Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Hayatım, İlişkim, Sağlığım ve Kariyerim İçin Endişeleniyorum

SalveSatanas

New member
Joined
Dec 29, 2024
Messages
8
Esenlikler kardeşlerim, ben 2 yılı biraz geçkin süredir adanmış ve düzenli meditasyonlarımı yapan bir Satanistim. Gerçekten zor durumda kalmadığım sürece forumları kullanmayı uygun görmedim, fakat tüm bu süreç boyunca takip ettim ve tavsiyelerinizi dinleyip hayatımın iplerini ellerime aldım en azından bir süreliğine. Fakat yaşadığım bazı şeyler beni zayıflattı, sizler Satanist kardeşleriniz için en iyi şeyi isteyecek güvendiğim tek insanlarsınız ve bu yüzden size duygularımı açıp takınmam gereken tavrı ve yapmam gereken şeyleri bir ağabey edasıyla söylemeniz tavsiye vermenizi rica ediyorum. Biraz uzun olabilir, o yüzden elimden geldiğince yer yer yapay zekadan yardım alıp kısa tutmaya çalışacağım. Zamanınız varsa lütfen yardım edin.

Satanist olduğum süreç ve sonrasında yaşanan kariyer, ilişki gibi şeyler üst üste bindi ve olmaması gereken şekilde hepsi gözümde bir oldu. Hepsi birbiriyle bağlantılı gibiydi. Yalnızlık korkumdan ötürü kendi ruh eşimi isteyip uzun süreler Babamıza dualar ettim, bir süre sonra ruh eşim olduğuna inandığım kız arkadaşımla tanıştım. SS olmaya çok müsait bir insan olsa da Müslümandı ve halen Müslüman, fakat Tengricilik ve Nors İnançları gibi kavramları kafasına sokarak şüphe tohumu ektiğimi düşünüyorum. Onunla birlikte benzer kariyer planımızdan ötürü daha yakınlaşıp çalıştık. Bu süreçte de meditasyonlarımı asla eksik etmediğim için her şey bir arada yaşandı.

Gerçekten çok sevdiğim bir insan bu kız ve ilk başta kardeş gibi görüyordum, onun için sorumluluk alıp çok fazla fedakarlık yapmam gerekti. Yer yer bana zararlı olduğunu hissettiğim insanları hayatımdan kesip kopardım, geleceğimiz birlikte olsun diye olması gerektiğinden fazla zaman ayırdım çalışmaya ve bununla birlikte edindiğim stres+yorgunluk fiziksel açıdan bana zarar verdi; halen veriyor ve bir şeyler değişmezse zarar görmeye devam edeceğim.

Bu kişiyi gerçekten seviyorum, yaşımı vermem forum kurallarına aykırı diye hatırlıyorum; lakin yuvarlak hesap yapıp tam yaşımı da vermeden söyleyebilirim ki 20 yıl kadar bir süredir ilişki meselelerine hep mesafeli davranmış ve gerçekten seveceğim birisini aramış; gönül eğlendirmek istemeyen birisiydim. Bu kişi bana sorumluluk duygusunu, sevgi duymayı ve benimsemeyi öğretti diyebilirim. Yaşadığımız bazı şeyler gerçekten zordu, insanların bize attığı iftiraya varan söylemlerden tutun peşimize takılan sapık ruhlu kişilere kadar. Bu zorlukları onunla geçmek bir lütuf gibi hissettiriyordu ve yaptığım fedakarlıklardan rahatsız olmuyordum.

Sonra üniversite meseleleri araya girdi, ben kendimi sınamak için farklı üniversiteleri denedim; o ise ikimizin de gerçekten istediği asıl üniversiteyi denedi sadece. Ben gerçekten iyi bir üniversite kazandım, lakin ikimiz de o istediğimiz yeri kazanamadık. Ben de üniversitemi bir yıl kadar dondursam, bu süreçte hem kafamı dinlerim hem de süreç sonunda kız arkadaşımla aynı üniversitede okuyor oluruz diye düşünüp bunu harekete geçirdim. Şu anda ise yaptığım bir şey yok, çalışacağım bir hedef, bir motivasyon vesaire; hiç bir şey kalmadı ki artık ikimiz de istediğimiz o üniversiteyi istemiyoruz gibi.

Şimdi her şey sorunsuz gözükebilir fakat bir şeyler yanlış geliyor artık. Örnek olarak, bu yazdan beri kendisiyle sık bir iletişimimiz olmadı. Bu konuda rahatsız olmuştum ve rahatsızlığımı dile getirince onun böyle bir kişiliğe sahip olduğunu, yazın gelmesiyle ailesiyle daha sık vakit geçirip yıl boyu edindiği yorgunluğu bu şekilde atmayı tercih ettiğini söyledi. Çok sık olmasa da dönem dönem buluşuyor, mesajlaşıp araşıyorduk. Fakat üniversite sınavları sırasında ailesiyle karşılaşmıştım, beni seviyor gibilerdi; çünkü kızlarını ne denli benimsediğimi ve nasıl bir kişiliğim olduğunu az çok biliyorlardı diye düşünüyordum. Yanılmışım. Beni hiç sevmiyorlarmış, hatta arkadaşıma "Onunla arana mesafe koy, seni rahatsız ediyor olabilir, seni kötü etkileyebilir" gibi şeyler söylemişler.

Kız arkadaşım beni hayatından çıkarmadı, fakat ailesine de karşı çıkıp beni savunmadı. Bunun sonucunda ikimizin de tonla boş zamanı olmasına karşın görüşme aralığımız çok genişledi, her konuşmamız tartışmaya evrilir oldu. Geçmiş zamanlarda beni çok iyi etkiliyordu, ben de onu iyi etkilediğimi düşünüyorum; fakat artık birbirimize negatif duygular yüklüyor gibiyiz. Ben ona karşı halen daha fedakarlık yapıp iletişim sıklığını tutmaya, onunla samimiyetimi ve ilişkimi korumaya çalışırken o bu yükü taşımıyor, tamamını bana yüklemiş gibi hissediyorum. Bu başlı başına bir sorun fakat yaşadığım kariyer ve sağlıkla ilgili şeyler de işin içine girince kafam daha da bulanıyor. Ona aynı üniversitede okumamızın ailesine ne izlenim bırakacağını sorduğumda olumsuz olacağı yanıtını verdi, bu durumda ben neden daha fazla emek vereyim? onun da bunun için bir şey yapmadığını, ailesine karşı beni savunmadığını hatırlatmak isterim.

Bu hayal kırıklığını daha da derinleştiren ve kırgınlık+kıskançlık gibi duygular yaşamamı sağlayan bir diğer şey ise kız arkadaşımın çevrimiçi oyunlarda tanıştığı, tanımadığı insanlarla ve adamlarla gece geç saatlerde bile oyun oynayıp zaman geçirmesi. Bu konuya dair düşüncelerimi paylaştığımda bana olumsuz cevap verdi, kendisi için bunca emek harcadığım bir insanın benimle zaman geçirmekten ailesi yüzünden kaçınıp tanımadığı ve ne olduğu belirsiz kişilerle zaman geçirmesi beni gerçekten üzdü. Bunu da söyledim, "Sen benim tanıdığım en sevdiğim insansın fakat ailem seninle böyle zaman geçirmemi istemiyor; açıklama yapmak zorunda kalıyorum, ailemin odası ile benim odam yan yana ve sesimiz gidiyor ister istemez" diye yanıt verdi. Ben de tanımadığın insanların sesi gitmiyor mu dediğimde geçiştirmek için bir yanıt verip konuyu kapatmamı istedi.

Arkadaşlığı devam ettiren taraf da benim, dediğim gibi iletişim kurma konusunda ilk adımı atan taraf o değil; fakat en iyi dostu olduğumu söylemesine rağmen benim için ekstra bir efor sarf edip yer yer ödün vermiyor. Fedakarlığı genelde karşılıksız yaptığımızı söyleriz ama insan içgüdüsel de olsa bunun karşılığını, en azından arkadaşlığın gerektireceği bazı fedakarlıkları görmek istiyor. Lakin benim durumumda iletişimi başlatan taraf ben oluyorum, eğer benim yoğun zamanıma denk gelirse bazen 1-2 hafta iletişim kurmadığımız bile oluyor. Hal böyle olunca uzaklaşıp aramıza mesafe girdiğini hissetmekten kendimi alıkoyamıyorum.

Bir insan arkadaşlığı neden devam ettirir? hadi dürüst olalım, iyi bir dostluk karşılıklı fedakarlık gerektirmez mi? Damon ve Pythias'ın hikayesini anımsayın, burada sadece Damon fedakarlık yapan taraf olsa böyle destansı bir hikaye ortaya çıkar mıydı? elbette çıkmazdı. Benim durumumda da fedakarlığı yapa taraf benim, iyi bir arkadaşlığın tüm yükü benim sırtımdayken kimi zaman tökezlediğim ve yanlış adımlar attığımın bilincindeyim fakat uzun vadede bu benim sorunum değil ki. Bir dönem gerçekten insanların iyi olabileceğine inanıp onlara ufak tefek iyilikler ve fedakarlıklar yapmanın iyi olabileceğini düşünmüş, fakat yanıldığımı anlamıştım. Bu kız arkadaşım ise ilk tanıştığımız ve yakınlaştığımız dönemde gerçekten değer bilen bir insan gibiydi, fakat içine düştüğüm durumun hali içler acısı hale geldi.

Bu konuyu düzeltmek için de adımlar attım, ona şikayetimi söyleyince kendini düzelteceğini söyledi ama yapmadı. İşin içine biraz ruhaniyet katıp iletişimi koruma maksadıyla çalışmalar yaptım, kötü etkenlerden korunmamız için özel büyüler hazırladım ve ruhaniyete daha sıkı bağlandım. Onun sayesinde ruhaniyete bağlanmam sonucunda onu bir tür aracı olarak görüp fazladan sevsem de, tekrar yazdığımda onun bana verdiği rahatsızlığı düzeltmek için ruhaniyete gömüldüğümü görüyorum. Kendisi aksi şeyler söylese dahi düşünceleri eylemlerini tutmuyor, bu yüzden kendimi değersiz, ihmal edilmiş ve hor görülüp küçümsenmiş hissediyorum. Kariyer konusunda aldığım karar, yaşadığım başarısızlık, yaptığım çeşitli fedakarlıklar ve sağlığım konusunda gün geçtikçe daha kötü olmamla birlikte kendime olan saygım da yavaş yavaş çözünüp gidiyor gibiydi ki artık bunları dürüst bir şekilde kendime itiraf ederek bir dur dediğimi hissediyorum.

Bizim birbirimizden başka pek arkadaşımız kalmamıştı ki bu nedenden ötürü ayrı bir bağlılık hissediyordum kendisine, fakat o sanal ortamlarda tanıştığı insanlarla zaman geçirmeyi bana yeğledi. Fedakarlıklarımı ve yer yer kendisi için yaptığım endişeleri küçümsedi gibi hissettirdi. Bunların ailesiyle ilgili olduğunu söyledi. Şimdi siz bu anlattıklarımdan dolayı karşı tarafın kişiliğini tam bilemeseniz de, gerçekten size değer verdiğini bildiğiniz bir insan için ailenize karşı çıkmaz mıydınız? Elbette elinizden geleni yapardınız, o da bir şeyler yaptı ve beni hayatında tuttu ama kendini konfor alanından çıkarmadı asla.

Bu konu bana adeta saplandı ve acı verip duruyor. Bakın gerçekten ilişkimi kaybetmek istemiyorum, onu çok seviyorum ama karşılığını göremediğim bir şey beni yorup tüketirken buna devam etmek beni enayi değil de ne yapar? İçim acıyor bunları yazarken, yaşadığım bu bağın derinliğini birini gerçekten sevmiş kardeşlerim anlayacaktır; sevdiğim birisi hakkında bunları yazmak ve kötü düşüncelere kapılmak bile beni rahatsız ediyor ama başka ne yapabilirim? başka ne türlü düşünebilirim ki artık?

Bu konuda bazı sorularım var.

1-) Bu düşüncelerim, düşüncelerimin aldığı yol doğru mu? kendi kendimi kin ve garezle doldurmuşum gibi geliyor kimi zaman fakat aylardır zarar gördüğümü hissettiğim için acı bir haklılık payı hissediyorum kendimde.

2-)
Ailem beni üzgün görmüş ve "Arkadaşınla arana mesafe koy, bir süredir onun yüzünden üzgün duruyorsun" demişti. Ailem benim iyiliğimi istiyor, bu tarz şeylere karışmaları beni rahatsız eder ve karşı çıkardım. Fakat kız arkadaşım karşı çıktı mı kendi ailesine? ben neden çıkayım bu durumda? sormak istediğim şu, takınmam gereken doğru tavır bu mu? Gerçekten mesafe koymalı mıyım? Eskiden denemiş fakat 2-3 hafta sonra içim cız edip tekrar tekrar geri iletişim kurmaya çalışmıştım.

3-)
Bana yardımcı olabilecek büyü çalışmaları nelerdir? bu denli sevdiğim bir insanı gerçekten auramdan koparmam doğru olur mu? kendisiyle iletişim sıklığını güçlendirip aramızdaki anlayış ve sevgiyi yoğunlaştırmak adına uzun süredir çalışmalar yapıyorum, çalışmalar 40-80 günlük süreler bittiğinde bile bazen anında çalışmıyor; fakat benim durumum buyken çalışır mı ona karşı bile ne hissedeceğimi bilmiyorum. Saf bir istek ve inançla bunları yapsam da boşa kürek çekiyorum gibi. İletişim sıklığını güçlendirmektense, ona karşı hissettiğim bağlılığı yenip yok etmek bana daha mı iyi gelir?

4-)
Bu kişi ile Tanrılar sayesinde tanıştığıma inanmıştım, kendimi mi inandırdım bilmiyorum. Belki bu yüzden onu bu kadar benimseyip hayatımda tutmak için uğraştım ama bu bir yanılgı mıdır? dürüst olmaktan çekinmeyin, dost acı da olsa gerçeği söyler ve yüzüme soğuk su gibi çarpacak bir şeye de ihtiyacım var. Yanıt çok farklı olabilir, merak ediyorum.

5-)
Kız arkadaşımın Centil olduğuna ve saçma sapan ruhsal sorunlara sahip olmadığına kendimi inandırmıştım. Lakin bu kişinin belki Yahudi, belki de Spiritüel Vampir olma ihtimali var mıdır? Bu konuları bilse ve karşı gözükse bile ne olduğunu bilmiyorum. Auramı temizlediğimde normalde bana yakınlaşması gerekir, çoğu insan bana yakınlaşır ama o bir şekilde etkilenmiyor gibi hissediyorum; ya da ters etkileniyor da olabilir. Acaba auram mı onu benden uzaklaştırmaya itiyor?

