Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Özgür Hissetme

AlterOne

Member
Joined
Feb 18, 2024
Messages
243
Esenlikler,

Bir süre öncesinde transvari kadınsı hislerimden dolayı maskülenlik çalışması yaptım ve bitirdim. Üzerine sağlık çalışması yaparak bazı sağlık problemlerimi aştım. Şimdiyse duygusal bedeni iyileştirme çalışması yapıyorum ve her şey çok güzel ilerliyor. Bu son çalışma hayatımda aşırı fark etti ve bu yazıda bahsettiğim çalışmalardan önceki ben ve şimdi ben çok farklı. Bu süreci tamamladığımı hissetmeye başladığımda uzun bir yazı halinde ilham kaynağı olması açısından paylaşacağım. Çok zor bir dönemdi, fakat şu an yolun sonundaki ışığı görüyorum. Bu süreçte bana Tanrılar çok yardımcı oldular ve Sonne Bey’in desteği olmasaydı bu hale gelemezdim. Onun yardımı paha biçilemezdi benim için. Tanrılara ve ona teşekkürler.

Duygusal bedeni iyileştirme çalışmasına devam ediyor olsam da, içimden sürekli buraya bir konu hakkında yazmak çıkmıyor. İçimde sürekli beni yiyip bitiren bir şeyler var hala. Kendimi özgür hissetmemi engelliyor, sanki bir zindandaymışım gibi hissettiriyor. Bunun ne olduğu hakkında fikrim yok ve sizlerin düşüncelerini önemsediğimden ötürü burada paylaşıyorum. Tabii ki özel hayatımı bilmediğinizden ötürü bir yere kadar yorum yapabilirsiniz. Sizden istediğim sadece bu süreci daha iyi bir şekilde atlatmamda ve bu çözmeye çalıştığım şeylerde önerileriniz.

Herkese teşekkürler.
 
Sebebini bilemediğin ama içten içe hissettiğin o huzursuzluğu ben de yıllardır yaşıyorum. Düşüncelerini gözlemleyerek ne olduğunu bulmaya çalışabilirsin. Çok iyi veya çok kötü hissettiğin anlarda özellikle, derin bi nefes alıp kafandaki her şeyi sorgula. Ana kapılıp gidiyoruz çünkü, bizi rahatsız eden nedenler de kapılıp gidiyor.
 
Esenlikler,

Bir süre öncesinde transvari kadınsı hislerimden dolayı maskülenlik çalışması yaptım ve bitirdim. Üzerine sağlık çalışması yaparak bazı sağlık problemlerimi aştım. Şimdiyse duygusal bedeni iyileştirme çalışması yapıyorum ve her şey çok güzel ilerliyor. Bu son çalışma hayatımda aşırı fark etti ve bu yazıda bahsettiğim çalışmalardan önceki ben ve şimdi ben çok farklı. Bu süreci tamamladığımı hissetmeye başladığımda uzun bir yazı halinde ilham kaynağı olması açısından paylaşacağım. Çok zor bir dönemdi, fakat şu an yolun sonundaki ışığı görüyorum. Bu süreçte bana Tanrılar çok yardımcı oldular ve Sonne Bey’in desteği olmasaydı bu hale gelemezdim. Onun yardımı paha biçilemezdi benim için. Tanrılara ve ona teşekkürler.

Duygusal bedeni iyileştirme çalışmasına devam ediyor olsam da, içimden sürekli buraya bir konu hakkında yazmak çıkmıyor. İçimde sürekli beni yiyip bitiren bir şeyler var hala. Kendimi özgür hissetmemi engelliyor, sanki bir zindandaymışım gibi hissettiriyor. Bunun ne olduğu hakkında fikrim yok ve sizlerin düşüncelerini önemsediğimden ötürü burada paylaşıyorum. Tabii ki özel hayatımı bilmediğinizden ötürü bir yere kadar yorum yapabilirsiniz. Sizden istediğim sadece bu süreci daha iyi bir şekilde atlatmamda ve bu çözmeye çalıştığım şeylerde önerileriniz.

Herkese teşekkürler.
Siz hayatınızdaki sorunları çözme cesaretine sahip bir insansınız ve bu özelliğiniz takdir edilesi. Diyebileceğim tek şey bir SS olarak sizinle gurur duyduğum. Bu topluluk içinde sizin gibi üyelere ihtiyacımız var.

Duygusal bedeni iyileştirme çalışmasında bu tarz hislerin açığa çıkması normaldir. Bu hislerin geçici olduğunu bilin. Yaşadığınız negatif etkiler bu büyünün işe yaradığını gösteriyor. Kendinize güvenin ve disiplinli bir şekilde çalışmayı tamamlayın.

Bu çalışmanın oluşturduğu negatif etkilerden daha fazla temizlik yaparak kurtulabilirsiniz. Şu anki ritüel takvimine katılmanızı da şiddetle öneriyorum. Lord Eligos'un güç ritüeli ruhu muazzam bir biçimde temizliyor ve negatif enerjiyi yakıyor. Bu ritüeli yapabildiğiniz kadar yapmalısınız.
 
Siz hayatınızdaki sorunları çözme cesaretine sahip bir insansınız ve bu özelliğiniz takdir edilesi. Diyebileceğim tek şey bir SS olarak sizinle gurur duyduğum. Bu topluluk içinde sizin gibi üyelere ihtiyacımız var.

Duygusal bedeni iyileştirme çalışmasında bu tarz hislerin açığa çıkması normaldir. Bu hislerin geçici olduğunu bilin. Yaşadığınız negatif etkiler bu büyünün işe yaradığını gösteriyor. Kendinize güvenin ve disiplinli bir şekilde çalışmayı tamamlayın.

