Esenlikler,
Bu hikâyenin İncil versiyonuna denk geldim. Yaratılış kısmı, 1:6'da "Alttaki sular ve üstteki sular arasına göğü koymak ve karışmasını engellemek" ile ilgili bir şeyden bahsediyordu. Bunu gördükten sonra "laf olsun torba dolsun" diye eklenmiş bir ayet olma olasılığını ortadan kaldırdım ve fizikselden ziyade ruhani bir anlam aradım.
Öncelikle, bu bahsettiğiniz Kur'an'daki ayette "acı ve tatlı su" ayrımı var. Zorlama bir örnek gibi gelebilir ancak üst çakralar yin, alt çakralar da yang'dır. Yin, tatlı; yang, acıdır. İncil'deki bu sular arasına set koyma ayeti de olaya girince zorlamadan ziyade daha oturaklı bir örnek oluşturdu kafamda.
Kalp Çakrası, üst ve alt çakraları birbirine bağlar. Üst çakralara burada yin doğalarından ötürü tatlı, alt çakralara da yang doğalarından ötürü acı dersek bir bağlantı kurulabilecektir. Burada aklıma gelen şey, Yahudilerin, Tufan'daki gibi ruhani anlamı söküp, Centil alegorik anlatılarını maddesel düzlemde gerçekmiş gibi yansıtmalarıdır.
İncil'deki "göğün" de tam olarak Kalp Çakrasına'na denk geldiğini düşünüyorum. Kalp Çakrası, hava elementinden bir parça barındırır, üst ve alt çakraları bağlamak için vardır. Burada Yahudilerin, Kalp Çakrası'nın havasal doğasını "gök" olarak anlattığını düşünmekteyim. Ya da büyük olasılıkla, vaktinde Centil anlatılar bile böyle bahsetmiş olabilir, ancak Yahudiler tabii ki bu ruhani anlamları kelimenin tam anlamıyla "katledip" maddesel bir anlam katıyorlar.
İki kitapta da bahsi geçen "su" ya da "denizler" ifadesi bana kalırsa çakraların ruhani doğasından ötürüdür. Su, enerji türünden bağımsız, tüm ruhaniyetle alakalı bir elementtir.
Kendi yorumum böyle olacaktır.
İyi geceler.