6-)
Bu ilişki gerçekten bizi, bizi geçtim beni etkileyecek hale mi gelmiş? kurtarmanın bir yolu var mı ve kurtarmaya uğraşmak mantıklı mı? yoksa kendime mi dönmem gerekir, kendime döneceksem; ne yaparak diğer sorunlarımı düzeltebilirim? sağlığımı, kariyerimi, psikolojimi ve belki de yolları ayırmanın vereceği zararı nasıl atlatılabilecek hale getiririm?

Bu konuda analizleriniz, vereceğiniz yanıtlar ve diğer her şey benim için çok anlamlı ve önemli. Özellikle de bazı kardeşlerimin yanıtlarını özellikle istiyorum çünkü bu kişileri forumlarda gördüğüm kadarıyla kendime yakın hissediyorum. Umarım sizleri etiketlememi mazur görürsünüz fakat hem sizden, hem de diğer kardeşlerimden gelecek yanıtlar çok önemli: @Sonne @satou @Agartha @Daemonica @Ref SS @Pammy
 
Esenlikler kardeşlerim, ben 2 yılı biraz geçkin süredir adanmış ve düzenli meditasyonlarımı yapan bir Satanistim. Gerçekten zor durumda kalmadığım sürece forumları kullanmayı uygun görmedim, fakat tüm bu süreç boyunca takip ettim ve tavsiyelerinizi dinleyip hayatımın iplerini ellerime aldım en azından bir süreliğine. Fakat yaşadığım bazı şeyler beni zayıflattı, sizler Satanist kardeşleriniz için en iyi şeyi isteyecek güvendiğim tek insanlarsınız ve bu yüzden size duygularımı açıp takınmam gereken tavrı ve yapmam gereken şeyleri bir ağabey edasıyla söylemeniz tavsiye vermenizi rica ediyorum. Biraz uzun olabilir, o yüzden elimden geldiğince yer yer yapay zekadan yardım alıp kısa tutmaya çalışacağım. Zamanınız varsa lütfen yardım edin.

Satanist olduğum süreç ve sonrasında yaşanan kariyer, ilişki gibi şeyler üst üste bindi ve olmaması gereken şekilde hepsi gözümde bir oldu. Hepsi birbiriyle bağlantılı gibiydi. Yalnızlık korkumdan ötürü kendi ruh eşimi isteyip uzun süreler Babamıza dualar ettim, bir süre sonra ruh eşim olduğuna inandığım kız arkadaşımla tanıştım. SS olmaya çok müsait bir insan olsa da Müslümandı ve halen Müslüman, fakat Tengricilik ve Nors İnançları gibi kavramları kafasına sokarak şüphe tohumu ektiğimi düşünüyorum. Onunla birlikte benzer kariyer planımızdan ötürü daha yakınlaşıp çalıştık. Bu süreçte de meditasyonlarımı asla eksik etmediğim için her şey bir arada yaşandı.

Gerçekten çok sevdiğim bir insan bu kız ve ilk başta kardeş gibi görüyordum, onun için sorumluluk alıp çok fazla fedakarlık yapmam gerekti. Yer yer bana zararlı olduğunu hissettiğim insanları hayatımdan kesip kopardım, geleceğimiz birlikte olsun diye olması gerektiğinden fazla zaman ayırdım çalışmaya ve bununla birlikte edindiğim stres+yorgunluk fiziksel açıdan bana zarar verdi; halen veriyor ve bir şeyler değişmezse zarar görmeye devam edeceğim.

Bu kişiyi gerçekten seviyorum, yaşımı vermem forum kurallarına aykırı diye hatırlıyorum; lakin yuvarlak hesap yapıp tam yaşımı da vermeden söyleyebilirim ki 20 yıl kadar bir süredir ilişki meselelerine hep mesafeli davranmış ve gerçekten seveceğim birisini aramış; gönül eğlendirmek istemeyen birisiydim. Bu kişi bana sorumluluk duygusunu, sevgi duymayı ve benimsemeyi öğretti diyebilirim. Yaşadığımız bazı şeyler gerçekten zordu, insanların bize attığı iftiraya varan söylemlerden tutun peşimize takılan sapık ruhlu kişilere kadar. Bu zorlukları onunla geçmek bir lütuf gibi hissettiriyordu ve yaptığım fedakarlıklardan rahatsız olmuyordum.

Sonra üniversite meseleleri araya girdi, ben kendimi sınamak için farklı üniversiteleri denedim; o ise ikimizin de gerçekten istediği asıl üniversiteyi denedi sadece. Ben gerçekten iyi bir üniversite kazandım, lakin ikimiz de o istediğimiz yeri kazanamadık. Ben de üniversitemi bir yıl kadar dondursam, bu süreçte hem kafamı dinlerim hem de süreç sonunda kız arkadaşımla aynı üniversitede okuyor oluruz diye düşünüp bunu harekete geçirdim. Şu anda ise yaptığım bir şey yok, çalışacağım bir hedef, bir motivasyon vesaire; hiç bir şey kalmadı ki artık ikimiz de istediğimiz o üniversiteyi istemiyoruz gibi.

Şimdi her şey sorunsuz gözükebilir fakat bir şeyler yanlış geliyor artık. Örnek olarak, bu yazdan beri kendisiyle sık bir iletişimimiz olmadı. Bu konuda rahatsız olmuştum ve rahatsızlığımı dile getirince onun böyle bir kişiliğe sahip olduğunu, yazın gelmesiyle ailesiyle daha sık vakit geçirip yıl boyu edindiği yorgunluğu bu şekilde atmayı tercih ettiğini söyledi. Çok sık olmasa da dönem dönem buluşuyor, mesajlaşıp araşıyorduk. Fakat üniversite sınavları sırasında ailesiyle karşılaşmıştım, beni seviyor gibilerdi; çünkü kızlarını ne denli benimsediğimi ve nasıl bir kişiliğim olduğunu az çok biliyorlardı diye düşünüyordum. Yanılmışım. Beni hiç sevmiyorlarmış, hatta arkadaşıma "Onunla arana mesafe koy, seni rahatsız ediyor olabilir, seni kötü etkileyebilir" gibi şeyler söylemişler.

Kız arkadaşım beni hayatından çıkarmadı, fakat ailesine de karşı çıkıp beni savunmadı. Bunun sonucunda ikimizin de tonla boş zamanı olmasına karşın görüşme aralığımız çok genişledi, her konuşmamız tartışmaya evrilir oldu. Geçmiş zamanlarda beni çok iyi etkiliyordu, ben de onu iyi etkilediğimi düşünüyorum; fakat artık birbirimize negatif duygular yüklüyor gibiyiz. Ben ona karşı halen daha fedakarlık yapıp iletişim sıklığını tutmaya, onunla samimiyetimi ve ilişkimi korumaya çalışırken o bu yükü taşımıyor, tamamını bana yüklemiş gibi hissediyorum. Bu başlı başına bir sorun fakat yaşadığım kariyer ve sağlıkla ilgili şeyler de işin içine girince kafam daha da bulanıyor. Ona aynı üniversitede okumamızın ailesine ne izlenim bırakacağını sorduğumda olumsuz olacağı yanıtını verdi, bu durumda ben neden daha fazla emek vereyim? onun da bunun için bir şey yapmadığını, ailesine karşı beni savunmadığını hatırlatmak isterim.

Bu hayal kırıklığını daha da derinleştiren ve kırgınlık+kıskançlık gibi duygular yaşamamı sağlayan bir diğer şey ise kız arkadaşımın çevrimiçi oyunlarda tanıştığı, tanımadığı insanlarla ve adamlarla gece geç saatlerde bile oyun oynayıp zaman geçirmesi. Bu konuya dair düşüncelerimi paylaştığımda bana olumsuz cevap verdi, kendisi için bunca emek harcadığım bir insanın benimle zaman geçirmekten ailesi yüzünden kaçınıp tanımadığı ve ne olduğu belirsiz kişilerle zaman geçirmesi beni gerçekten üzdü. Bunu da söyledim, "Sen benim tanıdığım en sevdiğim insansın fakat ailem seninle böyle zaman geçirmemi istemiyor; açıklama yapmak zorunda kalıyorum, ailemin odası ile benim odam yan yana ve sesimiz gidiyor ister istemez" diye yanıt verdi. Ben de tanımadığın insanların sesi gitmiyor mu dediğimde geçiştirmek için bir yanıt verip konuyu kapatmamı istedi.

Arkadaşlığı devam ettiren taraf da benim, dediğim gibi iletişim kurma konusunda ilk adımı atan taraf o değil; fakat en iyi dostu olduğumu söylemesine rağmen benim için ekstra bir efor sarf edip yer yer ödün vermiyor. Fedakarlığı genelde karşılıksız yaptığımızı söyleriz ama insan içgüdüsel de olsa bunun karşılığını, en azından arkadaşlığın gerektireceği bazı fedakarlıkları görmek istiyor. Lakin benim durumumda iletişimi başlatan taraf ben oluyorum, eğer benim yoğun zamanıma denk gelirse bazen 1-2 hafta iletişim kurmadığımız bile oluyor. Hal böyle olunca uzaklaşıp aramıza mesafe girdiğini hissetmekten kendimi alıkoyamıyorum.

Bir insan arkadaşlığı neden devam ettirir? hadi dürüst olalım, iyi bir dostluk karşılıklı fedakarlık gerektirmez mi? Damon ve Pythias'ın hikayesini anımsayın, burada sadece Damon fedakarlık yapan taraf olsa böyle destansı bir hikaye ortaya çıkar mıydı? elbette çıkmazdı. Benim durumumda da fedakarlığı yapa taraf benim, iyi bir arkadaşlığın tüm yükü benim sırtımdayken kimi zaman tökezlediğim ve yanlış adımlar attığımın bilincindeyim fakat uzun vadede bu benim sorunum değil ki. Bir dönem gerçekten insanların iyi olabileceğine inanıp onlara ufak tefek iyilikler ve fedakarlıklar yapmanın iyi olabileceğini düşünmüş, fakat yanıldığımı anlamıştım. Bu kız arkadaşım ise ilk tanıştığımız ve yakınlaştığımız dönemde gerçekten değer bilen bir insan gibiydi, fakat içine düştüğüm durumun hali içler acısı hale geldi.

Bu konuyu düzeltmek için de adımlar attım, ona şikayetimi söyleyince kendini düzelteceğini söyledi ama yapmadı. İşin içine biraz ruhaniyet katıp iletişimi koruma maksadıyla çalışmalar yaptım, kötü etkenlerden korunmamız için özel büyüler hazırladım ve ruhaniyete daha sıkı bağlandım. Onun sayesinde ruhaniyete bağlanmam sonucunda onu bir tür aracı olarak görüp fazladan sevsem de, tekrar yazdığımda onun bana verdiği rahatsızlığı düzeltmek için ruhaniyete gömüldüğümü görüyorum. Kendisi aksi şeyler söylese dahi düşünceleri eylemlerini tutmuyor, bu yüzden kendimi değersiz, ihmal edilmiş ve hor görülüp küçümsenmiş hissediyorum. Kariyer konusunda aldığım karar, yaşadığım başarısızlık, yaptığım çeşitli fedakarlıklar ve sağlığım konusunda gün geçtikçe daha kötü olmamla birlikte kendime olan saygım da yavaş yavaş çözünüp gidiyor gibiydi ki artık bunları dürüst bir şekilde kendime itiraf ederek bir dur dediğimi hissediyorum.

Bizim birbirimizden başka pek arkadaşımız kalmamıştı ki bu nedenden ötürü ayrı bir bağlılık hissediyordum kendisine, fakat o sanal ortamlarda tanıştığı insanlarla zaman geçirmeyi bana yeğledi. Fedakarlıklarımı ve yer yer kendisi için yaptığım endişeleri küçümsedi gibi hissettirdi. Bunların ailesiyle ilgili olduğunu söyledi. Şimdi siz bu anlattıklarımdan dolayı karşı tarafın kişiliğini tam bilemeseniz de, gerçekten size değer verdiğini bildiğiniz bir insan için ailenize karşı çıkmaz mıydınız? Elbette elinizden geleni yapardınız, o da bir şeyler yaptı ve beni hayatında tuttu ama kendini konfor alanından çıkarmadı asla.

Bu konu bana adeta saplandı ve acı verip duruyor. Bakın gerçekten ilişkimi kaybetmek istemiyorum, onu çok seviyorum ama karşılığını göremediğim bir şey beni yorup tüketirken buna devam etmek beni enayi değil de ne yapar? İçim acıyor bunları yazarken, yaşadığım bu bağın derinliğini birini gerçekten sevmiş kardeşlerim anlayacaktır; sevdiğim birisi hakkında bunları yazmak ve kötü düşüncelere kapılmak bile beni rahatsız ediyor ama başka ne yapabilirim? başka ne türlü düşünebilirim ki artık?

Bu konuda bazı sorularım var.

1-) Bu düşüncelerim, düşüncelerimin aldığı yol doğru mu? kendi kendimi kin ve garezle doldurmuşum gibi geliyor kimi zaman fakat aylardır zarar gördüğümü hissettiğim için acı bir haklılık payı hissediyorum kendimde.

2-) Ailem beni üzgün görmüş ve "Arkadaşınla arana mesafe koy, bir süredir onun yüzünden üzgün duruyorsun" demişti. Ailem benim iyiliğimi istiyor, bu tarz şeylere karışmaları beni rahatsız eder ve karşı çıkardım. Fakat kız arkadaşım karşı çıktı mı kendi ailesine? ben neden çıkayım bu durumda? sormak istediğim şu, takınmam gereken doğru tavır bu mu? Gerçekten mesafe koymalı mıyım? Eskiden denemiş fakat 2-3 hafta sonra içim cız edip tekrar tekrar geri iletişim kurmaya çalışmıştım.

3-) Bana yardımcı olabilecek büyü çalışmaları nelerdir? bu denli sevdiğim bir insanı gerçekten auramdan koparmam doğru olur mu? kendisiyle iletişim sıklığını güçlendirip aramızdaki anlayış ve sevgiyi yoğunlaştırmak adına uzun süredir çalışmalar yapıyorum, çalışmalar 40-80 günlük süreler bittiğinde bile bazen anında çalışmıyor; fakat benim durumum buyken çalışır mı ona karşı bile ne hissedeceğimi bilmiyorum. Saf bir istek ve inançla bunları yapsam da boşa kürek çekiyorum gibi. İletişim sıklığını güçlendirmektense, ona karşı hissettiğim bağlılığı yenip yok etmek bana daha mı iyi gelir?