Bu çalışmanın oluşturduğu negatif etkilerden daha fazla temizlik yaparak kurtulabilirsiniz. Şu anki ritüel takvimine katılmanızı da şiddetle öneriyorum. Lord Eligos'un güç ritüeli ruhu muazzam bir biçimde temizliyor ve negatif enerjiyi yakıyor. Bu ritüeli yapabildiğiniz kadar yapmalısınız.

Esenlikler,

Hoş sözleriniz için teşekkürler. SS’lik bana hayatta ne olursa olsun savaşmayı öğretti. Savaşın sonu mağlubiyet bile gözükse, kazanmaya inanarak bir şekilde pes etmemeyi öğretti. Kaldı ki, çoğu zaman mağlubiyet sadece bir illüzyondu. Şu ana kadar olan bütün savaşlarımda SS’likten sonra çoğunda zafere sahip oldum. Zaferin kilit anahtarı inançtı. Bu anahtarı kullanmaya teşvik eden ise sevgili ailemiz, güzel yazılar ve çeviriler ile forumun yetkilileriydi. Bir çakmak ile meşaleyi yakıp bir şeyleri aydınlatabilirsiniz, veya her şeyi yakılabilir. En büyük yanılgıyı o meşaleyi Tanrıların ateşlemesini beklemekti. Fakat tüm bunları bana bizzat öğrenip deneyimlememi sağladılar.

Kesinlikle katılıyorum, sizin bu söylediklerinizden öncesinde de çalışmaların bu tür etkiler çıkartabileceğine dair bir şeyler okumuştum. Gerçekten de çalışmaların bazı yerlerinde psikolojik olarak zor durumlar atlattım. Şu an çok daha iyi hissediyorum. Uzun süre sonra hayatın tadına vardım. Çok daha iyisi de olacak, hiçbir zaman hedefim düşük olmadı. Daha da ileriye, yeni yüksekliklere doğru!

Yine kesinlikle katılıyorum, bu çalışmaları yaparken, kendimi düzelttiğimi hissettiğimden ötürü kafamda direkt bir heykel çalışması canlanıyor. Bir heykeli şekillendirirken ilk öncelikle her yer kirlenir, tozlanır ve pislenir. Sonrasında temizlendiğinde ise karşımızda o görmek istediğim güzel sanat eserini görürüz.

İyi günler.
 
En zorlu adımı, yani başlangıç adımını cesaretle atmayı başarmış birisiniz; bu, büyük bir takdir ve övgüyü hak eden bir irade göstergesidir.

Tanrılar bizleri iyileştirebilir, ancak bu iyileşmenin gerçekleşebilmesi için önce kendi içimize dönerek kalbimizi ve ruhumuzu onlara açmalıyız. İyileşmeyi kabullenmek, yapılması gereken ilk şeydir ve bu da insanın kendisine karşı dürüstlüğünden, değişime olan samimi arzusundan geçer.

Eminim ki bu yolda adımlarınızı bu kararlılıkla ve istikrarla sürdürdüğünüz sürece, karşılaştığınız zorlukların üstesinden gelecek, geçmişin yüklerinden kurtularak daha aydınlık bir geleceğe yöneleceksiniz. Size tüm kalbimle destek olduğumu ve bu sürecin sonunda hak ettiğiniz huzuru bulacağınıza inandığımı bilmenizi isterim.
 
Esenlikler,

Bir süre öncesinde transvari kadınsı hislerimden dolayı maskülenlik çalışması yaptım ve bitirdim. Üzerine sağlık çalışması yaparak bazı sağlık problemlerimi aştım. Şimdiyse duygusal bedeni iyileştirme çalışması yapıyorum ve her şey çok güzel ilerliyor. Bu son çalışma hayatımda aşırı fark etti ve bu yazıda bahsettiğim çalışmalardan önceki ben ve şimdi ben çok farklı. Bu süreci tamamladığımı hissetmeye başladığımda uzun bir yazı halinde ilham kaynağı olması açısından paylaşacağım. Çok zor bir dönemdi, fakat şu an yolun sonundaki ışığı görüyorum. Bu süreçte bana Tanrılar çok yardımcı oldular ve Sonne Bey’in desteği olmasaydı bu hale gelemezdim. Onun yardımı paha biçilemezdi benim için. Tanrılara ve ona teşekkürler.

Duygusal bedeni iyileştirme çalışmasına devam ediyor olsam da, içimden sürekli buraya bir konu hakkında yazmak çıkmıyor. İçimde sürekli beni yiyip bitiren bir şeyler var hala. Kendimi özgür hissetmemi engelliyor, sanki bir zindandaymışım gibi hissettiriyor. Bunun ne olduğu hakkında fikrim yok ve sizlerin düşüncelerini önemsediğimden ötürü burada paylaşıyorum. Tabii ki özel hayatımı bilmediğinizden ötürü bir yere kadar yorum yapabilirsiniz. Sizden istediğim sadece bu süreci daha iyi bir şekilde atlatmamda ve bu çözmeye çalıştığım şeylerde önerileriniz.

