Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Gerçekten görüşmeler oluyor mu?

Tengriken

New member
Joined
Nov 21, 2024
Messages
58
Cidden Tanrılarla sesli, telepatik ya da yüz yüze görüşmeleriniz oluyor mu? Yoksa sadece birkaç kişiye olan bir şey mi?
 
Cidden Tanrılarla sesli, telepatik ya da yüz yüze görüşmeleriniz oluyor mu? Yoksa sadece birkaç kişiye olan bir şey mi?
Bu durum tamamen astral açıklığınız ile alakalıdır. Tanrıları direkt olarak görebilen üyeler bulunuyor. Tanrıları direkt olarak duyabilen üyeler de bulunuyor. Bunlar güç meditasyonlarını yeteri kadar pratik etmemiş insanlara uçuk kaçık gelse de gayet normal ve olağan şeylerdir. Forumlardaki çoğu SS'in tanrılarla şahsi ve özel iletişimleri bulunmaktadır.

Sadece birkaç kişiye özel bir durum değil. Yeteri kadar meditasyon yapıp ruhunuzu geliştirirseniz eğer her üye gibi siz de tanrılarla şahsi iletişim kurabilirsiniz.
 
Bu durum tamamen astral açıklığınız ile alakalıdır. Tanrıları direkt olarak görebilen üyeler bulunuyor. Tanrıları direkt olarak duyabilen üyeler de bulunuyor. Bunlar güç meditasyonlarını yeteri kadar pratik etmemiş insanlara uçuk kaçık gelse de gayet normal ve olağan şeylerdir. Forumlardaki çoğu SS'in tanrılarla şahsi ve özel iletişimleri bulunmaktadır.

Sadece birkaç kişiye özel bir durum değil. Yeteri kadar meditasyon yapıp ruhunuzu geliştirirseniz eğer her üye gibi siz de tanrılarla şahsi iletişim kurabilirsiniz.
Hitler'in tanrısallığı, ölümsüz olan SS'ler... Bunlara ne diyeceğiz?
 
"Farkında olunması gereken bir diğer önemli faktör de kişinin titreşim seviyesidir. Yalnızca sizinle benzer titreşimde olan şeyleri algılayabilirsiniz. “Madde” dediğimiz şey, titreşimi fiziksel duyularımızla algılayabilecek kadar yavaş olan atomlardan ibarettir. Yine de aynı madde, kendisine enerji ekleyip titreşimi yükselterek insan algısının dışındaki hâllerde de var olabilir. Herkesin anlayabileceği bir örnek sudur.

Eğer su moleküllerinin titreşimini yavaşlatırsanız, sonunda su donarak katı hâle gelecektir. Ancak suya enerji [ısı] verirseniz, su buharlaşmaya başlayacaktır. Daha fazla enerji vermeye devam ederseniz, su buharı iyonize olur ve plazmaya dönüşür, bu noktada su moleküllerinin titreşimi o kadar hızlıdır ki, yalnızca fiziksel görüşle gözlemlenemez. Su hâlâ oradadır, ancak algılanamaz.

Ancak, [varlığınıza enerji katarak, yani meditasyon yaparak] kendi titreşiminizi yükseltirseniz, plazmayı yüksek [astral] duyularınızla algılayabilirsiniz. Dolayısıyla, titreşiminiz yükselmeye başlayıp daha yüksek boyutlarınkiyle eşleştikçe astral boyutu deneyimlemek tamamen normaldir."