4-) Bu kişi ile Tanrılar sayesinde tanıştığıma inanmıştım, kendimi mi inandırdım bilmiyorum. Belki bu yüzden onu bu kadar benimseyip hayatımda tutmak için uğraştım ama bu bir yanılgı mıdır? dürüst olmaktan çekinmeyin, dost acı da olsa gerçeği söyler ve yüzüme soğuk su gibi çarpacak bir şeye de ihtiyacım var. Yanıt çok farklı olabilir, merak ediyorum.

5-) Kız arkadaşımın Centil olduğuna ve saçma sapan ruhsal sorunlara sahip olmadığına kendimi inandırmıştım. Lakin bu kişinin belki Yahudi, belki de Spiritüel Vampir olma ihtimali var mıdır? Bu konuları bilse ve karşı gözükse bile ne olduğunu bilmiyorum. Auramı temizlediğimde normalde bana yakınlaşması gerekir, çoğu insan bana yakınlaşır ama o bir şekilde etkilenmiyor gibi hissediyorum; ya da ters etkileniyor da olabilir. Acaba auram mı onu benden uzaklaştırmaya itiyor?

6-) Bu ilişki gerçekten bizi, bizi geçtim beni etkileyecek hale mi gelmiş? kurtarmanın bir yolu var mı ve kurtarmaya uğraşmak mantıklı mı? yoksa kendime mi dönmem gerekir, kendime döneceksem; ne yaparak diğer sorunlarımı düzeltebilirim? sağlığımı, kariyerimi, psikolojimi ve belki de yolları ayırmanın vereceği zararı nasıl atlatılabilecek hale getiririm?

Bu konuda analizleriniz, vereceğiniz yanıtlar ve diğer her şey benim için çok anlamlı ve önemli. Özellikle de bazı kardeşlerimin yanıtlarını özellikle istiyorum çünkü bu kişileri forumlarda gördüğüm kadarıyla kendime yakın hissediyorum. Umarım sizleri etiketlememi mazur görürsünüz fakat hem sizden, hem de diğer kardeşlerimden gelecek yanıtlar çok önemli: @Sonne @satou @Agartha @Daemonica @Ref SS @Pammy
İyi günler, SalveSatanas bunları siz sorun olarakmı görüyorsun? Hakikaten bunlara üzülüyormusun, bırak ne hali varsa görsün, eşinmi çocuğunmu annnenmi baban mı, ne güzel dünya sen bütün fedakarlıkları yapacaksın, o seni tınlamayacak olmaz, birisi senin gibi bana değer versin, helede bir SS olsun bu kişi, and olsun sırtımda taşırım, onu yere bastırmam, sen diyorsun ya öyle iyi insan kaldımı, beni kimse böyle sevmedi, bırak anam babam bile beni sevmedi, sizin başınıza gelenler benin başıma da geldi hatta ben nişanlandım evlilik tarihi bile almıştık, kız bana öyle bir darbe vurdu ki, bak önce ateist oldum, sonra hristiyan oldum, şimdi Satanist yemin ederim o kız bana öyle bir tekme attı ki ,o darbelerden sonra ben doğru yolu buldum hamdolsun ŞEYTANA bu senin için sorun, neden çünkü ilkdefa böyle birşeyle karşılaşıyorsun, fazla üstüne gitme kızın, bırak o seni arasın dünya da kızmı yok, amasyanın bardağı biri olmazsa biri daha, insanlara belbağlama Esenlikler
 
Hayat devam ediyor, ondan sonra ben evlendim col çocuğa karıştım, dünya o kızın etrafında dönmüyorya, gün gelir bu günlere gülersin, ben gülüyorum
 
Esenlikler kardeşlerim, ben 2 yılı biraz geçkin süredir adanmış ve düzenli meditasyonlarımı yapan bir Satanistim. Gerçekten zor durumda kalmadığım sürece forumları kullanmayı uygun görmedim, fakat tüm bu süreç boyunca takip ettim ve tavsiyelerinizi dinleyip hayatımın iplerini ellerime aldım en azından bir süreliğine. Fakat yaşadığım bazı şeyler beni zayıflattı, sizler Satanist kardeşleriniz için en iyi şeyi isteyecek güvendiğim tek insanlarsınız ve bu yüzden size duygularımı açıp takınmam gereken tavrı ve yapmam gereken şeyleri bir ağabey edasıyla söylemeniz tavsiye vermenizi rica ediyorum. Biraz uzun olabilir, o yüzden elimden geldiğince yer yer yapay zekadan yardım alıp kısa tutmaya çalışacağım. Zamanınız varsa lütfen yardım edin.

Satanist olduğum süreç ve sonrasında yaşanan kariyer, ilişki gibi şeyler üst üste bindi ve olmaması gereken şekilde hepsi gözümde bir oldu. Hepsi birbiriyle bağlantılı gibiydi. Yalnızlık korkumdan ötürü kendi ruh eşimi isteyip uzun süreler Babamıza dualar ettim, bir süre sonra ruh eşim olduğuna inandığım kız arkadaşımla tanıştım. SS olmaya çok müsait bir insan olsa da Müslümandı ve halen Müslüman, fakat Tengricilik ve Nors İnançları gibi kavramları kafasına sokarak şüphe tohumu ektiğimi düşünüyorum. Onunla birlikte benzer kariyer planımızdan ötürü daha yakınlaşıp çalıştık. Bu süreçte de meditasyonlarımı asla eksik etmediğim için her şey bir arada yaşandı.

Gerçekten çok sevdiğim bir insan bu kız ve ilk başta kardeş gibi görüyordum, onun için sorumluluk alıp çok fazla fedakarlık yapmam gerekti. Yer yer bana zararlı olduğunu hissettiğim insanları hayatımdan kesip kopardım, geleceğimiz birlikte olsun diye olması gerektiğinden fazla zaman ayırdım çalışmaya ve bununla birlikte edindiğim stres+yorgunluk fiziksel açıdan bana zarar verdi; halen veriyor ve bir şeyler değişmezse zarar görmeye devam edeceğim.

Bu kişiyi gerçekten seviyorum, yaşımı vermem forum kurallarına aykırı diye hatırlıyorum; lakin yuvarlak hesap yapıp tam yaşımı da vermeden söyleyebilirim ki 20 yıl kadar bir süredir ilişki meselelerine hep mesafeli davranmış ve gerçekten seveceğim birisini aramış; gönül eğlendirmek istemeyen birisiydim. Bu kişi bana sorumluluk duygusunu, sevgi duymayı ve benimsemeyi öğretti diyebilirim. Yaşadığımız bazı şeyler gerçekten zordu, insanların bize attığı iftiraya varan söylemlerden tutun peşimize takılan sapık ruhlu kişilere kadar. Bu zorlukları onunla geçmek bir lütuf gibi hissettiriyordu ve yaptığım fedakarlıklardan rahatsız olmuyordum.

Sonra üniversite meseleleri araya girdi, ben kendimi sınamak için farklı üniversiteleri denedim; o ise ikimizin de gerçekten istediği asıl üniversiteyi denedi sadece. Ben gerçekten iyi bir üniversite kazandım, lakin ikimiz de o istediğimiz yeri kazanamadık. Ben de üniversitemi bir yıl kadar dondursam, bu süreçte hem kafamı dinlerim hem de süreç sonunda kız arkadaşımla aynı üniversitede okuyor oluruz diye düşünüp bunu harekete geçirdim. Şu anda ise yaptığım bir şey yok, çalışacağım bir hedef, bir motivasyon vesaire; hiç bir şey kalmadı ki artık ikimiz de istediğimiz o üniversiteyi istemiyoruz gibi.

Şimdi her şey sorunsuz gözükebilir fakat bir şeyler yanlış geliyor artık. Örnek olarak, bu yazdan beri kendisiyle sık bir iletişimimiz olmadı. Bu konuda rahatsız olmuştum ve rahatsızlığımı dile getirince onun böyle bir kişiliğe sahip olduğunu, yazın gelmesiyle ailesiyle daha sık vakit geçirip yıl boyu edindiği yorgunluğu bu şekilde atmayı tercih ettiğini söyledi. Çok sık olmasa da dönem dönem buluşuyor, mesajlaşıp araşıyorduk. Fakat üniversite sınavları sırasında ailesiyle karşılaşmıştım, beni seviyor gibilerdi; çünkü kızlarını ne denli benimsediğimi ve nasıl bir kişiliğim olduğunu az çok biliyorlardı diye düşünüyordum. Yanılmışım. Beni hiç sevmiyorlarmış, hatta arkadaşıma "Onunla arana mesafe koy, seni rahatsız ediyor olabilir, seni kötü etkileyebilir" gibi şeyler söylemişler.

Kız arkadaşım beni hayatından çıkarmadı, fakat ailesine de karşı çıkıp beni savunmadı. Bunun sonucunda ikimizin de tonla boş zamanı olmasına karşın görüşme aralığımız çok genişledi, her konuşmamız tartışmaya evrilir oldu. Geçmiş zamanlarda beni çok iyi etkiliyordu, ben de onu iyi etkilediğimi düşünüyorum; fakat artık birbirimize negatif duygular yüklüyor gibiyiz. Ben ona karşı halen daha fedakarlık yapıp iletişim sıklığını tutmaya, onunla samimiyetimi ve ilişkimi korumaya çalışırken o bu yükü taşımıyor, tamamını bana yüklemiş gibi hissediyorum. Bu başlı başına bir sorun fakat yaşadığım kariyer ve sağlıkla ilgili şeyler de işin içine girince kafam daha da bulanıyor. Ona aynı üniversitede okumamızın ailesine ne izlenim bırakacağını sorduğumda olumsuz olacağı yanıtını verdi, bu durumda ben neden daha fazla emek vereyim? onun da bunun için bir şey yapmadığını, ailesine karşı beni savunmadığını hatırlatmak isterim.

Bu hayal kırıklığını daha da derinleştiren ve kırgınlık+kıskançlık gibi duygular yaşamamı sağlayan bir diğer şey ise kız arkadaşımın çevrimiçi oyunlarda tanıştığı, tanımadığı insanlarla ve adamlarla gece geç saatlerde bile oyun oynayıp zaman geçirmesi. Bu konuya dair düşüncelerimi paylaştığımda bana olumsuz cevap verdi, kendisi için bunca emek harcadığım bir insanın benimle zaman geçirmekten ailesi yüzünden kaçınıp tanımadığı ve ne olduğu belirsiz kişilerle zaman geçirmesi beni gerçekten üzdü. Bunu da söyledim, "Sen benim tanıdığım en sevdiğim insansın fakat ailem seninle böyle zaman geçirmemi istemiyor; açıklama yapmak zorunda kalıyorum, ailemin odası ile benim odam yan yana ve sesimiz gidiyor ister istemez" diye yanıt verdi. Ben de tanımadığın insanların sesi gitmiyor mu dediğimde geçiştirmek için bir yanıt verip konuyu kapatmamı istedi.

Arkadaşlığı devam ettiren taraf da benim, dediğim gibi iletişim kurma konusunda ilk adımı atan taraf o değil; fakat en iyi dostu olduğumu söylemesine rağmen benim için ekstra bir efor sarf edip yer yer ödün vermiyor. Fedakarlığı genelde karşılıksız yaptığımızı söyleriz ama insan içgüdüsel de olsa bunun karşılığını, en azından arkadaşlığın gerektireceği bazı fedakarlıkları görmek istiyor. Lakin benim durumumda iletişimi başlatan taraf ben oluyorum, eğer benim yoğun zamanıma denk gelirse bazen 1-2 hafta iletişim kurmadığımız bile oluyor. Hal böyle olunca uzaklaşıp aramıza mesafe girdiğini hissetmekten kendimi alıkoyamıyorum.

Bir insan arkadaşlığı neden devam ettirir? hadi dürüst olalım, iyi bir dostluk karşılıklı fedakarlık gerektirmez mi? Damon ve Pythias'ın hikayesini anımsayın, burada sadece Damon fedakarlık yapan taraf olsa böyle destansı bir hikaye ortaya çıkar mıydı? elbette çıkmazdı. Benim durumumda da fedakarlığı yapa taraf benim, iyi bir arkadaşlığın tüm yükü benim sırtımdayken kimi zaman tökezlediğim ve yanlış adımlar attığımın bilincindeyim fakat uzun vadede bu benim sorunum değil ki. Bir dönem gerçekten insanların iyi olabileceğine inanıp onlara ufak tefek iyilikler ve fedakarlıklar yapmanın iyi olabileceğini düşünmüş, fakat yanıldığımı anlamıştım. Bu kız arkadaşım ise ilk tanıştığımız ve yakınlaştığımız dönemde gerçekten değer bilen bir insan gibiydi, fakat içine düştüğüm durumun hali içler acısı hale geldi.

Bu konuyu düzeltmek için de adımlar attım, ona şikayetimi söyleyince kendini düzelteceğini söyledi ama yapmadı. İşin içine biraz ruhaniyet katıp iletişimi koruma maksadıyla çalışmalar yaptım, kötü etkenlerden korunmamız için özel büyüler hazırladım ve ruhaniyete daha sıkı bağlandım. Onun sayesinde ruhaniyete bağlanmam sonucunda onu bir tür aracı olarak görüp fazladan sevsem de, tekrar yazdığımda onun bana verdiği rahatsızlığı düzeltmek için ruhaniyete gömüldüğümü görüyorum. Kendisi aksi şeyler söylese dahi düşünceleri eylemlerini tutmuyor, bu yüzden kendimi değersiz, ihmal edilmiş ve hor görülüp küçümsenmiş hissediyorum. Kariyer konusunda aldığım karar, yaşadığım başarısızlık, yaptığım çeşitli fedakarlıklar ve sağlığım konusunda gün geçtikçe daha kötü olmamla birlikte kendime olan saygım da yavaş yavaş çözünüp gidiyor gibiydi ki artık bunları dürüst bir şekilde kendime itiraf ederek bir dur dediğimi hissediyorum.

Bizim birbirimizden başka pek arkadaşımız kalmamıştı ki bu nedenden ötürü ayrı bir bağlılık hissediyordum kendisine, fakat o sanal ortamlarda tanıştığı insanlarla zaman geçirmeyi bana yeğledi. Fedakarlıklarımı ve yer yer kendisi için yaptığım endişeleri küçümsedi gibi hissettirdi. Bunların ailesiyle ilgili olduğunu söyledi. Şimdi siz bu anlattıklarımdan dolayı karşı tarafın kişiliğini tam bilemeseniz de, gerçekten size değer verdiğini bildiğiniz bir insan için ailenize karşı çıkmaz mıydınız? Elbette elinizden geleni yapardınız, o da bir şeyler yaptı ve beni hayatında tuttu ama kendini konfor alanından çıkarmadı asla.

