Anadolutümeni said:
Cevabım yukarıdadır. Diş geçiremediğiniz insanlarla idrar yarıştırmaya kalkmaya kalkmayın. Benim de diş geçiremediğim insanlar var ama zorlamıyorum. Size bir büyük tavsiyesi.
Ad hominem bende işe yaramaz. Bir şey söylüyorsanız ve bana yanlış olduğumu anlatmaya çalışıyorsanız ya kaynağını vermelisiniz ya da mantığını, sizin high and mighty şahsınız kaynak sayılacak bir otorite değil ne yazık ki kendi ünvanlarımızı kullanmak güvenli olmayacağı için. Gerçi size tavsiye olsun demeyeceğim çünkü sorulmadan tavsiye vermeme konusunda kendimi geliştirmeye çalışıyorum.
Cevabım yukarıdadır. Diş geçiremediğiniz insanlarla idrar yarıştırmaya kalkmaya kalkmayın. Benim de diş geçiremediğim insanlar var ama zorlamıyorum. Size bir büyük tavsiyesi.
Bakalım yukarıya.
İddia:
Nazar Türklerin bozuk da olsa devam eden Şamanizm adetlerindendir. Yolcu arkasından su dökmek veya kulağı çekip duvara üç kez vurmak gibi. İslamda nazar yoktur, hatta birçok cübbeli nazarın günah olduğunu anlatır.
Bir şeyi günah ilan etmek için önce varlığını kabul etmeleri gerektiğini nedense görmezden gelmekte ısrar ediyorsunuz. ''Yoktur ve günahtır'' mantık olarak mümkün değil. Olmayan bir şey günah olamaz. ''Varlığını kabul etmek günahtır'' demek istemiş olabilirsiniz ancak bu da yanlış olur çünkü İslam evil eye'in varlığını hem Kuran'da hem de hadislerde kabul eder. Hatta direkt kendi kaynaklarından bakalım ediyorlar mı etmiyorlar mı:
Nazardan bahseden hadisler var; ancak nazarın varlığından bahseden ayetler de var mıdır?
Değerli kardeşimiz,
Müfessirlerin ekseriyeti; "Rabbi onu seçip iyilerden kıldı. Doğrusu inkâr edenler, zikri (Kur'an-ı) işittikleri vakit nerdeyse gözleri ile seni yıkıp devireceklerdi. Bir de durmuşlar, o herhalde bir delidir, diyorlardı." (el-Kalem, 68/50, 51) âyetinde geçen "gözleriyle seni yıkıp devireceklerdi" sözünü "nazar" ile tefsir etmişlerdir. (Elmalılı M.Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, VIII, 5305; İbn Kesîr, "Tefsirul Kur'an'il-Azîm", VIII, 227).
"Ey oğullarım! Bir kapıdan (Mısır'a) girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama ben Allah'dan hiçbir şeyi sizin için savamam. Çünkü hüküm Allah'dan başkasının değildir. Onun için ben yalnız O'na tevekkül ettim. Tevekkül edenler yalnız O'na tevekkül etsinler." (Yusuf 12/67).
Elmalılı Hamdi Yazır, âyetin yorumunda: "Bu tavsiyenin sebebi, toplu bir surette göze çarpmalarından ve bir hased ve gamze uğramalarından sakınmak idi." demektedir (Elmalılı, a.g.e., IV, 2890).
https://sorularlaislamiyet.com/naza...rin-varligindan-bahseden-ayetler-de-var-midir
Buna ek olarak daha fazla İslam bağlantılı şey okumak istemediğim için eklemediğim hadisler.
İddia:
Şamanizmin lağvedilmiş büyüsü olduğundan iyi veya kötü bir halt olmaz. Bunu demek istedim anlayamadın.
Türklerde nazar değil kem göz denir. Nazar Arapça bir kelime, bize İslam'la Araplardan geldi.
Arapça nẓr kökünden gelen naẓar نظر "bakma, bakış" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça naẓara نظر "baktı" fiilinin masdarıdır.
https://www.etimolojiturkce.com/kelime/nazar
Ve nazarın her türlüsünün islamda yeri yoktur. İslamda yeri olabilmesi için felak ve nas surelerini çıkarmak gerekir. Ben imam hatip mezunuyum ve islamcı bir çevrede yetiştim oradan biliyorum. Onlar büyünün her türlüsünden uzak durmaya çalışırlar, bazıları inanmazlar bile.
