𖤐 Rai 𖤐
New member
- Joined
- Jul 16, 2020
- Messages
- 25
Bu yolda yürüyen tüm şeytani kardeşlerimi ve ruhani insanları selamlıyorum.
Bugün, gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen bir başka kadim kalıntıyla karşı karşıyayız, ancak tahmin edebileceğiniz gibi küresel güçler tarafından tarihin bastırılmasına ve her türlü bilginin gizlenmesine tanık oluyoruz.
Bu konunun daha önce forumda Türkçe alıntılarla tartışıldığını görüyorum, ancak kapsamlı bir başlık yok. Son yasaklama çabalarıyla, bu konuyu tekrar gündeme getirmek için bir makale hazırlıyorum, görmediğim başka kapsamlı bir makale varsa, lütfen konu sahibi beni affetsin.
Göbeklitepe nedir ve nerede bulunur?
Göbekli Tepe, insanlık tarihindeki en önemli arkeolojik keşiflerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye'nin güneydoğusundaki Şanlıurfa yakınlarında bulunan bu yapı, insan toplumlarının avcı-toplayıcı yaşam tarzlarından tarıma geçiş yaptığı dönüm noktası olan MÖ 10.000'e kadar uzanan, dünyanın bilinen en eski tapınak kompleksi olarak kabul ediliyor.
Şanlıurfa yakınlarındaki höyüklerde 1963 yılında başlayan arkeolojik kazılar, 1994 yılında Klaus Schmidt başkanlığındaki Alman arkeoloji ekibi tarafından yoğunlaştırıldı. Göbekli Tepe, bu kazılar sırasında tesadüfen keşfedildi ve hemen kapsamlı bir araştırma başlatıldı.
Göbekli Tepe'nin en dikkat çekici özelliklerinden biri, karmaşık hayvan oymaları ve soyut sembollerle süslenmiş devasa taş sütunlarıdır. Bu oymalar, avlanan hayvanların ve diğer sembolik temsillerin zengin bir ikonografisini tasvir ederek, antik sakinler arasında karmaşık bir inanç sistemi ve ritüel uygulamaları olduğunu düşündürmektedir.
Arkeologlar Göbekli Tepe'nin toplumsal toplantılar, ritüeller ve muhtemelen atalara tapınma merkezi olarak hizmet ettiğine inanıyor. Mimarisinin karmaşıklığı ve karmaşık oymalar, o dönemin insanları arasında gelişmiş bir sosyal örgütlenme ve işbirlikçi çabalar olduğunu gösteriyor.
Göbekli Tepe'nin keşfi, erken insanlık tarihine dair anlayışımızı yeniden şekillendirdi ve Neolitik öncesi kültürel gelişmelere dair önemli içgörüler sağladı. İnsan evriminde önemli bir dönemde antik toplumların ve onların ruhsal ve sosyal dinamiklerinin dikkate değer başarılarını vurgular.
Sonuç olarak Göbekli Tepe'nin keşfi arkeolojide önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor, insanlık tarihinin önemli bir bölümüne ışık tutuyor ve kadim atalarımızın yaratıcılığının ve kültürel zenginliğinin bir kanıtı olarak hizmet ediyor.
Tarihsel bulgular
Radyo Karbon Tarihlemesi:
Kazılarda bulunan organik materyallerin radyokarbon tarihlemesi, Göbeklitepe'nin MÖ 12.000 ile 8.800 arasına tarihlendiğini göstermiştir. Bu tarihler, Göbeklitepe'nin tarımdan önce inşa edildiğini ve Çatalhöyük gibi diğer Neolitik yerleşim yerlerinden çok daha eski olduğunu göstermektedir.
T Şeklinde Taşlar ve Heykeller:
Göbeklitepe'nin en dikkat çekici özelliklerinden biri hayvan figürleriyle süslenmiş anıtsal T biçimli taşlarıdır. Bu figürler arasında aslanlar, leoparlar, yılanlar ve boğaların yanı sıra soyut semboller yer alır. Bu taşların ve sitenin diğer heykel ve kabartmalarının detaylı çalışmaları, Göbeklitepe halkının inanç sistemleri, sanatsal ifadeleri ve dünya görüşleri hakkında bilgi sağlamıştır.
