Welcome to our New Forums!

Our forums have been upgraded and expanded!

Çok Garip Bir Durum

Catherinn

New member
Joined
Sep 30, 2024
Messages
43
İçim sürekli sıkılıyor, sanki bir şey sıkıyor gibi. Her şeyden nefret eder oldum Tanrılar hariç. Gelecekte Tanrılardan da nefret etmeyeceğimin hiçbir garantisi yok. Ve en büyük isteğim Magnum Opus'a ulaşmak değil ruhumun ve tüm bedenlerimin yok olması. Yok olduğumu düşündüğümde çok iyi hissediyorum, büyük bir huzur beni kaplıyor. Peki nasıl tamamen yok olabilirim? Ne Tanrılık, ne sonsuz yaşam, ne de herhangi bir şey istiyorum. Tek dileğim tüm varlığım sonsuza dek tamamen yok olması.
 
Gelecekte Tanrılardan da nefret etmeyeceğimin hiçbir garantisi yok. Tek dileğim tüm varlığım sonsuza dek tamamen yok olması.
Sonsuza dek tamamen yok olmak istiyorsanız Tanrı/çalar'dan nefret edip, onların düşmanı olabilirsiniz.
 
Evrendeki her şeye düşman olmam daha iyi olur diye düşünüyorum.
Sizi hayatta rahatsız eden bir durum mu var ? neden böyle bir şeye karar verdiniz ki birazda olsa bu hayatta size yaşama sevinci getiricek bir şey var mı ?
 
Gerçekten de teşekkür ederim tavsiyeniz için sağlıcakla kalın..
Yok olmak istediğiniz için Tanrılara düşman olmak ahmaklıktan öteye gitmez. Zihninizi yanlış yere yönlendirirseniz size getireceği şeyler de farklı olacaktır. Sorununuz ne ise onu çözebilmek için binlerce farklı yol var, ancak çözüm istemiyorsanız bunlar tamamen faydasız. Böyle bir düşünceye kapılmanız ve yok olma yolunda ilerlemeniz size huzur getirmeyecek, yaşadığınız acılardan çok daha kötüsünü getirecek.

Anlattıklarınıza bakarak haritanızda kötü bir Ay veya Neptün yerleşimi olabileceğini düşünüyorum. Bunları tespit edip sorunun üzerine gitmelisiniz. Sizin isteğiniz huzur olsa da gelişim ve bilgelik olmadan huzur da olmaz. Mücadele etmek zorunda değilsiniz, fakat bir hedefiniz ve arzunuz varsa o zaman zorundasınız.

Önemli olan ne kadar çabaladığınız ve sabrettiğinizdir. Acı çekmeniz istediğinizi hak ettiğiniz anlamına gelmez.
 
Sizi hayatta rahatsız eden bir durum mu var ? neden böyle bir şeye karar verdiniz ki birazda olsa bu hayatta size yaşama sevinci getiricek bir şey var mı ?
Yaşama sevinci... Ego, kibir, adilsizlik, ahlaksızlık, yolsuzluk ve savaşların olduğu bir evrende yaşama sevinci yaşamak sanırım en büyük cehalettir. Ben neden kendime bakmalıyım? Ben kimim ki? Böyle bir evrende avantaj elde etsem, ölümsüz olsam, Tanrı olsam neye yarar? Süper güçlerim olsa neye yarar? Eğer Tanrı olsam zaten yine vicdan azabı çekerim çünkü yine evren bu halde... Belki insanlık düzelir, iyi günler de gelir fakat ya evrende yaşayan diğer varlıklar? Bu evren asla gerçeklik olmadı ve asıl gerçeklik fikrimce bu evrenin dışında başlıyor. Size bir soru: Tanrı dediğimiz varlıklar tamamen gelişmiş olan varlıklar ve biz onların kolonisiyiz, peki ya bu gelişmiş varlıklar nasıl ortaya çıktı? Tanrının Tanrısı olur mu diyecekseniz cevap fikrimce Evet'tir. Zaten bu evrenin başlangıcı, evrendeki medeniyetlerin başlangıcını ve evrenin amaçsızlığını ele alırsak her şeyin simülasyon usulü olduğunu anlayabiliriz. Eğer evren gerçekten de gerçek olsaydı tüm bu saçmalıkları; savaşları, üstünlük hissini, adilsizliği, yaşama sevincini bırakır çevremizle ilgilenirdik. Nereden geldiğimizi bilmiyorsak nereye gideceğimizi söyleyemeyiz. Neden ruhlar ortaya çıktı? Neden evren var? Evrenin kökeni nedir? Açıkçası her şeyin ortaya çıkması, medeniyetlerin var olması ve gelişmesi bile saçmalıktır. Peki ya her şey neden ortaya çıktı? Felsefe aslında her şeydir. Ve bu her şeyin içinde birgün gerçek olan yere gidip tüm bu saçmalıklardan uzak gerçekten mutlu bir şekilde var olabileceğimize inanıyorum.
 