Bu konu bana adeta saplandı ve acı verip duruyor. Bakın gerçekten ilişkimi kaybetmek istemiyorum, onu çok seviyorum ama karşılığını göremediğim bir şey beni yorup tüketirken buna devam etmek beni enayi değil de ne yapar? İçim acıyor bunları yazarken, yaşadığım bu bağın derinliğini birini gerçekten sevmiş kardeşlerim anlayacaktır; sevdiğim birisi hakkında bunları yazmak ve kötü düşüncelere kapılmak bile beni rahatsız ediyor ama başka ne yapabilirim? başka ne türlü düşünebilirim ki artık?

Bu konuda bazı sorularım var.

1-) Bu düşüncelerim, düşüncelerimin aldığı yol doğru mu? kendi kendimi kin ve garezle doldurmuşum gibi geliyor kimi zaman fakat aylardır zarar gördüğümü hissettiğim için acı bir haklılık payı hissediyorum kendimde.

2-) Ailem beni üzgün görmüş ve "Arkadaşınla arana mesafe koy, bir süredir onun yüzünden üzgün duruyorsun" demişti. Ailem benim iyiliğimi istiyor, bu tarz şeylere karışmaları beni rahatsız eder ve karşı çıkardım. Fakat kız arkadaşım karşı çıktı mı kendi ailesine? ben neden çıkayım bu durumda? sormak istediğim şu, takınmam gereken doğru tavır bu mu? Gerçekten mesafe koymalı mıyım? Eskiden denemiş fakat 2-3 hafta sonra içim cız edip tekrar tekrar geri iletişim kurmaya çalışmıştım.

3-) Bana yardımcı olabilecek büyü çalışmaları nelerdir? bu denli sevdiğim bir insanı gerçekten auramdan koparmam doğru olur mu? kendisiyle iletişim sıklığını güçlendirip aramızdaki anlayış ve sevgiyi yoğunlaştırmak adına uzun süredir çalışmalar yapıyorum, çalışmalar 40-80 günlük süreler bittiğinde bile bazen anında çalışmıyor; fakat benim durumum buyken çalışır mı ona karşı bile ne hissedeceğimi bilmiyorum. Saf bir istek ve inançla bunları yapsam da boşa kürek çekiyorum gibi. İletişim sıklığını güçlendirmektense, ona karşı hissettiğim bağlılığı yenip yok etmek bana daha mı iyi gelir?

4-) Bu kişi ile Tanrılar sayesinde tanıştığıma inanmıştım, kendimi mi inandırdım bilmiyorum. Belki bu yüzden onu bu kadar benimseyip hayatımda tutmak için uğraştım ama bu bir yanılgı mıdır? dürüst olmaktan çekinmeyin, dost acı da olsa gerçeği söyler ve yüzüme soğuk su gibi çarpacak bir şeye de ihtiyacım var. Yanıt çok farklı olabilir, merak ediyorum.

5-) Kız arkadaşımın Centil olduğuna ve saçma sapan ruhsal sorunlara sahip olmadığına kendimi inandırmıştım. Lakin bu kişinin belki Yahudi, belki de Spiritüel Vampir olma ihtimali var mıdır? Bu konuları bilse ve karşı gözükse bile ne olduğunu bilmiyorum. Auramı temizlediğimde normalde bana yakınlaşması gerekir, çoğu insan bana yakınlaşır ama o bir şekilde etkilenmiyor gibi hissediyorum; ya da ters etkileniyor da olabilir. Acaba auram mı onu benden uzaklaştırmaya itiyor?

6-) Bu ilişki gerçekten bizi, bizi geçtim beni etkileyecek hale mi gelmiş? kurtarmanın bir yolu var mı ve kurtarmaya uğraşmak mantıklı mı? yoksa kendime mi dönmem gerekir, kendime döneceksem; ne yaparak diğer sorunlarımı düzeltebilirim? sağlığımı, kariyerimi, psikolojimi ve belki de yolları ayırmanın vereceği zararı nasıl atlatılabilecek hale getiririm?

Bu konuda analizleriniz, vereceğiniz yanıtlar ve diğer her şey benim için çok anlamlı ve önemli. Özellikle de bazı kardeşlerimin yanıtlarını özellikle istiyorum çünkü bu kişileri forumlarda gördüğüm kadarıyla kendime yakın hissediyorum. Umarım sizleri etiketlememi mazur görürsünüz fakat hem sizden, hem de diğer kardeşlerimden gelecek yanıtlar çok önemli: @Sonne @satou @Agartha @Daemonica @Ref SS @Pammy
Yaşadığınız durum maalesef sağlıksız bir ilişki. Bir İnsan başka bir İnsanı gerçekten sevdiği ve önemsediği zaman bunu hissettirir. "Seviyor ama belli etmiyor"... Hayır, Sadece sevmiyor. "Önemsiyor ama görmezden geliyor"... Hayır, önemsemiyor. Bir İnsanı potansiyel ihtimaller üzerine sevemezsiniz. Bir İnsanı sadece yaptığı ve ortaya koyduğu şeyler üzerinden yargılayabilirsiniz ve sağlıklı olan budur.

Bu kişi sizi aynı sizin onu önemsediğiniz gibi önemseseydi bunu çok rahat bir şekilde hissedebilirsiniz. Gerçekten seven biri tarafından sevildiğinizde bunu hissetmeniz gerekiyor.

Burada açıkça gözüküyor ki bu kişi sizin çabalarınıza değmeyecek bir İnsan. Sizin yaptığınız fedakarlıkları yapamayacak bir İnsan. Ailesinin sizle olan ilişkisinden rahatsız olması da İlişkinizin devamı boyunca karşı tarafa ve sizin duygularınıza zarar verecektir.

Eğer kendiniz ve karşı taraf için doğru bir karar vermek istiyorsanız şahsi görüşümce bu kişi ile fiziksel ve ruhsal olarak tüm bağlarınızı ve bağlantılarınızı kopartın. Kendi hayatınıza bakın ve kendiniz için en mükemmel partneri (Ruh eşinizi) hayatınıza çekmek için bir Venüs karesine başlayın. En erken 3 Ocakta Venüs Karesine başlayabilirsiniz.

Bu tarz bir ilişkiyi bitirmek oldukça zor bunun farkındayım. Bizzat takıntılı bir ilişkiyi bitirmek zorunda kalmış biri olarak sizi anlıyorum. Yine de siz, benim geçmişteki takıntılı dönemlerimden çok daha aklıbaşında ve olgun bir İnsan izlenimi veriyorsunuz. Bu sebeple doğru olanı benim aksime daha hızlı görebileceğinize ve daha hızlı aksiyon alabileceğinize inanıyorum.

Bazen gitmelerine izin vermek en doğrusudur.
 
İyi günler, SalveSatanas bunları siz sorun olarakmı görüyorsun? Hakikaten bunlara üzülüyormusun, bırak ne hali varsa görsün, eşinmi çocuğunmu annnenmi baban mı, ne güzel dünya sen bütün fedakarlıkları yapacaksın, o seni tınlamayacak olmaz, birisi senin gibi bana değer versin, helede bir SS olsun bu kişi, and olsun sırtımda taşırım, onu yere bastırmam, sen diyorsun ya öyle iyi insan kaldımı, beni kimse böyle sevmedi, bırak anam babam bile beni sevmedi, sizin başınıza gelenler benin başıma da geldi hatta ben nişanlandım evlilik tarihi bile almıştık, kız bana öyle bir darbe vurdu ki, bak önce ateist oldum, sonra hristiyan oldum, şimdi Satanist yemin ederim o kız bana öyle bir tekme attı ki ,o darbelerden sonra ben doğru yolu buldum hamdolsun ŞEYTANA bu senin için sorun, neden çünkü ilkdefa böyle birşeyle karşılaşıyorsun, fazla üstüne gitme kızın, bırak o seni arasın dünya da kızmı yok, amasyanın bardağı biri olmazsa biri daha, insanlara belbağlama Esenlikler
Evet sorun olarak görüyorum, benim bu konularda deneyimim olmadı. Mesela ilişkimin boyutunu bile bilmiyorum, iyi bir arkadaşım olmadığı için bu his iyi bir arkadaşa duyulan hisler mi yoksa romantik bir partnere görülen hisler mi kafam karışıyor. Kendimi sorgulamak bile günlük hale geldi, zorlayıcı bir durum gerçekten. Olgun tavır alıp, eğer zararlıysa bunu bitirmek gibi bana acı gelen bir düşünceyi benimsemek zorunda kalmak aşırı kötü hissettirse de sizden yardım istemek en doğru hamle gibi geliyor.

Yaşadığınız durum maalesef sağlıksız bir ilişki. Bir İnsan başka bir İnsanı gerçekten sevdiği ve önemsediği zaman bunu hissettirir. "Seviyor ama belli etmiyor"... Hayır, Sadece sevmiyor. "Önemsiyor ama görmezden geliyor"... Hayır, önemsemiyor. Bir İnsanı potansiyel ihtimaller üzerine sevemezsiniz. Bir İnsanı sadece yaptığı ve ortaya koyduğu şeyler üzerinden yargılayabilirsiniz ve sağlıklı olan budur.

Bu kişi sizi aynı sizin onu önemsediğiniz gibi önemseseydi bunu çok rahat bir şekilde hissedebilirsiniz. Gerçekten seven biri tarafından sevildiğinizde bunu hissetmeniz gerekiyor.

Burada açıkça gözüküyor ki bu kişi sizin çabalarınıza değmeyecek bir İnsan. Sizin yaptığınız fedakarlıkları yapamayacak bir İnsan. Ailesinin sizle olan ilişkisinden rahatsız olması da İlişkinizin devamı boyunca karşı tarafa ve sizin duygularınıza zarar verecektir.

Eğer kendiniz ve karşı taraf için doğru bir karar vermek istiyorsanız şahsi görüşümce bu kişi ile fiziksel ve ruhsal olarak tüm bağlarınızı ve bağlantılarınızı kopartın. Kendi hayatınıza bakın ve kendiniz için en mükemmel partneri (Ruh eşinizi) hayatınıza çekmek için bir Venüs karesine başlayın. En erken 3 Ocakta Venüs Karesine başlayabilirsiniz.

Bu tarz bir ilişkiyi bitirmek oldukça zor bunun farkındayım. Bizzat takıntılı bir ilişkiyi bitirmek zorunda kalmış biri olarak sizi anlıyorum. Yine de siz, benim geçmişteki takıntılı dönemlerimden çok daha aklıbaşında ve olgun bir İnsan izlenimi veriyorsunuz. Bu sebeple doğru olanı benim aksime daha hızlı görebileceğinize ve daha hızlı aksiyon alabileceğinize inanıyorum.

Bazen gitmelerine izin vermek en doğrusudur.
Bunları düşünmek kalbime acı saplanmasına sebep oluyor. İster istemez halen daha onu savunmak istiyorum. Bana değer verdiğini, beni çok sevdiğini söylediğini hatırlatıyorum kendime. Eğer zamanımız varsa ve ben adım attıysam, 3-4 saat bile konuşabiliyoruz ve benim söylediklerime saygı duyup değer veriyor demek istiyorum. Aklı başında olan insan ben miyim bilmiyorum, yaşadığım şeyler üst üste bindi ve aylardır olan durumu kendime itiraf ettim sadece. O kişiye en derin hislerimi, duygularımı açıyorum; bunu yapınca normalde daha yakın olmamız gerekir gibi hissediyorum ama olmuyor. Bıktım gerçekten, ona son bir kez bunları; aynen buraya yazdığım gibi açıklayıp son bir şans mı vermeliyim, habersiz şekilde kopmalı mıyım bilmiyorum.
 
Esenlikler kardeşlerim, ben 2 yılı biraz geçkin süredir adanmış ve düzenli meditasyonlarımı yapan bir Satanistim. Gerçekten zor durumda kalmadığım sürece forumları kullanmayı uygun görmedim, fakat tüm bu süreç boyunca takip ettim ve tavsiyelerinizi dinleyip hayatımın iplerini ellerime aldım en azından bir süreliğine. Fakat yaşadığım bazı şeyler beni zayıflattı, sizler Satanist kardeşleriniz için en iyi şeyi isteyecek güvendiğim tek insanlarsınız ve bu yüzden size duygularımı açıp takınmam gereken tavrı ve yapmam gereken şeyleri bir ağabey edasıyla söylemeniz tavsiye vermenizi rica ediyorum. Biraz uzun olabilir, o yüzden elimden geldiğince yer yer yapay zekadan yardım alıp kısa tutmaya çalışacağım. Zamanınız varsa lütfen yardım edin.

Satanist olduğum süreç ve sonrasında yaşanan kariyer, ilişki gibi şeyler üst üste bindi ve olmaması gereken şekilde hepsi gözümde bir oldu. Hepsi birbiriyle bağlantılı gibiydi. Yalnızlık korkumdan ötürü kendi ruh eşimi isteyip uzun süreler Babamıza dualar ettim, bir süre sonra ruh eşim olduğuna inandığım kız arkadaşımla tanıştım. SS olmaya çok müsait bir insan olsa da Müslümandı ve halen Müslüman, fakat Tengricilik ve Nors İnançları gibi kavramları kafasına sokarak şüphe tohumu ektiğimi düşünüyorum. Onunla birlikte benzer kariyer planımızdan ötürü daha yakınlaşıp çalıştık. Bu süreçte de meditasyonlarımı asla eksik etmediğim için her şey bir arada yaşandı.

Gerçekten çok sevdiğim bir insan bu kız ve ilk başta kardeş gibi görüyordum, onun için sorumluluk alıp çok fazla fedakarlık yapmam gerekti. Yer yer bana zararlı olduğunu hissettiğim insanları hayatımdan kesip kopardım, geleceğimiz birlikte olsun diye olması gerektiğinden fazla zaman ayırdım çalışmaya ve bununla birlikte edindiğim stres+yorgunluk fiziksel açıdan bana zarar verdi; halen veriyor ve bir şeyler değişmezse zarar görmeye devam edeceğim.

Bu kişiyi gerçekten seviyorum, yaşımı vermem forum kurallarına aykırı diye hatırlıyorum; lakin yuvarlak hesap yapıp tam yaşımı da vermeden söyleyebilirim ki 20 yıl kadar bir süredir ilişki meselelerine hep mesafeli davranmış ve gerçekten seveceğim birisini aramış; gönül eğlendirmek istemeyen birisiydim. Bu kişi bana sorumluluk duygusunu, sevgi duymayı ve benimsemeyi öğretti diyebilirim. Yaşadığımız bazı şeyler gerçekten zordu, insanların bize attığı iftiraya varan söylemlerden tutun peşimize takılan sapık ruhlu kişilere kadar. Bu zorlukları onunla geçmek bir lütuf gibi hissettiriyordu ve yaptığım fedakarlıklardan rahatsız olmuyordum.

