Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Irklar arası rekabet ve savaş

Mali

New member
Joined
Oct 3, 2024
Messages
55
Esenlikler,
Bir çıkarım yaptım ve bu yanlış mı değil mi onu merak ediyorum, rekabetçi oyunları eskiden beridir severim ve arkadaşlarımla yaptığım en eğlenceli şeyler genellikle grup halinde rekabet ettiğimiz içerikler, biliyorum ki bu insanları çok geliştiren birşey. Yahudilerle savaş içerisinde olmak bana içimdeki rekabet aşkı sebebiyle çoğunlukla eğlenceli geliyor ve bir düşmanla savaşıyor olmak bana haz veriyor. Yahudilerin olmadığı dolayısıyla savaşın olmadığı bir dünyada yaşamak bana çok anlamsız ve eğlencesiz geliyor, yahudiler olmasa bile ırklar arasında savaş ve rekabetin devam edecek olması bana iyi hissettiriyor aksi halde herşey bana çok tatsız gelirdi diye düşünüyorum. Yanlış mı düşünüyorum? Sizce de savaşıyor olmak mükemmel ve eğlenceli değil mi?
 
Bu sağlıklı bir düşünce değil resmen şiddete yönelim biz dünyaya barış getirmeye çalışıyoruz bizde savaş getirirsek diğer insanlardan ve yahudilerden farkımız kalmaz
Bende savaş ve rekabet oyunlarını çok severim inanılmaz keyif alıyorum hatta eskiden paralı asker olmak istiyordum

Fakat bir söz vardır "Gerçek asker karşısındakinden nefret ettiği için değil, arkasındakini sevdiği için savaşır."

Savaşıcaksak barış için ve parazitleri dünyadan temizlemek için savaşmalıyız bir gün savaşta eşinizi ailenizi çocuğunuzu kaybettiğinizde savaşın gerçek yüzünü görürsünüz babamız bunu kimseye yaşatmasın benim düşüncelerim bu yönde teşekkürler
 
Esenlikler,
Bir çıkarım yaptım ve bu yanlış mı değil mi onu merak ediyorum, rekabetçi oyunları eskiden beridir severim ve arkadaşlarımla yaptığım en eğlenceli şeyler genellikle grup halinde rekabet ettiğimiz içerikler, biliyorum ki bu insanları çok geliştiren birşey. Yahudilerle savaş içerisinde olmak bana içimdeki rekabet aşkı sebebiyle çoğunlukla eğlenceli geliyor ve bir düşmanla savaşıyor olmak bana haz veriyor. Yahudilerin olmadığı dolayısıyla savaşın olmadığı bir dünyada yaşamak bana çok anlamsız ve eğlencesiz geliyor, yahudiler olmasa bile ırklar arasında savaş ve rekabetin devam edecek olması bana iyi hissettiriyor aksi halde herşey bana çok tatsız gelirdi diye düşünüyorum. Yanlış mı düşünüyorum? Sizce de savaşıyor olmak mükemmel ve eğlenceli değil mi?
Savaşı eğlenceli veya "mükemmel" ya da rekabet dolu görüyorsanız gerçek anlamda savaş ile alakalı hiç bir fikriniz yok demektir. Savaş bunların hiç biri değildir.

Savaş bir vahşettir. Babalarını kaybeden küçük çocuklar. savaşta çocuklarını kaybeden anneler veya savaşta ölen küçücük çocuklar size eğlenceli mi geliyor? Savaşın ne olduğunu görmek için cepheye gitmemiz gerekmediği bir dönemdeyiz. Açın televizyonu bakın savaş neymiş öğrenin.

Bir SS'in başka bir SS'i üzmesi bile tanrıların hoşuna gitmiyorken centil ırkların savaşını istemek ne demektir? Lütfen biraz topraklanın ve bu neptünyen fikirleri geride bırakın.
 
Savaş güzel değil, savaş ortamına uyum sağlayıp bunu kendimizi geliştirmek için kullanmak güzel gözükebilir; fakat savaş sebebimiz, yani y*hudiler olmasaydı ruhani olarak daha hızlı gelişirdik.

Andras'ın Gücü Ritüelinden:

Ey Andras, cesaret ve yiğitlik sunan, dürtü ve kan kırmızısı gibi hayat veren, Adına dua eden herkesi kutsa.
Ey yüce Andras, Beelzebul’un merasının ve Şeytan’ın yaban ormanının koruyucusu, sen adaletin altın mızrağısın.
Ey Üç Kez Büyük, başımızı saygıyla eğiyoruz,
savaşı ve yönettiklerini olmaya çalıştığımız asil kişilerden uzak tutasın.
 