Bu yazıları okuyabilirsiniz:

Beden ve Madde Üzerindeki Zihin
Tanrılarla Etkileşime Geçmek Hakkında
Bedava Bağışçı Makalesi: Tanrılara Dua Etmek Hakkında
Tanrılarla Deneyimler: Deneyim Düzeyleri
Tanrıların Mesajları Nasıl Yorumlanıp Anlaşılabilir?
Tanrıları Algılamada Psişik Açıklığın Önemi

Spiritual Satanism: Communicating With The Gods
Your Relation With The Gods & Communicating Properly
 
Hitler'in tanrısallığı, ölümsüz olan SS'ler... Bunlara ne diyeceğiz?
Tanrısallık Hitler'e özgü bir şey değil. Kundaliniyi yükselten ve yeterli meditasyonu yapan herkesin sonu buraya çıkıyor. İnsanlık tarihinde bilinen veya bilinmeyen pek çok kişi tanrılığa ulaştı. 72 Demon'dan bazıları bu dünyadan çıkma. Leydi Leraje, kendisi Sümerli bir kadındı. Lord Balaam, antik Suriye'de bir Yüksek Rahiptir. Lord Asmodeus'a gelirsek, Babası ne kadar Lord Azazel olsa da annesi "Anadoluda yaşamış" bir kadındı.

Devamlı güç meditasyonu ve ruhunuz üzerine çalışmalar yaptıkça hepsi daha anlamlı ve "daha az uçuk" gelmeye başlayacaktır. Çoğumuz ilk başta sizin gibi düşünüyorduk. Kendinize bir şans verin, pişman olmayacaksınız.
 
Tanrısallık Hitler'e özgü bir şey değil. Kundaliniyi yükselten ve yeterli meditasyonu yapan herkesin sonu buraya çıkıyor. İnsanlık tarihinde bilinen veya bilinmeyen pek çok kişi tanrılığa ulaştı. 72 Demon'dan bazıları bu dünyadan çıkma. Leydi Leraje, kendisi Sümerli bir kadındı. Lord Balaam, antik Suriye'de bir Yüksek Rahiptir. Lord Asmodeus'a gelirsek, Babası ne kadar Lord Azazel olsa da annesi "Anadoluda yaşamış" bir kadındı.

Devamlı güç meditasyonu ve ruhunuz üzerine çalışmalar yaptıkça hepsi daha anlamlı ve "daha az uçuk" gelmeye başlayacaktır. Çoğumuz ilk başta sizin gibi düşünüyorduk. Kendinize bir şans verin, pişman olmayacaksınız.
Peki Nazilik nasıl aklıma yatacak? Ben tam tersi görüşe yakınım ve bazı önemli SS'lerin neo nazilerle bağlantısı var.
 
Maxine Dietrich Nazi ile evli o ne olacak?
Yüksek Rahibe Maxine Dietrich'in özel hayatı bizleri ilgilendirmez. Eşinin siyaset sahnesinde NSM'nin kurucularından biri olarak Nasyonal Sosyalizm’i savunmasından ötürü, bazı akılsızlar Satanas'ın Sevinci'ni bunun için para toplamak amacıyla kurduğu şeklinde lanse etmektedir. Satanas'ın Sevinci bir organizasyon olarak bu tür konuların üzerindedir, zira görevimiz siyasetin çok daha ötesindedir.

Açıklama: "Nasyonal Sosyalizm" Hakkında
Neden Nasyonal Sosyalizm?
Nasyonal Sosyalizm ve Marksist Sosyalizm
Nasyonal Sosyalizm ve Satanizm
Joy of Satanas Final Response: About “Jews”, “Hitler”, “National Socialism” & Politics
 
Peki neden her şeye karşısınız; big bang, sosyalizm...
Her şey.
Sosyalizm, insanlık için yetersiz bir sistemdir. Büyük Patlama teorisi ise aslında Yahudiler tarafından ortaya atılmış bir iddiadır ve hakikatle bağdaşmamaktadır. Bu teori, ölüm programlarını bilimsel bir temele oturtma çabasıyla uydurulmuş olup, sürekli revize edilmekte ve yamalanmaktadır.

Büyük Patlama Gerçek Değil
 
Bu durum tamamen astral açıklığınız ile alakalıdır. Tanrıları direkt olarak görebilen üyeler bulunuyor. Tanrıları direkt olarak duyabilen üyeler de bulunuyor. Bunlar güç meditasyonlarını yeteri kadar pratik etmemiş insanlara uçuk kaçık gelse de gayet normal ve olağan şeylerdir. Forumlardaki çoğu SS'in tanrılarla şahsi ve özel iletişimleri bulunmaktadır.