Herkese teşekkürler.
Elinize sağlık, bu translık meselesi çok aşağılık bir y*hudi oyunu-kandırmacası. Direkt aileyi ve toplumsal yapıyı bozmak için yapılmış bir şey, internetten sizin gibi hissetmiş fakat bu hislerin asılsız olduğunun farkına varmış insanların hikayelerini okumuşsunuzdur mutlaka; eşinden boşananlar mı dersiniz yoksa anne-babasıyla arasını bozup iğrenç bir hayata atılanlar mı. Çok tebrik ediyorum sizi, yılanın başını küçükken ezin.
Dediğiniz gibi özel hayatınızı bilmediğim için net bir öneri-tavsiye yapmam olanaksız, fakat buna rağmen istikrarınızı koruyarak bu konuyu da aşacağınız apaçık ortada; şüpheniz olmasın. Siz asıl olan sorunu tespit edip, bunun düzeltilmesi gerektiğinin ayırdına varıp burun kıvırmadan doğru olanı yapmış bir insansınız. Atlattığınız şeyin nasıl bir illet olduğunu şahsen yaşamamış olsam da çocukluğumdan beri tanıdığım ve bana bu sorununu açabilecek kadar yakın olduğum bir arkadaşıma destek olmak için kayda değer bir araştırma yapmıştım.

Her neyse, size ruhaniyetle çok ilgisi olmayan bir şeyler önermek istiyorum. Günümüzde insanların büyük çoğunluğu, ortada sebep yokken o saçma engel-zindan hissini yaşıyor; bunun sebebinin de hayata karşı amaçsızlık, hedefsizlik ve kaygılardan ileri geldiğini düşünüyorum. Yanlış anlamayın, ülkemizde ciddi bir yerlere gelmek zor; torpil gibi saçmalıklardan dolayı; bu da asıl hedefe yaklaşma konusunda insanı soğutuyor ve bu hedefe yaklaşırken insanın hayatına renk katacak hobileri görmezden gelmemize sebep oluyor. Bu lanet bir şey çünkü insan gerçekten kendini kapana sıkıştırıyor, bu kapan nedir? konfor alanından başka bir şey değil.
Gerçekçi olalım, Türkiye de hobi sahibi olmak zor. Görsel sanatların tüm dallarını kendime ana meslek dalı bellemiş birisi olarak söz hakkına sahip olduğumu düşünüyorum. Mesela sembolik de olsa heykel yapmaktan söz etmişsiniz, neden kil satın alıp heykel yapmayasınız? asıl mesele para. Kil aslında fazla pahalı bir uğraş değil, kilosu 50 TL sanıyorum; lakin öğrenme aşamaları, kaliteli ve çeşitli modelaj kalemleri ve dene yanıl yapma gibi şeyler göz önüne alınınca kilolarca kil alacaksınız ve belki binlerce lira harcayacaksınız. Yağlı Boya tablo yapmanın maliyetine değinmiyorum bile, boya tüpleri yüzlerce lira olabiliyor; tuvaller de öyle, fırçalar da.

Ben sizin hayata karşı belli bir kariyer hedefiniz olduğunuzu düşünüyorum. Buna ek olarak bir hobi ekleyin, dediğim gibi pahalı bir hobi olmasına gerek yok çünkü bunu asıl işi olarak yapan ben bile para yetiştiremiyorum artık. Ülkemizde hobi dediğimizde insanların aklına hep koleksiyonculuk, görsel sanatlar, müzik aletleri çalmak ve spor salonuna gidip vücut geliştirmek gibi kayda değer para isteyen şeyler geliyor. Bunun yerine daha hafif fakat hayata karşı duruşunuzu daha da sağlamlaştıracak hobiler edinin. Mesela yeni diller öğrenin, bu öğrendiğiniz diller ile bazı klasik eserleri orijinal dillerinde okuyun. Alın size güzel bir hedef, 2 yıl içinde Almancanızı belli bir seviyeye getirip Mein Kampf eserini ana dilinde okuyun. Böyle belli hedeflerde başarılı olmak insana tatmin sağlar, doğrudur; fakat o yolda edindiğiniz bilgi sizi kelimenin tam anlamıyla üst sınıfa taşıyacak. Mein Kampf okuma hedefiyle Almanca öğrendiniz, Mein Kampf okudunuz; belli bir fayda elde ettiniz kitaptan ama asıl önemli olan Almanca öğrenmiş olmanız. Bu sadece bir örnek, Almanca ile sınırlı kalmayın; Rusça ve Yunanca da öğrenin, oradan sonra Antik Yunanca. Dil öğrenme konusunda kendinize güvenmiyorsanız Azerbaycan Türkçesi öğrenerek yola başlayabilirsiniz.
Dediğim gibi dil öğrenmek sadece bir öneri, internete sahip olduğunuz için para bile harcamadan çok ciddi bilgi birikimi edinebilirsiniz; fakat farklı hobiler de bulabilirsiniz. Hobi hobi diye baş şişirdiğimin farkındayım, lakin insanı özel ve ayrıcalıklı hissettiren bir duruma evriliyor bu; SS olduğumuz için zaten ayrıcalıklıyız ama daha da ayrıcalıklı hissetmekten zarar gelmez.

Yolunuz açık olsun.
 
En zorlu adımı, yani başlangıç adımını cesaretle atmayı başarmış birisiniz; bu, büyük bir takdir ve övgüyü hak eden bir irade göstergesidir.

Tanrılar bizleri iyileştirebilir, ancak bu iyileşmenin gerçekleşebilmesi için önce kendi içimize dönerek kalbimizi ve ruhumuzu onlara açmalıyız. İyileşmeyi kabullenmek, yapılması gereken ilk şeydir ve bu da insanın kendisine karşı dürüstlüğünden, değişime olan samimi arzusundan geçer.