Nazara ve büyüye inanmayan Müslüman olamaz çünkü Kuran'ın bir virgülünü bile inkar edilemez İslam'da. Direkt Allah'ın sözüdür. Kuran ise defalarca kez nazar olsun, diğer şekilleri olsun büyüden bahsediyor. Aslında Kuran'ın kendisi de bir büyü. Bir buçuk milyar Müslümanın her gün enerjisini akıttığı bir büyü.
Müddessir / 24. Ayet
فَقَالَ اِنْ هٰذَٓا اِلَّا سِحْرٌ يُؤْثَرُۙ
“Bu Kur’an” dedi, “olsa olsa eski zamanlardan beri büyücülerin nakledegeldiği çok etkili bir büyüden ibarettir.”
Evet, gerçekten de öyle. Velid b. Mugire de Ebu-l Hakem sonuna kadar haklıydı.
Kuran'da büyünün bahsedilişindeki mesajı birkaç başlık altında toplayabiliriz.
1. Yahudi Büyüsü Centil Büyüsünden Güçlüdür:
Bu Musa ve Firavun arasında geçiyor. Özet olarak Firavunun büyücüleri Yahudilerin en sevdiği Yahudilerden biri olan Moses'a meydan okuyorlar ve kaybediyorlar. Bu bir sübliminal ve programlama.
Musa halkı tarafından bir büyücü olarak tanınıyor ve kabul ediliyordu: Bunun üzerine şöyle dediler: “Ey büyücü! Rabbinin seninle sözleşmesine uygun olarak bize dua et, artık biz doğru yola döneceğiz.” (Zuhruf 49)
Hikaye:
-Firavun: “Bütün usta sihirbazları toplayıp bana getirin” diye emretti. (Yunus 79)
-Sihirbazlar hünerlerini ortaya koyunca Mûsâ: “Sizin yaptığınız büyünün ta kendisidir! Allah onu mutlaka boşa çıkaracaktır. Çünkü Allah bozguncuların işini düzeltmez.” (Yunus 81)
-“Madem öyle, biz de sana onun benzeri bir büyü ile karşı koyacağız. Öyleyse sen aramızda, sonradan katılmaktan caymayacağımız bir buluşma vakti ayarla da, düz ve geniş bir alanda karşılaşıp kozlarımızı paylaşalım!” (Taha 58)
-Mûsâ: “Hayır, önce siz atın” dedi. Attılar; bir de baktı ki, sihirleri sayesinde onların ipleri ve değnekleri kendisine gerçekten koşuyor gibi görünüyor. (Taha)
-Mûsâ da: “Siz atın!” dedi. Sihirbazlar, son hazırlıklarını yapıp ellerindeki büyü aletlerini yere atınca, orada bulunan herkesin gözünü boyadılar, onları korkudan dehşete düşürdüler ve böylece büyük bir sihir gösterisi yaptılar. (Araf 116)
-“Sağ elinde tuttuğun asâyı yere at da, onların yaptıklarını yalayıp yutuversin. Çünkü onların bütün yaptıkları, sihirbaz oyunundan ibarettir. Sihirbaz ise nereye varsa, ne yapsa başarılı olamaz!” (Taha)
Devamını hepimizin bildiğini varsayıyorum. Kimin asası büyükmüş kiminki küçükmüş kimin umurunda? Bu hikayenin ana fikri Yahudi kahraman Moses'in Antik Mısır büyücülerine galip gelmesi ve insanların enerjilerini buna programlaması.