Yaşama sevinci... Ego, kibir, adilsizlik, ahlaksızlık, yolsuzluk ve savaşların olduğu bir evrende yaşama sevinci yaşamak sanırım en büyük cehalettir. Ben neden kendime bakmalıyım? Ben kimim ki? Böyle bir evrende avantaj elde etsem, ölümsüz olsam, Tanrı olsam neye yarar? Süper güçlerim olsa neye yarar? Eğer Tanrı olsam zaten yine vicdan azabı çekerim çünkü yine evren bu halde... Belki insanlık düzelir, iyi günler de gelir fakat ya evrende yaşayan diğer varlıklar? Bu evren asla gerçeklik olmadı ve asıl gerçeklik fikrimce bu evrenin dışında başlıyor. Size bir soru: Tanrı dediğimiz varlıklar tamamen gelişmiş olan varlıklar ve biz onların kolonisiyiz, peki ya bu gelişmiş varlıklar nasıl ortaya çıktı? Tanrının Tanrısı olur mu diyecekseniz cevap fikrimce Evet'tir. Zaten bu evrenin başlangıcı, evrendeki medeniyetlerin başlangıcını ve evrenin amaçsızlığını ele alırsak her şeyin simülasyon usulü olduğunu anlayabiliriz. Eğer evren gerçekten de gerçek olsaydı tüm bu saçmalıkları; savaşları, üstünlük hissini, adilsizliği, yaşama sevincini bırakır çevremizle ilgilenirdik. Nereden geldiğimizi bilmiyorsak nereye gideceğimizi söyleyemeyiz. Neden ruhlar ortaya çıktı? Neden evren var? Evrenin kökeni nedir? Açıkçası her şeyin ortaya çıkması, medeniyetlerin var olması ve gelişmesi bile saçmalıktır. Peki ya her şey neden ortaya çıktı? Felsefe aslında her şeydir. Ve bu her şeyin içinde birgün gerçek olan yere gidip tüm bu saçmalıklardan uzak gerçekten mutlu bir şekilde var olabileceğimize inanıyorum.
Cehennemde yaşıyan kişi tüm dünyayı cehennem gibi sanır malesef bulunduğumuz ortam dediğiniz gibi yolsuzluk ve savaş dolu bir yer
Keşke bayrağında kaç tane yıldız var onu bile bilmeyen bir amerikalı gibi yaşasaydık ekonomiden politikadan savaşlardan uzak sadece hayatı eğlence partiler ve cinsellikten ibaret olan biri gibi benim önerim kendi hayatınızda sevdiğiniz insanlarla güvenli bir alan yaratın çünkü böyle şeylere takılırsanız kafayı yersiniz insanlarla ve dünya ile uğraşılmaz gerçekten
Tanrılar hakkında tek diyeceğim şey nasıl bir solucanın tanrısı kartal ise çünkü onu göremeden ölmüş olur aynı bizim yapımız da böyle insanlar olarak basitiz bence burada ki amacımız
Ruhumuzu kişiliğimizi ve yaşam standartlarımızı geliştirmek böylece evren ve yaratılış hakkında daha fazla bilgi sahibi olmuş oluruz
Bende çoğu şeyi buradaki öğretmenlerimden öğreniyorum onlar beni bilgilendiriyor böylece bizde yeni nesillere rehberlik edebiliriz
 
Yaşama sevinci... Ego, kibir, adilsizlik, ahlaksızlık, yolsuzluk ve savaşların olduğu bir evrende yaşama sevinci yaşamak sanırım en büyük cehalettir. Ben neden kendime bakmalıyım? Ben kimim ki? Böyle bir evrende avantaj elde etsem, ölümsüz olsam, Tanrı olsam neye yarar? Süper güçlerim olsa neye yarar? Eğer Tanrı olsam zaten yine vicdan azabı çekerim çünkü yine evren bu halde... Belki insanlık düzelir, iyi günler de gelir fakat ya evrende yaşayan diğer varlıklar? Bu evren asla gerçeklik olmadı ve asıl gerçeklik fikrimce bu evrenin dışında başlıyor. Size bir soru: Tanrı dediğimiz varlıklar tamamen gelişmiş olan varlıklar ve biz onların kolonisiyiz, peki ya bu gelişmiş varlıklar nasıl ortaya çıktı? Tanrının Tanrısı olur mu diyecekseniz cevap fikrimce Evet'tir. Zaten bu evrenin başlangıcı, evrendeki medeniyetlerin başlangıcını ve evrenin amaçsızlığını ele alırsak her şeyin simülasyon usulü olduğunu anlayabiliriz. Eğer evren gerçekten de gerçek olsaydı tüm bu saçmalıkları; savaşları, üstünlük hissini, adilsizliği, yaşama sevincini bırakır çevremizle ilgilenirdik. Nereden geldiğimizi bilmiyorsak nereye gideceğimizi söyleyemeyiz. Neden ruhlar ortaya çıktı? Neden evren var? Evrenin kökeni nedir? Açıkçası her şeyin ortaya çıkması, medeniyetlerin var olması ve gelişmesi bile saçmalıktır. Peki ya her şey neden ortaya çıktı? Felsefe aslında her şeydir. Ve bu her şeyin içinde birgün gerçek olan yere gidip tüm bu saçmalıklardan uzak gerçekten mutlu bir şekilde var olabileceğimize inanıyorum.
Neresi o gidipte mutlu olacağımız, yer cennetmi ? zaten tek tanrılı dinlerde, sizin dediklerinizi demiyor mu ? peki o halde neden, bir elmayı bile insana çok görüyor.Anlatacaklarınız bu kadar mı? Esenlikler
 
İçim sürekli sıkılıyor, sanki bir şey sıkıyor gibi. Her şeyden nefret eder oldum Tanrılar hariç. Gelecekte Tanrılardan da nefret etmeyeceğimin hiçbir garantisi yok. Ve en büyük isteğim Magnum Opus'a ulaşmak değil ruhumun ve tüm bedenlerimin yok olması. Yok olduğumu düşündüğümde çok iyi hissediyorum, büyük bir huzur beni kaplıyor. Peki nasıl tamamen yok olabilirim? Ne Tanrılık, ne sonsuz yaşam, ne de herhangi bir şey istiyorum. Tek dileğim tüm varlığım sonsuza dek tamamen yok olması.
Rekreasyona ihtiyacınız var. Biraz dinlenin.
 
