Esenlikler,
Teşekkür ederim bright,diğer sözlerim için de özür.Ancak bütün argümanlarima cevap gelmedi.Termodinamik,yarı ömür vs bunlar hala boşta.argümanları aldığım video(felsefi argümanlar üzerine bir süreden beri düşünüyorum.Ezeli evrene karşı var olan tek felsefi argüman bu değil,hatta zayıf sayılabilecek-bence zayıf sayılabilecek-bir argüman.Neyse hadi felsefeyi geçtim,şu anda sıkıntı yaşadığım felsefi argümanlara belki ilerde cevap verebilirim-aslında pek çoğuna cevap verdim bir kısmı sallantıda sadece -,ancak bilim boşta) bu https://youtu.be/4ybIlx0cB_s
Bilimsel argümanları buradan aldım,ve dümdüz kabul etmedim elbette.Araştırdım,ancak doğru gibi.Atomların yarı ömrü, yıldızların ölümü gibisinden argümanları da geçtim hadi.Ancak Yasa diyorum,yasa.Bunlar teoriler ancak termodinamik ve entropi yasa ve en sıkıntılı mevzular da burası.
Ne olur ne olmaz diye belirtmek istiyorum,tamamen samimiyim.JoS'suz,nihilist,natüralist bir hayat sürmektense hiç var olmamak daha mantıklı.Samimiyetimi belli ettim sanırım
Söz konusu videodaki felsefi argüman (yani Hüdus delili) diğer pek çok teist argüman gibi antitezi bulunan bir argüman.
Şu viki sayfasını inceleyebilirsiniz. Direkt alıntılıyorum:
Kelam kozmolojik argümanın en çok eleştirildiği kısım ise ''zamanın A teorisi'' denilen zaman algısına dayalı olmasıdır. Zamanın A teorisine göre, ''zaman gerçekten, bir yöne doğru akmaktadır.''Sezgisel olarak ''zamanın aktığı'' hissedilse bile, zamanın gerçekten aktığına dair hiçbir kanıt bulunamamıştır. Zamanın A teorisi, Albert Einstein'in özel görelilik kuramıyla çelişmekte ve gene Einstein'dan sonra bilim dünyasında hakim olan uzay-zaman ayrılmazlığından farklı olan bir zaman algısı çizmektedir. Zamanın A teorisinin günümüzdeki geçerliliği oldukça azalmış olsa da kuantum mekaniğine dayalı savunmalar geliştirilmiştir. Zamanın A teorisi yerine önerilen Zamanın B teorisine göre ise, zaman ''gerçekten'' akmıyordur. Yalnızca gerçekleşen olaylar sırası(kipler) vardır. Eğer Zamanın B teorisi doğru ise sonsuza kadar geriye gidiş mümkündür ve evrenin gerçek bir ''başlangıcı'' yoktur. Bu da Kelam kozmolojik argümanın geçersiz kalması demektir.
Joy Of Satan Zamanın A Teorisini, yani lineer zamanı kabul etmez. HPS Maxine'in
bir vaazından alıntı yapacağım:
To digress, Lilith told me that "time is not linear." We tend to regard time as linear because we are not immortal. We know of life having a beginning and an end.
Forumlarda da vaktinde bu konudan bahsedilmiş, Rational Satanist kardeşimizin
şu gönderisi örneğin. Bunun haricinde Zamanın A Teorisinin mutlak bir doğruluğu henüz ispat edilemedi, aksine modern bilim otoriteleri B teorisinin daha güçlü olduğunu söylüyordu diye
hatırlıyorum.
Ad Hominem gibi olacak ama felsefi bir argümana karşı argüman oluşturulurken ele alınan argüman en güçlü haliyle kabul edilmelidir. Enis Doko ezeli evreni yanlış göstermek için attığınız video da karşı kuramları, şüpheli noktaları ortaya koymayarak bir nevi insanları yanıltıyor. En basit örneği Kelam Kozmolojik Argümanın zaman teorilerinden birisini varsayması ve video da bundan bahsedilmemesi,
zamanın b teorisine göre örneğin zaman lineer olmadığı için, eklemeli bir sistemdeki gibi akıl yürütmek doğru olmayacaktır aynı şekilde video da bahsetmediği diğer bir detay Big Bang konusu. Tekillik gibi konular mevcut bilimde hâlen tartışmalıyken direkt olarak bilim bunu kanıtladı, bilim şunu kanıtladı demesi yanıltıcı. Bilim öyle değişmez, kesin sonuçlara vesaire varmaz. Hele ki ele alınan konuda hâlâ eksik veriler varsa ve milyarlarca yıl gerideki bir olaydan bahsediyorsak hata payı olduğu varsayılır. Elimizdeki mevcut hesaplamaların bize gösterdiği bir şey yanlış olabilir, eksik veriler vardır belki. Ki var, pek çok şeyi hesaplarken hâlâ ufak hata payları ortaya çıkıyor, bu bize tüm verileri ele almadığımızı veya tespit etmediğimizi gösteren şeylerden bir tanesi.
