Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Dopamin bağımlılığı; savaşta kullanılan en güçlü bıçak.

Chlorophyll

New member
Joined
Oct 1, 2019
Messages
76
Kelimelerin ifadesini yarım yamalak var olan hayal gücüyle seçip, hayvanlıktan kalma oyunculuğu ile amaçsız bir şekilde bir araya getiren maymundan gelip geriye dönmüş, değişik olmak arzusunu bastıramayarak insanlığı kirletmeye çalışan en düşük seviye. Bağımlılık en güçlü dinamik yapıyı getirmez. Her koşul ve şart isteğin kölesi olamıyor maalesef. Bu evrende Gerçek üst güçler bulunmakta.

Bunun savaş argümanı olduğu barizdir. Dolayısıyla bağımlılıkla saldıran, saldırılan kişiler zombi misali (saldırdım dönüştün) mantığıyla hareket eder. Biz bunun üstündeyizdir. İstenilen etki yaratılamaz. Bağımlılık ile mücadelede bizdeki İrade üstün gelir.

Savaşı kızıştırmak işe yaramaz. Dışa verilen efekti son seviyeye çıkarmak için çalışmak mantıklıdır. Wunjo rünü ile(Kişisel güven ve özsaygı odaklı) korunma çalışması sağlığın yoludur. Korunma odaklı kişisel güven ve özsaygı nihai seviyesine ulaşmak üzere artıyor sözü ile yöneltmek benim kullandığım yol. İyelik eki değişimi ile kendize, sevdiğinize odaklayabilirsiniz.

(Dopamin bağımlılığı ile belirtmek istediğim anlam, her türlü saçma psikolojik ve sosyal artılar dahil bunlar için sürünerek karakter değiştiren, bunlarla tatmin arayan canlılar.)
 
İyileşmek için birebir bir çalışmadır. Kısa sürede kalıcı hale gelen bir iyileşme olur. 1 hafta sürdürseniz çalışmayı yeterli gelicektir ama keyfinize göre.
 
chlorophyll said:
Kelimelerin ifadesini yarım yamalak var olan hayal gücüyle seçip, hayvanlıktan kalma oyunculuğu ile amaçsız bir şekilde bir araya getiren maymundan gelip geriye dönmüş, değişik olmak arzusunu bastıramayarak insanlığı kirletmeye çalışan en düşük seviye. Bağımlılık en güçlü dinamik yapıyı getirmez. Her koşul ve şart isteğin kölesi olamıyor maalesef. Bu evrende Gerçek üst güçler bulunmakta.

Bunun savaş argümanı olduğu barizdir. Dolayısıyla bağımlılıkla saldıran, saldırılan kişiler zombi misali (saldırdım dönüştün) mantığıyla hareket eder. Biz bunun üstündeyizdir. İstenilen etki yaratılamaz. Bağımlılık ile mücadelede bizdeki İrade üstün gelir.

Savaşı kızıştırmak işe yaramaz. Dışa verilen efekti son seviyeye çıkarmak için çalışmak mantıklıdır. Wunjo rünü ile(Kişisel güven ve özsaygı odaklı) korunma çalışması sağlığın yoludur. Korunma odaklı kişisel güven ve özsaygı nihai seviyesine ulaşmak üzere artıyor sözü ile yöneltmek benim kullandığım yol. İyelik eki değişimi ile kendize, sevdiğinize odaklayabilirsiniz.

(Dopamin bağımlılığı ile belirtmek istediğim anlam, her türlü saçma psikolojik ve sosyal artılar dahil bunlar için sürünerek karakter değiştiren, bunlarla tatmin arayan canlılar.)

Ve jos üyeleri yine tek bir kelimeye takılı kaldı gitti. Ellerinize sağlık. Bir ara ben de seratonin, başka biri de endorfin üzerine bir yazı falan paylaşsın da tamamlansın bu **mutluluk hormonu** serisi.
Bağımlılık ile mücadelede bizdeki İrade üstün gelir.
Bağımlılık kesinlikle ve kesinlikle, *sadece* irade ile alakalı bir durum değildir. Bu yüzden sanmıyorum. Sizin için böyledir bu durum, hepimiz için değil.
İyi günler.
 
Ufak tefek ayrıntıları tam olarak belirtmediğimden, yazının farklı anlaşıldığını düşünüyorum.
Sebep ve hedef olmadan karakter edinip süratle yaşayan fakat özlülük kaygısı gütmeyen canlılar parantezinde bu canlıların baskısı altında, asıllı olunan karakterlerin doyasıya yaşanamadığını vurguladığım bir durumdan bahsetmeye çalıştım.

Dopamin vurgusu, özellikle yaşamı içerisine alıp tekil hedeflerden ziyade kendi etrafı vurgulu edinilen isteksi bütünsellikten ifade edinmeye çalışmanın, bireysel değil toplumsal odaklılığın getirdiği uyuşukluğu anlatması nedeniyle var.

Dışarıdaki bağımlılık ile savaştığımız müddetçe tek silahımız maalesef irademiz. Ayrıntı belirtmediğimden genel bağımlılık anlaşılmış olabilir lakin "dış bağımlıların hedef dürtüsüyle kışkırmışlığına karşı duruş" belirtmek istediğim deneyim.

Konu etrafında kalınırsa kolayca anlaşılabilen bi mevzuat olduğunu düşündüğümden fazla ayrıntıya girmedim fakat gerekli olan yerlerde parantez açtırmanız yararlı tabii.

Basit anlatmak gerekirse 100 insanın ilgi bağımlısı olduğu bir ortamda ilgi bağımlısı olmayan 1 kişi "olmamasına" rağmen yine de ilgi bağımlılığına karşı savaşır. Bu savaş öz saygı ve ve kişisel güven ile sürdürülür. Kaynağı irademizden başka hiçbir şey olamaz. Devamı ve sonucu bir tek buna bağlıdır ve hali hazırda bu ortamdaki 1 kişinin de ilgi bağımlısına dönüşmesi kaçınılmaz gibi görünür. Dönüşüm savaşından ziyade olan durum o 1 kişiyi yormak ve yıpratmak üzerine yoğunlaşır. Belki ayrıntılar belirtmek istediğim şeyi daha açık sunar.
 
Bu seviyede davrananlar bizim içimizden ve yolumuzdan çıkmaz, bahsettiğim gibi ancak yıpranmış ve yorulmuş kişilerde sağlıksız umursamazlık ve tanrı tavrı dediğimiz perdeden umursar gibi yapmak davranışını görürüz. Bir durum haricinde bu davranış kendi özüne ve dostuna zararlılıktır; Seks. Yapılan şey bağımlıların önemsizleştirdiği komplike ve ayrıntı bilgiye hakaret ve görmezden geliş şeklinde sunulur. Yani onlar yıpratıp yordukça savunmayı sıklaştırmayanlar gelip bize içimizden bağımlıların sözcülüklerini yaparlar. Bireyin hem kendi onuru ve saygınlığı yiter hem de çevresini kalitesizleştirmeye çalışır.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top