Sadece birkaç kişiye özel bir durum değil. Yeteri kadar meditasyon yapıp ruhunuzu geliştirirseniz eğer her üye gibi siz de tanrılarla şahsi iletişim kurabilirsiniz.
Tanrılarla neler konuşuyorlar bunun plasebo dolaylı bir halisünasyon olma ihtimali yokmudur
 
Tanrılarla neler konuşuyorlar bunun plasebo dolaylı bir halisünasyon olma ihtimali yokmudur
Birbirini tanımayan yüzlerce alakasız İnsan, aynı anda kolektif bir şekilde aynı Halisünasyonu görüyorsa. Bu Plasebo sayesinde geçmişten, şu andan ve gelecekten mesajlar alabiliyorlarsa, Bu "Şizofrenik" bilgiler ile kendi hayatını şekillendirebiliyor, Kişisel hayatındaki problemleri çözebiliyorsa. Veya bu "mucizevi" gerçekleri herhangi bir halüsinojenik hap ile görebiliyorsa... O hapı herkesin gazozuna atardım.

Maalesef ki "gerçek" insanların gazozuna atabileceğimiz halüsinojenik bir hap değil.

Fakat kibar sözler ile paylaşabileceğimiz bir farkındalık ve bilgi.
 
Birbirini tanımayan yüzlerce alakasız İnsan, aynı anda kolektif bir şekilde aynı Halisünasyonu görüyorsa. Bu Plasebo sayesinde geçmişten, şu andan ve gelecekten mesajlar alabiliyorlarsa, Bu "Şizofrenik" bilgiler ile kendi hayatını şekillendirebiliyor, Kişisel hayatındaki problemleri çözebiliyorsa. Veya bu "mucizevi" gerçekleri herhangi bir halüsinojenik hap ile görebiliyorsa... O hapı herkesin gazozuna atardım.

Maalesef ki "gerçek" insanların gazozuna atabileceğimiz halüsinojenik bir hap değil.

Fakat kibar sözler ile paylaşabileceğimiz bir farkındalık ve bilgi.
Hâla aklım Hitler'in ölmediğini kabul etmiyor. Her yerde tam aksi şeyler var.
 
Hâla aklım Hitler'in ölmediğini kabul etmiyor. Her yerde tam aksi şeyler var.
Bu konu ise pek çok üye tarafından, ayrı ayrı başlıklar altında sayısız defa açıklandı. Bu yüzden yeniden açıklamayacağım. Burada anlaşılmayacak bir durum yok. Size yazılan gönderileri yeniden okuyabilirsiniz.
 
Hâla aklım Hitler'in ölmediğini kabul etmiyor. Her yerde tam aksi şeyler var.
İyi bir Goy olun ve medyada Yahudilerin anlattığı şeylere inanın. Sizin gibi bir Goy için burası fazla olabilir.

Çok istiyorsanız bu siteleri okuyabilirsiniz, forumda arama yaparak diğer üyelerin verdikleri kaynaklara göz atabilirsiniz ya da iyi bir Goy olmaya devam edebilirsiniz.
 
İyi bir Goy olun ve medyada Yahudilerin anlattığı şeylere inanın. Sizin gibi bir Goy için burası fazla olabilir.

Çok istiyorsanız bu siteleri okuyabilirsiniz, forumda arama yaparak diğer üyelerin verdikleri kaynaklara göz atabilirsiniz ya da iyi bir Goy olmaya devam edebilirsiniz.
Peki diğer sistemleri dışlıyor JoS, örneğin kybalion güzel bir kitap, hemen her dinde de güzel şeyler var. Neden hepsini dışlayıp yalnız bırakıyor JoS?
 