2. Büyü Allah'tandır ama insanlar ve demonlar bunu kötüye kullanmıştır:
(Diyanet işleri yeni mealinden) Bakara 102
Süleyman’ın hükümranlığı hakkında şeytanların (ve şeytan tıynetli insanların) uydurdukları yalanların ardına düştüler. Oysa Süleyman (büyü yaparak) küfre girmedi. Fakat şeytanlar, insanlara sihri ve (özellikle de) Babil’deki Hârût ve Mârût adlı iki meleğe ilham edilen (sihr)i öğretmek suretiyle küfre girdiler. Hâlbuki o iki melek, “Biz ancak imtihan için gönderilmiş birer meleğiz. (Sihri caiz görüp de) sakın küfre girme” demedikçe, kimseye (sihir) öğretmiyorlardı. Böylece (insanlar) onlardan kişi ile karısını birbirinden ayıracakları sihri öğreniyorlardı. Hâlbuki onlar, Allah’ın izni olmadıkça o sihirle hiç kimseye zarar veremezlerdi. (Onlar böyle yaparak) kendilerine zarar veren, fayda getirmeyen şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun, onu satın alanın ahirette bir nasibi olmadığını biliyorlardı. Kendilerini karşılığında sattıkları şey ne kötüdür! Keşke bilselerdi!
Melekler sihir öğretiyormuş da insanlar ve cinler sapmış da bilmem ne. Hayır, bize ruhsal pratikleri ve kendimizi iyileştirmenin yolunu Satan öğretti. Hadi diyelim YHWH bir ara insanlara büyü öğretilmesine ''izin vermiş'' olsun. Bizim suçumuz ne? Biz niye başkalarının hataları yüzünden cezalandırılıyoruz ve büyümüz elimizden alınıyor? Başkasının hatası yüzünden cezalandırmal El-adl ismiyle çelişiyor ve yalancılığı ortaya çıkarıyor.
Yahudi kralı Sol-om-on yalanı, Solomon mabedi, Tanrılarımıza iftiralar başka bir konu.
3. Pis kaka büyü, pis kaka büyücüler
“Düğümlere üfüren (büyücü) kadınların şerrinden.” (113/Felak 4)
''...Andolsun onlar, bunu satın alanın, ahiretten hiçbir payı olmadığını bildiler; kendi nefislerini karşılığında sattıkları şey ne kötü; bir bilselerdi.'' (Bakara 102)
Hadiste: ‘‘Büyüyü tasdik eden, cennete giremez’’ deniyor. (Zehebi, 46).
.
.
.
Son olarak,
Ve nazarın her türlüsünün islamda yeri yoktur.
İslam'da caiz olan büyüler var.
İkincisi ise, büyülenen kimsedeki büyüyü çözmek, onu sihirden kurtarmak için yapılan bu mukabil ameliyeye Nüşre denir. Buna da câiz değil diyen olmuşsa da ailmlerin çoğuan göre caizdir. Saîd İbnu'l-Müseyyeb'in: "Allah, zarar veren (sihr)i yasakladı, fayda vereni yasaklamadı." dediği rivâyet edilir. Katâde merhum da: "Kişi, kendisine yapılan sihri tedavi edecek kimseyi arar" der. İbnu'l-Cevzî, bu ruhsatı şöyle ifade eder: "Nüşre, büyülenmiş, kimsenin büyüsünü çözme meselesinde, Ahmed İbnu Hanbel'e sorulunca: "Bunda bir sakınca yoktur" cevabını verir. Gerçi Ebû Dâvud, el-Merâsil'de Hasan Basrî'nin bir mürseli olarak Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'in: “Nüşre (büyü bozma) şeytan işidir" buyurduğunu rivayet etmiştir. Âlimler bu hadisi: "Resûlullah amelin aslına işaret etmiş olmalıdır, çünkü asıl itibariyle bu da sihirdir, hüküm kasda göre değişir, kim bununla hayır kastederse, bu hayırdır, kim de şer kastederse şerdir" diyerek yoruma kavuştururlar. İbnu Hacer şu hususa da dikkat çeker: Hasan Basrî'nin hasr ifade eden mürselinin zâhirine göre amel edilmemelidir. Çünkü, sihir bazan, (esas itibariyle meşru olan) rukye, dua ve ta'viz (muska) yoluyla da çözülebilmektedir.
https://sorularlaislamiyet.com/buyu-sihir-yapmanin-hukmu-nedir-buyu-yapan-sirke-girer-mi-0
Dediğim gibi, Merkür retrosunda böyle çatışmalar normal. Sizi de aynı tarafta olduğum Satanist bir kardeşim olarak görüyorum ve hiçbir kötü hissim yok. Ama bu konuda haksızsınız ve yine, Merkür retrosunda çok normal.