel her şeyimizi şekilleyen altıncı çakranın
biçimlendirdiği şeklin sınırından solunur(önce altıncı çakraya tam odak sağlandıktan sonra da ordan bu sınıra odaklanılır) ve hemen sınırın iç kısmına geri verilir.
(nefes al-ver tekniğiyle, veriş kısmı hiç azalmayan su dolu bir bardaktan su alıp bardağa geri doldurduğumuzda suyun arttığı ve suyun suya karışması kadar kusursuz birleşimde).
Artış yönünü de sınırın içerisine doğru imajine ederseniz/öyle odaklanırsanız çalışma tamamlanır.

Aynı anda hem imajine etmek(görüde canlandırmak) hem de pratiği uygulamak, çalışmanın odağı dolayısıyla zor olacağından "öyle odaklanmak" Daha uygundur.

Çokça ve olay kalıcılaşana kadar yapabildiğiniz kadar bu çalışmayı yaparsanız, hırsın tadına da o kadar fazla varırsınız.

Bu konu etrafında boş yaparak asıllık kazanmak hevesinin, durgunluğu ve hoşnutsuzluğu herkesin kendi sorumluluğudur.
 
Klasik hışım özünde lunar sayılmaz, alıcı hırs ise edinme ve kaliteli varolma açlığıdır.
 
Gerçek hırs lunardır, klasik hışım diye belirttiğiniz şey şiddetlilik ise dengeden gelir; o da lunar sayılır.

Alıcı hırs, istektir o mevzuat da kök çakrasıyla alakalıdır.

Yazıda bahsettiğim olayı 'devam' kavramını incelerseniz daha iyi anlarsınız.
 
Gerçek hırs lunardır, klasik hışım diye belirttiğiniz şey şiddetlilik ise dengeden gelir; o da lunar sayılır.

Alıcı hırs, istektir o mevzuat da kök çakrasıyla alakalıdır.

Yazıda bahsettiğim olayı 'devam' kavramını incelerseniz daha iyi anlarsınız.
Deneysel meselelerin hakkından kaybolmadan gelebilmek özen ister. Bahsettiğiniz durum eril bir çakra olan Kök çakrasını yöneten Oğlak burcunun dişil bir burç olmasıyla, ve çakranın bir renginin de siyah olmasıyla açıklanabilir. Siyah da boşluk meditasyonu ve altıncı çakra ile bağdaştırılabilir, aynı zamanda bir lunarlığı vardır tahminimce.

Devam ile neyi kastettiğinizi şu anlık anlayamadım fakat deniyorum (tryharding). Onun dışında bence yazı fena değil.
 
Deneysel olan çoğu zaman astrolojik şeylerdir, sağlıklı ölçütlerde kalır.

Deneyselliğin sağlıksız ölçütleri de deneysel olmayan şeylere deneysel hükmü giydirildiğinde başlar.

Keyfe göre bir şeyleri deneysel olarak niteleyerek olayları kendi etrafında döndürmenin bencilliğinden kurtulmak da kolaydır.

Deneysel olsun diye astrolojik meselelerle, kök çakrasını bağdaştırmak pek de doğru olmaz.

İzlediğiniz yol fikir alışverişi açısından hoş bir yöntem fakat yeterli odak korunmazsa bir şeyler belli kalıplara uysun diye uğraşma eylemine dönüşebiliyor.

Sadece astrolojik yönleri konuya bağlarken biraz daha kişi odaklı yaklaşılması, astrolojik olarak kök çakrasının tam olarak nerden bağlı olduğunu seçebilmeyi sağlar.

Kök çakrasının astrolojik bağlamı satürn gezegeninin hükümranlığı doğrultusunda olan teklik ve tekillik konusundan başlar ve bu doğrultuda devam eder. Bu doğrultu da bilimsel olarak kalıcılık faktörleri olarak adlandırılır.

Kalıcılık faktörleri; büyüme, gelişme, dönüşme, doğum, gibi şeylerden muaftır, dolayısıyla hiç bir yönüyle lunar sayılamaz.

Mutlak vaziyette; varlık ve yokluk kavramlarıyla yürütülen kalıcılık unsuru ateşle, dolayısıyla güneş ile alakalıdır.
 
