Sonne
Moderator
- Joined
- Oct 23, 2023
- Messages
- 986
Bu yazı, Joy of Satan’daki orijinal sayfasından çevrilmiştir.
Joy of Satan’ın (Şeytan’ın Neşesi’nin) kendimizi tanımlamak için neden Şeytan kelimesini kullandığı, aklınıza gelebilecek bir sorudur.
Bu terimin Sanskrit kökenli olduğuna inanıyoruz. Bu, onu tanımlamaya yönelik diğer tüm girişimlerden binlerce yıl öncesine dayanmaktadır.
Bu terimin “kötülüğü” tanımladığına dair iddialar, yüzyıllar sonrasında kelimenin “İbrahimî kökenlerinin”, “Şeytan” şeklinde “Kötülüğün” sembolü hâlini almasıyla ortaya çıkmıştır. Satya’nın coşkulu inananları ve takipçileri, bu iddiaların ortaya atılmasından en az 2-3 bin yıl önce de vardı.
Bir önceki makalede belirtildiği gibi İbranice’de de olan bu kelime, Satya kelimesi ile yani Ebedi Gerçek ile ilişkilidir. Vedik dönemi Sanskritçesinde kelime şu şekilde verilmiştir: सत्य
Bu kelimenin anlamı Gerçek, Doğruluk, Öz, Gerçeklik ve Varlık ile ilişkilidir. Bu meditatif kavrama dayanarak, Uzak Doğu’nun meşhur Doğu Tantrik Mantrası “SATANAMA” olarak listelenmiştir.
SA-TA-NA-MA, Kundalini Yogik uygulamalarda kullanılan bir mantradır ve çevirisi "SA=Doğum, TA=Yaşam, NA=Ölüm, MA=Yeniden Doğuş" şeklindedir. Meditasyon pratiğinde kullanıldığında, aydınlanma, zihin berraklığı ve bilinç genişlemesi getirir.
Modern Hinduizm'de bile meditasyonda kullanılır, böylece insan ruhu Gerçek algısı seviyesine yükselebilir, ruh uyanır ve beden her türlü rahatsızlıktan iyileşir, böylece inisiye ruhunun aydınlanmasını deneyimleyebilir.
"Yılan Yogası" olarak da bilinen Kundalini Yoga'da bu mantra, öğrencinin ruhsal seviyesini yükseltmek için kullanılır ve bu süreci kolaylaştırmak için kullanılabilecek en yüksek ve en kutsal İlahi İsimlerden biri olarak bilinir.
Uzak Doğu'nun iyi bilinen Satya-Yuga'sı, yeryüzündeki tüm varlıkların Satya'nın veya Ebedi Gerçeğin İlahi Kurallarına uygun olarak canlanacağı ve davranacağı bir zamandır. Buna "İnsanlığın Altın Çağı" denir, çünkü Yuga "Çağ", Sat ise Gerçek anlamına gelir.
Daha sonraları bu terimin etrafında, özellikle kötü niyetle ve bu kavramı yok etmek amacıyla, tıpkı tüm meditasyon ve içsel keşifin insanoğlundan uzaklaştırmak için olan girişimlerde olduğu gibi, yozlaşmalar ortaya çıkmıştır. Bu, insanları meditasyondan ve içsel evrimden korkutmak için kasıtlı olarak yapılmıştır
Aynı zamanda, İbrahimî dinlerin kök dilinde (İbranice) "düşman ve hasım" anlamına gelmektedir. Bu terim daha sonra olumsuz bir şekilde kullanılmış ve bu ilahi konu etrafında karalama sağlamak için olumsuz çağrışımlar verilmiştir. Bu kontrol programlamalarının yaratıcılarının aşağılık bir çıkarı, kontrolü sağlamak ve insanlığı bastırılmış ve daha düşük bilinç seviyelerinde tutmak için insanlığı kör bir durumda tutmaları gerektiğidir.
Aslında Nihai Gerçeğin coşkulu ve emin destekçileri olduğumuz için, İbrahimî dinlerin yorumlamasında nihai düşmanlar olan tanımlanmakta hiçbir sorunumuz yoktur.