Peki diğer sistemleri dışlıyor JoS, örneğin kybalion güzel bir kitap, hemen her dinde de güzel şeyler var. Neden hepsini dışlayıp yalnız bırakıyor JoS?
Kybalion fena bir kitap değil, okunmaya değer; ancak Satanik bir süzgeçten geçirilmesi gerekir. Satanas’ın Sevinci burada "her şeyi" dışlamıyor, yalnızca zaman içinde bu öğretilerin yozlaştırılmış olduğunu ve tamamen güvenilemeyeceğini vurguluyor. Yahudilerin yaptığı tahribat ortadadır, daha önce size bunun örneklerini de sundum.

Elbette her dinde bazı güzel unsurlar bulunur, aksi takdirde insanlar neden o dinin içinde yer alsın ki? Ancak bu, o dinlerin özünü değiştirmez. İslam, çeşitli ruhani öğelerden çalınarak insanları köleleştirmek amacıyla oluşturulmuş bir ölüm programıdır. Bu yüzden 5 vakit namaz kılarak ölümüne ibadet etmek zorunda kalırsınız; etmediğiniz takdirde ise öldürülme tehdidiyle karşılaşırsınız.

İçerdiği ensest, pedofili, bilim dışı ve kadın düşmanı iğrençliklerden bahsetmek bile istemiyorum.

Her seferinde aynı şeyler konuşuluyor. Herkes Satanist olmak zorunda değil; Satanist olmadığınız takdirde Şeytan sizi bir yere kapatıp sonsuza dek işkence etmeyecek, merak etmeyin. İyi bir Goy olarak kalmaya devam etmek istiyorsanız, bu tamamen sizin tercihiniz.
 
Ama ben Satanist olmak, zorundayım bu benim varolma, savaşım yoksa yok olurum, öyle değilmi Sonne bey ? yaşamdan alacağımı alamam, çektiğim çilelerle yok olur giderim, hangi öğreti biz insanlara, tam olarak özgürlük vaad ediyor, abilerim ablalarım, varmı? Öyle bir yiğit varmı ŞEYTAN dan daha büyük bir yiğit varmı? iyi akşamlar
 
"Farkında olunması gereken bir diğer önemli faktör de kişinin titreşim seviyesidir. Yalnızca sizinle benzer titreşimde olan şeyleri algılayabilirsiniz. “Madde” dediğimiz şey, titreşimi fiziksel duyularımızla algılayabilecek kadar yavaş olan atomlardan ibarettir. Yine de aynı madde, kendisine enerji ekleyip titreşimi yükselterek insan algısının dışındaki hâllerde de var olabilir. Herkesin anlayabileceği bir örnek sudur.
Doğru mu anladım biri yalnızca benzer titreşimli şeyleri algılayabiliyorsa eğer o zaman kendisinden daha yüksek seviyelerdekileri algılayamadığı gibi daha düşük seviyeli şeyleri de algılayamıyor. Bu durumda Tanrıların insanları tam olarak algılıyamaması gerek. İnsanlarda daha düşük insanları algılamakta zorluk çekiyor o halde. Arada bir iletişim kopukluğu ve empati eksikliği var. Durumu izah edebilir misiniz? Bir de size olan mesajımın cevabını biliyorsanız yanıtlar mısınız?
 
Doğru mu anladım biri yalnızca benzer titreşimli şeyleri algılayabiliyorsa eğer o zaman kendisinden daha yüksek seviyelerdekileri algılayamadığı gibi daha düşük seviyeli şeyleri de algılayamıyor. Bu durumda Tanrıların insanları tam olarak algılıyamaması gerek. İnsanlarda daha düşük insanları algılamakta zorluk çekiyor o halde. Arada bir iletişim kopukluğu ve empati eksikliği var. Durumu izah edebilir misiniz? Bir de size olan mesajımın cevabını biliyorsanız yanıtlar mısınız?
Koşmayı öğrendiğinizde yürümeyi unutmazsınız.
 
