Sonne
Moderator
- Joined
- Oct 23, 2023
- Messages
- 1,231
Bu yazı, Zeus'un Tapınağı'ndaki orijinal sayfasından çevrilmiştir.
Şu anda Antik Bilgeliğin ruhani evindesiniz, ruhaniyetin içerisindesiniz ve insanlığın orijinal dinine adım atmak üzeresiniz.
Zeus’un Tapınağı'nda, tüm Antik dinleri kapsayan Antik inanca inanıyoruz. Sahte şeyler üzerine kurulmuş olan Hristiyanlık, İslam ve Yahudiliği reddediyoruz.
Bu dinler yalandır ve insanlara hiçbir ruhani veya meditasyonel içgörü sunmazlar.
Bu sitede bulacaklarınız sizi büyüleyecek, kendinizden şüphe etmenize ve sorgulamanıza neden olacak ya da sizi kendinizi keşfetmeye yönlendirecektir. Buradan ne kazanacağınız size bağlı; ancak biz insanlığın Gerçek Dinini takip ettiğimizi biliyor ve bunun arkasında kararlılıkla duruyoruz.
İnsanlığa ve kolektif aydınlanmamıza karşı yürürlüğe konmuş kontrol programları kapsamında, tüm Antik Tanrılar ve onların bilgeliği haksız yere “Şeytani”, “Kötü” ve “Lanetli” olarak damgalanmıştır. Bu kavramlar yalnızca İbrahimî dinlerin takipçilerinin görüşlerini yansıtır ve hiçbir ruhani konuda gerçek ve geçerli değildir.
Gerçeği daha derinlemesine keşfetmek için, insanın araştırması ve değerlendirmesi gerekir; ta en eski zamanlara, gerçek ruhaniyetin, gizemin ve mucizenin yüce dönemlerine, Antik Dünya’nın kalbine kadar gitmesi gerekir.
Günümüz zaman diliminde, insanlığın rehberleri ve kurtarıcıları olarak saygı gören tüm Antik Tanrılar, kötü Demonlar olarak damgalanmış, her Antik Panteonun Lideri ve Baş Tanrısı ise “Şeytan” veya “İblis” olarak etiketlenmiştir.
Şu anda, Antik Dinlerden köken alan ve tüm ruhani ve okült bilginin özünü oluşturan her şey olumsuz bir şekilde “Şeytani” olarak damgalanmıştır. Düşmanın bağlamında, içsel benliğin keşfi veya ruhun bilgisi ile ilgili tüm pratikler “Şeytani pratikler” olarak adlandırılmıştır.
Tanrıların tüm sistem ve sembollerinin altında, Antik Çağ’da Yılan Kardeşliği olarak bilinen, Çakraları açma ve ruhu güçlendirme üzerine kurulu bu temel pratikler bulunmaktadır.
Tanrılar tarafından bize verilen bu pratikler sayesinde ruhlarımızı dönüştürür ve kurtarırız. İnsanlığın büyük bir kısmının yalanlarla saptırılması ve meditasyondan uzaklaştırılması, ruhun yozlaşmasına ve körelmesine yol açmıştır.
Ancak bu pratikler, Hollywood’da görülen sahte tasvirlerle veya meditasyona, öz farkındalığa ve Antik Tanrıların bilgeliğine karşı olanlar tarafından yaratılan iftira dolu beklentilerle hiçbir zaman ilgili olmamıştır.
Bu bağlamda, “Şeytan” veya “Satanizm” hakkında konuşulduğunda, bu sitede Hristiyan, Müslüman veya Yahudi öğretilerinden kaynaklanan yanlış algılara tamamen karşı olduğumuzu anlamak gerekir. Bunlar, insanlığı kökenleri hakkındaki Gerçeği araştırma yapmaktan caydırmak ve Antik Tanrılar ile güçlü ruhani bilgiden uzak tutmak amacıyla kasıtlı olarak üretilmiş yalanlardır.
Zeus’un Tapınağı’ndaki Baş Tanrımız, tarih boyunca birçok isimle anılmıştır. Bu isimler, Yunanlılar için Zeus’tan, Babilliler için Marduk’a, Sümerler için Anu’ya kadar birçok panteona uzanır; bu liste sonsuzdur ve sitemizi inceledikçe, tüm bu bağlantıları keşfedeceksiniz. Bize karşı olan düşman öğretileri bağlamında ise, Baş Tanrımız ve diğer Tanrılar, “Şeytan ve Demonlar” olarak damgalanmıştır.