Biz bu iki gerçekliği birbirinin zıttı olarak görüyoruz; zira İbrahimî programlar insanoğlunun ruhani seviyedeki düşüşünü teşvik ederken, diğeri insanoğlunun aydınlanmanın ruhani yüksekliklerine nihai yükselişini temsil etmektedir.
Bizim tarafımız Yahudiliğin ve takipçilerinin kültürel yorumlarına tamamen karşıdır.
Onların herhangi bir şeyi ya da bizi nasıl tanımladıkları umurumuzda bile değildir. Onların herhangi bir konuda herhangi bir şey dikte etme yetkisine sahip olmadıklarını düşünüyoruz, çünkü bilgileri zaten önceden var olan terimlerin büyük ölçüde yozlaştırılmasından geliyor.
"Demon", "Şeytan" ve benzeri terimlerin tersine çevrilmesi, İbrahimî dinler tarafından kültürel ve anlamsal bir tersine çevirme girişimini temsil etmektedir. Bunlar Gerçeği temsil etmemektedir. Bunlar Kadim geçmişin köklü ve çok derin ruhani bilgisine karşı bir tepkidir ve yalnızca bu bilgiyi karalama ve ona en çok ihtiyaç duyan insan nüfusundan uzaklaştırma ihtiyacından doğmuştur.
Bu terimlerdeki tersine çevrilmiş anlam dışında, Kadim dinlerin kültürü ve etik normları [Mantık, ruhani sorgulama, meditasyon pratiği, bilimsel keşif] cezalandırılmış ve "kötü" ve "günahkar" olarak adlandırılmıştır. Kişinin Kadim Tanrılarını takip etmesi "günah" olarak damgalanmıştır - içsel keşif ve meditasyonun kişiyi ebedi ateş azabının olduğu bir yere götüreceği iddia edilmektedir.
Bu ifadelerin hiçbiri Doğru değildir. Bunların hiçbiri Satya değildir ya da Şeytan'ın özünü tanımlamaz.
Joy of Satan’ın (Şeytan’ın Neşesi’nin) kendimizi tanımlamak için neden Şeytan kelimesini kullandığı, aklınıza gelebilecek bir sorudur.
Bu terimin Sanskrit kökenli olduğuna inanıyoruz. Bu, onu tanımlamaya yönelik diğer tüm girişimlerden binlerce yıl öncesine dayanmaktadır.
Bu terimin “kötülüğü” tanımladığına dair iddialar, yüzyıllar sonrasında kelimenin “İbrahimî kökenlerinin”, “Şeytan” şeklinde “Kötülüğün” sembolü hâlini almasıyla ortaya çıkmıştır. Satya’nın coşkulu inananları ve takipçileri, bu iddiaların ortaya atılmasından en az 2-3 bin yıl önce de vardı.
Bir önceki makalede belirtildiği gibi İbranice’de de olan bu kelime, Satya kelimesi ile yani Ebedi Gerçek ile ilişkilidir. Vedik dönemi Sanskritçesinde kelime şu şekilde verilmiştir: सत्य
Bu kelimenin anlamı Gerçek, Doğruluk, Öz, Gerçeklik ve Varlık ile ilişkilidir. Bu meditatif kavrama dayanarak, Uzak Doğu’nun meşhur Doğu Tantrik Mantrası “SATANAMA” olarak listelenmiştir.
SA-TA-NA-MA, Kundalini Yogik uygulamalarda kullanılan bir mantradır ve çevirisi "SA=Doğum, TA=Yaşam, NA=Ölüm, MA=Yeniden Doğuş" şeklindedir. Meditasyon pratiğinde kullanıldığında, aydınlanma, zihin berraklığı ve bilinç genişlemesi getirir.
Modern Hinduizm'de bile meditasyonda kullanılır, böylece insan ruhu Gerçek algısı seviyesine yükselebilir, ruh uyanır ve beden her türlü rahatsızlıktan iyileşir, böylece inisiye ruhunun aydınlanmasını deneyimleyebilir.