Hitler'in açıkçası Türkleri öyle sevdiğini asla düşünmüyorum. Ermenilerle vs. aynı olarak değerlendiriyordu Türkleri. Asya halkları "özerk" olarak yaşayabilirdi ona göre. Eskiden Cengiz Han da Avrupa için aynısını düşünüyordu eğer bu yönden bakarsak da.
 
Sosyalizm, insanlık için yetersiz bir sistemdir. Büyük Patlama teorisi ise aslında Yahudiler tarafından ortaya atılmış bir iddiadır ve hakikatle bağdaşmamaktadır. Bu teori, ölüm programlarını bilimsel bir temele oturtma çabasıyla uydurulmuş olup, sürekli revize edilmekte ve yamalanmaktadır.

Büyük Patlama Gerçek Değil
Sosyalizmde adalet yoktur, herkesin eşit olduğu bir ortamda bir hırsız masum bir insanla eşit anlamına gelir. Bu da ne kadar korkunçtur hepimiz biliriz.
 
"Gerçekten eşit" insanlar şöyledir:
Masumlar -> masumlar ile
Zalimler -> zalimler ile
Hırsızlar -> hırsızlar ile

Eşitliğin yanında adalet çok önemlidir. Adaletin olmadığı yerde hiçbir şeyin değeri yoktur. Tüm mal varlığınızın çalınacağını bilseniz ve hırsızdan geri alamayacağınızı bilseniz çalışır mısınız? Kesinlikle hayır.
 
Sosyalizmde adalet yoktur, herkesin eşit olduğu bir ortamda bir hırsız masum bir insanla eşit anlamına gelir. Bu da ne kadar korkunçtur hepimiz biliriz.
Bakınız: Mavi Alay https://tr.wikipedia.org/wiki/Mavi_Alay

Şuanda komünizm hakkında tartışıyor olmamız bile sovyetler tarafından öldürülen Türklere hakarettir.
Komünizm tamamen Türk düşmanlığını içerir. Çin'de de aynı şekilde Doğu Türkistan'da zulümler yapılmaktadır. Ancak "Yahudi" lider anca goygoy yapar gibi çıkar kürsüye "EYYY!" diye bağırır. Adam Suriye'yi yönetiyor sanki, laik bir ülkede inşallahlı maşallahlı konuşmalar vs. asla kabul edilemez.
 
Vikipedi gerçek anlamda bilgi vermemiş rakamları manipüle etmişler. Sizler araştırarak Mavi Alay hakkında daha doğru bilgiler edinebilirsiniz.
 
Hitler'in açıkçası Türkleri öyle sevdiğini asla düşünmüyorum. Ermenilerle vs. aynı olarak değerlendiriyordu Türkleri. Asya halkları "özerk" olarak yaşayabilirdi ona göre. Eskiden Cengiz Han da Avrupa için aynısını düşünüyordu eğer bu yönden bakarsak da.
Bir görüş, temelde sahip olduğunuz tüm bilgi birikimine dayanan kişisel bir yargı ya da değerlendirmedir. Dolayısıyla, bir durum hakkında hiçbir bilgiye sahip değilseniz, bu konuda bir görüşe sahip olduğunuzu iddia etmek haklı bir zemine dayanmaz.

Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Almanlar, Paris Barış Konferansı'nda kendilerine adil davranılmadığına ve Berlin'deki bürokratlar ile azınlık grupları tarafından ihanete uğradıklarına inanıyordu. Aynı savaşta yenilgiye uğrayan Türklerin, Sevr Antlaşması'nın dayattığı koşullara rağmen küllerinden doğarak bağımsızlıklarını yeniden kazanmaları, Almanlar üzerinde derin bir etki bırakmış ve onlarda büyük bir hayranlık uyandırmıştır.