Esenlikler,
Bir çıkarım yaptım ve bu yanlış mı değil mi onu merak ediyorum, rekabetçi oyunları eskiden beridir severim ve arkadaşlarımla yaptığım en eğlenceli şeyler genellikle grup halinde rekabet ettiğimiz içerikler, biliyorum ki bu insanları çok geliştiren birşey. Yahudilerle savaş içerisinde olmak bana içimdeki rekabet aşkı sebebiyle çoğunlukla eğlenceli geliyor ve bir düşmanla savaşıyor olmak bana haz veriyor. Yahudilerin olmadığı dolayısıyla savaşın olmadığı bir dünyada yaşamak bana çok anlamsız ve eğlencesiz geliyor, yahudiler olmasa bile ırklar arasında savaş ve rekabetin devam edecek olması bana iyi hissettiriyor aksi halde herşey bana çok tatsız gelirdi diye düşünüyorum. Yanlış mı düşünüyorum? Sizce de savaşıyor olmak mükemmel ve eğlenceli değil mi?
Yurtta barış, Dünya da barış, Atatürkün mesleği askerlik, unutma o savaşın ne olduğunu biliyor, Sen hiç eksi 15 derecede nöbet tuttunmu, Silah kullanmasını biliyormusun? Askeriyede gazinoda bir yazı yazar, Barışta ter dökmeyen, Savaşta kan döker
 
“Savaş”, dedi Heraklitos, “Her şeyin babasıdır”.

Bilemiyorum, savaş yok olsa bile rekabet etmenin daha sağlıklı formlarının her zaman var olması gerektiğine inanıyorum. Dünya kupasını sevmeyen var mı? Ben her rekabetin her zaman vahşi ve pervasızca var olması gerektiğini söylemiyorum ama hiç olmasa sanırım intihar ederdim. Bu rekabet için yaşadığım anlamına mı geliyor bilmiyorum ama bence olmazsa olmaz bişey gibi, mesela kadınlar da benim için öyle, dünyada kadınlar olmasa intihar ederim ve bu intihar sadece fiziksel değil günümüz budistlerinin yaptığı gibi hiçliğe karışma pahasına bir intihar olurdu. Belki rekabet konusunda hatalı düşünüyorum ve yazdıklarınızı okuduğum da kendimi iyice hatalı buluyorum ama ne yapayım rekabet benim için olmazsa olmaz ve açıkçası bu dürtü benim bir parçam, savaşın içinde olmasam bile savaşa hazır olmayı, beni tehdit eden şeyin gözlerinin içine bakıp cesaretle gülümsemeyi ve meydan okumayı seviyorum, hatalıysam tanrılar beni bağışlasın ve doğru yola iletsin ama durum bu değerli dostlar. Hepinize yorumlarınız için teşekkürler.

“EY BEELZEBUL USTA,

SAVAŞA DOĞRU BİZE ÖNDERLİK ET,

DÖV KILIÇLARIMIZI VE ÇEKİÇLERİMİZİ,

ÇÜNKÜ FETHEYLEYECEĞİZ,


TİNLERİMİZİN RUHANİ ŞEHİRLERİNİ.”
 
“Savaş”, dedi Heraklitos, “Her şeyin babasıdır”.

Bilemiyorum, savaş yok olsa bile rekabet etmenin daha sağlıklı formlarının her zaman var olması gerektiğine inanıyorum. Dünya kupasını sevmeyen var mı? Ben her rekabetin her zaman vahşi ve pervasızca var olması gerektiğini söylemiyorum ama hiç olmasa sanırım intihar ederdim. Bu rekabet için yaşadığım anlamına mı geliyor bilmiyorum ama bence olmazsa olmaz bişey gibi, mesela kadınlar da benim için öyle, dünyada kadınlar olmasa intihar ederim ve bu intihar sadece fiziksel değil günümüz budistlerinin yaptığı gibi hiçliğe karışma pahasına bir intihar olurdu. Belki rekabet konusunda hatalı düşünüyorum ve yazdıklarınızı okuduğum da kendimi iyice hatalı buluyorum ama ne yapayım rekabet benim için olmazsa olmaz ve açıkçası bu dürtü benim bir parçam, savaşın içinde olmasam bile savaşa hazır olmayı, beni tehdit eden şeyin gözlerinin içine bakıp cesaretle gülümsemeyi ve meydan okumayı seviyorum, hatalıysam tanrılar beni bağışlasın ve doğru yola iletsin ama durum bu değerli dostlar. Hepinize yorumlarınız için teşekkürler.