Neresi o gidipte mutlu olacağımız, yer cennetmi ? zaten tek tanrılı dinlerde, sizin dediklerinizi demiyor mu ? peki o halde neden, bir elmayı bile insana çok görüyor.Anlatacaklarınız bu kadar mı? Esenlikler
Sanırım anlayamamışsınız. Söyleyin o din hocalarına çok fazla elma yemesinler kafa yapıyor bayağı. Demek istediğimi anlamanız zor bir şey zaten anlamanızı da beklemiyorum. Esenlikler. Anlatılacak şeyler hiçbir zaman bitmez.
 
Cehennemde yaşıyan kişi tüm dünyayı cehennem gibi sanır malesef bulunduğumuz ortam dediğiniz gibi yolsuzluk ve savaş dolu bir yer
Keşke bayrağında kaç tane yıldız var onu bile bilmeyen bir amerikalı gibi yaşasaydık ekonomiden politikadan savaşlardan uzak sadece hayatı eğlence partiler ve cinsellikten ibaret olan biri gibi benim önerim kendi hayatınızda sevdiğiniz insanlarla güvenli bir alan yaratın çünkü böyle şeylere takılırsanız kafayı yersiniz insanlarla ve dünya ile uğraşılmaz gerçekten
Tanrılar hakkında tek diyeceğim şey nasıl bir solucanın tanrısı kartal ise çünkü onu göremeden ölmüş olur aynı bizim yapımız da böyle insanlar olarak basitiz bence burada ki amacımız
Ruhumuzu kişiliğimizi ve yaşam standartlarımızı geliştirmek böylece evren ve yaratılış hakkında daha fazla bilgi sahibi olmuş oluruz
Bende çoğu şeyi buradaki öğretmenlerimden öğreniyorum onlar beni bilgilendiriyor böylece bizde yeni nesillere rehberlik edebiliriz
Siz de ne demek istediğimi anlayamamışsınız. Neyse size de esenlikler diliyorum. Teşekkürler yardımınız için.
 
Sanırım anlayamamışsınız. Söyleyin o din hocalarına çok fazla elma yemesinler kafa yapıyor bayağı. Demek istediğimi anlamanız zor bir şey zaten anlamanızı da beklemiyorum. Esenlikler. Anlatılacak şeyler hiçbir zaman bitmez.
Ek olarak hayır demiyor. Tek tanrılı dinler ellerinde olsa felsefeyi yasaklayacak.
 
Yaşama sevinci... Ego, kibir, adilsizlik, ahlaksızlık, yolsuzluk ve savaşların olduğu bir evrende yaşama sevinci yaşamak sanırım en büyük cehalettir. Ben neden kendime bakmalıyım? Ben kimim ki? Böyle bir evrende avantaj elde etsem, ölümsüz olsam, Tanrı olsam neye yarar? Süper güçlerim olsa neye yarar? Eğer Tanrı olsam zaten yine vicdan azabı çekerim çünkü yine evren bu halde... Belki insanlık düzelir, iyi günler de gelir fakat ya evrende yaşayan diğer varlıklar? Bu evren asla gerçeklik olmadı ve asıl gerçeklik fikrimce bu evrenin dışında başlıyor. Size bir soru: Tanrı dediğimiz varlıklar tamamen gelişmiş olan varlıklar ve biz onların kolonisiyiz, peki ya bu gelişmiş varlıklar nasıl ortaya çıktı? Tanrının Tanrısı olur mu diyecekseniz cevap fikrimce Evet'tir. Zaten bu evrenin başlangıcı, evrendeki medeniyetlerin başlangıcını ve evrenin amaçsızlığını ele alırsak her şeyin simülasyon usulü olduğunu anlayabiliriz. Eğer evren gerçekten de gerçek olsaydı tüm bu saçmalıkları; savaşları, üstünlük hissini, adilsizliği, yaşama sevincini bırakır çevremizle ilgilenirdik. Nereden geldiğimizi bilmiyorsak nereye gideceğimizi söyleyemeyiz. Neden ruhlar ortaya çıktı? Neden evren var? Evrenin kökeni nedir? Açıkçası her şeyin ortaya çıkması, medeniyetlerin var olması ve gelişmesi bile saçmalıktır. Peki ya her şey neden ortaya çıktı? Felsefe aslında her şeydir. Ve bu her şeyin içinde birgün gerçek olan yere gidip tüm bu saçmalıklardan uzak gerçekten mutlu bir şekilde var olabileceğimize inanıyorum.
kötülük insan doğasından kaynaklı değil, sosyal ve politik koşulların bir ürünüdür. İnsanlar kötü doğmaz,cehalet, korku, nefret veya açgözlülük nedeniyle kötü olurlar.insanlar eğitimle, kültürle ve akıllıca hareket etmeye başladıklarında davranışlarını ve tutumları değişecektir. Ama oturup bunun öylece olmasını bekleyemezsin. Hiçbir şey yapmazsan nasıl dünyanın ve hayatının değişmesini bekliyorsun? Dünya yaşamak için tehlikeli bir yer değil. Veya yaşama sevincini saçma değil. Böyle hissetmen Ego, kibir, adilsizlik, ahlaksızlık insanlardan ve yoksulluğundan dolayı. insanların böyle olmasıda bilgisizlikten dolayı. Çünkü Bilgili bir insan doğruyu bilir. Ayrıca bence kendinle çelişiyorsun. Yaşama sevinci tatmak istiyorsun çünkü sen bile insanlığın düzelmesini ve güzel günlerin gelmesini diliyorsun. Neden insanlığın geri kalanı gibi tembel davranasın ki? Evet dünya kötü bir yer ama diğer insanlığın geri kalanı gibi oturup bunu kabul edemezsin. Sadece bahaneler üretiyorsun ve yorulduğunu söylüyorsun. Bu tembelliktir. Dünyayı değiştirmek istiyorum ve hayır diğer insanlar gibi kaderci bir anlayış izleyerek hayatın gerçeğini kabul etmeyeceğim veya senin gibi dünyanın kötü bir yer olduğu için yaşama sevincimi kaybedip dünyanın ve hayatın saçma olduğu savunmayacağım. Dünyayı değiştirmek gerekiyor. Evet dünyayı tamamen değiştiremeyiz. En azından tek başımıza. Ama dünyayı değiştirmek insanlığı düzeltmek için yaptığımız her küçük bir çaba, her bir davranış bile başka insanı etkileyecek ve o insanda bizi ilham alarak dünyayı değiştirmeye çalışacak. Bu bir döngü haline gelecek ve insanlık iyileşecek. Ama tembel insanlar ve kaderini kabul etmiş insanlar aynı kalacak. Her bir sorun için insanlığı ve hayatı suçlayacaklar ama bu konuda hiç birşey yapmayacaklar. Halbuki onlarda insan ve dünyada yaşıyorlar. Olan olaylardan, sorunlardan kaçmaları korkaklık. Zaten bu yoldayken geri dönme.
 