Tanrılar o kadar nazik ve kültürlerinin yeniden inşası konusunda o kadar ısrarcıdırlar ki, insanlığı yüzyıllar boyunca, hatta Karanlık Çağlar ve ruhani bilginin kaybolduğu dönemler boyunca bile yönlendirmişlerdir.
Yüzyıllar boyunca birçok okült inisiyesi ve bilgi arayışında olan kişi, bazen de Hristiyanlık karşıtı bir bağlamda olacak şekilde, Tanrılara yönelmiştir. Bu bağlamda, atalarının Tanrılarına düşman tarafından verilen isimlerle, örneğin Şeytan olarak hitap etmişlerdir. Kendilerini “karanlık tarafa” adayan bu kişiler, sonunda hayretle keşfetmişlerdir ki, “Kötü Taraf” olarak gösterilen şey aslında iyiliğin, hakikatin ve ruhani aydınlanmanın kendisidir.
Bu cesur insanlar, Kilise tarafından sadece gerçeğin peşine düştükleri için “kâfir” ve “Satanist” olarak adlandırılmışlardır. Oysa Kilise bile, onların takip ettiği varlıkların Hristiyanlık, Yahudilik ve İslam’dan çok daha önce var olan Antik Tanrılar olduğunu biliyordu.
Bizler, onlar tarafından “Satanist” olarak adlandırılıyoruz ve bu ünvan tamamen yanlış sayılmaz; çünkü biz gerçekten de, yalanlar üzerine kurulu bu öğretiler tarafından “Satanik” olarak damgalanan Antik Tanrıların takipçileriyiz.
Onlar, kontrol sistemlerinin dayattığı görüşlere meydan okudular ve öz keşif ile ruhaniyet yolculuğuna çıktılar.
Ancak onların bağlamı önemsizdir, çünkü inancımız on binlerce yıl öncesine, bu İbrahimî ya da Yahudi sistemler ve görüşler ortaya çıkmadan çok daha önceye dayanır. Bize ne derlerse desinler; biz Antik Tanrıları ve Ebedi Gerçeği takip ediyoruz.
Zeus’un Tapınağı, insanlığın nihai dinini temsil eder; bu din, insanlığı ruhen yüceltmenin kaynağı ve özüdür. Geçmişte, Zeus’un Tapınağı, Tanrıların düşmanları tarafından bize atılan iftiralara ve yakıştırmalara karşı meydan okumamızı gururla göstermek amacıyla Şeytan’ın Sevinci olarak adlandırılmıştır.
Eğer bize “Kâfir”, “Satanist” veya “Kötü” denilecekse, tüm bu ünvanları gururla taşırız. Ne de olsa, “Kötü Olan” olarak adlandırdıkları Baş Tanrımıza yüzyıllar boyunca kendisi adına konuşma fırsatı verilmemiştir.
Şeytan’ın hiçbir zaman “konuşma” fırsatı olmadı ve Baş Tanrımız Zeus’un kutsal felsefi kültürü, yaygın cehalet perdesiyle örtüldü. Düşman, korku ve bilgiyi bastırma yoluyla bilgiye giden tüm kapıları kapatıyordu.
Bu sitede, insanlığın orijinal dininin ne olduğunu, pratiklerini, Tanrılarını ve hayatınızı geliştirmek, ruhani tanrısallaşmanıza ve aydınlanmanıza ulaşmak için size nasıl faydalar sağlayabileceğini bulacaksınız.
İbrahimî inanç sistemlerinin aksine, inanç özgürlüğü Tanrılar tarafından bizzat emredilmiş olup en yüce değerdir.
Biz kimseyi zorla, agresif bir şekilde veya psikolojik dayatmayla dinimize katmaya çalışmayız; biz örnek olarak yol gösteririz. Dinin dayatılması, sıradanlığa, durağanlığa ve çöküşe yol açar. Biz, yaşamı her yönüyle onaylayan ve seven bir anlayışı benimsiyoruz.
Dinimize Spiritüel Satanizm adını verdik. “Satan” kelimesi Yahudilikten türememiştir ve bu nedenle Yahudi kaynaklı hiçbir yorumu dikkate alınmamalıdır. “Satan” kelimesinin gerçek anlamı, Sanskritçede Ebedi Gerçek kavramına dayanmaktadır.
Bu nedenle, düşmanın dezenformasyonuna karşı bir meydan okumak ve Ruhaniyet ile Nihai Gerçeğin anlamını benimsediğimizi göstermek için kendimizi “Spiritüel Satanizm” olarak adlandırıyoruz.
Tanrılara olan bağlılığımızı göstermek ve ruhani yolculuğumuza güvenle çıkmak için, son derece önemli bir kutsal ritüel ve sembolik bir eylem olan Adanma ile başlarız.