“EY BEELZEBUL USTA,

SAVAŞA DOĞRU BİZE ÖNDERLİK ET,

DÖV KILIÇLARIMIZI VE ÇEKİÇLERİMİZİ,

ÇÜNKÜ FETHEYLEYECEĞİZ,


TİNLERİMİZİN RUHANİ ŞEHİRLERİNİ.”
Savaş temenni edilmez, savaş istenmez, ama her daim savaşa hazırlıklı olunur, burda bahsedilen ruhani olarak savaş, zaten halihazırda internette çok savaş oyunu var, çocuklar oynuyor, öyle kaptiriyorlarki kendilerini gerçek zannetmeye başlıyorlar, çok eskiden atari salonları vardı, sitret faykır jetonla oynanıyordu, gerçi ben bir defamı ne oynadım, dövüş oyunu , şimdi telefonlarda ben sevmiyorum, ben telefonda okey oynuyorum, savaş oyunu oynayacağına süper mariya oyna
 
“Savaş”, dedi Heraklitos, “Her şeyin babasıdır”.

Bilemiyorum, savaş yok olsa bile rekabet etmenin daha sağlıklı formlarının her zaman var olması gerektiğine inanıyorum. Dünya kupasını sevmeyen var mı? Ben her rekabetin her zaman vahşi ve pervasızca var olması gerektiğini söylemiyorum ama hiç olmasa sanırım intihar ederdim. Bu rekabet için yaşadığım anlamına mı geliyor bilmiyorum ama bence olmazsa olmaz bişey gibi, mesela kadınlar da benim için öyle, dünyada kadınlar olmasa intihar ederim ve bu intihar sadece fiziksel değil günümüz budistlerinin yaptığı gibi hiçliğe karışma pahasına bir intihar olurdu. Belki rekabet konusunda hatalı düşünüyorum ve yazdıklarınızı okuduğum da kendimi iyice hatalı buluyorum ama ne yapayım rekabet benim için olmazsa olmaz ve açıkçası bu dürtü benim bir parçam, savaşın içinde olmasam bile savaşa hazır olmayı, beni tehdit eden şeyin gözlerinin içine bakıp cesaretle gülümsemeyi ve meydan okumayı seviyorum, hatalıysam tanrılar beni bağışlasın ve doğru yola iletsin ama durum bu değerli dostlar. Hepinize yorumlarınız için teşekkürler.

“EY BEELZEBUL USTA,

SAVAŞA DOĞRU BİZE ÖNDERLİK ET,

DÖV KILIÇLARIMIZI VE ÇEKİÇLERİMİZİ,

ÇÜNKÜ FETHEYLEYECEĞİZ,


TİNLERİMİZİN RUHANİ ŞEHİRLERİNİ.”
Rekabet konusunda söylediklerinizde haklı olabilirsiniz ancak savaşta rekabetten çok düşmanlık vardır. Bizim bahsettiğimiz ve sizin örnek verdiğiniz savaş tinsel anlamda kişinin kendi alt benliğiyle yaptığı savaştır. Belki çizelgenizde ateşiniz baskın olabilir rekabeti ve savaşı bu yüzden seviyorsunuzdur. Biz zaten yeni çağ dangalakları gibi savaş her anlamda tamamen kötüdür demiyoruz gerektiği yerde savaşacaksın. Ama sırf rekabet olsun diye yapılan savaş caniliktir.

Savaş, sözden gelir.
 
Lütfen biraz topraklanın ve bu neptünyen fikirleri geride bırakın.
Neptünyen düşüncelerden ziyade yoğun bir Mars etkisinden kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Dediğinizde son derece haklısınız, buna kesinlikle bir itirazım yok fakat belli bir gelişmişliğe ulaşmamış Marsyen bir bireyin böyle düşünmesi çok da sıradışı sayılmaz. Bu noktada dövüş sanatlarıyla ilgilenmek ya da asker olmak da bir seçenek.

Çoğu zaman bu düşüncelere kapılan insanlar hayatlarında bunun eksikliğinden dolayı bu şekilde bir arzuya sahip oluyorlar. Bunu yaşayan bir insanın bunu çekici ve hoş bulması çok düşük bir ihtimaldir. Kulağa çok laubali gelebilir, ancak "sağlam bir dayak" yemek erkek kişisini hizaya sokar diye düşünüyorum. Zira bunu kendimden biliyorum. Dövüşmek, mücadele ve rekabet etmek bir tutkudur, kavga etmek ve düşmanlık beslemek ise zararlıdır.

Dengeyi ruha ve zihne aşılamak şart.
 
