Ποσειδών666 said:
Bu durumu bilimsel bir keşife benzetmek mantıksız. Bir olguyu ilk defa keşfettiğinizde elinizdeki veriler kadar bir yorumda bulunursunuz ve zamanla veriler arttıkça en baştaki yorumunuz ya değişir ya da değişmez. Bilim dünyasında kimse Darwin'e yalancı demiyor çünkü onun zamanında elde edilebilir veri, istatistik veya her ne derseniz o kadardı. Bilim geliştikçe olgular da gelişir, değişir.
Ama babanız size gelip onun gerçek babanız olmadığını söylerse bu bilimsel bir gelişme veya "keşfin aydınlatılması" olmaz, dimdirekt yalan olur.
Eğer Cobra "Yahudilerin demistifikasyonu" ile ilgili gerçeği bundan 20-30 sene önce belirtmiş olsaydı, böyle bir söylemde bulunmazdık. Çünkü tanrılarla iletişim zordu ve ellerindeki veriler anca bunu gösteriyordu derdik. Ancak """"bize söylenen kadarıyla"""" tanrılarla iletişimin çok daha kolay olduğu bu dönemde böylesine bir bilginin değişmesi oldukça şüpheli.
Belirtilmesi gereken konu da, Cobra bu sonuca kendi çalışmaları ışığında kavuşuyor. Eski sevgilimizle aramızı yapan Tanrılar, çalışmadığımız sınavlardan geçmemize yardım eden Tanrılar bu konuda aniden riddler'a mı döndü? Veya aniden iletişime geçilmesi imkanız mı oldu?
Ruhaniyette belirli bir süre vakit geçiren insanlar bile Tanrılarla basit yollarla, Evet/Hayır yöntemleriyle, Tarotla, Sarkaçla, Ouija ile iletişime geçebiliyor. Modifiyeli bir araba misali geçmiş yaşamlarından getirdiği yeteneklerle ve bu hayatındaki emeklerle kendini geliştiren bir insan, ki bu Cobra oluyor, bu konuyu kitap okuyarak mı "aydınlığa kavuşturuyor"
Farkındaysanız eğer Pegasus'un da belirttiği gibi Cobra bunu "şu tanrıya sordum böyle dedi" tarzında söylemiyor. Çünkü öyle söylemiş olsa bu sefer "Tanrılar yalan mı söyledi?" mevzusuna dönecek. Fakat öyle yapmamış bile olsa problemli bir mesele yaratmış oldu.
Asıl gönderiye gelen yorumları okudum. Eski ve "gelişmiş" üyeler dahi bu gelişmeyi sindirememiş ve oturtamamış.
Bakarsınız yarın bir gün Tanrıların çocukları olmadığımız ortaya çıkar, ha?
Esenlikler,
Okült ile doğa bilimlerinin farkı birisinin içrek, diğerinin ise dışrak oluşudur. Her bilim de somut şeyler üzerine kurulmaz, soyut üzerine de olabilir.
Örneğin matematik ile bir sorunu çözmeye çalışırken bir işlemi hatalı yapıp sonucu yanlış bulabilirsiniz, ancak işlemin doğrusunu bulduğunuzda cevap da doğru gelecektir.
Nasıl ki matematikte bir şeyleri anlatabilmek için öncelikle karşıdakinin belirli bir matematik seviyesinde olmasını bekliyorsanız, bir benzeri de okült için geçerlidir. Yüksek Rahip Hoodedcobra666'nın seviyesine yakın kişiler bunu daha iyi bilecektir. Biz ise sadece bize anlatıldığı kadarıyla veyahut da tahminlerimiz üzerinden ilerleyebiliriz. Bu açıdan hominid iskelet bulmakla, işin teorik/içrek/soyut kısmında kalmak farklı şeylerdir, ancak özünde ilerleyiş aynıdır.
Ana konuya geri dönecek olursak, Tanrılar zaten hepimize belirli görevleri belirli amaçlar doğrultusunda yüklüyorlar. Onlar nasıl bir bilginin yayılması gerektiğini, insanların bu "Rahiplik" makamını inşa edebilmesi için nasıl emekler sarfetmeleri gerektiğini biliyorlar.
İşin okült boyutu, bizim mantık çerçevesinde, görünenle konuştuklarımızdan farklı.
Örneğin, bazı insanlar da "yaw rahibim gare basın yaw, ne para istiyonuz yaw xd" şeklinde söylemlerle geliyordu. Bu insanlar sadece işin pragmatizm ve "en kolay" çözümüne odaklanmış kişiler. Bu bakış açısından çıkılıp işin okült boyutu da değerlendirilmelidir.
Tanrılar mucizenin, desteğin, toprağın, havanın, ateşin, suyun gücünü biliyorlar. Bunları diğeriyle karıştırmadan, ayrı ayrı, yeri geldiğinde kullanıyorlar. Bir topluluğu en sağlam ve güçlü şekilde inşa etmenin yolu bugün Yüksek Rahip Hoodedcobra666'nın bize gösterdiği ve öğütlediği rotadan geçiyor.
Hiçbir "eski ve gelişmiş" üyenin bu tarz söylemlerde bulunduğunu görmedim.
İyi geceler.