"Yılan Yogası" olarak da bilinen Kundalini Yoga'da bu mantra, öğrencinin ruhsal seviyesini yükseltmek için kullanılır ve bu süreci kolaylaştırmak için kullanılabilecek en yüksek ve en kutsal İlahi İsimlerden biri olarak bilinir.
Uzak Doğu'nun iyi bilinen Satya-Yuga'sı, yeryüzündeki tüm varlıkların Satya'nın veya Ebedi Gerçeğin İlahi Kurallarına uygun olarak canlanacağı ve davranacağı bir zamandır. Buna "İnsanlığın Altın Çağı" denir, çünkü Yuga "Çağ", Sat ise Gerçek anlamına gelir.
Daha sonraları bu terimin etrafında, özellikle kötü niyetle ve bu kavramı yok etmek amacıyla, tıpkı tüm meditasyon ve içsel keşifin insanoğlundan uzaklaştırmak için olan girişimlerde olduğu gibi, yozlaşmalar ortaya çıkmıştır. Bu, insanları meditasyondan ve içsel evrimden korkutmak için kasıtlı olarak yapılmıştır
Aynı zamanda, İbrahimî dinlerin kök dilinde (İbranice) "düşman ve hasım" anlamına gelmektedir. Bu terim daha sonra olumsuz bir şekilde kullanılmış ve bu ilahi konu etrafında karalama sağlamak için olumsuz çağrışımlar verilmiştir. Bu kontrol programlamalarının yaratıcılarının aşağılık bir çıkarı, kontrolü sağlamak ve insanlığı bastırılmış ve daha düşük bilinç seviyelerinde tutmak için insanlığı kör bir durumda tutmaları gerektiğidir.
Aslında Nihai Gerçeğin coşkulu ve emin destekçileri olduğumuz için, İbrahimî dinlerin yorumlamasında nihai düşmanlar olan tanımlanmakta hiçbir sorunumuz yoktur.
Biz bu iki gerçekliği birbirinin zıttı olarak görüyoruz; zira İbrahimî programlar insanoğlunun ruhani seviyedeki düşüşünü teşvik ederken, diğeri insanoğlunun aydınlanmanın ruhani yüksekliklerine nihai yükselişini temsil etmektedir.
Bizim tarafımız Yahudiliğin ve takipçilerinin kültürel yorumlarına tamamen karşıdır.
Onların herhangi bir şeyi ya da bizi nasıl tanımladıkları umurumuzda bile değildir. Onların herhangi bir konuda herhangi bir şey dikte etme yetkisine sahip olmadıklarını düşünüyoruz, çünkü bilgileri zaten önceden var olan terimlerin büyük ölçüde yozlaştırılmasından geliyor.
"Demon", "Şeytan" ve benzeri terimlerin tersine çevrilmesi, İbrahimî dinler tarafından kültürel ve anlamsal bir tersine çevirme girişimini temsil etmektedir. Bunlar Gerçeği temsil etmemektedir. Bunlar Kadim geçmişin köklü ve çok derin ruhani bilgisine karşı bir tepkidir ve yalnızca bu bilgiyi karalama ve ona en çok ihtiyaç duyan insan nüfusundan uzaklaştırma ihtiyacından doğmuştur.
Bu terimlerdeki tersine çevrilmiş anlam dışında, Kadim dinlerin kültürü ve etik normları [Mantık, ruhani sorgulama, meditasyon pratiği, bilimsel keşif] cezalandırılmış ve "kötü" ve "günahkar" olarak adlandırılmıştır. Kişinin Kadim Tanrılarını takip etmesi "günah" olarak damgalanmıştır - içsel keşif ve meditasyonun kişiyi ebedi ateş azabının olduğu bir yere götüreceği iddia edilmektedir.
Bu ifadelerin hiçbiri Doğru değildir. Bunların hiçbiri Satya değildir ya da Şeytan'ın özünü tanımlamaz.