Esenlikler,
Bir çıkarım yaptım ve bu yanlış mı değil mi onu merak ediyorum, rekabetçi oyunları eskiden beridir severim ve arkadaşlarımla yaptığım en eğlenceli şeyler genellikle grup halinde rekabet ettiğimiz içerikler, biliyorum ki bu insanları çok geliştiren birşey. Yahudilerle savaş içerisinde olmak bana içimdeki rekabet aşkı sebebiyle çoğunlukla eğlenceli geliyor ve bir düşmanla savaşıyor olmak bana haz veriyor. Yahudilerin olmadığı dolayısıyla savaşın olmadığı bir dünyada yaşamak bana çok anlamsız ve eğlencesiz geliyor, yahudiler olmasa bile ırklar arasında savaş ve rekabetin devam edecek olması bana iyi hissettiriyor aksi halde herşey bana çok tatsız gelirdi diye düşünüyorum. Yanlış mı düşünüyorum? Sizce de savaşıyor olmak mükemmel ve eğlenceli değil mi?
Savaş değil rekabet*

Rekabet varoluşun her seviyesinde vardır, fakat yüksek seviyelerde günümüzdekinden farklı olarak yaratıcılık ve eğlence gibi yüksek konulara dayalıdır. Savaş ise sadece düşük seviyeli bir sorun. Bunu diyorum çünkü savaş düzenin yokluğundan kaynaklanır ve düzen rekabetten önce gelir, düzen içinde de rekabet olabilir. Bunu bir oyunun kuralları gibi düşünebilirsiniz. Yine de asla kaos güzellemesi yapmayın.
 
“Savaş”, dedi Heraklitos, “Her şeyin babasıdır”.

Bilemiyorum, savaş yok olsa bile rekabet etmenin daha sağlıklı formlarının her zaman var olması gerektiğine inanıyorum. Dünya kupasını sevmeyen var mı? Ben her rekabetin her zaman vahşi ve pervasızca var olması gerektiğini söylemiyorum ama hiç olmasa sanırım intihar ederdim. Bu rekabet için yaşadığım anlamına mı geliyor bilmiyorum ama bence olmazsa olmaz bişey gibi, mesela kadınlar da benim için öyle, dünyada kadınlar olmasa intihar ederim ve bu intihar sadece fiziksel değil günümüz budistlerinin yaptığı gibi hiçliğe karışma pahasına bir intihar olurdu. Belki rekabet konusunda hatalı düşünüyorum ve yazdıklarınızı okuduğum da kendimi iyice hatalı buluyorum ama ne yapayım rekabet benim için olmazsa olmaz ve açıkçası bu dürtü benim bir parçam, savaşın içinde olmasam bile savaşa hazır olmayı, beni tehdit eden şeyin gözlerinin içine bakıp cesaretle gülümsemeyi ve meydan okumayı seviyorum, hatalıysam tanrılar beni bağışlasın ve doğru yola iletsin ama durum bu değerli dostlar. Hepinize yorumlarınız için teşekkürler.

“EY BEELZEBUL USTA,

SAVAŞA DOĞRU BİZE ÖNDERLİK ET,

DÖV KILIÇLARIMIZI VE ÇEKİÇLERİMİZİ,

ÇÜNKÜ FETHEYLEYECEĞİZ,


TİNLERİMİZİN RUHANİ ŞEHİRLERİNİ.”
Ey Andras, cesaret ve yiğitlik sunan, dürtü ve kan kırmızısı gibi hayat veren, Adına dua eden herkesi kutsa.

Ey yüce Andras, Beelzebul’un merasının ve Şeytan’ın yaban ormanının koruyucusu, sen adaletin altın mızrağısın.

Ey Üç Kez Büyük, başımızı saygıyla eğiyoruz, savaşı ve yönettiklerini olmaya çalıştığımız asil kişilerden uzak tutasın.
 
Bu evrende, yıkıma giden doğal bir eğilim vardır. Böyle bir evrende, yok etmek gerekliliktir, yine de en yüksek başarı değildir. Bundan fazlası bulunur.

savaşı ve yönettiklerini olmaya çalıştığımız asil kişilerden uzak tutasın.
Andras ritüelinde geçen bu sözler oluşturmak için çaba harcadığımız üstbenliğimize("olmaya çalıştığımız asil kişi"ye) yöneltilen yıkımdan ve nefretten bahsediyormuş gibi hissediyorum.

Sevgi ve Nefret, en önemli iki insan duygusudur: Sevgi oluşturucudur, yaratılanı arttıran ve geliştiren yaratıcı güçtür.

Bu nedenden ötürü nefret de, alaşağı eden ve yokluğa karıştıran güçtür. Nefret ve Sevginin ikisi de kabul edilir ve oldukça bilge bir şekilde kullanılmalıdır, zira birisi bir çiçek buketiyken, diğeri de çiçekleri kesebilecek kılıçtır.