Eminim ki bu yolda adımlarınızı bu kararlılıkla ve istikrarla sürdürdüğünüz sürece, karşılaştığınız zorlukların üstesinden gelecek, geçmişin yüklerinden kurtularak daha aydınlık bir geleceğe yöneleceksiniz. Size tüm kalbimle destek olduğumu ve bu sürecin sonunda hak ettiğiniz huzuru bulacağınıza inandığımı bilmenizi isterim.

Esenlikler,

Sizden böyle bir övgü almak güzel bir his. Bu bir onur benim için.

Ben Tanrılara inanıyorum, onların da bana inanmasını istedim her zaman. Gözüm sadece zaferde, teslimiyet hissettiğim tek şey Tanrılar.

Desteğiniz için her daim teşekkürümü dile getiriyor olsam da desteğiniz paha biçilemezdi. Desteğiniz ve inancınız için teşekkürler.

İyi günler.


Esenlikler,

Hislerimiz her zaman bize doğruyu söylemezler. Yanlış bir şeye inanan insanın ona inanıyor olması gerçeğin farklı olduğunu değiştirmiyor. Ben sadece hoşuma giden, kendimi güya daha iyi hissetmemi sağlayan şeylerin yanlış olduğunu, zihinimin beni yanılttığının farkındaydım. Güneş gözlüğü takmak hayatı renkli görmekten mahrum bırakıyor. Veya at gözlüğü diyelim, fark etmez.

Hasta olduğumuz zaman bunu biliriz ve kendimizi iyileştirmeye çalışırız. Ya peki düşünce yapımız hastalıklıysa? Bizi iyi ve güzel hissettiren şeyler aslında yanlışsa? Bir seri katil insanları dehşet verici bir şekilde öldürdüğü zaman mutlu oluyorsa bu onun yapması gereken bir şey midir? Uyuşturucu da çok güzel hissettiriyor ama zararı aşikar ortada. Durumumu bunlara benzetiyorum.

Aslında o kadar amaçlı bir hayatım yok. SS olmama rağmen çoğunlukla amaçsızca yaşıyordum. Sadece yaşamak için yaşıyordum. Daha yeni yeni hedeflerim ve amaçlarım beliriyor. Daha öncesinde sadece amacım reenkarne döngüsüne sıkışıp kalmamaktı. İnsanlar çocukları için daha iyi bir hayat yaşamaları için çaba sarf ediyorlar. Benim şu anki amaçlarımdan birisi karmamı düzeltip ileriki yaşamımda güzel bir başlangıç yapmak. Bu hayattaki gibi berbat bir başlangıç değil. Eğer bu hayatta böyle bir başlangıç yaptım ve hayatıma müdahale etmediğim taktirde berbat ilerliyorsa, geçmiş yaşamım var ise onu berbat geçirmişim demektir. Önceki hayatımda yanlış yapmışsam bile bu hayatı yanlışlara adamayacağım. Onu düzeltmek elzem ve gerekli.

Bu dedikleriniz ciddi meseleler olduğunu düşünüyorum. Aslında bu satırları bile size cevap olarak yazarken hayatımda bir içten içe faaliyetsizlik, donukluk olduğunu fark ettim. Bugün yine karanlık bir yer ışığa kavuştu. Bir gün ise içim tamamen aydınlık olacak.

Hobi konusunda ilgimi çeken herhangi bir alan yok şu anlık. Ancak kişisel gelişim amaçlı derinlemesine bir ilerleyiş hoş olabilir. Niye olmasın ki?

Bütün dediklerinizi cevabıma yansıtamıyor olsam da, zihnimde yer kaplıyorlar ve üzerlerine düşündüğüm şeyler. Farklı sözlerle farklı objektiften fark etme imkanı sağladı yazdığınız satırlar.

Hoş sözleriniz için teşekkür ediyorum.

İyi günler.
 
Siz hayatınızdaki sorunları çözme cesaretine sahip bir insansınız ve bu özelliğiniz takdir edilesi. Diyebileceğim tek şey bir SS olarak sizinle gurur duyduğum. Bu topluluk içinde sizin gibi üyelere ihtiyacımız var.

Duygusal bedeni iyileştirme çalışmasında bu tarz hislerin açığa çıkması normaldir. Bu hislerin geçici olduğunu bilin. Yaşadığınız negatif etkiler bu büyünün işe yaradığını gösteriyor. Kendinize güvenin ve disiplinli bir şekilde çalışmayı tamamlayın.

Bu çalışmanın oluşturduğu negatif etkilerden daha fazla temizlik yaparak kurtulabilirsiniz. Şu anki ritüel takvimine katılmanızı da şiddetle öneriyorum. Lord Eligos'un güç ritüeli ruhu muazzam bir biçimde temizliyor ve negatif enerjiyi yakıyor. Bu ritüeli yapabildiğiniz kadar yapmalısınız.
Bir günde bir defamı, yoksa bir kaç kez defa mı yapalım. Lord Eligos 'un ritüelini ? Kayre SATAN!
 
Esenlikler,

Hoş sözleriniz için teşekkürler. SS’lik bana hayatta ne olursa olsun savaşmayı öğretti. Savaşın sonu mağlubiyet bile gözükse, kazanmaya inanarak bir şekilde pes etmemeyi öğretti. Kaldı ki, çoğu zaman mağlubiyet sadece bir illüzyondu. Şu ana kadar olan bütün savaşlarımda SS’likten sonra çoğunda zafere sahip oldum. Zaferin kilit anahtarı inançtı. Bu anahtarı kullanmaya teşvik eden ise sevgili ailemiz, güzel yazılar ve çeviriler ile forumun yetkilileriydi. Bir çakmak ile meşaleyi yakıp bir şeyleri aydınlatabilirsiniz, veya her şeyi yakılabilir. En büyük yanılgıyı o meşaleyi Tanrıların ateşlemesini beklemekti. Fakat tüm bunları bana bizzat öğrenip deneyimlememi sağladılar.