Mimari Yapılar:
Göbeklitepe, çok sayıda dairesel ve dikdörtgen yapıya sahiptir. Bu yapılar, avcı-toplayıcı toplulukların barınma ve ritüeller için kullandıkları alanları temsil eder. Bu yapıların inşası ve tasarımı, o dönemdeki insanların mühendislik ve mimari becerilerini göstermektedir.
Obsidyen Bulguları:
Keskin aletler yapmak için kullanılan volkanik bir cam olan obsidiyen, Göbeklitepe'de bol miktarda bulunur. Bu, sitenin önemli bir ticaret merkezi olduğunu ve daha geniş bir bölgeye bağlı olduğunu göstermektedir.
Diğer Arkeolojik Kanıtlar:
Göbeklitepe'deki kazılar ayrıca hayvan kemikleri, aletler, süs eşyaları ve yiyecek kalıntıları da dahil olmak üzere çok sayıda başka arkeolojik buluntuyu da ortaya çıkardı. Bu bulgular Göbeklitepe'de yaşayan insanların günlük yaşamları, diyetleri ve teknolojileri hakkında bilgi sağlar.
Göbeklitepe'deki tarihi bulgular, bu alanın yalnızca bir yerleşim yeri olmadığını, aynı zamanda dini ve törensel bir merkez, bir ticaret merkezi ve bölgesel bir güç merkezi olduğunu ortaya koymaktadır.
Ayrıca Göbeklitepe'deki astronomik hizalamalar ve sembolik oymalar, Sümerlerin astronomiye ve inanç sistemlerine olan bilinen ilgisini yansıtan, kozmosa dair gelişmiş bir anlayışın göstergesidir.
Sonuç olarak, Göbeklitepe'de Sümer eserlerine dair doğrudan bir kanıt bulunmamakla birlikte, sembolik ve kültürel benzerlikler, antik Mezopotamya'nın daha geniş bölgesi içinde olası ortak veya etkileşimli bir mirasın varlığını düşündürmektedir.
Dini bulgular
Ritüel Alanları:
Göbeklitepe'deki bulgular, bu alanın sadece bir yerleşim yeri değil aynı zamanda önemli bir dini merkez olduğunu gösteriyor. Burada gerçekleştirilen ritüeller ve törenler, avcı-toplayıcı toplumların inanç sistemleri ve dünya görüşleri hakkında değerli bilgiler sağlıyor.
Göbeklitepe'deki dini inançların tam olarak doğası hala araştırılıyor. Ancak bu inançların doğurganlık, ölüm, gökyüzü ve yeraltı dünyası gibi kavramları kapsadığı düşünülüyor.
Göbeklitepe'nin keşfi, insan dini inançlarının kökenleri hakkındaki anlayışımızı önemli ölçüde değiştirdi. Bu sitenin bilinen en eski dini yapılardan biri olması ve tarımdan önce inşa edilmiş olması, dinin insanlık tarihindeki derin önemini göstermektedir.
Şimdi bizi ilgilendiren kısma gelelim. Her yıl kazılarla ilgili haberler "kazı durduruldu" başlığı altında çıkıyor ve kamuoyu oluştuğunda kazılar tekrar başlıyor. Bu tür haberler genellikle yerel medya siteleri aracılığıyla yayılıyor çünkü ilgili kişiler neler olup bittiğini biliyor. (Göbeklitepe'nin bulunduğu il ve bölgelerin küçük yerel medya kuruluşları)
Son dönemde Dünya Ekonomik Forumu Yürütme Kurulu Başkanı Klaus Schwab'ın "Göbeklitepe kazısını gelecek nesillere bıraktık" açıklamasıyla gündeme gelen Göbeklitepe, farklı iddialarla da konuşulmaya başlandı.