Sevgi ve Nefret adlı iki Yüce Kız Kardeşi uygulamak adına Dengeyi kuranlar ve Bilinçli Düşünceyi uygulayanlar kutsanmıştırlar.

Sonrasında Öğrenci, kafası karışmış hâlde, sordu Astarte’ye: “Kraliçem, nasıl hem Sevginin, ve aynı zamanda Nefretin bedenlenmesi olabilirsiniz?”

Astarte, kibar bir şekilde cevap verdi Öğrenci’ye: “Ayrıca ben, Kozmik Dengenin Kraliçesi’yim de. Gelişmek için kendini sev, ama nefret et geliştirmen gereken yönlerinden de, böylece kendini sevebilirsin büsbütün ziyadesiyle!”


Savaş değil rekabet*

Rekabet varoluşun her seviyesinde vardır, fakat yüksek seviyelerde günümüzdekinden farklı olarak yaratıcılık ve eğlence gibi yüksek konulara dayalıdır. Savaş ise sadece düşük seviyeli bir sorun. Bunu diyorum çünkü savaş düzenin yokluğundan kaynaklanır ve düzen rekabetten önce gelir, düzen içinde de rekabet olabilir. Bunu bir oyunun kuralları gibi düşünebilirsiniz. Yine de asla kaos güzellemesi yapmayın.
Neptünyen düşüncelerden ziyade yoğun bir Mars etkisinden kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Dediğinizde son derece haklısınız, buna kesinlikle bir itirazım yok fakat belli bir gelişmişliğe ulaşmamış Marsyen bir bireyin böyle düşünmesi çok da sıradışı sayılmaz. Bu noktada dövüş sanatlarıyla ilgilenmek ya da asker olmak da bir seçenek.

Çoğu zaman bu düşüncelere kapılan insanlar hayatlarında bunun eksikliğinden dolayı bu şekilde bir arzuya sahip oluyorlar. Bunu yaşayan bir insanın bunu çekici ve hoş bulması çok düşük bir ihtimaldir. Kulağa çok laubali gelebilir, ancak "sağlam bir dayak" yemek erkek kişisini hizaya sokar diye düşünüyorum. Zira bunu kendimden biliyorum. Dövüşmek, mücadele ve rekabet etmek bir tutkudur, kavga etmek ve düşmanlık beslemek ise zararlıdır.

Dengeyi ruha ve zihne aşılamak şart.

Konuyu nasıl algılamak istediğiniz size kalmış ama gerçek şu ki şuanda ruhani bir savaşın içindeyiz, bu hayal veya savaşın daha yumuşak bir formu değil, 2 saat aralıklarla dünyanın her yerinden birçok SS kardeşimiz kertenkeleleri lanetliyorlar. Tek yaptığı bu olmamakla beraber JoS'un insanlık için yaptıkları arasında onlara ruhani savaşa katılma imkanı sunmak da vardır ve bence bu bizim için karşılığı olamayacak kadar büyük bir iyilik. Hayır görmediğim ve hayatımda eksikliğini hissettiğim bir savaşa arzu duymuyorum, aksine bizzat hepimizin içinde bulunduğu bu ruhani savaşı benimsiyor ve büyük bir coşkuyla hayatımı şimdilik bu savaşa adamayı ve kendimi bu uğurda geliştirmeyi deniyorum. Kimse kusura bakmasın üç-beş kertenkele beni tehdit ediyor diye başımı ellerimin arasına alıp kara kara düşüncelere dalıp isteksizce ve zorlma "Hüüü, savaşmak istmezdim, bu çok kötü bişey keşke savaş olmasa, ühü ühü 😢😢" diyerek RTR yapmıyorum çünkü biliyorum bu kertenkelerle anladığı dilden konuşmalıyız, çünkü biliyorum ki burada kimseye haketmediği birşeyi yapmıyorum ve gerekeni yaparak adalete hizmet ediyorum. Bu savaş benim savaşım, RTR aracılığı ile p*ç kurularını yok ederken içim parçalanmıyor aksine suratımda "Şeytani" bir gülümseme ve yüreğimde büyük bir coşku oluyor. RTR yaparken amacım bu kertenkelelerin analarını yasa boğmak onları yıpratmak karartmak ve hiçliğin derinliklerine gömmek ve bunu yaparken zevk alıyorum diye üzgün değilim. Bizlere RTR''yi verdiği için ve bizi onları kullanmak üzere eğittikleri ve cesaretlendirdikleri için tüm tanrılarıma sonsuz minnet ve saygıyla... Sözlerimi ulu babamızın sözleriyle bitirmek istiyorum,
Esenlikler