Entropi ve Termodinamik konularına az çok aşinayım ancak kesin olarak bilimsel bir dille cevap verebilecek yeterlilikte değilim, fizikçi değilim sonuçta. Yine de tahmini olarak cevaplaması çok basit. Bizim yaşamamız için enerji gerekiyor, enerjiyi vücudumuzu yenilemek yani entropiye karşı korunmak için kullanıyoruz (bildiğim kadarıyla, yanlış olabilir), nihayetinde gerekli enerji miktarı o kadar yükseliyor ki entropiyi aşacak kadar enerji elde edemeyecek hâle geliyoruz veya entropiyi aşmak için kullandığımız sistemler entropi sonucunda işleyeyemez hale geliyor, sonuç olarak ölüm de bu yüzden meydana geliyor. Zaten Yunan tanrılarının babası Kronos, yıkım tanrısı aynı zamanda Zaman Tanrısıdır (zaman entropi ile aynı yönlüdür, biz zamanı entropi ile beraber algılarız). Kronos'un kendi evlatlarını yemesi zamanın yapıcı ve yıkıcı unsurlarına -entropi ile ilişkisine- işaret ediyor.
Bir kadeh masadan düşüp kırıldığında, kadeh ve içindeki sıvının başlangıçtaki düzenliliği(simetrisi) bozulur. Yere düşüp parçalanan kadehin(asimetrik durum) zamanda, masanın üstüne tekrar zıplayamaz, yani daha fazla düzensizlik daima sonraki zamandadır.
İşte bu yüzden tanrılar kendi babaları olan titan Kronos'u yenerek tanrı oluyorlar. Çünkü entropiyi aşmadan ölümsüz olunamaz. Her halükarda sonsuza dek yaşamak için sonsuz enerji gerekiyor, bildiğim kadarıyla JoS'ın iddiası evrendeki enerjinin sonsuz olduğu yönünde. Bu açıdan mantıksal olarak herhangi bir sorun oluşturmuyor, sonsuz enerji mümkünse entropiye karşı direnmek mümkündür. Termodinamik konusuna gelirsek, güzel bir akıl yürütme yapılıyor ancak şöyle bir hatalı nokta var. Eğer ruhaniyet varsa materyalist evren görüşünde hesaba katılmayan unsurların da fiziksel olarak hesaba katılmaları gerekir, bu durum belki de bu farkı yaratıyordur. İddia edilen şey zaten modern bilimin eter gibi unsurları varsaymadığı.
Şu ana kadar yazdığım şeyler üzerine pek düşünülmemiş, üstün körü yazılmış ve tam olarak teyit edilmemiş şeyler. Alıntıladığım ve bahsettiğim şeyleri kendiniz araştırarak bir sonuca varabilirsiniz. Her halükarda kimse size gerçek anlamda bir şeyi kabul ettiremez, kanıtlayamaz veya öğretemez.
Siz onu kendiniz öğrenirsiniz, burada biz sadece araştırmanızın yetersiz kaldığı noktada gözünüzden kaçan noktaları belirtebiliriz. Nihai olarak onu araştıracak, üzerine düşünecek ve kanılara varacak olan kişi sizsiniz, bu yüzden (SS'ler olarak) kimseyi bir şeyi kabul etmeye zorlamıyoruz ki zorlasak bile birini zorlayarak ve baskılayarak bir şeyin doğruluğuna inandırmak imkansızdır, herkeste az çok bunun farkında. Bu yüzden karşıt görüşler sansürleniyor veya bastırılıyormuş gibi bir iddiada bulunmanız ve bunu kanıtlayan bir şey ortaya koymamanız hoş değil. Eğer böyle bir durum varsa ortaya koyun, yoksa da bu tarz şeylerle insanları yanlış yönlendirmeyin.
Son olarak SS'in felsefe ve bilimden bu kadar kopuk olmadığını da belirtmek istiyorum, SS'ler arasında felsefe ile ilgilenen kişilerin az olması böyle bir önyargı oluşturmuş olabilir ancak tanrıların öğrettikleri listesine girerseniz mantık (formel bilim olan), retorik ve felsefe başlığının olduğunu görürsünüz. Felsefe ile biraz uğraşmış birisi bu başlıkların felsefe ile olan ilişkisini az çok bilir. Eğer gerçekten SS din olarak felsefeyi bu kadar boşlasaydı veya önemsiz görseydi, tanrılar doğrudan bunları öğretir miydi, bir düşünün derim. İyi günler.