Yazdıklarınızı okumak güzeldi, teşekkür ediyorum.
Peki Karadeniz'deki bahsedeceğim yerlerdeki insanların ırkları hakkında ne söyleyebilirsiniz? Birkaç yorum önce sarışın, mavi-çekik gözlü kişilerin olduğundan bahsetmiştim. Bu özellikleri Orta-Doğu Karadeniz'de, özellikle Giresun ve Ordu'da kendi gözlerimle görmüştüm.
Ancak bu yerlerde bazı kişilerin -çekik gözlülerle aynı köyden olmalarına rağmen- çekik gözlü olmadıklarını fark ettim. Sadece sarışın, mavi gözlü oluyor. Bazı kişiler ise esmer oluyor.
Çepnilerin etkisiyle olabileceği gibi Karadeniz Kuman-Kıpçakları ile alakalı da olabilir. (Kuman sözcüğünün onların sarışın olması ile ilgili olduğuna dikkat çekmek istiyorum.)
Bu yerlerdeki insanların ırkının ne olduğunu uzun zamandır bulmaya çalışıyorum.
Söz konusu Karadeniz olduğunda Karadeniz köle ticaretinin etkisinin kapsamını merak ediyorum. Karadeniz'de binyıllarca köle ticareti yapıldı. Köle ticaretinden konuşmak tabu olduğu için mi konuşulmuyor yoksa etkisi çok mu az? Atalarımızın pis Amerikalılar ve Avrupalılar aksine köle alıp satmayan yüce insanlar olduğuyla övünen birini gördüm. Ukraynalı(?) Anastasia nasıl Hürrem Sultan oldu o zaman? Çok ilginç.
Köleleri gemide taşımak, karada taşımaktan çok daha masrafsız ve kolay olduğundan en çok zenginlerde, sonra Karadeniz ve Akdeniz kıyısında daha yoğun olmalılar.
Siyahi olanların sayısının azlığına mı sevinsem, sayısının azlığının karışıp melezleşenlerin çokluğuna işaret ettiğine mi üzülsem bilmiyorum. Atası köle olarak gelenlerin sayısı,
göçmen ve mülteci Siyahların sayısının yanında devede kulak. O da ayrı bir sorun.
Yapay zekaya sorduğumda 16-17 yy'da kölelerin toplam Osmanlı nüfusuna oranının 2-3%, liman şehirlerinin genelinde 5-10%, zenginler haneler için 30-40% olduğunu söylüyor. Ama tamamen tahmin yürütüyor. Öyle bir veri yok. Biraz abartmış gibi. Bunu nasıl hesapladığını sorduğumda ''...İstanbul’da köle ve cariyelerin nüfusa oranı için '%10 civarına kadar çıkabilir' yorumu, Toledano, Faroqhi ve Leslie Peirce gibi tarihçilerin demografik tahminlerine dayanır. Anadolu’daki daha düşük oranlar ise kadı sicilleri ve satış kayıtlarının görece azlığına dayanan dolaylı verilerle desteklenir.'' Diyor.
Bu merak ettiğim bir konu. Kölelerin ağırlığı cariyeydi. Hikayenin devamında cariyelerden çocuk yapacaklar. Erkek köleler efendilerinin izniyle evlenebiliyordu. Osmanlı'da köleler bir süre sonra genelde azat ediliyordu. Cariyeler çocuk yaparak, erkekler bir süre hizmetten sonra özgür oluyorlardı. Kölenin evliyken çocuğu olursa çocuk otomatik olarak köle sayılmıyordu her zaman, mantığı biraz değişik. Kölelerin çoğunun Siyah değil Beyaz olduğu da düşünüldüğünde, Amerika'daki durumdan çok daha pürüzsüz bir şekilde asimile oldular.
Genel nüfusa oran 2-3% çok kayda değer durmuyor ama ticaret merkezi olan kıyı şehirlerinde, Trabzon ve İstanbul örnek, gerçekten 10% ise bu çok yüksek bir oran. Bu elbette şu anki İstanbul değil. İstanbul çok göç aldı. Trabzon daha iyi bir örnek. Trabzon çok büyük bir köle ticareti merkeziydi ve nüfusunun çoğu 1700 senesindeki Trabzonluların torunu. Benim merak ettiğim şey o nüfusun ne kadarının büyük ninesi bir cariye. Kaç Mariya Meryem oldu. Slav, Çerkes, vb. cariyeler popülermiş. Sayıyı bilmiyoruz, yazmamışlar. Kendi nüfusunu saymamış, köleleri mi sayacak?
Bu da arada aklımı kurcalayan bir şey işte. Etkisi azdır diye düşünüyorum ama tam sayıları bilsek daha mutlu olurdum. En etkili olduğu yer Karadeniz'dir, ondan yazdım.
Not: Tekrarlıyorum. Sayılar yapay zekanın tahmini. Yanlış olabilir.