Sonra üniversite meseleleri araya girdi, ben kendimi sınamak için farklı üniversiteleri denedim; o ise ikimizin de gerçekten istediği asıl üniversiteyi denedi sadece. Ben gerçekten iyi bir üniversite kazandım, lakin ikimiz de o istediğimiz yeri kazanamadık. Ben de üniversitemi bir yıl kadar dondursam, bu süreçte hem kafamı dinlerim hem de süreç sonunda kız arkadaşımla aynı üniversitede okuyor oluruz diye düşünüp bunu harekete geçirdim. Şu anda ise yaptığım bir şey yok, çalışacağım bir hedef, bir motivasyon vesaire; hiç bir şey kalmadı ki artık ikimiz de istediğimiz o üniversiteyi istemiyoruz gibi.

Şimdi her şey sorunsuz gözükebilir fakat bir şeyler yanlış geliyor artık. Örnek olarak, bu yazdan beri kendisiyle sık bir iletişimimiz olmadı. Bu konuda rahatsız olmuştum ve rahatsızlığımı dile getirince onun böyle bir kişiliğe sahip olduğunu, yazın gelmesiyle ailesiyle daha sık vakit geçirip yıl boyu edindiği yorgunluğu bu şekilde atmayı tercih ettiğini söyledi. Çok sık olmasa da dönem dönem buluşuyor, mesajlaşıp araşıyorduk. Fakat üniversite sınavları sırasında ailesiyle karşılaşmıştım, beni seviyor gibilerdi; çünkü kızlarını ne denli benimsediğimi ve nasıl bir kişiliğim olduğunu az çok biliyorlardı diye düşünüyordum. Yanılmışım. Beni hiç sevmiyorlarmış, hatta arkadaşıma "Onunla arana mesafe koy, seni rahatsız ediyor olabilir, seni kötü etkileyebilir" gibi şeyler söylemişler.

Kız arkadaşım beni hayatından çıkarmadı, fakat ailesine de karşı çıkıp beni savunmadı. Bunun sonucunda ikimizin de tonla boş zamanı olmasına karşın görüşme aralığımız çok genişledi, her konuşmamız tartışmaya evrilir oldu. Geçmiş zamanlarda beni çok iyi etkiliyordu, ben de onu iyi etkilediğimi düşünüyorum; fakat artık birbirimize negatif duygular yüklüyor gibiyiz. Ben ona karşı halen daha fedakarlık yapıp iletişim sıklığını tutmaya, onunla samimiyetimi ve ilişkimi korumaya çalışırken o bu yükü taşımıyor, tamamını bana yüklemiş gibi hissediyorum. Bu başlı başına bir sorun fakat yaşadığım kariyer ve sağlıkla ilgili şeyler de işin içine girince kafam daha da bulanıyor. Ona aynı üniversitede okumamızın ailesine ne izlenim bırakacağını sorduğumda olumsuz olacağı yanıtını verdi, bu durumda ben neden daha fazla emek vereyim? onun da bunun için bir şey yapmadığını, ailesine karşı beni savunmadığını hatırlatmak isterim.

Bu hayal kırıklığını daha da derinleştiren ve kırgınlık+kıskançlık gibi duygular yaşamamı sağlayan bir diğer şey ise kız arkadaşımın çevrimiçi oyunlarda tanıştığı, tanımadığı insanlarla ve adamlarla gece geç saatlerde bile oyun oynayıp zaman geçirmesi. Bu konuya dair düşüncelerimi paylaştığımda bana olumsuz cevap verdi, kendisi için bunca emek harcadığım bir insanın benimle zaman geçirmekten ailesi yüzünden kaçınıp tanımadığı ve ne olduğu belirsiz kişilerle zaman geçirmesi beni gerçekten üzdü. Bunu da söyledim, "Sen benim tanıdığım en sevdiğim insansın fakat ailem seninle böyle zaman geçirmemi istemiyor; açıklama yapmak zorunda kalıyorum, ailemin odası ile benim odam yan yana ve sesimiz gidiyor ister istemez" diye yanıt verdi. Ben de tanımadığın insanların sesi gitmiyor mu dediğimde geçiştirmek için bir yanıt verip konuyu kapatmamı istedi.

Arkadaşlığı devam ettiren taraf da benim, dediğim gibi iletişim kurma konusunda ilk adımı atan taraf o değil; fakat en iyi dostu olduğumu söylemesine rağmen benim için ekstra bir efor sarf edip yer yer ödün vermiyor. Fedakarlığı genelde karşılıksız yaptığımızı söyleriz ama insan içgüdüsel de olsa bunun karşılığını, en azından arkadaşlığın gerektireceği bazı fedakarlıkları görmek istiyor. Lakin benim durumumda iletişimi başlatan taraf ben oluyorum, eğer benim yoğun zamanıma denk gelirse bazen 1-2 hafta iletişim kurmadığımız bile oluyor. Hal böyle olunca uzaklaşıp aramıza mesafe girdiğini hissetmekten kendimi alıkoyamıyorum.

Bir insan arkadaşlığı neden devam ettirir? hadi dürüst olalım, iyi bir dostluk karşılıklı fedakarlık gerektirmez mi? Damon ve Pythias'ın hikayesini anımsayın, burada sadece Damon fedakarlık yapan taraf olsa böyle destansı bir hikaye ortaya çıkar mıydı? elbette çıkmazdı. Benim durumumda da fedakarlığı yapa taraf benim, iyi bir arkadaşlığın tüm yükü benim sırtımdayken kimi zaman tökezlediğim ve yanlış adımlar attığımın bilincindeyim fakat uzun vadede bu benim sorunum değil ki. Bir dönem gerçekten insanların iyi olabileceğine inanıp onlara ufak tefek iyilikler ve fedakarlıklar yapmanın iyi olabileceğini düşünmüş, fakat yanıldığımı anlamıştım. Bu kız arkadaşım ise ilk tanıştığımız ve yakınlaştığımız dönemde gerçekten değer bilen bir insan gibiydi, fakat içine düştüğüm durumun hali içler acısı hale geldi.

Bu konuyu düzeltmek için de adımlar attım, ona şikayetimi söyleyince kendini düzelteceğini söyledi ama yapmadı. İşin içine biraz ruhaniyet katıp iletişimi koruma maksadıyla çalışmalar yaptım, kötü etkenlerden korunmamız için özel büyüler hazırladım ve ruhaniyete daha sıkı bağlandım. Onun sayesinde ruhaniyete bağlanmam sonucunda onu bir tür aracı olarak görüp fazladan sevsem de, tekrar yazdığımda onun bana verdiği rahatsızlığı düzeltmek için ruhaniyete gömüldüğümü görüyorum. Kendisi aksi şeyler söylese dahi düşünceleri eylemlerini tutmuyor, bu yüzden kendimi değersiz, ihmal edilmiş ve hor görülüp küçümsenmiş hissediyorum. Kariyer konusunda aldığım karar, yaşadığım başarısızlık, yaptığım çeşitli fedakarlıklar ve sağlığım konusunda gün geçtikçe daha kötü olmamla birlikte kendime olan saygım da yavaş yavaş çözünüp gidiyor gibiydi ki artık bunları dürüst bir şekilde kendime itiraf ederek bir dur dediğimi hissediyorum.

Bizim birbirimizden başka pek arkadaşımız kalmamıştı ki bu nedenden ötürü ayrı bir bağlılık hissediyordum kendisine, fakat o sanal ortamlarda tanıştığı insanlarla zaman geçirmeyi bana yeğledi. Fedakarlıklarımı ve yer yer kendisi için yaptığım endişeleri küçümsedi gibi hissettirdi. Bunların ailesiyle ilgili olduğunu söyledi. Şimdi siz bu anlattıklarımdan dolayı karşı tarafın kişiliğini tam bilemeseniz de, gerçekten size değer verdiğini bildiğiniz bir insan için ailenize karşı çıkmaz mıydınız? Elbette elinizden geleni yapardınız, o da bir şeyler yaptı ve beni hayatında tuttu ama kendini konfor alanından çıkarmadı asla.

Bu konu bana adeta saplandı ve acı verip duruyor. Bakın gerçekten ilişkimi kaybetmek istemiyorum, onu çok seviyorum ama karşılığını göremediğim bir şey beni yorup tüketirken buna devam etmek beni enayi değil de ne yapar? İçim acıyor bunları yazarken, yaşadığım bu bağın derinliğini birini gerçekten sevmiş kardeşlerim anlayacaktır; sevdiğim birisi hakkında bunları yazmak ve kötü düşüncelere kapılmak bile beni rahatsız ediyor ama başka ne yapabilirim? başka ne türlü düşünebilirim ki artık?

Bu konuda bazı sorularım var.

1-) Bu düşüncelerim, düşüncelerimin aldığı yol doğru mu? kendi kendimi kin ve garezle doldurmuşum gibi geliyor kimi zaman fakat aylardır zarar gördüğümü hissettiğim için acı bir haklılık payı hissediyorum kendimde.

2-) Ailem beni üzgün görmüş ve "Arkadaşınla arana mesafe koy, bir süredir onun yüzünden üzgün duruyorsun" demişti. Ailem benim iyiliğimi istiyor, bu tarz şeylere karışmaları beni rahatsız eder ve karşı çıkardım. Fakat kız arkadaşım karşı çıktı mı kendi ailesine? ben neden çıkayım bu durumda? sormak istediğim şu, takınmam gereken doğru tavır bu mu? Gerçekten mesafe koymalı mıyım? Eskiden denemiş fakat 2-3 hafta sonra içim cız edip tekrar tekrar geri iletişim kurmaya çalışmıştım.

3-) Bana yardımcı olabilecek büyü çalışmaları nelerdir? bu denli sevdiğim bir insanı gerçekten auramdan koparmam doğru olur mu? kendisiyle iletişim sıklığını güçlendirip aramızdaki anlayış ve sevgiyi yoğunlaştırmak adına uzun süredir çalışmalar yapıyorum, çalışmalar 40-80 günlük süreler bittiğinde bile bazen anında çalışmıyor; fakat benim durumum buyken çalışır mı ona karşı bile ne hissedeceğimi bilmiyorum. Saf bir istek ve inançla bunları yapsam da boşa kürek çekiyorum gibi. İletişim sıklığını güçlendirmektense, ona karşı hissettiğim bağlılığı yenip yok etmek bana daha mı iyi gelir?

4-) Bu kişi ile Tanrılar sayesinde tanıştığıma inanmıştım, kendimi mi inandırdım bilmiyorum. Belki bu yüzden onu bu kadar benimseyip hayatımda tutmak için uğraştım ama bu bir yanılgı mıdır? dürüst olmaktan çekinmeyin, dost acı da olsa gerçeği söyler ve yüzüme soğuk su gibi çarpacak bir şeye de ihtiyacım var. Yanıt çok farklı olabilir, merak ediyorum.

5-) Kız arkadaşımın Centil olduğuna ve saçma sapan ruhsal sorunlara sahip olmadığına kendimi inandırmıştım. Lakin bu kişinin belki Yahudi, belki de Spiritüel Vampir olma ihtimali var mıdır? Bu konuları bilse ve karşı gözükse bile ne olduğunu bilmiyorum. Auramı temizlediğimde normalde bana yakınlaşması gerekir, çoğu insan bana yakınlaşır ama o bir şekilde etkilenmiyor gibi hissediyorum; ya da ters etkileniyor da olabilir. Acaba auram mı onu benden uzaklaştırmaya itiyor?

6-) Bu ilişki gerçekten bizi, bizi geçtim beni etkileyecek hale mi gelmiş? kurtarmanın bir yolu var mı ve kurtarmaya uğraşmak mantıklı mı? yoksa kendime mi dönmem gerekir, kendime döneceksem; ne yaparak diğer sorunlarımı düzeltebilirim? sağlığımı, kariyerimi, psikolojimi ve belki de yolları ayırmanın vereceği zararı nasıl atlatılabilecek hale getiririm?

Bu konuda analizleriniz, vereceğiniz yanıtlar ve diğer her şey benim için çok anlamlı ve önemli. Özellikle de bazı kardeşlerimin yanıtlarını özellikle istiyorum çünkü bu kişileri forumlarda gördüğüm kadarıyla kendime yakın hissediyorum. Umarım sizleri etiketlememi mazur görürsünüz fakat hem sizden, hem de diğer kardeşlerimden gelecek yanıtlar çok önemli: @Sonne @satou @Agartha @Daemonica @Ref SS @Pammy
Hislerinizi anlıyorum, hatta muhtemelen onu ruh eşiniz olarak gördüğünüzden ötürü "Bu kişiyi hayatımda tutmak için verdiğim mücadele bana hayat deneyimi kazandırıyor" gibi bir düşünceniz var. Bazen de "Bu kişiyi hayatımdan çıkarınca edineceğim tecrübe bana fayda sağlayacak" düşüncesine kapılıyorsunuzdur. İyi bir durum değil, farkındayım; bu durumda en iyisini de siz bilir ve uygularsınız. Bu konuyu ona açın, hisleriniz konusunda asla çekingen davranmayın ve alacağınız tepki gözünüzü korkutmasın. "Durum bu, verdiğim emek bana yapılmadığı için yoruluyorum ve tükenmiş hissediyorum. Son bir şans vermek istiyorum sana, karşılık vermez ve adım atmazsan ben de kendimi senden koparmak zorundayım" gibi açık şekilde konuşun. Bunu yaparsanız en azından ileride "Keşke açık konuşsaydım" demezsiniz, "Elimden gelen her şeyi deneyip son bir kez de olsa şans verdim, o bunu kullanmayarak kendisi kaybetti" dersiniz.

Benim de kendine zarar veren ve çevresini umursamayan bir arkadaşım vardı, iyi bir dosttu ama yaptığı şey beni de kötü etkilemeye başlamıştı. Bir gün gözlerim açıldı, kendimi geri çektim ve zamanla yaşadığım kötü duyguları unuttum. Yine de sizin durumunuz daha zor, çünkü gördüğüm kadarıyla ortada normal arkadaşlıktan ziyade biraz romantik bir durum var.
 
''...değersiz, ihmal edilmiş ve hor görülüp küçümsenmiş hissediyorum.'' İhmal edilmiş ve hor görülüp küçümsenmiş hissetmiyorsunuz; ihmal edilmiş ve hor görülüp küçümsenmişsiniz.

Ona negatif hisler beslemeden kendinize, kendi zamanınıza daha çok değer verirseniz bunun en faydalı yaklaşım olacağını düşünüyorum. ''Bana yanlış yapıldı'' hissinden kurtulmak zor olabilir. Çok şey vermişsiniz ama bunun bir karşılığı olmamış, bir tür kandırılmışlık hissi. Ama zararın neresinden dönülse kardır. Sevginizin yanlış bir yatırımı olmuş ve verim alamıyormuşsunuz gibi düşünün, o sevgi başka yerlerde çok daha güzel değerlenebilir. Karşılık bulup yeşerebilir.