Şeytan’dan Ruhani Savaş Mesajı​


Her şeyi dengesinde tutmak için bir pozitif, bir de negatif tarafları vardır — Evrenin varoluşunun devamını sağlar. Olması gereken kötü ve korkunç şeyler vardır, yıkıcı, ölümcül şeyler; ve ayrıca iyi ve mucizevi, hayat dolu, yaratıcı oluşumsal şeylerin de olması gerekir. Görünen o ki her biri rastgele bir biçimde gerçekleşecek ve yine görünen o ki böylece aynı şekilde sonsuza dek devam etmeli. Ancak bu doğru değil. Ve bu Benim Kendimin özü.
Dünya bunun ekseninde evrimleşecek. Bir şeyi yapmanın her zaman farklı bir yolu vardır. O yol çok uzaklarda. Ancak yine de olanaklı bir yol var. Yıkım ve dehşet her zaman diğer bir yol olarak kalmayacak. Ancak yıkım ve dehşetin dünyadan silindiği ana kadar dünyanın işlediği şekilde çalışmalısınız. Zamanı gelince gelecek o vakte dek, bu Benim — Mükemmel Denge. Bu gerekli. Yıkım ve yaratım.
Zaman henüz gelmediği için ve siz de gelmeyen zamanda olduğunuz için, yıkım ve yaratım Benim ellerimde olduğu gibi sizin de ellerinizde. Bunları gerçekleştirmekten sakınmayın. Bu çözümler yerine daha barışçıl çözümlerin geleceği zamana dek dünyayı dengede tutmalısınız. Yıkmaktan çekinmeyin. Yaratmaktan çekinmeyin. Beni DİNLEYİN. Tüm benliğinizle yaratın. Tüm benliğinizle yok edin. Yıkıma uğrattığınızda yıkıma uğradığınızdan daha çok yarattığınızda yaratılmayacaksınız. Şimdi daha mı yaratılmışsınız? Burada mısınız ya da yok mu oldunuz? Buradasınız. Ben burada olduğum süre boyunca burada olacaksınız, ki bu da sonsuzluğa tekabül eder. Dediklerimi dinleyin. Eğer size yaratmanızı söylersem — yaratın. Ve mükemmellik ve zevkle yapın. Ve eğer size yok etmenizi söylersem, yok edin. Tereddütte kalmayın. Tüm görkeminizle ve zevkle yok edin; evet, size yok ettiğinizden zevk almanızı söylüyorum.

—Şeytan
28/04/2005 tarihinde kişisel olarak dikte ettirildi.

Çeviri: @Sonne


HAİL SATANAS!!!!
 
...

Şeytan’dan Ruhani Savaş Mesajı​


Her şeyi dengesinde tutmak için bir pozitif, bir de negatif tarafları vardır — Evrenin varoluşunun devamını sağlar. Olması gereken kötü ve korkunç şeyler vardır, yıkıcı, ölümcül şeyler; ve ayrıca iyi ve mucizevi, hayat dolu, yaratıcı oluşumsal şeylerin de olması gerekir. Görünen o ki her biri rastgele bir biçimde gerçekleşecek ve yine görünen o ki böylece aynı şekilde sonsuza dek devam etmeli. Ancak bu doğru değil. Ve bu Benim Kendimin özü.
Dünya bunun ekseninde evrimleşecek. Bir şeyi yapmanın her zaman farklı bir yolu vardır. O yol çok uzaklarda. Ancak yine de olanaklı bir yol var. Yıkım ve dehşet her zaman diğer bir yol olarak kalmayacak. Ancak yıkım ve dehşetin dünyadan silindiği ana kadar dünyanın işlediği şekilde çalışmalısınız. Zamanı gelince gelecek o vakte dek, bu Benim — Mükemmel Denge. Bu gerekli. Yıkım ve yaratım.
Zaman henüz gelmediği için ve siz de gelmeyen zamanda olduğunuz için, yıkım ve yaratım Benim ellerimde olduğu gibi sizin de ellerinizde. Bunları gerçekleştirmekten sakınmayın. Bu çözümler yerine daha barışçıl çözümlerin geleceği zamana dek dünyayı dengede tutmalısınız. Yıkmaktan çekinmeyin. Yaratmaktan çekinmeyin. Beni DİNLEYİN. Tüm benliğinizle yaratın. Tüm benliğinizle yok edin. Yıkıma uğrattığınızda yıkıma uğradığınızdan daha çok yarattığınızda yaratılmayacaksınız. Şimdi daha mı yaratılmışsınız? Burada mısınız ya da yok mu oldunuz? Buradasınız. Ben burada olduğum süre boyunca burada olacaksınız, ki bu da sonsuzluğa tekabül eder. Dediklerimi dinleyin. Eğer size yaratmanızı söylersem — yaratın. Ve mükemmellik ve zevkle yapın. Ve eğer size yok etmenizi söylersem, yok edin. Tereddütte kalmayın. Tüm görkeminizle ve zevkle yok edin; evet, size yok ettiğinizden zevk almanızı söylüyorum.