Kesinlikle katılıyorum, sizin bu söylediklerinizden öncesinde de çalışmaların bu tür etkiler çıkartabileceğine dair bir şeyler okumuştum. Gerçekten de çalışmaların bazı yerlerinde psikolojik olarak zor durumlar atlattım. Şu an çok daha iyi hissediyorum. Uzun süre sonra hayatın tadına vardım. Çok daha iyisi de olacak, hiçbir zaman hedefim düşük olmadı. Daha da ileriye, yeni yüksekliklere doğru!

Yine kesinlikle katılıyorum, bu çalışmaları yaparken, kendimi düzelttiğimi hissettiğimden ötürü kafamda direkt bir heykel çalışması canlanıyor. Bir heykeli şekillendirirken ilk öncelikle her yer kirlenir, tozlanır ve pislenir. Sonrasında temizlendiğinde ise karşımızda o görmek istediğim güzel sanat eserini görürüz.

İyi günler.
Tabi şundan size örnek vereyim, şimdi bir ev tamir ediyorsun alçı sıva başlıyorsun boya, her taraf batıyor sonra iş bitince, temiz nezih bir ortam ortaya çıkıyor...
 
Elinize sağlık, bu translık meselesi çok aşağılık bir y*hudi oyunu-kandırmacası. Direkt aileyi ve toplumsal yapıyı bozmak için yapılmış bir şey, internetten sizin gibi hissetmiş fakat bu hislerin asılsız olduğunun farkına varmış insanların hikayelerini okumuşsunuzdur mutlaka; eşinden boşananlar mı dersiniz yoksa anne-babasıyla arasını bozup iğrenç bir hayata atılanlar mı. Çok tebrik ediyorum sizi, yılanın başını küçükken ezin.
Dediğiniz gibi özel hayatınızı bilmediğim için net bir öneri-tavsiye yapmam olanaksız, fakat buna rağmen istikrarınızı koruyarak bu konuyu da aşacağınız apaçık ortada; şüpheniz olmasın. Siz asıl olan sorunu tespit edip, bunun düzeltilmesi gerektiğinin ayırdına varıp burun kıvırmadan doğru olanı yapmış bir insansınız. Atlattığınız şeyin nasıl bir illet olduğunu şahsen yaşamamış olsam da çocukluğumdan beri tanıdığım ve bana bu sorununu açabilecek kadar yakın olduğum bir arkadaşıma destek olmak için kayda değer bir araştırma yapmıştım.

Her neyse, size ruhaniyetle çok ilgisi olmayan bir şeyler önermek istiyorum. Günümüzde insanların büyük çoğunluğu, ortada sebep yokken o saçma engel-zindan hissini yaşıyor; bunun sebebinin de hayata karşı amaçsızlık, hedefsizlik ve kaygılardan ileri geldiğini düşünüyorum. Yanlış anlamayın, ülkemizde ciddi bir yerlere gelmek zor; torpil gibi saçmalıklardan dolayı; bu da asıl hedefe yaklaşma konusunda insanı soğutuyor ve bu hedefe yaklaşırken insanın hayatına renk katacak hobileri görmezden gelmemize sebep oluyor. Bu lanet bir şey çünkü insan gerçekten kendini kapana sıkıştırıyor, bu kapan nedir? konfor alanından başka bir şey değil.
Gerçekçi olalım, Türkiye de hobi sahibi olmak zor. Görsel sanatların tüm dallarını kendime ana meslek dalı bellemiş birisi olarak söz hakkına sahip olduğumu düşünüyorum. Mesela sembolik de olsa heykel yapmaktan söz etmişsiniz, neden kil satın alıp heykel yapmayasınız? asıl mesele para. Kil aslında fazla pahalı bir uğraş değil, kilosu 50 TL sanıyorum; lakin öğrenme aşamaları, kaliteli ve çeşitli modelaj kalemleri ve dene yanıl yapma gibi şeyler göz önüne alınınca kilolarca kil alacaksınız ve belki binlerce lira harcayacaksınız. Yağlı Boya tablo yapmanın maliyetine değinmiyorum bile, boya tüpleri yüzlerce lira olabiliyor; tuvaller de öyle, fırçalar da.