Sizinle olmayı istiyorsa adım atması gereken o.

1-) Bu düşüncelerim, düşüncelerimin aldığı yol doğru mu? kendi kendimi kin ve garezle doldurmuşum gibi geliyor kimi zaman fakat aylardır zarar gördüğümü hissettiğim için acı bir haklılık payı hissediyorum kendimde.

Şaşırtıcı olmamakla birlikte en doğru şey de değil. Negatif hisler de size zarar verecek. Üstelik zamanınız ve sevginizi vermeyi seçen sizdiniz, sizi kimse buna zorlayamaz, o yüzden sorumluluğunu alması gereken sizsiniz. Size zarar veren şey kendi beklentileriniz, başka birini suçlamak sorumluluktan kaçmak olur.

Bunu böyle demekle beraber bir insanın size umut ve sözler verip bunları yerine getirmemesinin nasıl bir his olduğunu biliyorum. Sevgi öyle olunca öfkeye dönüşüyor. Sevgilim bana evlenme teklif ettikten sonra intihar ettiğinde önce acı sonra öfkeyle yaşamıştım. Neden dolduramayacakları rollere sahip olmak istiyor insanlar? Bu kötü hisler de hafifleyecek ve empati ile hayal kırıklığı arasında bir yerde kalacaktır. Onun durumunu anlayış ama sizi hayal kırıklığına uğratmış olması hisleriyle.

2-) Ailem beni üzgün görmüş ve "Arkadaşınla arana mesafe koy, bir süredir onun yüzünden üzgün duruyorsun" demişti. Ailem benim iyiliğimi istiyor, bu tarz şeylere karışmaları beni rahatsız eder ve karşı çıkardım. Fakat kız arkadaşım karşı çıktı mı kendi ailesine? ben neden çıkayım bu durumda? sormak istediğim şu, takınmam gereken doğru tavır bu mu? Gerçekten mesafe koymalı mıyım? Eskiden denemiş fakat 2-3 hafta sonra içim cız edip tekrar tekrar geri iletişim kurmaya çalışmıştım.

Evet mesafe koymalısınız. Geri iletişim kurma isteğinin sebebi sevgi değil bağımlılık da olabilir.

3-) Bana yardımcı olabilecek büyü çalışmaları nelerdir? bu denli sevdiğim bir insanı gerçekten auramdan koparmam doğru olur mu? kendisiyle iletişim sıklığını güçlendirip aramızdaki anlayış ve sevgiyi yoğunlaştırmak adına uzun süredir çalışmalar yapıyorum, çalışmalar 40-80 günlük süreler bittiğinde bile bazen anında çalışmıyor; fakat benim durumum buyken çalışır mı ona karşı bile ne hissedeceğimi bilmiyorum. Saf bir istek ve inançla bunları yapsam da boşa kürek çekiyorum gibi. İletişim sıklığını güçlendirmektense, ona karşı hissettiğim bağlılığı yenip yok etmek bana daha mı iyi gelir?

Auranızı uruz ile doldurarak kendinizi özgür bırakın. Sonra özgür bir şekilde tekrar seçiminizi yapabilirsiniz.

4-) Bu kişi ile Tanrılar sayesinde tanıştığıma inanmıştım, kendimi mi inandırdım bilmiyorum. Belki bu yüzden onu bu kadar benimseyip hayatımda tutmak için uğraştım ama bu bir yanılgı mıdır? dürüst olmaktan çekinmeyin, dost acı da olsa gerçeği söyler ve yüzüme soğuk su gibi çarpacak bir şeye de ihtiyacım var. Yanıt çok farklı olabilir, merak ediyorum.

Belki bir ihtimal vardı güzel bir ilişki için. Ya da geçmiş hayattan bir bağ vardı ve onu aşmadan yeni denizlere yelken açamayacaktınız.

5-) Kız arkadaşımın Centil olduğuna ve saçma sapan ruhsal sorunlara sahip olmadığına kendimi inandırmıştım. Lakin bu kişinin belki Yahudi, belki de Spiritüel Vampir olma ihtimali var mıdır? Bu konuları bilse ve karşı gözükse bile ne olduğunu bilmiyorum. Auramı temizlediğimde normalde bana yakınlaşması gerekir, çoğu insan bana yakınlaşır ama o bir şekilde etkilenmiyor gibi hissediyorum; ya da ters etkileniyor da olabilir. Acaba auram mı onu benden uzaklaştırmaya itiyor?

İlgi ve çekim duymadığını düşünüyorum. Üstüne çok düştüğünüz için cepte görüyor olabilir. İnsan ilişkilerinin dinamikleri öyle işliyor.

6-) Bu ilişki gerçekten bizi, bizi geçtim beni etkileyecek hale mi gelmiş? kurtarmanın bir yolu var mı ve kurtarmaya uğraşmak mantıklı mı? yoksa kendime mi dönmem gerekir, kendime döneceksem; ne yaparak diğer sorunlarımı düzeltebilirim? sağlığımı, kariyerimi, psikolojimi ve belki de yolları ayırmanın vereceği zararı nasıl atlatılabilecek hale getiririm?

Kendinize dönmeniz onu terk ettiğiniz anlamına gelmiyor. Kendinizden vermeyi bıraktığınız anlamına geliyor. İsterse gelir. İlişkiler tek taraflı yürümez. Biteceğini de göze alarak kendinizden fazla vermeyi bırakın, olacaklar kendi kendine olur.

Yardımcı olacağını umuyorum. Öfke duymadan kendi sağlığınızı, hayatınızı, kariyerinizi öne koyun ve o isterse gelir zaten. Bu bir cezalandırma ya da onu suçlama değil, kendiniz için yaptığınız bir seçim. Bir şeyden ne kadar fazla olursa o kadar değersiz olur (daha fazla para basıldıkça para değerini kaybeder, en temel arz talep mantığı). O size enerjisini ve zamanını vermediği için bunlar çok değerli oluyor ve random online birine verilmesi batıyor. Siz ona çok verdiğiniz için onun nezdinde değersizleşiyor ve sizi umursamıyor. Burada bir dengesizlik var. Dengeyi sağlarsanız bu davranışları bırakıp sizi hayatında tekrar önemli bir konuma koyabilir veya çok alıştığı kolay ilgiyi alamadığı için bitirebilir. Siz dengeyi sağlayın ve oluruna bırakın.
 
Evet sorun olarak görüyorum, benim bu konularda deneyimim olmadı. Mesela ilişkimin boyutunu bile bilmiyorum, iyi bir arkadaşım olmadığı için bu his iyi bir arkadaşa duyulan hisler mi yoksa romantik bir partnere görülen hisler mi kafam karışıyor. Kendimi sorgulamak bile günlük hale geldi, zorlayıcı bir durum gerçekten. Olgun tavır alıp, eğer zararlıysa bunu bitirmek gibi bana acı gelen bir düşünceyi benimsemek zorunda kalmak aşırı kötü hissettirse de sizden yardım istemek en doğru hamle gibi geliyor.


Bunları düşünmek kalbime acı saplanmasına sebep oluyor. İster istemez halen daha onu savunmak istiyorum. Bana değer verdiğini, beni çok sevdiğini söylediğini hatırlatıyorum kendime. Eğer zamanımız varsa ve ben adım attıysam, 3-4 saat bile konuşabiliyoruz ve benim söylediklerime saygı duyup değer veriyor demek istiyorum. Aklı başında olan insan ben miyim bilmiyorum, yaşadığım şeyler üst üste bindi ve aylardır olan durumu kendime itiraf ettim sadece. O kişiye en derin hislerimi, duygularımı açıyorum; bunu yapınca normalde daha yakın olmamız gerekir gibi hissediyorum ama olmuyor. Bıktım gerçekten, ona son bir kez bunları; aynen buraya yazdığım gibi açıklayıp son bir şans mı vermeliyim, habersiz şekilde kopmalı mıyım bilmiyorum.
Bu son şanslar asla bitmeyecek. Ben de onlarca son şans verdim. Kendi kafamda o kişiyi savunmaya devam ettim, o kendisi asla savunulamayacak şeyler söylerken onun ağızından çıkanları zihnim ile manipüle ettim. "Öyle demek istemedi" "Bunu farklı bir anlam ile söyledi" "Ne dediğini o da bilmiyor, ona alan açmalıyım". Bunlar kendi zihnimde söylediğim ve acıyan kalbimden akan cümlelerdi. Onu kendi kafamda kendimden özür diletir, ve dilediği özrü kabul ederdim. Bu bana iyi gelen tek şeydi. Ancak gerçekten bir yere varmıyor.

Kafanızda affetmek için bahaneler ürettiğiniz kişi, gerçekte o sevdiğiniz kişi değil maalesef. Kopmak acıdır ancak tek seçenek bu. Onunla her gün yavaş yavaş öleceğinize onsuz bir gün ölün ve içinizdeki hisleri tamamen bitirmeye söz verin kendinize.

Dediğim gibi siz akıllı bir İnsansınız ve er ya da geç bu sisli durumdan kurtulacaksınız. Tek pişmanlığınız ise geç kalmış hissetmeniz olacak. Bana güvenin, o acıyı ben de yaşadım.
 
''...değersiz, ihmal edilmiş ve hor görülüp küçümsenmiş hissediyorum.'' İhmal edilmiş ve hor görülüp küçümsenmiş hissetmiyorsunuz; ihmal edilmiş ve hor görülüp küçümsenmişsiniz.

Ona negatif hisler beslemeden kendinize, kendi zamanınıza daha çok değer verirseniz bunun en faydalı yaklaşım olacağını düşünüyorum. ''Bana yanlış yapıldı'' hissinden kurtulmak zor olabilir. Çok şey vermişsiniz ama bunun bir karşılığı olmamış, bir tür kandırılmışlık hissi. Ama zararın neresinden dönülse kardır. Sevginizin yanlış bir yatırımı olmuş ve verim alamıyormuşsunuz gibi düşünün, o sevgi başka yerlerde çok daha güzel değerlenebilir. Karşılık bulup yeşerebilir.

Sizinle olmayı istiyorsa adım atması gereken o.

1-) Bu düşüncelerim, düşüncelerimin aldığı yol doğru mu? kendi kendimi kin ve garezle doldurmuşum gibi geliyor kimi zaman fakat aylardır zarar gördüğümü hissettiğim için acı bir haklılık payı hissediyorum kendimde.

Şaşırtıcı olmamakla birlikte en doğru şey de değil. Negatif hisler de size zarar verecek. Üstelik zamanınız ve sevginizi vermeyi seçen sizdiniz, sizi kimse buna zorlayamaz, o yüzden sorumluluğunu alması gereken sizsiniz. Size zarar veren şey kendi beklentileriniz, başka birini suçlamak sorumluluktan kaçmak olur.

Bunu böyle demekle beraber bir insanın size umut ve sözler verip bunları yerine getirmemesinin nasıl bir his olduğunu biliyorum. Sevgi öyle olunca öfkeye dönüşüyor. Sevgilim bana evlenme teklif ettikten sonra intihar ettiğinde önce acı sonra öfkeyle yaşamıştım. Neden dolduramayacakları rollere sahip olmak istiyor insanlar? Bu kötü hisler de hafifleyecek ve empati ile hayal kırıklığı arasında bir yerde kalacaktır. Onun durumunu anlayış ama sizi hayal kırıklığına uğratmış olması hisleriyle.

2-) Ailem beni üzgün görmüş ve "Arkadaşınla arana mesafe koy, bir süredir onun yüzünden üzgün duruyorsun" demişti. Ailem benim iyiliğimi istiyor, bu tarz şeylere karışmaları beni rahatsız eder ve karşı çıkardım. Fakat kız arkadaşım karşı çıktı mı kendi ailesine? ben neden çıkayım bu durumda? sormak istediğim şu, takınmam gereken doğru tavır bu mu? Gerçekten mesafe koymalı mıyım? Eskiden denemiş fakat 2-3 hafta sonra içim cız edip tekrar tekrar geri iletişim kurmaya çalışmıştım.

Evet mesafe koymalısınız. Geri iletişim kurma isteğinin sebebi sevgi değil bağımlılık da olabilir.

3-) Bana yardımcı olabilecek büyü çalışmaları nelerdir? bu denli sevdiğim bir insanı gerçekten auramdan koparmam doğru olur mu? kendisiyle iletişim sıklığını güçlendirip aramızdaki anlayış ve sevgiyi yoğunlaştırmak adına uzun süredir çalışmalar yapıyorum, çalışmalar 40-80 günlük süreler bittiğinde bile bazen anında çalışmıyor; fakat benim durumum buyken çalışır mı ona karşı bile ne hissedeceğimi bilmiyorum. Saf bir istek ve inançla bunları yapsam da boşa kürek çekiyorum gibi. İletişim sıklığını güçlendirmektense, ona karşı hissettiğim bağlılığı yenip yok etmek bana daha mı iyi gelir?

Auranızı uruz ile doldurarak kendinizi özgür bırakın. Sonra özgür bir şekilde tekrar seçiminizi yapabilirsiniz.

4-) Bu kişi ile Tanrılar sayesinde tanıştığıma inanmıştım, kendimi mi inandırdım bilmiyorum. Belki bu yüzden onu bu kadar benimseyip hayatımda tutmak için uğraştım ama bu bir yanılgı mıdır? dürüst olmaktan çekinmeyin, dost acı da olsa gerçeği söyler ve yüzüme soğuk su gibi çarpacak bir şeye de ihtiyacım var. Yanıt çok farklı olabilir, merak ediyorum.

Belki bir ihtimal vardı güzel bir ilişki için. Ya da geçmiş hayattan bir bağ vardı ve onu aşmadan yeni denizlere yelken açamayacaktınız.

5-) Kız arkadaşımın Centil olduğuna ve saçma sapan ruhsal sorunlara sahip olmadığına kendimi inandırmıştım. Lakin bu kişinin belki Yahudi, belki de Spiritüel Vampir olma ihtimali var mıdır? Bu konuları bilse ve karşı gözükse bile ne olduğunu bilmiyorum. Auramı temizlediğimde normalde bana yakınlaşması gerekir, çoğu insan bana yakınlaşır ama o bir şekilde etkilenmiyor gibi hissediyorum; ya da ters etkileniyor da olabilir. Acaba auram mı onu benden uzaklaştırmaya itiyor?

İlgi ve çekim duymadığını düşünüyorum. Üstüne çok düştüğünüz için cepte görüyor olabilir. İnsan ilişkilerinin dinamikleri öyle işliyor.