Sanırım anlayamamışsınız. Söyleyin o din hocalarına çok fazla elma yemesinler kafa yapıyor bayağı. Demek istediğimi anlamanız zor bir şey zaten anlamanızı da beklemiyorum. Esenlikler. Anlatılacak şeyler hiçbir zaman bitmez.
Hayatımdaki en egoist insanı 4 yıl önce tanıdığımı sanmıştım ama yanılmışım sizi gördükten sonra. Gidip özür dileyeceğim ondan.
 
Yaşama sevinci... Ego, kibir, adilsizlik, ahlaksızlık, yolsuzluk ve savaşların olduğu bir evrende yaşama sevinci yaşamak sanırım en büyük cehalettir. Ben neden kendime bakmalıyım? Ben kimim ki? Böyle bir evrende avantaj elde etsem, ölümsüz olsam, Tanrı olsam neye yarar? Süper güçlerim olsa neye yarar? Eğer Tanrı olsam zaten yine vicdan azabı çekerim çünkü yine evren bu halde... Belki insanlık düzelir, iyi günler de gelir fakat ya evrende yaşayan diğer varlıklar? Bu evren asla gerçeklik olmadı ve asıl gerçeklik fikrimce bu evrenin dışında başlıyor. Size bir soru: Tanrı dediğimiz varlıklar tamamen gelişmiş olan varlıklar ve biz onların kolonisiyiz, peki ya bu gelişmiş varlıklar nasıl ortaya çıktı? Tanrının Tanrısı olur mu diyecekseniz cevap fikrimce Evet'tir. Zaten bu evrenin başlangıcı, evrendeki medeniyetlerin başlangıcını ve evrenin amaçsızlığını ele alırsak her şeyin simülasyon usulü olduğunu anlayabiliriz. Eğer evren gerçekten de gerçek olsaydı tüm bu saçmalıkları; savaşları, üstünlük hissini, adilsizliği, yaşama sevincini bırakır çevremizle ilgilenirdik. Nereden geldiğimizi bilmiyorsak nereye gideceğimizi söyleyemeyiz. Neden ruhlar ortaya çıktı? Neden evren var? Evrenin kökeni nedir? Açıkçası her şeyin ortaya çıkması, medeniyetlerin var olması ve gelişmesi bile saçmalıktır. Peki ya her şey neden ortaya çıktı? Felsefe aslında her şeydir. Ve bu her şeyin içinde birgün gerçek olan yere gidip tüm bu saçmalıklardan uzak gerçekten mutlu bir şekilde var olabileceğimize inanıyorum.

Neptün enerjisini nerede görsem tanırım.

Yapılması gerekenler: Baalzebul Ritüeli; Sowilo, Wunjo, Reda. Devam ederse de Ansuz.

Son olarak olaylara yanlış pencereden bakıyorsunuz. Çok güzel bir söz vardır, "Amicus Plato, sed magis amica veritas". Yani "Platon benim dostumdur, fakat gerçek daha büyük dostum."

Bir şeye baktığınızda sadece duygularla olanı yorumlayamazsınız, bu size cazip gelse de bunu yapamazsınız çünkü bu sizi hakikatten uzaklaştırır. Duygular ve mantık burada yardımcıdır fakat olayın özü farklı olabilir ve sizin kurduğunuz mantık ilişkisi ya da duygularınız yardımcı olmayabilir.

Tanrılar, doğuştan tanrı değillerdir. Evrenin çizdiği Dharmik yol sayesinde Tanrılığa ulaşmışlardır. Kimse evrenin mükemmel olduğunu iddia etmez fakat bunun arkasında daha büyük bir düzen vardır ki bu bizim dostumuzdur. Evrendeki talihsizlikler ise adı üstünde talih eksikliğindendir ki evren de zaten mükemmel bir cennet bahçesiyim iddiasında bulunmaz, ki zaten bunu diyemez çünkü bir bilinci de yoktur. Bunun üstüne, insanlığın düşüşünün farklı nedenleri vardır. Dharmik yola uyulmaması bunun nedenidir.

İyiye götüren bilinç ise tamamen Satanas'tandır.

Evrenin bir öncülü yoktur çünkü evren bütün gerçekliğin, ışığın, yaşamın yer aldığı yer olarak öncülsüzdür. Kendi içinde bir düzeni ve hak edenler için ulaşabilecekleri büyük seviyeleri vardır.

Evrendeki en yüksek şey ise Gerçeğin bizzat kendisidir. Kavramların ilişkilerini anlamadığınız için tek bir pencereden bakıyorsunuz. Komünistlerin bütün varlığı "ekonomik" düzleme indirgemesi gibi, bu da Neptünyen değerlere indirgemeci bir yaklaşımdır. 12 burcun ve 12 Olimposlunun ifade ettiği değerler sadece bu mudur?