Şu anda Antik Bilgeliğin ruhani evindesiniz, ruhaniyetin içerisindesiniz ve insanlığın orijinal dinine adım atmak üzeresiniz.
Zeus’un Tapınağı'nda, tüm Antik dinleri kapsayan Antik inanca inanıyoruz. Sahte şeyler üzerine kurulmuş olan Hristiyanlık, İslam ve Yahudiliği reddediyoruz.
Bu dinler yalandır ve insanlara hiçbir ruhani veya meditasyonel içgörü sunmazlar.
Bu sitede bulacaklarınız sizi büyüleyecek, kendinizden şüphe etmenize ve sorgulamanıza neden olacak ya da sizi kendinizi keşfetmeye yönlendirecektir. Buradan ne kazanacağınız size bağlı; ancak biz insanlığın Gerçek Dinini takip ettiğimizi biliyor ve bunun arkasında kararlılıkla duruyoruz.
İnsanlığa ve kolektif aydınlanmamıza karşı yürürlüğe konmuş kontrol programları kapsamında, tüm Antik Tanrılar ve onların bilgeliği haksız yere “Şeytani”, “Kötü” ve “Lanetli” olarak damgalanmıştır. Bu kavramlar yalnızca İbrahimî dinlerin takipçilerinin görüşlerini yansıtır ve hiçbir ruhani konuda gerçek ve geçerli değildir.
Gerçeği daha derinlemesine keşfetmek için, insanın araştırması ve değerlendirmesi gerekir; ta en eski zamanlara, gerçek ruhaniyetin, gizemin ve mucizenin yüce dönemlerine, Antik Dünya’nın kalbine kadar gitmesi gerekir.
Günümüz zaman diliminde, insanlığın rehberleri ve kurtarıcıları olarak saygı gören tüm Antik Tanrılar, kötü Demonlar olarak damgalanmış, her Antik Panteonun Lideri ve Baş Tanrısı ise “Şeytan” veya “İblis” olarak etiketlenmiştir.
Şu anda, Antik Dinlerden köken alan ve tüm ruhani ve okült bilginin özünü oluşturan her şey olumsuz bir şekilde “Şeytani” olarak damgalanmıştır. Düşmanın bağlamında, içsel benliğin keşfi veya ruhun bilgisi ile ilgili tüm pratikler “Şeytani pratikler” olarak adlandırılmıştır.
Tanrıların tüm sistem ve sembollerinin altında, Antik Çağ’da Yılan Kardeşliği olarak bilinen, Çakraları açma ve ruhu güçlendirme üzerine kurulu bu temel pratikler bulunmaktadır.
Tanrılar tarafından bize verilen bu pratikler sayesinde ruhlarımızı dönüştürür ve kurtarırız. İnsanlığın büyük bir kısmının yalanlarla saptırılması ve meditasyondan uzaklaştırılması, ruhun yozlaşmasına ve körelmesine yol açmıştır.
Ancak bu pratikler, Hollywood’da görülen sahte tasvirlerle veya meditasyona, öz farkındalığa ve Antik Tanrıların bilgeliğine karşı olanlar tarafından yaratılan iftira dolu beklentilerle hiçbir zaman ilgili olmamıştır.
Bu bağlamda, “Şeytan” veya “Satanizm” hakkında konuşulduğunda, bu sitede Hristiyan, Müslüman veya Yahudi öğretilerinden kaynaklanan yanlış algılara tamamen karşı olduğumuzu anlamak gerekir. Bunlar, insanlığı kökenleri hakkındaki Gerçeği araştırma yapmaktan caydırmak ve Antik Tanrılar ile güçlü ruhani bilgiden uzak tutmak amacıyla kasıtlı olarak üretilmiş yalanlardır.
Zeus’un Tapınağı’ndaki Baş Tanrımız, tarih boyunca birçok isimle anılmıştır. Bu isimler, Yunanlılar için Zeus’tan, Babilliler için Marduk’a, Sümerler için Anu’ya kadar birçok panteona uzanır; bu liste sonsuzdur ve sitemizi inceledikçe, tüm bu bağlantıları keşfedeceksiniz. Bize karşı olan düşman öğretileri bağlamında ise, Baş Tanrımız ve diğer Tanrılar, “Şeytan ve Demonlar” olarak damgalanmıştır.
Tanrılar o kadar nazik ve kültürlerinin yeniden inşası konusunda o kadar ısrarcıdırlar ki, insanlığı yüzyıllar boyunca, hatta Karanlık Çağlar ve ruhani bilginin kaybolduğu dönemler boyunca bile yönlendirmişlerdir.