Ben sizin hayata karşı belli bir kariyer hedefiniz olduğunuzu düşünüyorum. Buna ek olarak bir hobi ekleyin, dediğim gibi pahalı bir hobi olmasına gerek yok çünkü bunu asıl işi olarak yapan ben bile para yetiştiremiyorum artık. Ülkemizde hobi dediğimizde insanların aklına hep koleksiyonculuk, görsel sanatlar, müzik aletleri çalmak ve spor salonuna gidip vücut geliştirmek gibi kayda değer para isteyen şeyler geliyor. Bunun yerine daha hafif fakat hayata karşı duruşunuzu daha da sağlamlaştıracak hobiler edinin. Mesela yeni diller öğrenin, bu öğrendiğiniz diller ile bazı klasik eserleri orijinal dillerinde okuyun. Alın size güzel bir hedef, 2 yıl içinde Almancanızı belli bir seviyeye getirip Mein Kampf eserini ana dilinde okuyun. Böyle belli hedeflerde başarılı olmak insana tatmin sağlar, doğrudur; fakat o yolda edindiğiniz bilgi sizi kelimenin tam anlamıyla üst sınıfa taşıyacak. Mein Kampf okuma hedefiyle Almanca öğrendiniz, Mein Kampf okudunuz; belli bir fayda elde ettiniz kitaptan ama asıl önemli olan Almanca öğrenmiş olmanız. Bu sadece bir örnek, Almanca ile sınırlı kalmayın; Rusça ve Yunanca da öğrenin, oradan sonra Antik Yunanca. Dil öğrenme konusunda kendinize güvenmiyorsanız Azerbaycan Türkçesi öğrenerek yola başlayabilirsiniz.
Dediğim gibi dil öğrenmek sadece bir öneri, internete sahip olduğunuz için para bile harcamadan çok ciddi bilgi birikimi edinebilirsiniz; fakat farklı hobiler de bulabilirsiniz. Hobi hobi diye baş şişirdiğimin farkındayım, lakin insanı özel ve ayrıcalıklı hissettiren bir duruma evriliyor bu; SS olduğumuz için zaten ayrıcalıklıyız ama daha da ayrıcalıklı hissetmekten zarar gelmez.

Yolunuz açık olsun.
Sanat yapmak için paraya ihtiyaç yok, sanatı para yapmaz, sanat sadece heykel yapmak değil dir, illa kille almanıza gerek yok kill bir defa para bile değil bedava, kill dediğiniz toprak biraz kırsala gidince herşey bulursunuz ...
 
Aslında o kadar amaçlı bir hayatım yok. SS olmama rağmen çoğunlukla amaçsızca yaşıyordum. Sadece yaşamak için yaşıyordum. Daha yeni yeni hedeflerim ve amaçlarım beliriyor. Daha öncesinde sadece amacım reenkarne döngüsüne sıkışıp kalmamaktı. İnsanlar çocukları için daha iyi bir hayat yaşamaları için çaba sarf ediyorlar. Benim şu anki amaçlarımdan birisi karmamı düzeltip ileriki yaşamımda güzel bir başlangıç yapmak. Bu hayattaki gibi berbat bir başlangıç değil. Eğer bu hayatta böyle bir başlangıç yaptım ve hayatıma müdahale etmediğim taktirde berbat ilerliyorsa, geçmiş yaşamım var ise onu berbat geçirmişim demektir. Önceki hayatımda yanlış yapmışsam bile bu hayatı yanlışlara adamayacağım. Onu düzeltmek elzem ve gerekli.
Yazdıklarınız bana bir kaç yıl önceki halimi anımsattı. Şöyle söyleyeyim, ben SS olmadan evvel şuan sizin içinde bulunduğunuz bu "amaçsızlık" evresini yaşıyordum fakat bu öylesine normal gelmeye başlamıştı ki küçük dopamin patlamaları beni mutlu ediyor ve geleceğe ait hiç bir plan yapmadan yıllarım geçiyordu. Dile kolay, çok uzun bir süreyi böyle geçirdim fakat Tanrılara şükür daha da geç olmadan ani ve dehşet verici bir aydınlanma yaşadım; 1-2 ay geçmeden de adanmış olsam gerek.

Ben de sahip olduğum hayatı çok değersiz düşünüyordum başlarda, sanki herkes düzgün diyebileceğimiz şekilde yaşamış ve ben bir şeyler kaçırmışım gibi. Arkadaşlarım olsa da kimseye gerçekten sevgi duymadım, sevmediğim insanlar olsa da nefret ettiğim insanlar da olmadı. "Yalnız Kurt" olmak benim kaderim diyordum ve bunu sürdürmeye çalışıyordum, ne kadar yanıldığımı görünce cidden içim acıyor. Bahsettiğim şeylere artık sahip olduğumu söyleyebilirim, üstelik bunlar adanmamdan sonra yaşandığı için doğal olarak biraz da olsa bunları SS olmama bağlıyorum. Böyle düşünmek sanki hayata 2.bir başlangıç yapmışım gibi hissetmemi sağlıyor; pek doğru değil ve biraz dramatik bir yaklaşım, sonuç olarak kendim de ciddi bir emek verdim fakat kendi kendimi kandırmadığım sürece her şey yolunda olacak.

Hobi konusunda bir kaç şey daha söyleyebilirim. Mesela ben düzenli kitap okuyan bir insandım, fakat son 1-2 aydır kendimi dinlenmeye aldığım için farklı şeyler deniyorum; mesela normal şartlarda ayda 2-3 kitap bitirmek bile benim için yeterliydi fakat kendimi zorlayarak ayda 10-15 kitap bitirebildiğimi gördüm. Bunu elbette çok fazla boş zamanım var diye yaptım, düzenli hayatı olan birisi için özenilmesi gereken bir şey değil. Fakat demeye çalıştığım şu, ayın son günü geldiğinde okuduğum kitapları yan yana dizip bir kitap rafını doldurduğunu görünce günlük hayatta haksız yere maruz kaldığımız o küçük dopamin patlamalarından çok daha fazlasını hak ederek kazandığımı hissettim. Kanatları kabarmak sözü vardır ya, tam anlamıyla onu yaşadım.
Bu dopamin meselesi tam bir tuzak, korkunç bir şey. Mesela TikTok'a girip aşağı kaydırıyorsunuz, 30 dakika bomboş şeyler çıkıyor ama sadece tek bir güzel video görüyorsunuz. Bu bir kaç kez tekrarlandığında beyniniz kendini şartlıyor ve bildiğiniz bağımlı oluyorsunuz. Kişisel gelişim çok yanlış anlaşılan bir kavram, kişisel gelişime en çok ihtiyaç duyan insanlar bunu duyup burun kıvırıyor. Hoş, aynı kitle meditasyon yaptığımızı duyunca yine burun kıvırıyor; şaka gibi. Bilmiyorlar ki onlardan 20 tanesi bir araya gelse +1 dil bilen tek bir insan etmez. Bu yüzden kendinizi geliştirin lafından ziyade şunu diyorum, kendinize değer katın ve değerli bir insan olun.

