Gerçek İslam
Bu yazı bazı okuyucular için rahatsız edici olabilecek +18 İslam pisliği içerir.
Yüksek Rahibe Maxine Dietrich'in Hristiyanlığın neden insanlığın gerçek dini olamayacağını kanıtlayan çok güzel yazıları var. Onun vaazlarını çalışırken kendisinin İslam konusunda yetkin olmadığını söyleyerek Yüksek Rahibe Zildar Raasi'nin yazılarına yönlendirdiğine denk geldim. Tek tek hepsi var mı diye bakmadım ama bu yazıların en azından çoğu Türkçe sitede var. Bunları okurken değinilmesini düşündüğüm birkaç noktayı sizinle paylaşmak istiyorum.
Şeriat kanunlarıyla yönetilen baskıcı ülkelerdeki centiller nasıl bir kölelik altında olduklarını kolayca görebilirler ama Türkiye, Atatürk sayesinde, laik bir ülke ve açıkça alkol kullanan, tesettüre girmeyen ve benzeri ''özgürlük''lere sahip olan Müslümanlar bize yanlış bir fikir veriyor. Sevgilisiyle evlenmeden birlikte olan bir kadın, inandığı veya en azından inananlarına saygı duyulmasını savunduğu dine göre omuzlarına kadar toprağa gömülüp taşlanarak öldürüleceğini kolayca görmezden gelebiliyor.
Bu tatlı su Müslümanları gerçek İslam'ı yaşamıyor sevgili kardeşlerim. Gerçek İslam Taliban'ınki. Gerçek İslam'da ergenliğe girmemiş kız çocukları evlendirilebilir:
Talak suresi, 4. ayet ''Kadınlarınızdan adetten kesilmiş olanlar ve henüz adet görmemiş olanların (iddetlerinden) şüphe ederseniz, onların iddetleri üç aydır. Hamile olanların bekleme süreleri ise yüklerini bırakmalarına (doğum yapmalarına) kadardır. Kim Allah'tan sakınırsa (Allah) ona işinde bir kolaylık verir.''
Henüz adet görmemiş kız çocukları böyle boşanıyormuş. Yorum, doğruluğu kesin olmayan hadis değil. Ayet. Bir harfini bile reddederseniz dinden çıkıyorsunuz. Çocuk evliliğine karşı olan insan Müslüman olamaz. ''Müslüman olmayan cennete giremez.'' İslam'a göre çocukların evlenmesine onay vermeyen herkes cehennemde yanacak.
Hocaların yorumlarına, fetvalara bakınca durum daha da iğrençleşiyor.
Yüksek Rahibe Zildar Raasi'nin vaazından:
―A man can marry a girl younger than nine years of age, even if the girl is still a baby being
breastfed. A man, however is prohibited from having intercourse with a girl younger than
nine, other sexual acts such as foreplay, rubbing, kissing and sodomy is allowed. A man
having intercourse with a girl younger than nine years of age has not committed a crime, but
only an infraction, if the girl is not permanently damaged.‖ - the fatwa issued by Ayatollah
Khomeini
Bir erkek, kız henüz annesinin göğsünden beslenen bir bebek olsa bile, 9 yaşından küçük kızlarla evlenebilir. Ancak erkek 9 yaşından küçük bir kızla vajinal ilişkiye giremez. Ön sevişmeye, sürtmeye, öpmeye, anal ilişkiye, (yazının başka bir yerinde cinsel birleşme olmadan erkeğin penisini çocuğun bacaklarının arasına koyup ileri geri hareket etmesi de geçiyor) ise izin var. Erkek eğer 9 yaşından küçük bir kızla vajinal ilişkiye girmişse de kız kalıcı olarak yaralanmadığı sürece suç işlemiş sayılmaz. Ayatollah Khomeini diye birinin fetvası. İranlı bir dini lidermiş.