Halbuki kapsayıcı bakılsa önce yaşam, sonra da yaşamdaki değerler şeklinde ilerlenecek. Siz burada bireysel değerlerinizi bütün varoluşun üstündeki yegane amaç olarak yansıtıyorsunuz. Size kötü bir haber vermem gerekirse, evren sizi dinlemeyecek, çünkü onun kendi kuralları ve ilerlediği akışı var.

Hayattaki en büyük değerlerden birisi olan "yaşam" gibi bir amaca saygısızlık yaparsanız elbette ki gram ilerleyemezsiniz. İnsanlıktan nefret ederseniz gram ilerleyemezsiniz. Tek bir bakıştan sabit bir şekilde yorumlarsanız tabii ki gram ilerleyemezsiniz.

Bu yüzden çeşitli Tanrıların ritüellerini yapıyoruz ve hayatta onların yönettiklerini anlamaya çalışıyoruz.

Kendinize sorun: "Hayatta bir konu hakkında travma yaşamış ve en önemli şeyi "o" olarak gören bir kişiyle aramda ne kadar fark var?" Fakirlik çekmiş birisinin hayatı bütün görüp yorumladığı maddiyat olabilir, iletişimde eksiklik çekmiş birisi için hayattaki bütün anlam insanlarla etkileyici konuşmak olabilir, ya da hayatında hep kısıtlanmış birisi için en önemli şey özgürlük olabilir ve sorumluluktan tamamen nefret edebilir.

Hanginiz doğrusunuz? "Bilgelik", bir şeyin yerini ve doğrusunu bildiğiniz zaman başlar. Bir şey için ayağa kalkıp ses yükseltmeniz gerektiği zaman "ya sabır" derseniz bilge değilsinizdir, durduk yere tartışma çıkardığınız zaman da "bilge" değilsinizdir.

Hayatta temel seviye bir şekilde sadece kendinizin anladığı şeyden bütün evreni yorumluyorsanız yine bilge değilsinizdir. Hatta aksine, eksiksinizdir. Birisi size yaşamla ilgili konuştuğunda bunu kötülüyorsanız sadece yaşamın anlamını bilmemenizden kaynaklı bir yorum getiriyorsunuzdur. Eğer birisi ölümü kötülüyorsa, ölümü sadece fiziksel olarak gördüğünden ya da değişim korkusundan kaynaklı, yine kendi bilgisizliğinden ve anlayışsızlığından bu yorumu getiriyordur.

Siz daha evrenin kendisini anlamadan hayali bir şekilde "burada bunlar eksik, o hâlde daha iyisi olmalı" diyorsunuz. Halbuki evren size zaten daha iyisinin olduğunu söylüyor, fakat o ya da bu nedenden bir yerlerde yok. İşte bunu anladığınız zaman bir değişiklik yaratabilirsiniz. Aksi takdirde suçu Tanrılara ya da farklı bir şeye atmaya da devam edebilirsiniz.

Fakat Roma'da, Romalı gibi davranmazsanıız kaybeden de yine siz olursunuz. Ortada taşkın varken "Dur bakalım su kardeş, bak köyü mahvediyorsun, böyle olmaz." derseniz açıkçası su hiçbir şeyden anlamayacak ve köyü talan etmeye devam edecektir. Gider bir baraj inşa ederseniz, o zaman taşkını kontrol altına alırsınız.

Kanatlarınız yokken uçmaya çalışamazsınız.

İşte bütün bu değerleri ve çözümleri gerçekten anlayıp içselleştirdiğinizde "gerçeği" bulmuş olursunuz, aksi takdirde sadece kendi değerlerinizi en üstün değerler olarak gören birisi olursunuz. Tabii, her yaşam alanı bir şekilde yaşama ve birbirine bağlı fakat hiçbiri her şeyi açıklamak için kullanılamaz.

Gerçek, bunları aşkın bir kavramdır. Her şeyin düzeninin, doğrusunun, gücünün, değerinin ta kendisidir.

Bu hayatın her alanında böyledir. İlkokul matematiğini gören birisi matematiğin bütün olayı buymuş diyemez. Size gerçekten soruyorum, ortada bütün herkesin kabul ettiği yaşamın alanları varken ve dahası bunu zaten gözünüzle de görebiliyorken, her şeyi tek bir şeye indirgeyerek hakikati mi buluyorsunuz?

Tebrikler, biraz Neptün enerjiniz fazla diye artık herkesi geride bırakıp diğer her şeyi de içselleştirmeden, görmeden hakikate eriştiniz. Bunları tamamlamaya ne gerek var, değil mi? Güneş enerjileri fazla birisi de zaten ne insanlıkmış, insanlarmış uğraşmasın, o da zaten kafasında bitirmiş. Kendisine baksın dursun. Venüsyen adam da para kazanıp "Vay fukaralar, para da kazanamıyorlar." desin, diğerlerini hakir görsün (tabii bu sırada siz de onu hakir göreceksiniz).

Böyle düşünmeye devam edebilirsiniz, fakat günün sonunda tek yaptığınız kendinize zarar vermek ve gelişiminizi geciktirmek olacak. Herkes, belirli değerleri biraz da olsa anlıyor, fakat diğerlerini anlamadan sadece meşhur 3 Spiderman meme'indeki gibi "Sen yanlışsın, hayır sen yanlışsın!" deyip durursunuz.

Bir ideolojiyi alıp en uçlara taşımaktan zevk alarak Centillere satan Yahudiler de o sırada Hahamlarının çeşitli hayat konularındaki vaazlarını dinlerler.
 
Neptün enerjisini nerede görsem tanırım.

Yapılması gerekenler: Baalzebul Ritüeli; Sowilo, Wunjo, Reda. Devam ederse de Ansuz.

Son olarak olaylara yanlış pencereden bakıyorsunuz. Çok güzel bir söz vardır, "Amicus Plato, sed magis amica veritas". Yani "Platon benim dostumdur, fakat gerçek daha büyük dostum."