Sanat yapmak için paraya ihtiyaç yok, sanatı para yapmaz, sanat sadece heykel yapmak değil dir, illa kille almanıza gerek yok kill bir defa para bile değil bedava, kill dediğiniz toprak biraz kırsala gidince herşey bulursunuz ...
Doğrudur, resim çizmek isteyen birisi 2-3 tane dereceli kalem alıp bir kaç kağıt alsa öyle çok büyük bir ücret ödemez; daha doğrusu eskiden ödemiyordu, artık bırakın dereceli kalemi düz kurşun kalem bile 30-40 TL ediyor. Yine de evdeki malzemelerle de başlangıç seviyesi sanat yapılabilir fakat ben biraz daha bu konularda profesyonelleşmek isteyenlere ithafen yazdım. Yağlı Boya yapmaktan sırf bu yüzden soğudum, 2-3 ayda bir toplu alışveriş yapalım diyorum donumu vermediğim kalıyor.

Bu arada alakasız olsa da kil konusunda hevesi olan varsa doğadan kil toplamak yerine biraz paraya kıyıp temiz kil almanızı şiddetle tavsiye ederim. Bana heykel eğitimi veren hocalardan biri sağ olsun doğal kil kullanıyordu ve içi börtü, böcek, ot ve çakıl taşı doluydu. Odağı vermeniz gereken bir işte kilden taş çıkınca hem odağınız bozuluyor hem de o taşı çıkarırken heykelin yapısına zarar veriyordunuz ve düzeltmesi boşa zaman harcıyordu. Bu arada ille de yaptığınız her heykeli kurutmanıza yahut fırına atmanıza gerek yok, eğer kendinizi geliştiriyorsanız yapıp bozmaktan korkmayın; bir de kille uğraşmaktan sıkılınca üstünü ıslatıp ıslak bir bez-havluyla örtüp güneş ışığından uzağa koyun. Böyle yaparsanız satın aldığınız kil sizi uzun süre idare eder.
 
Yazdıklarınız bana bir kaç yıl önceki halimi anımsattı. Şöyle söyleyeyim, ben SS olmadan evvel şuan sizin içinde bulunduğunuz bu "amaçsızlık" evresini yaşıyordum fakat bu öylesine normal gelmeye başlamıştı ki küçük dopamin patlamaları beni mutlu ediyor ve geleceğe ait hiç bir plan yapmadan yıllarım geçiyordu. Dile kolay, çok uzun bir süreyi böyle geçirdim fakat Tanrılara şükür daha da geç olmadan ani ve dehşet verici bir aydınlanma yaşadım; 1-2 ay geçmeden de adanmış olsam gerek.

Ben de sahip olduğum hayatı çok değersiz düşünüyordum başlarda, sanki herkes düzgün diyebileceğimiz şekilde yaşamış ve ben bir şeyler kaçırmışım gibi. Arkadaşlarım olsa da kimseye gerçekten sevgi duymadım, sevmediğim insanlar olsa da nefret ettiğim insanlar da olmadı. "Yalnız Kurt" olmak benim kaderim diyordum ve bunu sürdürmeye çalışıyordum, ne kadar yanıldığımı görünce cidden içim acıyor. Bahsettiğim şeylere artık sahip olduğumu söyleyebilirim, üstelik bunlar adanmamdan sonra yaşandığı için doğal olarak biraz da olsa bunları SS olmama bağlıyorum. Böyle düşünmek sanki hayata 2.bir başlangıç yapmışım gibi hissetmemi sağlıyor; pek doğru değil ve biraz dramatik bir yaklaşım, sonuç olarak kendim de ciddi bir emek verdim fakat kendi kendimi kandırmadığım sürece her şey yolunda olacak.

Hobi konusunda bir kaç şey daha söyleyebilirim. Mesela ben düzenli kitap okuyan bir insandım, fakat son 1-2 aydır kendimi dinlenmeye aldığım için farklı şeyler deniyorum; mesela normal şartlarda ayda 2-3 kitap bitirmek bile benim için yeterliydi fakat kendimi zorlayarak ayda 10-15 kitap bitirebildiğimi gördüm. Bunu elbette çok fazla boş zamanım var diye yaptım, düzenli hayatı olan birisi için özenilmesi gereken bir şey değil. Fakat demeye çalıştığım şu, ayın son günü geldiğinde okuduğum kitapları yan yana dizip bir kitap rafını doldurduğunu görünce günlük hayatta haksız yere maruz kaldığımız o küçük dopamin patlamalarından çok daha fazlasını hak ederek kazandığımı hissettim. Kanatları kabarmak sözü vardır ya, tam anlamıyla onu yaşadım.
Bu dopamin meselesi tam bir tuzak, korkunç bir şey. Mesela TikTok'a girip aşağı kaydırıyorsunuz, 30 dakika bomboş şeyler çıkıyor ama sadece tek bir güzel video görüyorsunuz. Bu bir kaç kez tekrarlandığında beyniniz kendini şartlıyor ve bildiğiniz bağımlı oluyorsunuz. Kişisel gelişim çok yanlış anlaşılan bir kavram, kişisel gelişime en çok ihtiyaç duyan insanlar bunu duyup burun kıvırıyor. Hoş, aynı kitle meditasyon yaptığımızı duyunca yine burun kıvırıyor; şaka gibi. Bilmiyorlar ki onlardan 20 tanesi bir araya gelse +1 dil bilen tek bir insan etmez. Bu yüzden kendinizi geliştirin lafından ziyade şunu diyorum, kendinize değer katın ve değerli bir insan olun.