Sosyal medyada dolaşan iddialardan bazıları şöyle:
16 Temmuz'da yayımlanan yerel habere göre durum şöyle anlatılıyor;
“Lazer taraması yer altındaki yapıları gösteriyor.
Bu alanın ağaçlandırılmasıyla kazı çalışmaları durduruluyor ve Göbeklitepe'nin karanlığa gömülmesi amaçlanıyor.
Zira bulgular Batı'yı hiç memnun etmedi.
Büyük ihtimalle yeni bir İngiliz oyunuyla karşı karşıyayız.
Dinlerin (Budizm dahil) toplam yaşı 8500 yıldır.
Göbeklitepe'de yapılan kazılarda, burada 12 bin yıl önce yaşam olduğu belirlendi.
Bu durumda; Adem ile Havva da dahil olmak üzere bütün dinler batıl olurdu.
Dolayısıyla Papalık da dahil olmak üzere bütün din merkezlerinin çalışmaları aksayacaktı.
Bundan korktukları için kazıyı durdurdular ve Göbeklitepe'yi keşfeden Alman Profesör evinde ölü bulundu.
İddiaya göre; kalp krizi geçirmiş.”
(Son fotoğraf temsilidir ve gerçeklikle hiçbir ilgisi yoktur.)
Bütün bunlar bir komplo teorisi olsa bile, böylesine önemli bir tarihi kazı tüm dünyada yankı bulmalı, ancak neredeyse hiç kimsenin bunu bilmemesi veya duymaması gerçekten yürek parçalayıcı. Bildiğiniz gibi, Yahudi Siyonizminin insanlığa indirdiği en büyük darbelerden biri tarihi kanıtların yok edilmesidir. Böylesine hassas bir durumda, bu araştırmaları görmezden gelmek kınanacak bir durumdur.
kaynaklar;
https://en.wikipedia.org/wiki/Göbekli_Tepe
www.ancient-origins.net
www.kulis.tv
www.ajansurfa.com
Bugün, gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen bir başka kadim kalıntıyla karşı karşıyayız, ancak tahmin edebileceğiniz gibi küresel güçler tarafından tarihin bastırılmasına ve her türlü bilginin gizlenmesine tanık oluyoruz.
Bu konunun daha önce forumda Türkçe alıntılarla tartışıldığını görüyorum, ancak kapsamlı bir başlık yok. Son yasaklama çabalarıyla, bu konuyu tekrar gündeme getirmek için bir makale hazırlıyorum, görmediğim başka kapsamlı bir makale varsa, lütfen konu sahibi beni affetsin.
Göbeklitepe nedir ve nerede bulunur?
Göbekli Tepe, insanlık tarihindeki en önemli arkeolojik keşiflerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye'nin güneydoğusundaki Şanlıurfa yakınlarında bulunan bu yapı, insan toplumlarının avcı-toplayıcı yaşam tarzlarından tarıma geçiş yaptığı dönüm noktası olan MÖ 10.000'e kadar uzanan, dünyanın bilinen en eski tapınak kompleksi olarak kabul ediliyor.
Şanlıurfa yakınlarındaki höyüklerde 1963 yılında başlayan arkeolojik kazılar, 1994 yılında Klaus Schmidt başkanlığındaki Alman arkeoloji ekibi tarafından yoğunlaştırıldı. Göbekli Tepe, bu kazılar sırasında tesadüfen keşfedildi ve hemen kapsamlı bir araştırma başlatıldı.
Göbekli Tepe'nin en dikkat çekici özelliklerinden biri, karmaşık hayvan oymaları ve soyut sembollerle süslenmiş devasa taş sütunlarıdır. Bu oymalar, avlanan hayvanların ve diğer sembolik temsillerin zengin bir ikonografisini tasvir ederek, antik sakinler arasında karmaşık bir inanç sistemi ve ritüel uygulamaları olduğunu düşündürmektedir.