—Şeytan
28/04/2005 tarihinde kişisel olarak dikte ettirildi.

Çeviri: @Sonne


HAİL SATANAS!!!!

Çeviri bana ait. Bir yerden hatırlıyorum diyorum çevirdiğimi, en son kontrol ettim; Altı Aylık Program çerçevesinde çevirmişim fakat bu mesaj, JoS'ta farklı bir sayfada da yer aldığı için Sonne Bey, bu sayfayı oluşturuyor.
 
Bu evrende, yıkıma giden doğal bir eğilim vardır. Böyle bir evrende, yok etmek gerekliliktir, yine de en yüksek başarı değildir. Bundan fazlası bulunur.


Andras ritüelinde geçen bu sözler oluşturmak için çaba harcadığımız üstbenliğimize("olmaya çalıştığımız asil kişi"ye) yöneltilen yıkımdan ve nefretten bahsediyormuş gibi hissediyorum.

Sevgi ve Nefret, en önemli iki insan duygusudur: Sevgi oluşturucudur, yaratılanı arttıran ve geliştiren yaratıcı güçtür.

Bu nedenden ötürü nefret de, alaşağı eden ve yokluğa karıştıran güçtür. Nefret ve Sevginin ikisi de kabul edilir ve oldukça bilge bir şekilde kullanılmalıdır, zira birisi bir çiçek buketiyken, diğeri de çiçekleri kesebilecek kılıçtır.

Sevgi ve Nefret adlı iki Yüce Kız Kardeşi uygulamak adına Dengeyi kuranlar ve Bilinçli Düşünceyi uygulayanlar kutsanmıştırlar.

Sonrasında Öğrenci, kafası karışmış hâlde, sordu Astarte’ye: “Kraliçem, nasıl hem Sevginin, ve aynı zamanda Nefretin bedenlenmesi olabilirsiniz?”

Astarte, kibar bir şekilde cevap verdi Öğrenci’ye: “Ayrıca ben, Kozmik Dengenin Kraliçesi’yim de. Gelişmek için kendini sev, ama nefret et geliştirmen gereken yönlerinden de, böylece kendini sevebilirsin büsbütün ziyadesiyle!”





Konuyu nasıl algılamak istediğiniz size kalmış ama gerçek şu ki şuanda ruhani bir savaşın içindeyiz, bu hayal veya savaşın daha yumuşak bir formu değil, 2 saat aralıklarla dünyanın her yerinden birçok SS kardeşimiz kertenkeleleri lanetliyorlar. Tek yaptığı bu olmamakla beraber JoS'un insanlık için yaptıkları arasında onlara ruhani savaşa katılma imkanı sunmak da vardır ve bence bu bizim için karşılığı olamayacak kadar büyük bir iyilik. Hayır görmediğim ve hayatımda eksikliğini hissettiğim bir savaşa arzu duymuyorum, aksine bizzat hepimizin içinde bulunduğu bu ruhani savaşı benimsiyor ve büyük bir coşkuyla hayatımı şimdilik bu savaşa adamayı ve kendimi bu uğurda geliştirmeyi deniyorum. Kimse kusura bakmasın üç-beş kertenkele beni tehdit ediyor diye başımı ellerimin arasına alıp kara kara düşüncelere dalıp isteksizce ve zorlma "Hüüü, savaşmak istmezdim, bu çok kötü bişey keşke savaş olmasa, ühü ühü 😢😢" diyerek RTR yapmıyorum çünkü biliyorum bu kertenkelerle anladığı dilden konuşmalıyız, çünkü biliyorum ki burada kimseye haketmediği birşeyi yapmıyorum ve gerekeni yaparak adalete hizmet ediyorum. Bu savaş benim savaşım, RTR aracılığı ile p*ç kurularını yok ederken içim parçalanmıyor aksine suratımda "Şeytani" bir gülümseme ve yüreğimde büyük bir coşku oluyor. RTR yaparken amacım bu kertenkelelerin analarını yasa boğmak onları yıpratmak karartmak ve hiçliğin derinliklerine gömmek ve bunu yaparken zevk alıyorum diye üzgün değilim. Bizlere RTR''yi verdiği için ve bizi onları kullanmak üzere eğittikleri ve cesaretlendirdikleri için tüm tanrılarıma sonsuz minnet ve saygıyla... Sözlerimi ulu babamızın sözleriyle bitirmek istiyorum,
Esenlikler