Doğrudur, resim çizmek isteyen birisi 2-3 tane dereceli kalem alıp bir kaç kağıt alsa öyle çok büyük bir ücret ödemez; daha doğrusu eskiden ödemiyordu, artık bırakın dereceli kalemi düz kurşun kalem bile 30-40 TL ediyor. Yine de evdeki malzemelerle de başlangıç seviyesi sanat yapılabilir fakat ben biraz daha bu konularda profesyonelleşmek isteyenlere ithafen yazdım. Yağlı Boya yapmaktan sırf bu yüzden soğudum, 2-3 ayda bir toplu alışveriş yapalım diyorum donumu vermediğim kalıyor.

Bu arada alakasız olsa da kil konusunda hevesi olan varsa doğadan kil toplamak yerine biraz paraya kıyıp temiz kil almanızı şiddetle tavsiye ederim. Bana heykel eğitimi veren hocalardan biri sağ olsun doğal kil kullanıyordu ve içi börtü, böcek, ot ve çakıl taşı doluydu. Odağı vermeniz gereken bir işte kilden taş çıkınca hem odağınız bozuluyor hem de o taşı çıkarırken heykelin yapısına zarar veriyordunuz ve düzeltmesi boşa zaman harcıyordu. Bu arada ille de yaptığınız her heykeli kurutmanıza yahut fırına atmanıza gerek yok, eğer kendinizi geliştiriyorsanız yapıp bozmaktan korkmayın; bir de kille uğraşmaktan sıkılınca üstünü ıslatıp ıslak bir bez-havluyla örtüp güneş ışığından uzağa koyun. Böyle yaparsanız satın aldığınız kil sizi uzun süre idare eder.
kill dediğiniz cillim toprak diyorduk biz köy-de, o cillim toprak, bizim köy-de çok var tonlarca , onu satsak para edermi ? o toprak öyle değerliyse onun ticaretini ben bir düşüneyim sağolun bak birşey öğrendim, sayenizde teşekkür ederim...Kayre SATAN !
 
kill dediğiniz cillim toprak diyorduk biz köy-de, o cillim toprak, bizim köy-de çok var tonlarca , onu satsak para edermi ? o toprak öyle değerliyse onun ticaretini ben bir düşüneyim sağolun bak birşey öğrendim, sayenizde teşekkür ederim...Kayre SATAN !
Bu konuda çok bilgim yok fakat ben kil satın almaya gittiğimde o dükkanlarda genelde çanak, çömlek ve kille yapılmış bir ton ıvır zıvır satılıyor; özel olarak isteyince kendi stoklarından satıyorlar. Sattıkları killeri çerçöpten ayıklayıp temizliyorlar mı bilmiyorum ama 10-20 kiloda küçük bir taş çıkıyor sadece; bir de kıvamları ne çok sert ne çok cıvık. Emin olmasam da çok büyük ihtimalle belli başlı coğrafi konumlarda bu tarz "temiz killer" çıkıyor, isterseniz kaliteli bir yerden o killerden 1 kilo falan alın (En son 50 TL ediyordu) sonra da köydeki kil ile karşılaştırın, eğer aradaki fark çok değilse toplayıp satabilirsiniz ama o kili toplamak için izin almak vs. gerekiyor mu o kadarını bilmiyorum. Yine de güzel bir fikir, hem eğer siz de kil ile uğraşmayı öğrenirseniz (Youtube'da güzel eğitim videoları var) yapımı yarım saat bile sürmeyen çanak çömleği 100-200 TL'den satarsınız.

Bu arada yazarken kil konusuna karşı farkındalığım arttı, 1 saatte 4 tane küçük kül tablası yapsanız ve tanesini 250'den satsanız 1 saatte 1000 TL kazanmış oluyorsunuz. Ben yaptığım şeyleri genelde kendime saklıyorum ama 6-7 günde ciddi anlamda kaliteli gözüken heykeller yapıp 20-30 bin liraya satan tanıdıklarım da oldu. Çanak çömleğe talep çok ama kaliteli heykellerin alıcısı az sanırım, yoksa gerçekten sağlam bir iş.
Ek olarak şunu da ekleyeyim, mesela kilden kül tablası yaptınız; sağlamlaşması için bunu bir şekilde yüksek derecelerde ısıtmanız lazım. Sanırım o kil satan dükkanlardan isteyince küçük bir ücret karşılığı ısıtıyorlar yaptığınız şeyi. Bir de akrilik boya ile yaptığınız şeyi boyayıp güzel desenler çizerseniz bir tık daha pahalıya satabilirsiniz.
 
sağolun verdiğiniz bilgiler için, zaten ben boyacıyım, hobi tasarım boyaları vs ler bunları biliyorum, küçücük eşyaları fahiş fiyatlara boyayanlar, var iyi para kazanıyorlar, tabi bu heykelleri pişirdikten sonra fırında boyanıyor, üzerine sır vernik çekiliyor, akrilik boyanın üzerine sır vernik sürünce, boya daha kalıcı daha parlak oluyor heykel parlak duruyor cam cila gibi
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top