Arkeologlar Göbekli Tepe'nin toplumsal toplantılar, ritüeller ve muhtemelen atalara tapınma merkezi olarak hizmet ettiğine inanıyor. Mimarisinin karmaşıklığı ve karmaşık oymalar, o dönemin insanları arasında gelişmiş bir sosyal örgütlenme ve işbirlikçi çabalar olduğunu gösteriyor.
Göbekli Tepe'nin keşfi, erken insanlık tarihine dair anlayışımızı yeniden şekillendirdi ve Neolitik öncesi kültürel gelişmelere dair önemli içgörüler sağladı. İnsan evriminde önemli bir dönemde antik toplumların ve onların ruhsal ve sosyal dinamiklerinin dikkate değer başarılarını vurgular.
Sonuç olarak Göbekli Tepe'nin keşfi arkeolojide önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor, insanlık tarihinin önemli bir bölümüne ışık tutuyor ve kadim atalarımızın yaratıcılığının ve kültürel zenginliğinin bir kanıtı olarak hizmet ediyor.
Tarihsel bulgular
Radyo Karbon Tarihlemesi:
Kazılarda bulunan organik materyallerin radyokarbon tarihlemesi, Göbeklitepe'nin MÖ 12.000 ile 8.800 arasına tarihlendiğini göstermiştir. Bu tarihler, Göbeklitepe'nin tarımdan önce inşa edildiğini ve Çatalhöyük gibi diğer Neolitik yerleşim yerlerinden çok daha eski olduğunu göstermektedir.
T Şeklinde Taşlar ve Heykeller:
Göbeklitepe'nin en dikkat çekici özelliklerinden biri hayvan figürleriyle süslenmiş anıtsal T biçimli taşlarıdır. Bu figürler arasında aslanlar, leoparlar, yılanlar ve boğaların yanı sıra soyut semboller yer alır. Bu taşların ve sitenin diğer heykel ve kabartmalarının detaylı çalışmaları, Göbeklitepe halkının inanç sistemleri, sanatsal ifadeleri ve dünya görüşleri hakkında bilgi sağlamıştır.
Mimari Yapılar:
Göbeklitepe, çok sayıda dairesel ve dikdörtgen yapıya sahiptir. Bu yapılar, avcı-toplayıcı toplulukların barınma ve ritüeller için kullandıkları alanları temsil eder. Bu yapıların inşası ve tasarımı, o dönemdeki insanların mühendislik ve mimari becerilerini göstermektedir.
Obsidyen Bulguları:
Keskin aletler yapmak için kullanılan volkanik bir cam olan obsidiyen, Göbeklitepe'de bol miktarda bulunur. Bu, sitenin önemli bir ticaret merkezi olduğunu ve daha geniş bir bölgeye bağlı olduğunu göstermektedir.
Diğer Arkeolojik Kanıtlar:
Göbeklitepe'deki kazılar ayrıca hayvan kemikleri, aletler, süs eşyaları ve yiyecek kalıntıları da dahil olmak üzere çok sayıda başka arkeolojik buluntuyu da ortaya çıkardı. Bu bulgular Göbeklitepe'de yaşayan insanların günlük yaşamları, diyetleri ve teknolojileri hakkında bilgi sağlar.
Göbeklitepe'deki tarihi bulgular, bu alanın yalnızca bir yerleşim yeri olmadığını, aynı zamanda dini ve törensel bir merkez, bir ticaret merkezi ve bölgesel bir güç merkezi olduğunu ortaya koymaktadır.
Ayrıca Göbeklitepe'deki astronomik hizalamalar ve sembolik oymalar, Sümerlerin astronomiye ve inanç sistemlerine olan bilinen ilgisini yansıtan, kozmosa dair gelişmiş bir anlayışın göstergesidir.
Sonuç olarak, Göbeklitepe'de Sümer eserlerine dair doğrudan bir kanıt bulunmamakla birlikte, sembolik ve kültürel benzerlikler, antik Mezopotamya'nın daha geniş bölgesi içinde olası ortak veya etkileşimli bir mirasın varlığını düşündürmektedir.