6-) Bu ilişki gerçekten bizi, bizi geçtim beni etkileyecek hale mi gelmiş? kurtarmanın bir yolu var mı ve kurtarmaya uğraşmak mantıklı mı? yoksa kendime mi dönmem gerekir, kendime döneceksem; ne yaparak diğer sorunlarımı düzeltebilirim? sağlığımı, kariyerimi, psikolojimi ve belki de yolları ayırmanın vereceği zararı nasıl atlatılabilecek hale getiririm?

Kendinize dönmeniz onu terk ettiğiniz anlamına gelmiyor. Kendinizden vermeyi bıraktığınız anlamına geliyor. İsterse gelir. İlişkiler tek taraflı yürümez. Biteceğini de göze alarak kendinizden fazla vermeyi bırakın, olacaklar kendi kendine olur.

Yardımcı olacağını umuyorum. Öfke duymadan kendi sağlığınızı, hayatınızı, kariyerinizi öne koyun ve o isterse gelir zaten. Bu bir cezalandırma ya da onu suçlama değil, kendiniz için yaptığınız bir seçim. Bir şeyden ne kadar fazla olursa o kadar değersiz olur (daha fazla para basıldıkça para değerini kaybeder, en temel arz talep mantığı). O size enerjisini ve zamanını vermediği için bunlar çok değerli oluyor ve random online birine verilmesi batıyor. Siz ona çok verdiğiniz için onun nezdinde değersizleşiyor ve sizi umursamıyor. Burada bir dengesizlik var. Dengeyi sağlarsanız bu davranışları bırakıp sizi hayatında tekrar önemli bir konuma koyabilir veya çok alıştığı kolay ilgiyi alamadığı için bitirebilir. Siz dengeyi sağlayın ve oluruna bırakın.
Söylemleriniz benim için çok kıymetli, teşekkür ederim. Dediğiniz üzere sorumluluğun büyük kısmı bendeyken negatif hisler beslemem hoş değil fakat sessizce ve istemeyerek de olsa bağımı koparmak ve mesafe koymak doğru olacaktır. İlgi ve çekim duymuyor mu bilmiyorum fakat en büyük olasılık bu, biraz gurur kırıcı olsa da yapacağım bir şey yok. Tek taraflı olması beni yordu, üzdü ve dönemine göre perişan da etti. Gönül böyle olmasını istemez elbet ama dengeyi sağlayacak taraf da ben olmak zorundayım. Dediklerinizi dikkate alacağım, 1-2 haftalık mesafeler sonucu çok yıpranmış hissetsem de belki bu yıpranma döneminin bitmesi bana iyi gelir; kim bilir? artık önem ve sevgi görmesi gereken taraf benim, bunu o yapmazsa; ben yaparım.
 
Bu son şanslar asla bitmeyecek. Ben de onlarca son şans verdim. Kendi kafamda o kişiyi savunmaya devam ettim, o kendisi asla savunulamayacak şeyler söylerken onun ağızından çıkanları zihnim ile manipüle ettim. "Öyle demek istemedi" "Bunu farklı bir anlam ile söyledi" "Ne dediğini o da bilmiyor, ona alan açmalıyım". Bunlar kendi zihnimde söylediğim ve acıyan kalbimden akan cümlelerdi. Onu kendi kafamda kendimden özür diletir, ve dilediği özrü kabul ederdim. Bu bana iyi gelen tek şeydi. Ancak gerçekten bir yere varmıyor.

Kafanızda affetmek için bahaneler ürettiğiniz kişi, gerçekte o sevdiğiniz kişi değil maalesef. Kopmak acıdır ancak tek seçenek bu. Onunla her gün yavaş yavaş öleceğinize onsuz bir gün ölün ve içinizdeki hisleri tamamen bitirmeye söz verin kendinize.

Dediğim gibi siz akıllı bir İnsansınız ve er ya da geç bu sisli durumdan kurtulacaksınız. Tek pişmanlığınız ise geç kalmış hissetmeniz olacak. Bana güvenin, o acıyı ben de yaşadım.
Beni üzmüş olsa bile hakkını yememem lazım, kasıtlı olarak bana kötü bir şey yapmadığını düşünüyorum. Herkese karşı böyle olduğunu söylemişti, bu noktadaki beklentim aslında beni diğerlerinden daha önemli bir konuma koyması ama olmadı. Yalnızca eylemsiz kalması ve bariz sorunları görmezden gelmeye çalışıp benim için adım atmaması, konfor alanından çıkmaması sorun.

Bana acı gelen şu, insanların hayatta bir kez seveceğini düşünerek büyüdüm; kızı gerçekten sevdim. Bir dönem gerçekten kafamdaki kişi gibiydi, daha doğrusu kafamda şekillenen kişiliği ona aşılamış ve SS olması için tohum ekmiş gibiydim. Belki gerçekten böyleydi, belki bilmediğim başka bir şey oldu; bana karşı hislerinin değişmediğini ve dostluğumuzun asla bozulmayacağını söylemiş olsa da söylediği sözler yavaş yavaş gözümde değerini yitirmeye başladı.

Ona değer veriyorum ama bu değer nedir ki? ondan gördüğüm emek az olduğu için mi nadiren aldığımda değerli hissettiriyor? durum buysa benim düşman dinlerine bağımlı kalan kafasızların psikolojisinden ne farkım kalır? kalmaz elbette. Söylediğiniz şey doğru, kendimden çok ödün vererek bile hata yaptım belki; belki olması gereken buydu. Bir dönem sorun değildi belki, sorun gibi hissettirmedi; ama şimdi düşüncem değişti. Ona uzun yıllar bağlı kalıp daha fazla kendimden vermektense, elimde kalanı kurtarmak doğru olan yol.

Bu düşünce şekline yeni yeni girdim, istemeyerek ve acı çekerek; Tanrılardan yol göstermelerini istedim ve kopmanın uzun vadede iyi seçenek olacağını sezdim. Peki bu konuda ne tür adımlar atacağım? hiç böyle bir durumda olmadım, ne yapacağımı bilmiyorum; elim kolum gerçekten bağlı hissettiriyor. Belki bu his yüzünden kendime dürüst olamadım, ama bu cesaret isteyen adımı atmam gerek.
 
Hislerinizi anlıyorum, hatta muhtemelen onu ruh eşiniz olarak gördüğünüzden ötürü "Bu kişiyi hayatımda tutmak için verdiğim mücadele bana hayat deneyimi kazandırıyor" gibi bir düşünceniz var. Bazen de "Bu kişiyi hayatımdan çıkarınca edineceğim tecrübe bana fayda sağlayacak" düşüncesine kapılıyorsunuzdur. İyi bir durum değil, farkındayım; bu durumda en iyisini de siz bilir ve uygularsınız. Bu konuyu ona açın, hisleriniz konusunda asla çekingen davranmayın ve alacağınız tepki gözünüzü korkutmasın. "Durum bu, verdiğim emek bana yapılmadığı için yoruluyorum ve tükenmiş hissediyorum. Son bir şans vermek istiyorum sana, karşılık vermez ve adım atmazsan ben de kendimi senden koparmak zorundayım" gibi açık şekilde konuşun. Bunu yaparsanız en azından ileride "Keşke açık konuşsaydım" demezsiniz, "Elimden gelen her şeyi deneyip son bir kez de olsa şans verdim, o bunu kullanmayarak kendisi kaybetti" dersiniz.

Benim de kendine zarar veren ve çevresini umursamayan bir arkadaşım vardı, iyi bir dosttu ama yaptığı şey beni de kötü etkilemeye başlamıştı. Bir gün gözlerim açıldı, kendimi geri çektim ve zamanla yaşadığım kötü duyguları unuttum. Yine de sizin durumunuz daha zor, çünkü gördüğüm kadarıyla ortada normal arkadaşlıktan ziyade biraz romantik bir durum var.
Öyle olduğunu sanmıştım ve dediğiniz sorgulamayı yapıp kafamı karıştırdım. Son bir şans verebilirim, bu ilişkinin beni hırpaladığını açık açık söyleyebilirim. Ama bunu yapmayacağım, en azından kendisi bir şeylerin farklılaştığını anlayana kadar açıklama dahi yapmak istemiyorum. İyiliğinizi isteyen bir insan size ne diye böyle davranır? bakın sizi kendime yakın gördüğüm için etiketledim, yaşadığınız şeyler bana kendi hayatımı anımsatıyordu ve yazdığınız yazıları okuyup bakış açımı genişlettim. Hatta kaç kere özel bir iletişim kurmayı düşündüm ama dediğim gibi, beni yıpratıp elimi kolumu bağlayan bir şey olmadığı müddetçe forumdaki kardeşlerimi rahatsız etmek istemedim. İnsanların beni sevebileceğini düşünüyorum, kendi sorunlarım var elbette lakin her şeyden önce hoşlanmadığım insanlara bile saf ve iyi niyetle yaklaşmaya çalışırım. Kız arkadaşım beni anlamıştı, bu halimi sevmişti ve sık sık beyefendiliğimi övüyordu. Bu tarz hor görücü bir hale bürünmesini en son bekleyeceğim kişiydi belki, fakat yaptı ve bu durumda mağdur olan tarafın ben olduğumu seziyorum.

Sizin yaşadığınız şeyi ben de yaşarım umarım, unutmak ve hatırlamamak; yaptığım ve hissettiğim şeyleri rüya gibi bulanık ve sisli görecek kadar uzaklaşmak. Belki bu huzur verir bana. Romantik hisler işin içine girince her şey daha karmaşık oluyor, daha sık görüşebildiğimiz bir ortamda her şey yavaşça çözülebilir belki ama bu ortama girecek adımı atan tek taraf benim; bakın yine ilk adımı ben atıyorum. Bu adımları "biz" için atıyordum, ama artık "ben" için de atım atmam lazım. Üzülüyorum elbet, erken geçer gider umarım bu hisler.
 

Onunla iletişimi kesmek, ciddi bir mesafe koyma niyetimi açıkça belli ettim. Fakat bu durumda, onunla iletişimimi düzeltme maksadıyla yaptığım büyü çalışmalarını ne yapmam gerekir? kimi devam eden, kimi ise güçlensin diye uzattığım çalışmalar. Belki onun anlayış geliştirmesi için bir çalışma yaparım, bilmiyorum. Bunları yapmak bana onu hatırlatır ve unutmaya çalışmama karşın beni kötü etkileyebilir. Devam mı etmeliyim bırakmalı mıyım?
 
Onunla iletişimi kesmek, ciddi bir mesafe koyma niyetimi açıkça belli ettim. Fakat bu durumda, onunla iletişimimi düzeltme maksadıyla yaptığım büyü çalışmalarını ne yapmam gerekir? kimi devam eden, kimi ise güçlensin diye uzattığım çalışmalar. Belki onun anlayış geliştirmesi için bir çalışma yaparım, bilmiyorum. Bunları yapmak bana onu hatırlatır ve unutmaya çalışmama karşın beni kötü etkileyebilir. Devam mı etmeliyim bırakmalı mıyım?
Hepsini bırakıp Aura kopartma çalışmasına başlamanız daha iyi olur. Onu unutmanızı sağlayacaktır.
 
Onunla iletişimi kesmek, ciddi bir mesafe koyma niyetimi açıkça belli ettim. Fakat bu durumda, onunla iletişimimi düzeltme maksadıyla yaptığım büyü çalışmalarını ne yapmam gerekir? kimi devam eden, kimi ise güçlensin diye uzattığım çalışmalar. Belki onun anlayış geliştirmesi için bir çalışma yaparım, bilmiyorum. Bunları yapmak bana onu hatırlatır ve unutmaya çalışmama karşın beni kötü etkileyebilir. Devam mı etmeliyim bırakmalı mıyım?
Şunuda unutmayın kızlar erkekleri kullanmayı sever, heleki cinselliğin tabu olduğu yerlerde, bu tür vakalar çok olur, ben bu tür olaylara çok şahit oldum, bazı kızlar bazı erkeklerin saf duygularıyla alay eder, yani duygusömürüsü, kadınlar bile yaşlı erkekleri evlilik vaadiyle dolandırıyor, bizim cevdet amcayı dolandırdılar, kadın parasını aldı kaçtı, cevdet amca yumurtaları avuçladı, dikkat edin
 
Hepsini bırakıp Aura kopartma çalışmasına başlamanız daha iyi olur. Onu unutmanızı sağlayacaktır.
Bunun üzerine ilginç bir soru sormak istiyorum, çalışmalarımdan biri iletişimi düzeltmek üzerineydi ve akıllılık edip olumlamayı "...iletişimimiz beni mutlu edecek hale geliyor" şeklinde ayarlamıştım. Bu çalışmayı galiba 1 aydır yapıyorum, tam tarihe bakmam şu anda ne yazık ki mümkün değil ama anladınız; normalde 40 gün yapılıyor bu çalışmalar ama 30 gün gibi bir süredir yapıyorum. Bu çalışmanın etkisi olur mu? belki olumlamayı bu şekilde kullanmış olmam, eğer iletişimi kesmeye çalışırsam bana bir tür destek görevi de görebilir.

Aura kopartma çalışmasını 2 gündür yapıyorum, bunu devam ettireceğim. Peki ek olarak, bu sürecin benim için kolay geçmesi ve karşı tarafın da benim yokluğumu hissetmesi için benim için ak, karşı taraf için kara bir büyü çalışması yapmam sizce nasıl olur? böyle konuşmak hoş gelmese de bana yanlış yapıldı hissinden kurtulamıyorum, bakın bana yanlış yapılması beni bağlar ama sonuç olarak bir SS'e yanlış yapıldı; belki beni yorduğu için meditasyonlarımı yapamaz hale gelip ruhani açıdan zayıf düştüm. Bu daha çok sinirimi bozuyor dürüst olmak gerekirse ve bir goy bir SS'e yamuk yapamaz düşüncesi aklımı kurcalayıp duruyor. Benim yaşadığımın zerresini yaşasa ne düşünür bilmiyorum, ondan nefret etmiyorum ama yapılan şeyler karşısında öteki yanağımı döndürmeyi de kendime yakıştıramıyorum. Burada ne yapılmalı? kara büyü mü, ruha odaklandırılan RTR mı, Standart Yıkım Ritüeli mi ya da başka bir şey mi?
 
