Elbette ki farklı olacak, farklı olmasak uzun vadede bunun Akaşa içinde eriyip gitmekten ne farkı kalırdı? herkes kendi kişiliğinin zirvesini yaşar, Tanrıların enerjilerini daha iyi yorumlamaya başladığınızda bunu bizzat göreceksiniz. Mesela Lord Andras ile Lord Seere tek bir karakter yapısında olabilir mi? elbette olamaz. İkisi de muhteşem varlıklardır, üstatlardır; lakin Lord Andras Mars/Plüton enerjisinin zirvesini hissettirir, Lord Seere ise Ay enerjisinin zirvesini hissettirir.
İlginç bir düşünce var, çok fazla insanda bunu görüyorum; 'Ebedi Gerçek' bir tane olsa da bu bire ulaşmanın çeşitli yolları var. Sezgileriyle Temple of Zeus'u keşfeden biri mi doğru yapmıştır yoksa ince eleyip sık dokuyarak uzun saatler düşünerek Temple of Zeus'u keşfeden mantık yönü ağır basan birisi mi? elbette ikisi de doğru yapmıştır, doğru yapmışlar ki sonuç olarak buradal. Birisi Su elementiyle ilişkiliyken öteki Hava elementi ile ilişkili.
Bahsettiğiniz akıl hastalıkları Çakralar ve ruhla ilgili sorunlardır ve düzeltilebilirler, bu kişiler sağlıklı ruha sahip olmadıklarından mütevellit zaten Magnum Opus'a ulaşamazlar; yani düşünceniz hatalı, ancak düzelerek Magnum Opus'a ulaşabilirler.
Ayrıca deliler dünyasında yaşadığımızı hatırlatırım, herkes az biraz anormal psikolojiye sahiptir keza 'normal psikoloji' bir tür ideadır; aynı %100 sağlıklı insan vücudu gibi. Herkesin ufak hastalıkları olduğu gibi herkesin de küçük anormallikleri vardır; bu birisinde takıntılı olmak olarak tezahür ederken diğerinde duygu durum bozukluğu olarak ortaya çıkabilir. Bunların bazıları tam olarak bir 'sorun' dahi değildir fakat üstlerine gidip uğraşmak faydalıdır, keza gerçek doğalarını anlar ve bu sayede en iyi haline getiririz. Örnek olarak yaptığı işe takıntılı bir insanı ele alalım, bu kişi takıntısı üzerine düşüp gerçek doğasını anlar ve onun 'kapat/aç' düğmesini bulursa hem bu özelliğini lüzumsuz yere kullanmaz, hem de doğru zamanda kullanarak olumsuz gözüken bu özelliğini olumluya çevirir.
Ya da kalbi çok kırılmış, depresyona yatkın Sanatçı birisini düşünün; bu kişi normal şartlarda kendini paralayacakken kavrayışını geliştirirse olaylara 3.göz ile bakıp belki tüm bu durumu oldukça romantik ve Sanatsal bulup zevk alacak ve ilham bulacak? Sanırım Balık burcunun zirvesi bu oluyor, yaşadığı kötü bir olaydan sonra kendini trajedilerdeki kahramanlar gibi görüp kendine hem acıyıp hem de bu durumdan Sanatsal zevk almak; bunu yaparken de gerçeklik/tahayyül arasındaki sınırı unutmamak.
Gördüğünüz gibi örnekler çoğaltılabilir. Tanrılarımızın hepsi biricik ve benzersiz, aynı anne babanızın ve çok sevdiğiniz teyze ve amcalarınızın biricik ve benzersiz olması gibi; kimse kimsenin kopyası değil, sonsuz ihtimaller zincirinde evren buna ya hiç izin vermez ya da nadiren verir. Mesela 52 kartlık iskambil destesi kardık, A dizilimini elde ettik; sonra tekrar kardık, A dizilimini tamamen şansa bırakarak tekrar bulmaya çalışsak ancak 8,065,817,500,000,000,000,000,000,000,000,000,000,000,000'da 1 ihtimalde bulabiliriz. Kaldı ki evren 52 kartlık desteden daha büyük; gezegenlerin hareketi var, geçmiş hayatlar var, ruhun yapısı var, doğulan çağlar ve etkisine uğradığımız fiziksel etkenler var... var da var. Böyle bir sistem içinde tek tip Tanrı üretmek zor olsa gerek.