Dini bulgular
Ritüel Alanları:
- T Şeklinde Taşlar: Sitenin en dikkat çekici özelliği, hayvan figürleriyle süslenmiş T şeklinde anıtsal taşlardır. Bu figürler arasında aslanlar, leoparlar, yılanlar ve boğaların yanı sıra soyut semboller de yer alır. Taşların etrafındaki platformların ve dairesel yapıların varlığı, bu alanların toplanma ve ritüeller için kullanıldığını düşündürmektedir.
- Heykeller: Göbeklitepe'de hem insan hem de hayvan heykelleri de bulundu. Özellikle dikkat çekeni "Baba Adam" olarak bilinen 65 cm boyundaki erkek heykelidir.
- Semboller: T biçimli taşlar ve heykeller üzerindeki hayvan figürleri ve soyut semboller, Göbeklitepe halkının inanç sistemi ve dünya görüşü hakkında önemli ipuçları sunmaktadır. Bu sembollerin tam anlamı henüz bilinmemekle birlikte, doğurganlık, ölüm, gökyüzü ve yeraltı dünyası gibi kavramlarla ilişkili olduğu düşünülmektedir.
- Hayvan Kurbanları: Göbeklitepe'de yapılan kazılarda bulunan hayvan kemikleri ve taş aletler, avlanan hayvanların ritüellerde kurban edildiğini göstermektedir.
- Gömüler: Göbeklitepe'de kesin bir gömü kanıtı olmamakla birlikte bazı taş yapıların mezar olarak kullanılmış olması muhtemeldir.
Göbeklitepe'deki bulgular, bu alanın sadece bir yerleşim yeri değil aynı zamanda önemli bir dini merkez olduğunu gösteriyor. Burada gerçekleştirilen ritüeller ve törenler, avcı-toplayıcı toplumların inanç sistemleri ve dünya görüşleri hakkında değerli bilgiler sağlıyor.
Göbeklitepe'deki dini inançların tam olarak doğası hala araştırılıyor. Ancak bu inançların doğurganlık, ölüm, gökyüzü ve yeraltı dünyası gibi kavramları kapsadığı düşünülüyor.
Göbeklitepe'nin keşfi, insan dini inançlarının kökenleri hakkındaki anlayışımızı önemli ölçüde değiştirdi. Bu sitenin bilinen en eski dini yapılardan biri olması ve tarımdan önce inşa edilmiş olması, dinin insanlık tarihindeki derin önemini göstermektedir.
Şimdi bizi ilgilendiren kısma gelelim. Her yıl kazılarla ilgili haberler "kazı durduruldu" başlığı altında çıkıyor ve kamuoyu oluştuğunda kazılar tekrar başlıyor. Bu tür haberler genellikle yerel medya siteleri aracılığıyla yayılıyor çünkü ilgili kişiler neler olup bittiğini biliyor. (Göbeklitepe'nin bulunduğu il ve bölgelerin küçük yerel medya kuruluşları)
Son dönemde Dünya Ekonomik Forumu Yürütme Kurulu Başkanı Klaus Schwab'ın "Göbeklitepe kazısını gelecek nesillere bıraktık" açıklamasıyla gündeme gelen Göbeklitepe, farklı iddialarla da konuşulmaya başlandı.
Sosyal medyada dolaşan iddialardan bazıları şöyle:
- Kazılar Durduruldu: Alanın yalnızca yüzde 5'inin kazıldığı Göbeklitepe'de tüm kazı çalışmalarının durdurulduğu iddia ediliyor.
- Keşfedilmemiş Alanlar: Keşfedilen alanın yakınında başka alanların da olduğu ve 120 adet sütun daha bulunduğu ileri sürülmektedir.
- Kazıların Durdurulma Nedeni: Göbeklitepe'de ortaya çıkarılan buluntuların yeryüzündeki sistemlerin çökmesine yol açacağı iddia edilerek kazıların durdurulduğu ileri sürülmektedir.