Bir şeye baktığınızda sadece duygularla olanı yorumlayamazsınız, bu size cazip gelse de bunu yapamazsınız çünkü bu sizi hakikatten uzaklaştırır. Duygular ve mantık burada yardımcıdır fakat olayın özü farklı olabilir ve sizin kurduğunuz mantık ilişkisi ya da duygularınız yardımcı olmayabilir.

Tanrılar, doğuştan tanrı değillerdir. Evrenin çizdiği Dharmik yol sayesinde Tanrılığa ulaşmışlardır. Kimse evrenin mükemmel olduğunu iddia etmez fakat bunun arkasında daha büyük bir düzen vardır ki bu bizim dostumuzdur. Evrendeki talihsizlikler ise adı üstünde talih eksikliğindendir ki evren de zaten mükemmel bir cennet bahçesiyim iddiasında bulunmaz, ki zaten bunu diyemez çünkü bir bilinci de yoktur. Bunun üstüne, insanlığın düşüşünün farklı nedenleri vardır. Dharmik yola uyulmaması bunun nedenidir.

İyiye götüren bilinç ise tamamen Satanas'tandır.

Evrenin bir öncülü yoktur çünkü evren bütün gerçekliğin, ışığın, yaşamın yer aldığı yer olarak öncülsüzdür. Kendi içinde bir düzeni ve hak edenler için ulaşabilecekleri büyük seviyeleri vardır.

Evrendeki en yüksek şey ise Gerçeğin bizzat kendisidir. Kavramların ilişkilerini anlamadığınız için tek bir pencereden bakıyorsunuz. Komünistlerin bütün varlığı "ekonomik" düzleme indirgemesi gibi, bu da Neptünyen değerlere indirgemeci bir yaklaşımdır. 12 burcun ve 12 Olimposlunun ifade ettiği değerler sadece bu mudur?

Halbuki kapsayıcı bakılsa önce yaşam, sonra da yaşamdaki değerler şeklinde ilerlenecek. Siz burada bireysel değerlerinizi bütün varoluşun üstündeki yegane amaç olarak yansıtıyorsunuz. Size kötü bir haber vermem gerekirse, evren sizi dinlemeyecek, çünkü onun kendi kuralları ve ilerlediği akışı var.

Hayattaki en büyük değerlerden birisi olan "yaşam" gibi bir amaca saygısızlık yaparsanız elbette ki gram ilerleyemezsiniz. İnsanlıktan nefret ederseniz gram ilerleyemezsiniz. Tek bir bakıştan sabit bir şekilde yorumlarsanız tabii ki gram ilerleyemezsiniz.

Bu yüzden çeşitli Tanrıların ritüellerini yapıyoruz ve hayatta onların yönettiklerini anlamaya çalışıyoruz.

Kendinize sorun: "Hayatta bir konu hakkında travma yaşamış ve en önemli şeyi "o" olarak gören bir kişiyle aramda ne kadar fark var?" Fakirlik çekmiş birisinin hayatı bütün görüp yorumladığı maddiyat olabilir, iletişimde eksiklik çekmiş birisi için hayattaki bütün anlam insanlarla etkileyici konuşmak olabilir, ya da hayatında hep kısıtlanmış birisi için en önemli şey özgürlük olabilir ve sorumluluktan tamamen nefret edebilir.

Hanginiz doğrusunuz? "Bilgelik", bir şeyin yerini ve doğrusunu bildiğiniz zaman başlar. Bir şey için ayağa kalkıp ses yükseltmeniz gerektiği zaman "ya sabır" derseniz bilge değilsinizdir, durduk yere tartışma çıkardığınız zaman da "bilge" değilsinizdir.

Hayatta temel seviye bir şekilde sadece kendinizin anladığı şeyden bütün evreni yorumluyorsanız yine bilge değilsinizdir. Hatta aksine, eksiksinizdir. Birisi size yaşamla ilgili konuştuğunda bunu kötülüyorsanız sadece yaşamın anlamını bilmemenizden kaynaklı bir yorum getiriyorsunuzdur. Eğer birisi ölümü kötülüyorsa, ölümü sadece fiziksel olarak gördüğünden ya da değişim korkusundan kaynaklı, yine kendi bilgisizliğinden ve anlayışsızlığından bu yorumu getiriyordur.

Siz daha evrenin kendisini anlamadan hayali bir şekilde "burada bunlar eksik, o hâlde daha iyisi olmalı" diyorsunuz. Halbuki evren size zaten daha iyisinin olduğunu söylüyor, fakat o ya da bu nedenden bir yerlerde yok. İşte bunu anladığınız zaman bir değişiklik yaratabilirsiniz. Aksi takdirde suçu Tanrılara ya da farklı bir şeye atmaya da devam edebilirsiniz.

Fakat Roma'da, Romalı gibi davranmazsanıız kaybeden de yine siz olursunuz. Ortada taşkın varken "Dur bakalım su kardeş, bak köyü mahvediyorsun, böyle olmaz." derseniz açıkçası su hiçbir şeyden anlamayacak ve köyü talan etmeye devam edecektir. Gider bir baraj inşa ederseniz, o zaman taşkını kontrol altına alırsınız.

Kanatlarınız yokken uçmaya çalışamazsınız.

İşte bütün bu değerleri ve çözümleri gerçekten anlayıp içselleştirdiğinizde "gerçeği" bulmuş olursunuz, aksi takdirde sadece kendi değerlerinizi en üstün değerler olarak gören birisi olursunuz. Tabii, her yaşam alanı bir şekilde yaşama ve birbirine bağlı fakat hiçbiri her şeyi açıklamak için kullanılamaz.

