Esenlikler,
Şahsi fikrim, en klasik sorun ruhaniyet ve günlük yaşam dengesini sağlayamamak. Bu dengenin iyi bir şekilde korunabiliyor olması gerekiyor. Meditasyonlar, Rtr'lar içtiğiniz su gibi bir değere sahip olmalı, sonrasında hayatın gerekliliklerini yerine getirmeye bakmalısınız. Nasıl ki çok basit bir örnekle yemek yemek sizin işlerinizi aksatmıyorsa tüm bunlar da böyle bir dengeye sahip olmalı. Kendinizi toplumdan soyutlamak, sosyal bir varlık olarak yapılabilecek en büyük yanlış bence. İlk zamanlarda enerjinin varlığı bile beni soyutlamaya yetiyordu. Zamanla bazı hissiyatlara alıştıkça bu denge sağlanacaktır.
Karşılaştığımız çoğu sorunları göğüsleyebilme yetisini kazanmamız gerekiyor. Yeni inisiye olanlarımızdan, en ufak bir konu için Tanrılarımızdan yardım istemeyi düşünen çok kişi oluyor. Elbette yardımcı olacaklardır, fakat biraz kendinize şans verip sorunlarınızı çözebilecek bir bakış açısı kazanmanız her zaman daha iyidir. Hayat sandığınız gibi sizi sarmalayan aynı acılarla sürüp gitmiyor. Her şey zamanla daha az önemle devam ediyor ve yerini daha büyük ve daha aşılması zor olaylara bırakıyor. Bir bağışıklık kazanmamışsanız, işler sizin için daha da zorlaşıyor hâliyle.
Hayatta çok büyük acılar, büyük yıkımlar yaşabiliriz. Bu denli yıpratıcı şeyler için sağlam bir psikoloji ve dayanabilme gücü gerekiyor. Her karşımıza çıkan, bizi yoran olay için "evet, sanırım bu yaşayabileceğim en zor şey" demek sizi ve duygularınızı yıpratmaktan başka bir şeye yaramaz ne yazık ki. Bünyemizin, kendimize aşıladığımız acıların bir kotası var bunu erkenden doldurmamamız gerekiyor. Kötü aile hayatınız, biten ilişkileriniz, kötü akademik geçmişiniz ve verebileceğim tonla başka örnek, ilerlediğiniz yolda kullandığınız taşlardır. Mesela babanız, anneniz veya kardeşinizle olan kötü ilişkiniz, ileride kuracağınız aile hayatında huzurun ne denli önemli olduğunu size erkenden ve çok etkili bir şekilde öğretir. Size verilmemiş olan sevginin eksikliği, çocuğunuza çok daha sevgi ve merhametle yaklaşmanız için bir etken olabilir. Yaşadığımız şeyleri her zaman eğitici yönüyle değerlendirmeliyiz. Yapıcı davranışlar ve pratik düşünme, olaylara rasyonel bakabilme yetisi en önemli edinimler bu yüzden.
Sahip olduğumuz gücün farkındalığıyla toplumda sağlam bir konum elde edebilmeliyiz ki misyonerliğimiz daha kayda değer, kuracağımız hayatlar refah içinde olsun. Elbette bazı nedenlerle iyi bir konumda olamayabiliriz. Zaten zor olan hayatı daha da zor ve çekilmez hâlde yaşıyorsak yapılacak en iyi şey, ruhaniyeti en kuvvetli dayanak hâline getirmek olacaktır. Yürüdüğümüz, inandığımız bu yola yakışır bir şekilde yaşamaya çalışmak şartlar zor bile olsa çoğu şeyi zamanla yola koyacaktır. Yapılacak en kötü şey ise ümidinizi kaybetmektir. Hayatta hiçbir şey sabit bir çizgide ilerlemez. Bugün döktüğünüz yaşların, çektiğiniz acıların elbet bir karşılığı olacak. Umut, heyecan yanınızdan ayırmayacağınız ışığınız olsun.
Bir diğer konuysa yaptığımız çalışmaların etik uygunluğunu tartabilmek ve her zaman öncelikle pozitif yaklaşımlarla olayı ele alabilmek. Yapacağımız çalışmalarda, başka birinin iradesini kısıtlayabilecek şeyleri içermemesine dikkat etmeliyiz. Sahip olduğumuz enerjiyi en mantıklı ve doğru şekilde kullanmalıyız. Çokça olumsuzluklar içeren ilişkiniz için yapacağınız bir çalışma enerji kaybından başka bir şey olmayacaktır maalesef. Bu konuda özellikle insanlardan vazgeçmemiz gerekiyorsa vazgeçmeli, daha uygun kişileri hayatımıza çekmek için çalışmalar yapmalıyız.
Bir SS olarak Tanrılarımızın bizleri gözettiğini, çoğu konuda fark etsek de etmesek de bizlere yardımcı olduklarının bilincine varıp, karşılığını verebilmeliyiz. Amacımız için ne gerekiyorsa yapmalıyız. Bilgi güçtür. Sahip olunabildiği kadar sahip olmalı, bunları akıllıca işleyebilmeliyiz. Sahip olduğunuz bilgi birikimine güvenmeye başladığınız zaman yanılırsınız, hiçbir zaman iyi olmayacaksınız." Tüm yaşam eğitimdir. Herkes öğretmen ve herkes sürekli öğrencidir." der Maslow.
Zaman saçma şeyler uğruna harcanamayacak kadar değerli. Zamanı doğru kullanabilmek birçok şeyin kapısını açar. Saatlerce uyuklamak size sadece baş ağrısı getirir. Hayatımızı bir düzene koymalı, topluma dayatılan saçmalıklardan, çok kolay bir şekilde insana yapışan bağımlılıklardan kesinlikle kendimizi korumalıyız. Zihninize, vücudunuza bir çöplük gibi davranmayın, seçici olmak her zaman kâr getirir.
Biraz öğüt gibi oldu, biraz da konudan konuya atladım ama umarım faydalı olur.
İyi akşamlar.