Herr Hitler, Türkiye'de tanık olunan başarıların, Almanya'nın özgürleşmesi için gelecekte izlenmesi gereken yol olduğuna inanıyordu. Kurtuluş Savaşı'nın zaferle sonuçlanması ve Cumhuriyet'in kurulmasının hemen ardından, Herr Hitler Türkiye'ye bir tebrik mektubu göndererek seküler devletin kuruluşunu kutlamış ve Almanlar olarak benzer bir başarıya ulaşma arzusunu dile getirmiştir.

Herr Hitler, Siirt Mebusu Mahmut ile gerçekleştirdiği bir görüşmede, Türkiye'nin Almanya ile aynı dönemde ve benzer şekilde çökmüş olmasına rağmen, verdiği kutsal mücadeleyle bu durumdan kurtulmayı başardığını belirtmiştir. Bu başarının, Almanya’nın kurtuluşu için başlattığı hareketin de başarılı olacağına dair kendisinde güçlü bir inanç oluşturduğunu ifade etmiştir. Ayrıca, Atatürk’ün asrın en büyük liderleri arasında daima ön saflarda yer alacağını vurgulayarak ona duyduğu derin hayranlığı dile getirmiştir.

Atatürk'ün vefat haberi, 10-15 Kasım 1938 tarihleri arasında Alman basınında geniş yankı bulmuştur. Alman gazeteleri, Atatürk’ün hayatını ve gerçekleştirdiği icraatları ayrıntılı şekilde ele alırken, hem Türk hem de Alman halklarının bu kayıp karşısında duyduğu derin üzüntüye dikkat çekmiştir.

Atatürk’ün ölümü üzerine Führer’in ifade ettiği taziyeler, Alman gazetelerinin hemen hemen tamamında yer almıştır:
"Türkiye Büyük Meclisi’ne ve Türk halkına, Türkiye Cumhuriyetî’nin Başkanı Atatürk’ün ölümü üzerine en derin üzüntülerimi bildiriyorum. Büyük bir asker, dahi devlet adamı ve tarihi bir şahsiyet kayboldu. Yeni Türkiye Cumhuriyeti ile nesilden nesile devam edecek büyük bir anıt oluşturdu."

Gazeteler
1.
Völkischer Beobachter, 11 Kasım 1938, “Kemal Atatürk gestorben, Des Führers Beileid zum Tode Atatürks” (Kemal Atatürk vefat etti, Atatürk’ün ölümü üzerine Führer’in taziyeleri) ve Kari Vıerebl’in “Atatürk Soldat und Staatsmann”, (Asker ve devlet adamı Atatürk).
2. Völkischer Beobachter Berlin, 12 Kasım 1938, Des Führers Beileid zum Tode Atatürks” (Atatürk’ün ölümü üzerine Führer’in taziyeleri).
Völkischer Beobachter, Nazi Hükümeti'nin Nazi Basınında resmi yayın organı statüsündedir.
3. Der Angriff, 11 Kasım 1938, “Tiefe Trauer um Atatürk ve Beileid des Führers” (Atatürk için derin üzüntü ve Führer’in taziyeleri).
4. Berliner Illustrierte, 11 Kasım 1938, “Die Beisetzung, Beileid des Führers”, (Defin, Führer’in Taziyeleri).
5. Berliner Lokal=Anzeiger, 10 Kasım 1938, “Vater der Türkei” (Türkiye’nin babası).
6. Berliner Lokal=Anzeiger, 11 Kasım 1938, “Der Führer zum Tode Atatürks, Beileid nach Ankara- "Halbmast auf Berliner Amtsgebaeuden, Adolf Hİtler über die Türkei" (Atatürk’ün ölümü hakkında Führer, Ankara’ya taziyeler-Berlin’deki resmi dairelerde bayraklar yarıya indirildi, Adolf Hitler’in Türkiye üzerine düşünceleri),
7. Berliner Tageblatt, 11 Kasım 1938, “Die Türkei trauert um Atatürk, Der Staatspraesident Donnerstag früh gestorben" ve Wilhelm Renner’in “Der Vater der Türken” ( Türkiye Atatürk’e yas ediyor, Devlet Başkanı Perşembe sabahı erken vefat etti ve “Wilhelm Werner’in “Türklerin Babası” adlı yazısı).
8. Berliner Volks-Zeitung, 11 Kasım 1938, “Die Türkei trauert um ihrenRetter”, (Türkiye kurtarıcısına yas ediyor).
9. Börsenzeitung, 10 Kasım 1938, “Atatürk gestorben” (Atatürk vefat etti).