Gerçek, bunları aşkın bir kavramdır. Her şeyin düzeninin, doğrusunun, gücünün, değerinin ta kendisidir.

Bu hayatın her alanında böyledir. İlkokul matematiğini gören birisi matematiğin bütün olayı buymuş diyemez. Size gerçekten soruyorum, ortada bütün herkesin kabul ettiği yaşamın alanları varken ve dahası bunu zaten gözünüzle de görebiliyorken, her şeyi tek bir şeye indirgeyerek hakikati mi buluyorsunuz?

Tebrikler, biraz Neptün enerjiniz fazla diye artık herkesi geride bırakıp diğer her şeyi de içselleştirmeden, görmeden hakikate eriştiniz. Bunları tamamlamaya ne gerek var, değil mi? Güneş enerjileri fazla birisi de zaten ne insanlıkmış, insanlarmış uğraşmasın, o da zaten kafasında bitirmiş. Kendisine baksın dursun. Venüsyen adam da para kazanıp "Vay fukaralar, para da kazanamıyorlar." desin, diğerlerini hakir görsün (tabii bu sırada siz de onu hakir göreceksiniz).

Böyle düşünmeye devam edebilirsiniz, fakat günün sonunda tek yaptığınız kendinize zarar vermek ve gelişiminizi geciktirmek olacak. Herkes, belirli değerleri biraz da olsa anlıyor, fakat diğerlerini anlamadan sadece meşhur 3 Spiderman meme'indeki gibi "Sen yanlışsın, hayır sen yanlışsın!" deyip durursunuz.

Bir ideolojiyi alıp en uçlara taşımaktan zevk alarak Centillere satan Yahudiler de o sırada Hahamlarının çeşitli hayat konularındaki vaazlarını dinlerler.
Cevabınız ve bu derin bilgi için teşekkürler. Doğum haritamda Neptün vardı gerçekten de :)
 
Hayatımdaki en egoist insanı 4 yıl önce tanıdığımı sanmıştım ama yanılmışım sizi gördükten sonra. Gidip özür dileyeceğim ondan.
Kusuruma bakmayın, egoist bir tavır takındığımı şuan fark ediyorum. Olumsuz düşüncelere sahipken olumlu bir mesaj yazmam çok mümkün olmadı. Özürlerimi kabul edin lütfen.
 
Yine de nedense hep içten içe bir şeyler doğru gelmiyor. Evsiz insanlar, bitmek bilmeyen savaşlar ve kötülüğün yayılışı karşısında benim gülüp eğlenmem ya da huzurlu bir şekilde uyumam bana doğru hissettirmiyor. Dünya adil bir yer değil, bunu kimse inkâr edemez. Örnek vermek gerekirse, Reptilyanların masum insanları kandırması ve sömürmesi asla adil değil. Ancak adaletin farklı yüzleri de var; insanları koruyan Tanrılar gibi. Bütün bunları düşünüyorum ama bu düşüncelere kapılmamın sebebi nedir, emin değilim. Belki enerji seviyemle ilgili, belki de yalnızca bir arayışın içinde kayboluyorum.

Yine de sizinle burada iletişim kurmak bana çok iyi hissettiriyor. Kendi perspektifimden ve gerçeklik anlayışımdan değerlendirdiğimin farkındayım. Keşke hiçbirimiz sorun yaşamasak ve kötülükler ortadan kalksa... Bu hepimizin dileği, değil mi? Bu dilek için çalışmak ise çok yüce ve anlamlı bir davranış. İyiliğin gücü her zaman daha büyük.

Fakat tüm bunlara rağmen, evren bana çok anlamsız bir yer olarak geliyor. Eğer yaşamın bir anlamı yoksa, onu yaratmam gerektiğini düşünüyorum. Belirli bir anlam verilseydi, bu bizi kısıtlar ve bir video oyunundaki görevleri tamamlamaktan farksız olurdu. Ama reenkarnasyon fikri bana bir umut veriyor; sonsuz bir döngüde yeniden şans bulmak, hayatında başaramadıklarını düzeltme imkânı demek. Bu sistem, karmayla birlikte, evreni biraz daha adil kılıyor. Çünkü kötülüklerin de bir bedeli olduğunu bilmek insana güven veriyor.

Ama yine de sormadan edemiyorum: "Neden evren ve yaşam var? Ruhlar nasıl ortaya çıktı? Yaşamın ötesinde ne var?" Belki de bu soruların cevabını biliyorum ama idrak edemiyorum. Yine de bunları düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi. İnsanlığı, evrendeki diğer medeniyetleri ve iyiliği önemsiyorum. Dünya'dan habersiz, bencil bir şekilde yaşamak bana göre değil. Ancak yaşadığım zorluklar beni bazen bu yüce ideallerden uzaklaştırıyor.

OKB ve Anksiyete Bozukluğu ile mücadele ediyorum. Bugüne kadar yirmiden fazla ameliyat geçirdim. Çocukluğumu bile yürüyemeden geçirdim. Tüm bunlar karşısında bazen kendime soruyorum: "Senin o diğer sağlıklı insanlardan farkın ne?" Toplumda bir engel olarak görülmek, yalnız bırakılmak... Tanrılar bile benim kadar acı çekmemiştir, diye düşünüyorum bazen. Doğada zayıflar elenir derler; peki, ben neden buradayım? Neden var oldum? Ruhsal gelişim ve Tanrılık yolunda ilerleyebilecek bir durumda mıyım? Yaşadıkça ruhsal olarak çöküyorum, yaşamamak belki de daha stabil bir ruh hali sağlayacaktı. Ama buna izin var mı? Yok.