Şeytan’dan Ruhani Savaş Mesajı​


Her şeyi dengesinde tutmak için bir pozitif, bir de negatif tarafları vardır — Evrenin varoluşunun devamını sağlar. Olması gereken kötü ve korkunç şeyler vardır, yıkıcı, ölümcül şeyler; ve ayrıca iyi ve mucizevi, hayat dolu, yaratıcı oluşumsal şeylerin de olması gerekir. Görünen o ki her biri rastgele bir biçimde gerçekleşecek ve yine görünen o ki böylece aynı şekilde sonsuza dek devam etmeli. Ancak bu doğru değil. Ve bu Benim Kendimin özü.
Dünya bunun ekseninde evrimleşecek. Bir şeyi yapmanın her zaman farklı bir yolu vardır. O yol çok uzaklarda. Ancak yine de olanaklı bir yol var. Yıkım ve dehşet her zaman diğer bir yol olarak kalmayacak. Ancak yıkım ve dehşetin dünyadan silindiği ana kadar dünyanın işlediği şekilde çalışmalısınız. Zamanı gelince gelecek o vakte dek, bu Benim — Mükemmel Denge. Bu gerekli. Yıkım ve yaratım.
Zaman henüz gelmediği için ve siz de gelmeyen zamanda olduğunuz için, yıkım ve yaratım Benim ellerimde olduğu gibi sizin de ellerinizde. Bunları gerçekleştirmekten sakınmayın. Bu çözümler yerine daha barışçıl çözümlerin geleceği zamana dek dünyayı dengede tutmalısınız. Yıkmaktan çekinmeyin. Yaratmaktan çekinmeyin. Beni DİNLEYİN. Tüm benliğinizle yaratın. Tüm benliğinizle yok edin. Yıkıma uğrattığınızda yıkıma uğradığınızdan daha çok yarattığınızda yaratılmayacaksınız. Şimdi daha mı yaratılmışsınız? Burada mısınız ya da yok mu oldunuz? Buradasınız. Ben burada olduğum süre boyunca burada olacaksınız, ki bu da sonsuzluğa tekabül eder. Dediklerimi dinleyin. Eğer size yaratmanızı söylersem — yaratın. Ve mükemmellik ve zevkle yapın. Ve eğer size yok etmenizi söylersem, yok edin. Tereddütte kalmayın. Tüm görkeminizle ve zevkle yok edin; evet, size yok ettiğinizden zevk almanızı söylüyorum.

—Şeytan
28/04/2005 tarihinde kişisel olarak dikte ettirildi.

Çeviri: @Sonne


HAİL SATANAS!!!!
Ruhani savaş konusunda sonuna kadar haklısınız, Yahudilere acıyarak, savaşı kınayarak RTR yapılmaz. Ancak Ruhani savaş bittikten sonra spor olsun da canınız sıkılmasın diye centil ırkların kendi aralarında savaşmasını istiyorsunuz.

Yukarıda bahsettiğiniz, savaşı olumlayan ve Tanrılarımızdan gelen tüm mesajların hepsi İnsanlığı kurtarmak adına verilen ve barışı getirmek için sağlanan savaşı anlatıyor. Burada size karşı çıkan ve farkındalık geliştirmenizi isteyen kimsenin savaşla, dengeyle veya yıkım konsepti ile sorunu yok. Lütfen aradaki farkı daha iyi anlayın. Bahsettiğiniz çözüm tamamen Yahudilerin şu anda yarattığı şeyden farksız.

İki SS'in birbirlerine negatif enerjiler yönlendirmesi bile Lord Alastor ve Lord Baalzebul'un cezaları ile sonuçlanıyor. Bahsettiğiniz fikri o anlamda söylemediğinizin farkındayım ancak kötü yaklaşmak isteyen bir İnsan sözlerinizi evirip çevirerek sizi tanrılara ihanet ile suçlayabilir ve bu başlık altına yazdığınız onca şey ile aksini kanıtlamanızı zorlaştırırsınız. Kendi kendinize bunu yapmayın.

Savaş konsepti hoşunuza mı gidiyor? bu hevesinizi Lord Andras'ın veya Lord Alastor'un ritüellerini yapmaya yönlendirin. Daha çok RTR yapın vs.
 
Çeviri bana ait. Bir yerden hatırlıyorum diyorum çevirdiğimi, en son kontrol ettim; Altı Aylık Program çerçevesinde çevirmişim fakat bu mesaj, JoS'ta farklı bir sayfada da yer aldığı için Sonne Bey, bu sayfayı oluşturuyor.
Anladım ama bilmiyordum, kusuruma bakmayın
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top