- Ağaçlandırma Engeli: Kazı yapılması beklenen alanın ağaçlandırıldığı ve bu durumun kazı çalışmalarını engellediği iddia edilmektedir.
- Uzayla Bağlantı: Göbeklitepe'nin bir uzay portalı olduğu da farklı platformlarda gündeme getiriliyor.
- Kazı Durduruldu: Kazılar durdurulmadı. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın açıklamasına göre, Göbeklitepe'de 2023 kazı sezonu 1 Haziran'da başladı ve 31 Ekim'e kadar devam edecek.
- Keşfedilmemiş Alanlar: Keşfedilmemiş alanların olduğu doğru. Göbeklitepe'nin sadece %5'i kazıldı ve yeraltında daha birçok gizem bekliyor.
- Kazıların Durdurulma Nedeni: Kazıların durdurulduğuna dair bir kanıt yoktur. Kazılar her yıl planlandığı şekilde devam etmektedir.
- Ağaçlandırma Engeli: Ağaçlandırma ile ilgili herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır. Göbeklitepe koruma altındadır ve herhangi bir kazıyı engelleyecek herhangi bir ağaçlandırma çalışması yapılmayacaktır.
- Uzay Bağlantısı: Göbeklitepe'nin uzayla bağlantısı olduğuna dair bilimsel bir kanıt yoktur. Bu iddia spekülasyondan başka bir şey değildir.
16 Temmuz'da yayımlanan yerel habere göre durum şöyle anlatılıyor;
“Lazer taraması yer altındaki yapıları gösteriyor.
Bu alanın ağaçlandırılmasıyla kazı çalışmaları durduruluyor ve Göbeklitepe'nin karanlığa gömülmesi amaçlanıyor.
Zira bulgular Batı'yı hiç memnun etmedi.
Büyük ihtimalle yeni bir İngiliz oyunuyla karşı karşıyayız.
Dinlerin (Budizm dahil) toplam yaşı 8500 yıldır.
Göbeklitepe'de yapılan kazılarda, burada 12 bin yıl önce yaşam olduğu belirlendi.
Bu durumda; Adem ile Havva da dahil olmak üzere bütün dinler batıl olurdu.
Dolayısıyla Papalık da dahil olmak üzere bütün din merkezlerinin çalışmaları aksayacaktı.
Bundan korktukları için kazıyı durdurdular ve Göbeklitepe'yi keşfeden Alman Profesör evinde ölü bulundu.
İddiaya göre; kalp krizi geçirmiş.”
(Son fotoğraf temsilidir ve gerçeklikle hiçbir ilgisi yoktur.)
Bütün bunlar bir komplo teorisi olsa bile, böylesine önemli bir tarihi kazı tüm dünyada yankı bulmalı, ancak neredeyse hiç kimsenin bunu bilmemesi veya duymaması gerçekten yürek parçalayıcı. Bildiğiniz gibi, Yahudi Siyonizminin insanlığa indirdiği en büyük darbelerden biri tarihi kanıtların yok edilmesidir. Böylesine hassas bir durumda, bu araştırmaları görmezden gelmek kınanacak bir durumdur.
kaynaklar;
https://en.wikipedia.org/wiki/Göbekli_Tepe
Ancient Origins | Reconstructing the story of humanity's past
News and articles relating to our ancient origins, archaeology news, anthropology, ancient artifacts, sacred writings, ancient places and more.
www.ancient-origins.net
Uzaylıların hava limanı denilmişti! Küresel güçler, Göbeklitepe'deki kazıları durdurdu iddiası!
Keşfedilmesiyle dünya tarihini değiştiren Göbeklitepe'deki kazıların küresel güçler tarafından durdurulduğu yönündeki iddialar gündem oldu.
Göbeklitepe'de "kazı çalışması durdu" iddiası gündemden düşmedi
Göbeklitepe'deki kazı çalışmalarının küresel güçler tarafından durdurulduğu yönündeki iddialar gündem oldu.
www.ajansurfa.com