Bu ayetteki ''regl olmamış olma'' durumunu Türkçe'ye ''(Yaşlılık sebebiyle) Kadınlarınızdan artık adetten kesilmiş (menopoza girmiş veya ameliyatla aybaşı özelliğini yitirmiş) bulunanlarla;
(ve yine evlenme çağına geldiği halde tıbbi nedenler ve fıtri -doğuştan gelen- bazı engellerle) adet görmemiş olanların iddet...'' şeklinde çevirenler de var.
Hangi çeviri doğru Arapça bilmediğim için bir şey diyemem. Arapça bilen Arapların dinlerini nasıl yaşadığına bakarak bir sonuca varabiliriz gerçi. Diyelim ki çeviri hatası yüzünden yanlış anlaşılıyor. Kuran'da defalarca kez ''Açık açık anlattık, açıklıyoruz.'' geçiyor. Açık açık anlatılsa bu tartışmaya gerek olmazdı. Kendi içinde çelişen kusursuz kutsal kitap mı olur? Alemlerin her şeyi bilen sonsuz hikmet sahibi rabbi fazladan iki kelime ekleyip netleştirmedi diye 10 yaşında tecavüze uğrayan çocuklara ne olacak? Allah bunun yanlış anlaşılacağını öngöremedi mi? Yoksa öngördü de ''sınavın sırrı bozulmasın'' diye düzeltmemeyi mi tercih etti? Belki de Allah centil çocukların tecavüze uğramasından zevk alan bir sadisttir, olabilir mi?
Bu arada, Muhammed'in Ayşe'yle 6-8 yaşında evlenmiş olmasını öne sürmenizi tavsiye etmem. Çünkü o bilgilerin o kadar hiçbir dayanağı yok ki yaş 6 ile 21 arasında değişiyor. Tarihleri karşılaştırınca Ayşe'nin henüz 0-3 yaşındayken savaşa giden babasına eşlik etmiş, yerdeki kanlardan eteği kirlenmesin diye eteğini kaldırarak yürümüş olması gerekiyor. İşte İslam tarihi bu kadar güvenilir bir şekilde kaydedilmiş. Muhammed'in yaşadığını kanıtlamak bile imkansız.
Peki ne yapalım? Kesinliği reddedilebilecek bilgiler yerine elimizde olana bakalım: Kuran. Şimdi biraz Nisa suresi 24. ayete bakalım.
''﴾24﴿ Elinizin altında bulunan câriyeler müstesna, evli kadınlar da size haram kılındı; Allah’ın size emri budur. Bunlardan başkasını, iffetli yaşamak ve zina etmemek kaydıyla, mallarınızla (mehir vecibesini göz ardı etmeden) istemeniz size helâl kılındı. Onlardan karı-koca ilişkisi yaşadıklarınıza kararlaştırılmış olan mehirlerini verin. Mehir kesiminden sonra karşılıklı anlaşmanızda size günah yoktur. Şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.''
Aşağıdaki yazı JoS kütüphanesinden. Tüm yazıyı değil bir kısmını buraya koyuyorum. Hepsini okumanızı tavsiye ederim.
https://www.dropbox.com/s/7p1v1cu6khp4z23/Allah_On_Rape_and_Woman_Abuse_Edward_Lonsa_Part2.pdf?dl=1
Also (forbidden are) women already married, except those whom your right hands possess.
Thus has Allah ordained for you. All others are lawful, provided you seek them from your
property, desiring chastity, not fornication. So with those among them whom you have
enjoyed, give them their required due, but if you agree mutually after the requirement (has
been determined), there is no sin on you. Surely, Allah is Ever All-Knowing, All-Wise.
Qur'an 4:24
İlk dizede gördüğümüz yasak (forbidden) kelimesi cinsel ilişkiyi kastediyor. Kuran, Müslümanlara sağ ellerinin sahip oldukları (seks köleleri) hariç evli kadınların onlara yasak olduğunu söylüyor.