Yüzyıllar boyunca birçok okült inisiyesi ve bilgi arayışında olan kişi, bazen de Hristiyanlık karşıtı bir bağlamda olacak şekilde, Tanrılara yönelmiştir. Bu bağlamda, atalarının Tanrılarına düşman tarafından verilen isimlerle, örneğin Şeytan olarak hitap etmişlerdir. Kendilerini “karanlık tarafa” adayan bu kişiler, sonunda hayretle keşfetmişlerdir ki, “Kötü Taraf” olarak gösterilen şey aslında iyiliğin, hakikatin ve ruhani aydınlanmanın kendisidir.
Bu cesur insanlar, Kilise tarafından sadece gerçeğin peşine düştükleri için “kâfir” ve “Satanist” olarak adlandırılmışlardır. Oysa Kilise bile, onların takip ettiği varlıkların Hristiyanlık, Yahudilik ve İslam’dan çok daha önce var olan Antik Tanrılar olduğunu biliyordu.
Bizler, onlar tarafından “Satanist” olarak adlandırılıyoruz ve bu ünvan tamamen yanlış sayılmaz; çünkü biz gerçekten de, yalanlar üzerine kurulu bu öğretiler tarafından “Satanik” olarak damgalanan Antik Tanrıların takipçileriyiz.
Onlar, kontrol sistemlerinin dayattığı görüşlere meydan okudular ve öz keşif ile ruhaniyet yolculuğuna çıktılar.
Ancak onların bağlamı önemsizdir, çünkü inancımız on binlerce yıl öncesine, bu İbrahimî ya da Yahudi sistemler ve görüşler ortaya çıkmadan çok daha önceye dayanır. Bize ne derlerse desinler; biz Antik Tanrıları ve Ebedi Gerçeği takip ediyoruz.
Zeus’un Tapınağı, insanlığın nihai dinini temsil eder; bu din, insanlığı ruhen yüceltmenin kaynağı ve özüdür. Geçmişte, Zeus’un Tapınağı, Tanrıların düşmanları tarafından bize atılan iftiralara ve yakıştırmalara karşı meydan okumamızı gururla göstermek amacıyla Şeytan’ın Sevinci olarak adlandırılmıştır.
Eğer bize “Kâfir”, “Satanist” veya “Kötü” denilecekse, tüm bu ünvanları gururla taşırız. Ne de olsa, “Kötü Olan” olarak adlandırdıkları Baş Tanrımıza yüzyıllar boyunca kendisi adına konuşma fırsatı verilmemiştir.
Şeytan’ın hiçbir zaman “konuşma” fırsatı olmadı ve Baş Tanrımız Zeus’un kutsal felsefi kültürü, yaygın cehalet perdesiyle örtüldü. Düşman, korku ve bilgiyi bastırma yoluyla bilgiye giden tüm kapıları kapatıyordu.
Bu sitede, insanlığın orijinal dininin ne olduğunu, pratiklerini, Tanrılarını ve hayatınızı geliştirmek, ruhani tanrısallaşmanıza ve aydınlanmanıza ulaşmak için size nasıl faydalar sağlayabileceğini bulacaksınız.
İbrahimî inanç sistemlerinin aksine, inanç özgürlüğü Tanrılar tarafından bizzat emredilmiş olup en yüce değerdir.
Biz kimseyi zorla, agresif bir şekilde veya psikolojik dayatmayla dinimize katmaya çalışmayız; biz örnek olarak yol gösteririz. Dinin dayatılması, sıradanlığa, durağanlığa ve çöküşe yol açar. Biz, yaşamı her yönüyle onaylayan ve seven bir anlayışı benimsiyoruz.
Dinimize Spiritüel Satanizm adını verdik. “Satan” kelimesi Yahudilikten türememiştir ve bu nedenle Yahudi kaynaklı hiçbir yorumu dikkate alınmamalıdır. “Satan” kelimesinin gerçek anlamı, Sanskritçede Ebedi Gerçek kavramına dayanmaktadır.
Bu nedenle, düşmanın dezenformasyonuna karşı bir meydan okumak ve Ruhaniyet ile Nihai Gerçeğin anlamını benimsediğimizi göstermek için kendimizi “Spiritüel Satanizm” olarak adlandırıyoruz.
Tanrılara olan bağlılığımızı göstermek ve ruhani yolculuğumuza güvenle çıkmak için, son derece önemli bir kutsal ritüel ve sembolik bir eylem olan Adanma ile başlarız.