Herr Hitler'in İsmet İnönü'ye gönderdiği mektup, dönemin siyasi ilişkilerine ve Almanya'nın Türkiye'ye bakış açısına dair pek çok anlam taşımaktadır:
"Bunların dışında inanıyorum ki, savaştan sonra gerçekleşecek yeni sınırlar nizamı, Almanya’yı hiçbir şekilde Türk hükümetinin hedefleriyle karşı karşıya getirmeyecek, aksine iki devletin yakınlaşması, bu alanda da, hem Türkiye’nin, hem de mihver devletlerinin menfaatine olacaktır.

Bu bakımdan ben şimdi olduğu gibi istikbalde de, Almanya ile Türkiye’yi karşı karşıya getirebilecek hiçbir sebep olamayacağı görüşündeyim."


Bunu da okuyabilirsiniz: Bilgi Eksikliğini Kabul Etmek: Kafa Karışıklığını Yaymamak İçin
 
Bir görüş, temelde sahip olduğunuz tüm bilgi birikimine dayanan kişisel bir yargı ya da değerlendirmedir. Dolayısıyla, bir durum hakkında hiçbir bilgiye sahip değilseniz, bu konuda bir görüşe sahip olduğunuzu iddia etmek haklı bir zemine dayanmaz.

Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Almanlar, Paris Barış Konferansı'nda kendilerine adil davranılmadığına ve Berlin'deki bürokratlar ile azınlık grupları tarafından ihanete uğradıklarına inanıyordu. Aynı savaşta yenilgiye uğrayan Türklerin, Sevr Antlaşması'nın dayattığı koşullara rağmen küllerinden doğarak bağımsızlıklarını yeniden kazanmaları, Almanlar üzerinde derin bir etki bırakmış ve onlarda büyük bir hayranlık uyandırmıştır.

Herr Hitler, Türkiye'de tanık olunan başarıların, Almanya'nın özgürleşmesi için gelecekte izlenmesi gereken yol olduğuna inanıyordu. Kurtuluş Savaşı'nın zaferle sonuçlanması ve Cumhuriyet'in kurulmasının hemen ardından, Herr Hitler Türkiye'ye bir tebrik mektubu göndererek seküler devletin kuruluşunu kutlamış ve Almanlar olarak benzer bir başarıya ulaşma arzusunu dile getirmiştir.

Herr Hitler, Siirt Mebusu Mahmut ile gerçekleştirdiği bir görüşmede, Türkiye'nin Almanya ile aynı dönemde ve benzer şekilde çökmüş olmasına rağmen, verdiği kutsal mücadeleyle bu durumdan kurtulmayı başardığını belirtmiştir. Bu başarının, Almanya’nın kurtuluşu için başlattığı hareketin de başarılı olacağına dair kendisinde güçlü bir inanç oluşturduğunu ifade etmiştir. Ayrıca, Atatürk’ün asrın en büyük liderleri arasında daima ön saflarda yer alacağını vurgulayarak ona duyduğu derin hayranlığı dile getirmiştir.

Atatürk'ün vefat haberi, 10-15 Kasım 1938 tarihleri arasında Alman basınında geniş yankı bulmuştur. Alman gazeteleri, Atatürk’ün hayatını ve gerçekleştirdiği icraatları ayrıntılı şekilde ele alırken, hem Türk hem de Alman halklarının bu kayıp karşısında duyduğu derin üzüntüye dikkat çekmiştir.