Bu ayetin hangi bağlamda indiğini bilmek neye izin verildiğine ışık tutulması açısından önemli. Ebu Davud'un Sünen-i'sindeki sahih hadisten yola çıkarsak:
Ebû Said el-Hudrî dedi ki: "Allah'ın Elçisi Hunain savaşı sırasında Awtas üzerine (Mekke'ye yakın bir yer) askeri bir sefer gönderdi. Birlik düşmanlarıyla karşılaştı ve savaştı. Düşmanlarını yenip esir olarak aldılar. Allah'ın Elçisi'nin bazı dostları inanmayanlardan olan kocaları da oradayken kadın esirlerle cinsel ilişkiye girmekte tereddüt etti. Yüce Allah da bunun üzerine, 'Ve tüm evli kadınlar (yasak size) sağ elinizin sahip oldukları (savaş köleleri) hariç.' ayetini vahyetti. Bununla birlikte, (hamile olmadıklarından emin olmak için) menstrüal periyodlarının bitmesini beklemek adaletlidir."
[The Quran verse is 4:24]
Abu Dawud 2:2150
...
Tekrar ediyorum, Müslümanlar Paganlar'a saldırıyor. Kadınlarına tecavüz etmek istiyorlar ama kocaları hayatta olanlar yüzünden çekiniyorlar. Esir düşen kadınların evlilikleri düşer diye ayet iniyor.
Düşünsenize, İslam'a göre şu an Müslümanların bize saldırma, kocalarımızı öldürme ve kadınlarımıza tecavüz etme hakkı var. Gerçi İslam'da tecavüz diye bir kavram yok. Kadın kocası isterse onunla seks yapmak zorunda, yoksa lanetleniyor. Eğer kocasından başkasıyla seks yaparsa recm ediliyor.
“Canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, bir erkek karısını yatağa çağırır da kadın gelmezse, kocası ondan memnun olana kadar Kâinâtın Sahibi o kadına lânet eder.” Müslim, Nikâh 121
“Bir erkek karısını yatağına çağırır da karısı gelmez ve erkek ona dargın olarak gecelerse, melekler o kadına sabaha kadar lânet ederler.” Buhârî, Bed’u’l-halk 7; Müslim, Nikâh 122. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Nikâh 40
“Kadın geceyi kocasının yatağını terk ederek geçirirse, melekler sabaha kadar ona lânet ederler.” Buhârî, Nikâh 85; Müslim, Nikâh 120
Riyazus Salihin, 23 Nolu Hadis
Ebû Nüceyd İmrân İbni Husayn el-Huzâî radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Cüheyne kabilesinden zina ederek gebe kalmış bir kadın Peygamber aleyhisselâm’ın huzuruna geldi ve:
- Yâ Resûlallah! Cezayı gerektiren bir suç işledim. Cezamı ver, dedi.
Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm kadının velisini çağırttı. Ona:
- “Bu kadına iyi davran! Doğum yapınca bana getir!” buyurdu.
Adam Resûl-i Ekrem’in buyurduğu gibi yaparak kadını doğumdan sonra getirdi.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kadının üzerine elbisesinin iyice bağlanmasını emretti; sıkı sıkıya bağladılar. Sonra Peygamber aleyhisselâm’ın emri üzerine taşlanarak öldürüldü. Daha sonra Resûl-i Ekrem kadının cenaze namazını kıldı.
Hz. Ömer: - Yâ Resûlallah! Zina etmiş bir kadının namazını mı kılıyorsun? Diye sorunca Hz. Peygamber şunları söyledi:
- “O kadın öyle bir tövbe etti ki, şayet onun tövbesi Medine halkından yetmiş kişiye taksim edilseydi, hepsine yeterdi. Sen Cenâb-ı Hakk’ın rızasını kazanmak için can vermekten daha üstün bir şey biliyor musun?”
Müslim, Hudûd 24. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Hudûd 24; Nesâî, Cenâiz 64
Kadınların İslam'da yeri budur. Tecavüz diye bir kavram yok çünkü kadının rızası olması/olmaması diye bir şey yok. Kocalarını mutsuz ederlerse dövülebilir ve eve kapatılabilirler. Bu şekilde Yin, dişil ruhun dişil tarafı, bilinçaltı bastırılır ve denge yok edilir.