Öyle olduğunu sanmıştım ve dediğiniz sorgulamayı yapıp kafamı karıştırdım. Son bir şans verebilirim, bu ilişkinin beni hırpaladığını açık açık söyleyebilirim. Ama bunu yapmayacağım, en azından kendisi bir şeylerin farklılaştığını anlayana kadar açıklama dahi yapmak istemiyorum. İyiliğinizi isteyen bir insan size ne diye böyle davranır? bakın sizi kendime yakın gördüğüm için etiketledim, yaşadığınız şeyler bana kendi hayatımı anımsatıyordu ve yazdığınız yazıları okuyup bakış açımı genişlettim. Hatta kaç kere özel bir iletişim kurmayı düşündüm ama dediğim gibi, beni yıpratıp elimi kolumu bağlayan bir şey olmadığı müddetçe forumdaki kardeşlerimi rahatsız etmek istemedim. İnsanların beni sevebileceğini düşünüyorum, kendi sorunlarım var elbette lakin her şeyden önce hoşlanmadığım insanlara bile saf ve iyi niyetle yaklaşmaya çalışırım. Kız arkadaşım beni anlamıştı, bu halimi sevmişti ve sık sık beyefendiliğimi övüyordu. Bu tarz hor görücü bir hale bürünmesini en son bekleyeceğim kişiydi belki, fakat yaptı ve bu durumda mağdur olan tarafın ben olduğumu seziyorum.

Sizin yaşadığınız şeyi ben de yaşarım umarım, unutmak ve hatırlamamak; yaptığım ve hissettiğim şeyleri rüya gibi bulanık ve sisli görecek kadar uzaklaşmak. Belki bu huzur verir bana. Romantik hisler işin içine girince her şey daha karmaşık oluyor, daha sık görüşebildiğimiz bir ortamda her şey yavaşça çözülebilir belki ama bu ortama girecek adımı atan tek taraf benim; bakın yine ilk adımı ben atıyorum. Bu adımları "biz" için atıyordum, ama artık "ben" için de atım atmam lazım. Üzülüyorum elbet, erken geçer gider umarım bu hisler.
Unutmayın ki gerçek bir sevgi yerine bağımlılık hissi de ortaya çıkmış olabilir, sizinle benzer durumlarda olan pek çok insan böyle karmaşalar yaşar. Yaşadığınız şeylere rağmen halen daha onun anlayış geliştirmesini istiyorsunuz. Bu çalışmalara devam etmeyin, Aura koparma çalışması yapın; bu süreçte onunla ilgili farklı farklı hislere kapılıp rüyalarınızda vizyonlar görebilirsiniz ki bu da size yapıştığını gösterir. Bu çalışmayı her gün tekrarlayın, her gün fazladan aura temizliği ve koruması yapın ve duygusal bedeni iyileştirme çalışmasını yapın. Bu süreç sonunda belki size geri dönmek isteyen karşı taraf olur, fakat o gün gelirse sorun kendinize; siz geri dönmek istiyor musunuz?

Siz o kişiye değil, kafanızdaki ideal kişiye aşıksınız ve o kişi ideal değil; evet belki size değer verip seviyor fakat bu hisleri tam olarak algıladığını bilemezsiniz, sadece lafta değildir belki ama bu hisleri sizin kadar yaşayacak duygusal olgunlukta değildir. Siz onu geliştirmek, çabalamasını sağlamak için uğraşmışsınız ama sonuç hüsran; sonuç hüsran olmasa böyle sorular sorar mıydınız? Üzüleceğinizi biliyorum ama bu kişi sizden çok şey almış, haddi bile olmayan şeyler almış; değerli bir insandır ama bu kadar değerli değil, ona vereceğiniz değeri kendinize verin.
 
Her insanın ilişki konularına aynı miktarda farkındalık ve ciddiyetle yaklaşabileceğine inanmıyorum. Size bu kişinin neden yanlış kişi olduğunu değil de, doğru kişinin nasıl olabileceğini anlatabilirim.

Doğru kişiyle aranızda mistik bir bağ hissedersiniz, onun niyetinin de sizinkiyle aynı doğrultuda olduğunu derin şekilde bilirsiniz. Bahsettiğiniz şekildeki bir umursamazlık söz konusu bile değildir. Gerçek mutluluğa giden yolda zorluk vardır çünkü kolay şekilde gelmez ama yine de her şey rahat hissettirir. Zorlukları gerçekten birlikte aştığınızı hissedersiniz, birlikte olmanın mutluluğu vardır.

Sizin durumunuzda ise, çabalamış olan sadece sizmişsiniz gibi gözüküyor. Tüm sorunlara derin bir niyetle ve büyük bir farkındalıkla yaklaşmış tek taraf sizsiniz ve, karşı taraf göründüğü üzere hiçbir şey yapmamış.

Bahsettiğim konular iki ruhun birlikte gerçek mutluluğu arzulaması kadar derin bir şey ve burada bunları anlayabilecek sayılı insan bulunuyor. Eğer karşı tarafın "bu şeyler" gerçekten umrunda olsaydı, tanımadığı kişilerle oyunlarda vakit geçirmezdi.

Yine de ona olan inancınızı yitirmek istemediğinizi görebiliyorum. Fakat herkes mevcut kapasitesinde her konuyu anlayamaz ve buradaki birçok kişi gibi, derin bir şekilde belirli konulara yatkınlık gösteremez. O sizinle tamamen farklı bir bakış açısında gibi görünüyor ve bu durum sizin kafanızı karıştırıyor.

Birisini sevmeden önce ona sevgiyi öğretebilirsiniz, gerçek mutluluğun en azından neye benzediğini gösterebilirsiniz. "Saf" yaklaşımlardan daha akıllıca olacaktır. Onu sevmeye kalkışmak yerine, davranışınızı daha iyi yönde değiştirerek onun değişmesini akıllılıkla sağlayabilirsiniz. Bu şekilde, çabalayan değil yöneten taraf olursunuz. Tüm bunlardaki kilit nokta ise, karşı tarafa bazı şeyler için henüz yeterli olmadığını göstermek. Eğer karşı taraf sizin sahip olduğunuz olgunluğa sahip değilse, bunun için acı çekmek yerine ona bunu haklı bir şekilde göstermeli ve anlamasını beklemelisiniz.

Bizler burada Aşk gibi kavramların en gerçek hallerinin farkında olsak da kişisel gelişim için çabalıyoruz ve karşı tarafın durumunu göz önünde bulundurarak yaklaşmak daha doğru olacaktır. Yavaş ilerleyin, tüm sevginizi yüklemeyin, gözlemleyin, sınayın; yoksa acı çeken siz olursunuz.

Eğer birisi kusurlarının farkına varamazsa değişmesi mümkün değildir. Birisine kendisini yetersiz hissettirmenin önemi bununla ilgilidir. Ona tüm ilginizi verdiğiniz sürece şımarık bir biçimde mükemmel olduğunu düşünmeye devam edecek, bırakın size gerçek mutluluk için yalvarsın.
 
Şunuda unutmayın kızlar erkekleri kullanmayı sever, heleki cinselliğin tabu olduğu yerlerde, bu tür vakalar çok olur, ben bu tür olaylara çok şahit oldum, bazı kızlar bazı erkeklerin saf duygularıyla alay eder, yani duygusömürüsü, kadınlar bile yaşlı erkekleri evlilik vaadiyle dolandırıyor, bizim cevdet amcayı dolandırdılar, kadın parasını aldı kaçtı, cevdet amca yumurtaları avuçladı, dikkat edin
Cevdet amca'ya yazık olmuş.
 
...kullanmış olmam, eğer iletişimi kesmeye çalışırsam bana bir tür destek görevi de görebilir.

Aura kopartma çalışmasını 2 gündür yapıyorum, bunu devam ettireceğim. Peki ek olarak, bu sürecin benim için kolay geçmesi ve karşı tarafın da benim yokluğumu hissetmesi için benim için ak, karşı taraf için kara bir büyü çalışması yapmam sizce nasıl olur?

...bir goy bir SS'e yamuk yapamaz düşüncesi aklımı kurcalayıp duruyor. Benim yaşadığımın zerresini yaşasa ne düşünür bilmiyorum, ondan nefret etmiyorum ama yapılan şeyler karşısında öteki yanağımı döndürmeyi de kendime yakıştıramıyorum. Burada ne yapılmalı? kara büyü mü, ruha odaklandırılan RTR mı, Standart Yıkım Ritüeli mi ya da başka bir şey mi?
Evet, olabilir.

Sakinleşince ilişkiniz murada ermedi diye birine kara büyü yapmanın mantıklı olmadığını fark edersiniz. Yahudilerin aşağılama amaçlı icat ettiği bir kelimeyi diğer Centiller için kullanmak ne kadar hoş bir hareket? Yazdıklarınızdan size zarar vermiş gibi durmuyor, sadece istediğinizi vermemiş. Karınız değil, nişanlınız değil. Size karşı bir yükümlülüğü yok. Ona size zarar verme gücü veren, o tahta oturtan kişi sizsiniz ve bundan kurtulmanın yolu karşı saldırı değil. Bunu yapmak kendinizi kurban olarak görmek demek, yani onun hala o tahtta oturuyor olması demek.

Onu sizi kaybettiğine üzecek tek bir şey var o da bu hayatta güzel yerlere gelmeniz; daha itibarlı, sağlıklı, maddi manevi güçlü biri olmanız. Hayatınızın o kadar güzel bir hale gelmesi ki bunun bir parçası olmadığına üzülmesi. Balayına Hawai'ye gidip kiraladığınız yattan güzel eşinizle mutlu olduğunuzu görmesi ve aklınıza bile gelmediğini bilmesi. Aklınıza bile gelmemeli. Geldiği an boşluk meditasyonu yaparak aklınızdan çıkarın ve başka bir şeye odaklanın. Onu umursamaya devam ederek, pozitif veya negatif düşüncelerinizde yer vererek hala hayatınızın bir parçasını veriyorsunuz. Vermeyin.
 
Hepsini okuyamadım ama sorun sevgilinizin narsistik hareketleri gibi geldi. Geçmiş olsun umarım kurtulursunuz
 
Şimdi tamamını okudum, siz hâlâ onu eski kişi zannediyorsunuz, halbuki bu süreçte o olgunlaştı büyüdü ve kendi gerçek karakterine yakın hâle geldi, siz eski haliyle konuştuğunuzu zannedip durumları çözmeye çalışırken ve burada bu konuyu açarken o yeni arkadaşlarıyla eğleniyor, ne yazık ki gerçek hep böyle acı.
 
Sakinleşince ilişkiniz murada ermedi diye birine kara büyü yapmanın mantıklı olmadığını fark edersiniz. Yahudilerin aşağılama amaçlı icat ettiği bir kelimeyi diğer Centiller için kullanmak ne kadar hoş bir hareket? Yazdıklarınızdan size zarar vermiş gibi durmuyor, sadece istediğinizi vermemiş. Karınız değil, nişanlınız değil. Size karşı bir yükümlülüğü yok. Ona size zarar verme gücü veren, o tahta oturtan kişi sizsiniz ve bundan kurtulmanın yolu karşı saldırı değil. Bunu yapmak kendinizi kurban olarak görmek demek, yani onun hala o tahtta oturuyor olması demek.
Bu konuda uygun düşünce bu mudur bilmiyorum, sizin düşünce şekliniz çok güzel ve olgunca fakat arkadaşın da biraz haklılık payı var gibi geliyor. Mesela ben de "SS'e yamuk yapılamaz" düşüncesini kendime çok defa telkin ettim. Bu elbette demek değil ki "SS yanlış yapamaz, hep doğruyu yapar; hep el üstünde tutulur" fakat bazı konularda ayrıcalıklı olduğumuza inanıyorum.

Mesela arkadaşın durumuna şu şekilde bakalım. SS ve SS olmayan bir Centil arasında karşılıklı bir ilişki varmış, lakin birbirlerinden uzak kalmaları sonucu karakterleri değişmiş. SS kişi SS olmayan kişinin hayatını güzel etkilemeye, kendisiyle birlikte eski güzel anıların aynısı olmasa da benzerini yaşamak için kendinden çok ödün vermiş. Karşılığını göremese de -ki sorun ve arkadaşın hatası bu- bunu yapmaya devam edip bir nevi kendi kendini mağdur etmiş. Peki burada %100 hatalı olan taraf kendisi mi? bence pek değil. Kendisinin sonuç olarak hak ettiği, hakkı olduğu için istediği bir şey var fakat bunu alamamak onu mağdur eden şey. Bu konu sürekli olarak farklılık gösterir, mesela ben size forum üzerinden sürekli ulaşmaya çalışsam ve siz karşılık vermeseniz; burada %100 haklı olan taraf sizsiniz. Fakat arkadaşın durumunda geçmişte karşılık gördüğü bir ilişkiyi devam ettirme isteği var, geçmişte yaşadığı şeyin devam etmesini istemiş ve bunun için emek vermiş. Karısı ve Nişanlısı olmamasına rağmen iyi bir dostlukta karşılıklı iletişim olması gerekir, bu durumda karşı taraf "iyi bir dost" olduğunu söylemiş fakat üstüne düşen yükümlülüğü yapmamış.

Elbette arkadaş tamamen suçsuz değil; benim düşünce yapıma göre bir insan başkasına yaptığı yanlıştan çok kendine yaptığı yanlıştan sorumlu ve arkadaş kendine yanlış yapmış. Lakin ben de insanlara değer veren birisiyim, tam olarak böyle olmasa da bir kaç arkadaşlık ilişkimi bitirmek zorunda kaldım. Az çok yaşanacak buhranı tahmin edebiliyorum.

Arkadaşın kara büyü yapma isteğini biliyorum, mağduriyetini bir şekilde gidermek istiyor. Bence de pek sağlıklı bir düşünce değil, ama bunu istemekte bile biraz hak vardır. Dış gözle bakınca sizin söylediğiniz "tahtta oturma" durumu çok daha olgun ve tutarlı; lakin karşı tarafın da en azından bir şekilde bu duyguyu dışarı atması mantıklı olabilir. Böyle duygusal bir yük kişide birikirse ona zarar verir, ki arkadaş "2 yıllık, istikrarlı bir SS" olduğunu söylüyor. Eğer bu yük gerçekten onu aşırı kötü etkileyecekse, bunu karşı tarafa yönlendirmesi belki daha doğrudur. Düşüncemin doğru olup olmadığını bilmiyorum fakat Joy of Satan bağlantılı tüm kaynaklarda "SS'ler öteki yanağını çevirmez, kendisine yanlış yapılırsa intikamını alır" tarzı şeyler yazıyor. Ben de bilgi birikimimin çoğunu siteler üzerinden karşıladığım için karşıt görüşle çok sık karşılaşmadım.

Bir de Goy demek gerçekten o kadar kötü müdür? mesela ben de günümüzde çoğu insana Goy demekten çekinmiyorum. Daha uygun bir kelime olması çok daha güzel olurdu, belki vardır ama ben üstüne düşünüp bulamamışımdır. Centil bile olsa düşman dinlerine batmış bir kişiye ne denebilir? Andrapod diyoruz fakat Goy biraz daha farklı bir tanım. Arkadaşın bunu demesini savunmuyorum, çünkü kendisi "SS olmaya açık bir insan" diyor karşı taraf için. Fakat bu da arkadaşın kapıldığı başka bir yanılsama olabilir elbet.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top