Atatürk’ün ölümü üzerine Führer’in ifade ettiği taziyeler, Alman gazetelerinin hemen hemen tamamında yer almıştır:
"Türkiye Büyük Meclisi’ne ve Türk halkına, Türkiye Cumhuriyetî’nin Başkanı Atatürk’ün ölümü üzerine en derin üzüntülerimi bildiriyorum. Büyük bir asker, dahi devlet adamı ve tarihi bir şahsiyet kayboldu. Yeni Türkiye Cumhuriyeti ile nesilden nesıle devam edecek büyük bir anıt oluşturdu."

1. Völkischer Beobachter, 11 Kasım 1918, “Kemal Atatürk gestorben, Des Führers Beileid zum Tode Atatürks” (Kemal Atatürk vefat etti, Atatürk’ün ölümü üzerine Führer’in taziyeleri) ve Kari Vıerebl’in “Atatürk Soldat und Staatsmann”, (Asker ve devlet adamı Atatürk).
2. Völkischer Beobachter Berlin, 12 Kasım 1938, Des Führers Beileid zum Tode Atatürks” (Atatürk’ün ölümü üzerine Führer’in taziyeleri).
Völkischer Beobachter, Nazi Hükümeti'nin Nazi Basınında resmi yayın organı statüsündedir.
3. Der Angriff, 11 Kasım 1938, “Tiefe Trauer um Atatürk ve Beileid des Führers” (Atatürk için derin üzüntü ve Führer’in taziyeleri).
4. Berliner Illustrierte, 11 Kasım 1938, “Die Beisetzung, Beileid des Führers”, (Defin, Führer’in Taziyeleri).
5. Berliner Lokal=Anzeiger, 10 Kasım 1938, “Vater der Türkei” (Türkiye’nin babası).
6. Berliner Lokal=Anzeiger, 11 Kasım 1938, “Der Führer zum Tode Atatürks, Beileid nach Ankara- "Halbmast auf Berliner Amtsgebaeuden, Adolf Hİtler über die Türkei" (Atatürk’ün ölümü hakkında Führer, Ankara’ya taziyeler-Berlin’deki resmi dairelerde bayraklar yarıya indirildi, Adolf Hitler’in Türkiye üzerine düşünceleri),
7. Berliner Tageblatt, 11 Kasım 1938, “Die Türkei trauert um Atatürk, Der Staatspraesident Donnerstag früh gestorben" ve Wilhelm Renner’in “Der Vater der Türken” ( Türkiye Atatürk’e yas ediyor, Devlet Başkanı Perşembe sabahı erken vefat etti ve “Wilhelm Werner’in “Türklerin Babası” adlı yazısı).
8. Berliner Volks-Zeitung, 11 Kasım 1938, “Die Türkei trauert um ihrenRetter”, (Türkiye kurtarıcısına yas ediyor).
9. Börsenzeitung, 10 Kasım 1938, “Atatürk gestorben” (Atatürk vefat etti).

Herr Hitler'in İsmet İnönü'ye gönderdiği mektup, dönemin siyasi ilişkilerine ve Almanya'nın Türkiye'ye bakış açısına dair pek çok anlam taşımaktadır:
"Bunların dışında inanıyorum ki, savaştan sonra gerçekleşecek yeni sınırlar nizamı, Almanya’yı hiçbir şekilde Türk hükümetinin hedefleriyle karşı karşıya getirmeyecek, aksine iki devletin yakınlaşması, bu alanda da, hem Türkiye’nin, hem de mihver devletlerinin menfaatine olacaktır.

Bu bakımdan ben şimdi olduğu gibi istikbalde de, Almanya ile Türkiye’yi karşı karşıya getirebilecek hiçbir sebep olamayacağı görüşündeyim."


Bunu da okuyabilirsiniz: Bilgi Eksikliğini Kabul Etmek: Kafa Karışıklığını Yaymamak İçin
Bilgiler için çok teşekkürler.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top