İnsan bedeni, fiziksel, ruhsal ve duygusal gibi farklı katmanlardan oluşur; bunları birbirinden tamamen ayrı kabul etmek yanlış olsa da, rüya konusunda deneyimli olduğumu düşünerek şunu söyleyebilirim ki, rüyalarda bazen bu katmanlardan biri daha belirgin hale geliyor. Genellikle görülen rüyalar bilinçaltında birikmiş şeylerin dışavurumu oluyor fakat arada tek tük garip rüyalar görmek olası.
Mesela ben bu yazın başlarında tüm vücudumu sarıp sarmalayan bir yılanın ensemden aşağı zehir akıttığını gördüm, sabah uyanırken tüm omurgam boyunca bir sızlama ve ensemde de bir iz vardı; bunu yazarken bile belli belirsiz o sızıyı hissedebiliyorum. Buna direkt olarak ruhani deneyim etiketi yapıştırabilirim.
Daha genel bir şeye bakalım, çoğumuz hastalanınca daha rahatsız rüyalar görürüz. Bunun da iki sebebi var, birincisi fiziksel olarak zayıf düşmek gerçekten insanı alttan alta duygusal olarak etkiliyor; ikincisi de fiziksel olarak zayıf düştüğünüzde anladığım kadarıyla sahip olduğumuz Aura da zayıflıyor ve ruhani saldırılara yahut parazit varlıklara açık hedef haline geliyoruz.
Bahsettiğiniz rüyayı sizin yorumlamanız daha iyi olsa da "Meditasyonların işe yaramaması" Thersthara kardeşimizin dediği gibi y*hudi lanetlerinden veya başka kötü enerjilerden kaynaklı gibi gözüküyor. Yapacağınız şey basit, Aura çalışmalarına ağırlık verin; günde 2 kez yapıyorsanız 3-4 kez yapın.
Aura Temizliği çok hızlı ve kolaydır
(çakralara yapmayı unutmayın); ayrıca biraz daha uzun olsa da son dönemlerde düzenli yaptığım
Inanna'dan Güncellenmiş Tam Koruma Aurası da harika çalışıyor, bunu da ekleyebilirsiniz.
Bu arada ben de kişisel bir deneyimimi yazmak istiyorum, bir sonuç çıkarmak için değil fakat deneyim etmesi oldukça ilginç geldi.
Yukarıda yaptığım tanıma uygun olmayan bir rüya gördüm geçenlerde, şöyle ki yarı uyanık vaziyetteydim; vücudum uyuşmuş haldeydi ve gözlerimi açmak imkansız gibi hissettiriyordu. Buna karşın garip olsa da ellerimle göz kapaklarımı tutup çektiğimde sanki fiziksel ve astral alemi bir bütün olarak görüyor gibiydim. Zihnimden geçen her şey ses ve renk olarak gözlerimin önüne gelebiliyordu. Bu süreçle ilgili sadece iki şey aklımda çok net kaldı, birisi toprak-deprem-kayaç gibi şeyleri aklımdan geçirince etrafın sallandığını, gümbürtü sesleri geldiğini ve gözlerimin odamın kahverengi bir atmosfere büründüğünü hissettim; hani filmlerde Güney Amerika ülkelerinde sarı-kahverengi bir efekt olur ya, onun gibi. Diğerinde de alevlerle ilgili şeyler düşündüm, sonra garip bir şekilde gözümün önüne kırmızı-turuncu renkler geldi; sonra bu alevlerin insana verebileceği şeyleri düşündüm; bu düşünceyi de insan çığlığına benzer sesler duymam izledi. Ses konusuna özellikle dikkat çekiyorum çünkü kulağımda özel bir uyku tıkacı vardı, dışarıdan hiç bir ses duymam mümkün değil.
Burada ilgimi çeken nokta şuydu; gözlerimi açmak acı verecek kadar zor geliyor, zihnim yarı kapalı-yarı açık, kulağımda da tıkaç var; fakat buna rağmen ellerimi kullanarak göz kapaklarımı kaldırabiliyorum ve rüyayla karışık renkler-görüntüler-sesler duyabiliyorum. Aklımda kalan şeylerin de ateş ve toprak gibi elementlerle ilgili olması da çok garip, bir tür element eksikliği yahut fazlalığı olduğunu da düşünmüyorum çünkü belli belirsiz hava ve su elementlerini de aklıma getirip yazdığım şeylere benzer deneyimler yaşadığımı anımsıyorum. Bu tür bir deneyime uyku-uyanıklık arasında gözlerini açmayı başaran birinin Lucid rüya görmesi demek doğru olur sanırım. Tuhaf olan şey de aklıma neden ilk başta elementlerin geldiği, çünkü bunlardan sonra hatırladığım şeylerde genelde beni eğlendirebileceğini umduğum saçma sapan şeyler görmeye çalışmıştım.