Kendimi kahraman yapamıyorsam, nasıl kahramanlık mertebesine ulaşabilirim? Ruhsal gelişimde adalet var mı? Sağlıklı bir insanla benim gelişim sürecim nasıl eşit olabilir? Yine de doğru yolun Tanrılara ait olduğuna inanıyorum ve onlara olan inancımı koruyorum. Gri varlıklar bile beni kendi saflarına çekmeye çalıştı, ama yanlış bir yolda olmaktansa onların servetlerini reddettim. Çünkü umudum iyilikte, Tanrım iyiliğin gücü ve Tanrıların kendisidir.

Reptilyanlar ve griler, yok edilen medeniyetlerini unuttular. Ancak unutulan geçmiş, gelecekte yeniden hatırlatılır. Kendi hayatımda yaşadığım adaletsizlikleri de asla unutmayacağım. Yine de umudum, bir gün tüm evreni iyilikle ve güzelliklerle dolu bir yer olarak görebilmek.

Benim dileğim bu. Ve bu dilek, hepimizin ortak arzusu, değil mi?
 
Kusuruma bakmayın, egoist bir tavır takındığımı şuan fark ediyorum. Olumsuz düşüncelere sahipken olumlu bir mesaj yazmam çok mümkün olmadı. Özürlerimi kabul edin lütfen.
Şöyle ki, artık sizin sıkıntılarınızı çeken tek insanın siz olmadığını ve yüzlerce insanın olduğunu kabul edin. Herkesin dayanıklılık düzeyi farklı. Lakin durum bu. Tek değilsiniz ve asla da tek olmadınız hiçbir zamanda olmayacaksınız.

Burada kötü bir döneme sahip olduğunuz için tavırlarınız biraz tolere edilebilir lakin bunu sürekli gerçekleştiremezsiniz. Biz, bizden yardım istenip sonrasında "Demek istediğimi anlamanız zor bir şey zaten anlamanızı da beklemiyorum." tarzında bir cümleyi duymayı hak ettiğimizi düşünmüyorum.
Her ne kadar topluluk içerisinde şuanlık aktif olmasam da buradaki herhangi bir kimse buna maruz kalmamalı bence. Çünkü hiçbirimiz bunu yaşamak zorunda değiliz.

Umarım yazdıklarımı kötü yorulamazsınız ve üzerinize geldiğimi düşünmezsiniz.
 
Şöyle ki, artık sizin sıkıntılarınızı çeken tek insanın siz olmadığını ve yüzlerce insanın olduğunu kabul edin. Herkesin dayanıklılık düzeyi farklı. Lakin durum bu. Tek değilsiniz ve asla da tek olmadınız hiçbir zamanda olmayacaksınız.

Burada kötü bir döneme sahip olduğunuz için tavırlarınız biraz tolere edilebilir lakin bunu sürekli gerçekleştiremezsiniz. Biz, bizden yardım istenip sonrasında "Demek istediğimi anlamanız zor bir şey zaten anlamanızı da beklemiyorum." tarzında bir cümleyi duymayı hak ettiğimizi düşünmüyorum.
Her ne kadar topluluk içerisinde şuanlık aktif olmasam da buradaki herhangi bir kimse buna maruz kalmamalı bence. Çünkü hiçbirimiz bunu yaşamak zorunda değiliz.

Umarım yazdıklarımı kötü yorulamazsınız ve üzerinize geldiğimi düşünmezsiniz.
Hata benimdi. Yazdıklarınızı asla kötü yorumlamadım. Oldukça yapıcı bir şekilde eleştirmişsiniz ve bunun için de teşekkür ederim.
 
Geçmişte benzer durumda bulunmuş birisiyim ve bu durum aslında tüm bunların kişiye özgü olmadığını gösteriyor. Neptün ile bağdaştırıldığından zaten bahsedilmiş, gezegenler her canlı için var ve bu da bu tür durumların kimseye özel olmadığını yeterince ispatlar nitelikte.

Herkesin acıları varoluşun yapısı gereği çeşitlilik gösterir fakat kişinin farkında olmadan geliştirdiği kaçış mekanizmaları oldukça benzerdir. Hayatınız kötü olabilir evet, ama bu hayatın kötü olduğu anlamına gelmiyor çünkü evren iyi ve kötüyü barındıran nötrdür. Sizin ise içinde bulunduğunuz durumlardan dolayı evreni kötü yorumlamanız gayet doğal fakat, mantıklı değil.

Evren ne isterseniz odur. Bunu dikkate alarak, hayatınızı istediğiniz duruma getirmek için çabalayabilir ve sorgulayıştan doğan tatlı gözüken kaçış tuzağına düşmemiş olursunuz.
 
Geçmişte benzer durumda bulunmuş birisiyim ve bu durum aslında tüm bunların kişiye özgü olmadığını gösteriyor. Neptün ile bağdaştırıldığından zaten bahsedilmiş, gezegenler her canlı için var ve bu da bu tür durumların kimseye özel olmadığını yeterince ispatlar nitelikte.

Herkesin acıları varoluşun yapısı gereği çeşitlilik gösterir fakat kişinin farkında olmadan geliştirdiği kaçış mekanizmaları oldukça benzerdir. Hayatınız kötü olabilir evet, ama bu hayatın kötü olduğu anlamına gelmiyor çünkü evren iyi ve kötüyü barındıran nötrdür. Sizin ise içinde bulunduğunuz durumlardan dolayı evreni kötü yorumlamanız gayet doğal fakat, mantıklı değil.

Evren ne isterseniz odur. Bunu dikkate alarak, hayatınızı istediğiniz duruma getirmek için çabalayabilir ve sorgulayıştan doğan tatlı gözüken kaçış tuzağına düşmemiş olursunuz.
Durum açıkçası benimle ilgili değil. Ben kendi hayatımı değil tüm evrenin hayatını düşünerek bunu yazdım. Saygılar.
 

Al Jilwah: Chapter IV

"It is my desire that all my followers unite in a bond of unity, lest those who are without prevail against them." - Satan

Back
Top