Evrende her şey birbiriyle bağlantılıdır çünkü Akaşa vardır. Astrolojiyi ne tamamen ayrı tutmak ne de her şeye dahil etmek uygundur. Renkler ve dualite kadar evrensel olanlardan bahsediyoruz. Hırs kavramının tamamıyla eril olduğunu düşünmesem de aksini yeterli sebeplere dayandırdığınızı düşünmüyorum.

Yine de sanırım şöyle düşünülebilir, en basitinden "alıcı hırs" hayatta kalma ve yiyecek bulmayla ilişkilendirilebilir. Bu içsel bir durum. Kök çakra ise gerçeklik ve dış faktörler ile ilişkili. Tüm gezegenler doğayı oluşturuyor ve insan da onun bir parçasıdır. Bunların kavranışının deneyselliği zamana yaydıkça azalır.

Alıcı hırs yaratmak ve gereksinim ile ilgili, açlık hissi buna örnek verilebilir. Eril/verici hırs ise gereksinimleri karşılamakla ilgili, bu da gerçekliğin şekillendirimiyle mümkün. Koç ilk neden fakat bu neden için bir gereksinim gerekli, bu da başlatıcıyı başlatan oluyor, her ne kadar dışarıdan olsa da. Yazınızda bahsettiğiniz "güç kullanıcıları" ile ilgili kısım da bununla ilgili. "Gücü çağırmak" için bir "sebep" gerekiyor. Bunlar Solar olan yani Zeus ile ilgili.

Bu da "evreni iyileştirme hırsına" bağlanabilir. Öğrenme hırsı da esasında bundan ayrı tutulamaz. Güç kullanıcısı olmak da yine evreni iyileştirmekle ve bu doğrultudaki hırsla bağlantılı. Temel hatlarıyla, en basit haliyle bu şekilde.
 
Bana konulardan genel olarak ne anladığınızı mı anlatıyorsunuz, yoksa bir şeyleri bana anlatmaya mı çalışıyorsunuz?

Bu konuda daha net olmanızı rica ediyorum.
Basitliği göz önünde bulundurarak anladıklarımı anlatıyorum.
 
Konuyu basitleştirmek, benim kafamı karıştırıyor dolayısıyla farklı bir konu olarak anlıyorum.

Yani benim bakış açımdan farklı bir konu, bahsini yaptığım konuyla alakadar olup, konu genişliyor ve dolayısıyla konuyu esas bahiste tutmaya uğraşıyorum.

Mesela hırs kavramının değil, istek kavramının tamamen eril olduğunu belirtiyorum fakat bir şeyleri ısrarla tekrar tekrar hırs olarak nitelediğinizden, konu yine farklı yöne gidiyor.

Bu noktada da bana olayın doğrusunu öğretmeye çalıştığınız ve bahsini geçirdiğim mevzuyla yaptığınız yorumun herhangi bir alakası olmadığı yönünde bir anlam çıkıyor.
 
Yanlış anlaşılmalara zemin hazırlayan ve kavramsal kargaşayı oyuna davet eden sizsiniz gibi görünüyor. İstek elbette erildir, Güneş yaşama isteğidir. Tezahür de istektir. Tezahürü mümkün kılan güç ise farklı ve dış ve kuvvetlerden gelir ki bunu örneklendirdim. Kimse size bir şeyler öğretmeye çalışmıyor fakat eğer siz bir şeyler öğretmek istiyorsanız bunu daha "straightforward" biçimde yapabilirsiniz.
 
Bir şeyler, öyle nitelenir veya öyle düşünülür. En nihayetinde konu anlam etrafında döner, anlamı da daha iyi aktarmayı daha straightforward bir şekilde yapmaya çalışıyorum.

Bana kalan yönüyle, bir şeyleri gerçekten anlamaya çalışırsanız, anlatımın tarzıyla alakalı değil, gerçekten anlam aktarımını geliştirmek açısından yardımcı olacak yorumlar yaparsınız.

Yanlış anlaşılmalara zemin hazırlayan ve kavramsal kargaşayı oyuna davet eden sizsiniz gibi görünüyor.
Bir şeyler böyle nitelenmesin diye elimden geldiği kadar yazı içerisinde kullandığım kavramları sonuna kadar açıklıyorum,

Sadece ne yaptığım yönündeki yorumlarınız bu yorumda yaptığınız gibi sadece çarpıtmaya yönelik.

Dolayısıyla genel olarak, yönelttiğiniz yorumları geliştirici değil, kötüleyici buluyorum.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Shaitan

Back
Top