Bu vaaz, Yüksek Rahip Hooded Cobra 666'nın kütüphanedeki yazısından çevrilmiştir.
Artık pek çok kişi Antik Pagan dinlerinin Vaatlerini unuttu. Sonsuza dek yaşayan ve var olmaya devam eden yalnızca cesur olanlardır. Bu, içinde daha derin, metafiziksel bir Gerçek taşıyan çok basit bir ifadedir.
Şu anda dünyadaki çoğu insan, bizim gibi savaşmak ve eleştirmek bir yana, bizim gibi inanmak, bizim gibi Gerçekleri kabul etmek söz konusu olduğunda korkup siniyor. Bu insanlar himaye edilmiş, köleleştirilmiş ruhlardır.
Gerçekten ve Yaşamdan uzak olan köleleştirilmiş bir ruh, hiçbir ilerleme ve macera içinde yaşamaz. Yaşam ruhu basitçe mevcut değildir. Pek çok insan her zaman “ölü” olduklarını ve kendilerini ölü hissettiklerini söyler ve bu durum depresyonun artmasıyla ortaya çıkar. Zihinlerini en ufak bir şekilde zorlamaktan, meydan okumaktan, “savaşmaktan” ve ilerlemekten uzak, tamamen güvenli ve korunaklı bir hayat yaşarlar.
Ruh bu nedenle durgun ve depresiftir. Aşırı durumlarda, parazit inançları onları “ruhlarından” geriye kalanlardan tamamen mahrum bırakır.
Sadece cesur olanlar “Valhalla”ya ya da Ruh ölümsüzlüğüne ulaşabilir. Kişi ilerlemek için çabaladığında, savaştığında ve varlığını sürdürdüğünde ruhu canlılık, dinçlik ve hayatla dolar. Dolayısıyla hayata kavuşur. Kişi bir sığır ve köle olarak yaşadığında, tüm hayatı boyunca bir zincirle hapsedilir ve ruhu körelir.
Savaşmak illa kılıçla ve kan dökerek olmak zorunda değildir. Ama kahramanca eylemlerledir. Sonuçta kahramanca eylemler, kahramanların yaptığı şeylerden başka nedir ki, ve peki kahramanlar kimdir? Bazı alanlarda çok ilerlemiş insanlardır ve birçok insanın yapmaktan “korktuğu” şeyleri yaparlar. Pek çok insan öğrenmekten, ilerlemekten, meditasyon yapmaktan, çalışmaktan, kendini bilgilendirmekten ve benzeri şeylerden korkar.
Kişinin hayatını ilerleme macerası içinde yaşaması daha iyidir, tuzakları, savaşları ve yükseklerin hayal kırıklığı olsa bile (örneğin toplumun nasıl batmış olabileceğinin görülmesi) ama aynı zamanda bu, pek çok kişinin odaklanmadığı neşeyi de beraberinde getirir.
Himaye edilmiş hayvanlara kinle saldırılır, çünkü Yahudilerin kölesi olarak yaşamak, asla ruhani olmamak ve tüm yaşamları boyunca sadece sığır olmak insanların doğasında YOKTUR. İnsanlık sığırlık için yaratılmamıştır ve bir sığırın yaşamını takip edenler, depresyonla ve dağılmakla taçlandırılacaktır.
Düşman her zaman sizi öldüreceğini, size ceza vereceğini ya da itaat etmezseniz sizi yok edeceğini ya da size zulmedeceğini söyler. Ama onların pençesi altında olan insanlar zaten ölüdür. Onlar sadece geçici olarak var olurlar.
Birçok insan “iyilikleri” ya da “hayatları” için hiçbir şey yapmadıkları gibi şeyler söylüyor. Var olmayan bir şeyi korumaya çalışıyorlar. Aslında zaten kaybedilmiş olandan başka kaybedilecek bir şey yoktur, ki bu da onlar için temelde her şeydir. Onları öldüren savaş değil, bu konuda bir şey yapmayı reddetmeleridir. Bu en kesin ölümdür.
Bununla birlikte, onları en derin seviyede KESİNLİKLE öldürecek olan şey teslimiyetleridir. Dışarıdaki pek çok insan ruhani anlayışı ve gerçekleri inkar eder ve ruhlarının hatırlamadığını ya da bilmediğini düşünür. Tüm yaşamları kendi benliklerinden, kendi bilgilerinden ve yanlış bir şekilde kendilerini keşfetmenin getirdiğine inandıkları “korkudan” kaçmakla geçer.
Bu süreç ne kadar ertelenir ve küçümsenirse, o kadar imkansız hâle gelir ve kişinin durumu o kadar vahimleşir. Bu durum, köle efendilerinin yanı sıra, bu aptal yaşam formlarının şu anda öldürmekte olduğu gezegende de kendini göstermiştir. Bir düşünün: Bütün bir gezegen Yahudi ve “goyim” kibri yüzünden ölüyor. Bu delilik.
Mücadelenin öldürmek değil, kendini aşmak ve daha iyi olmak için tutarlı bir mücadele olması gerekir. Barış, boyun eğmekle ve yalakalıkla elde edilmez, kendi benliklerinin efendisi olan ve iç dünyalarını kontrol etmeyi öğrenen insanlara bir taç olarak verilir. Sadece güç barışa götürür, gerisi saçmalıktır.
Ayrıca, güç zayıflıktan DAHA AZ sorun doğurur. Kişi ve karakteri ne kadar zayıfsa, yozlaşmış davranışlara o kadar yatkındır, diğer insanlardan nefret eder ve uygarlık için biyolojik bir tehlikedir. Bir kişi kendi içinde zayıf hissediyorsa, bunu yansıtır, örneğin başkalarını aşağılar. Bir kişi zayıf hisseder ya da geleceğinden korkarsa, bir suçluya dönüşür.
İnsanlar gezegeni yok ediyor çünkü zayıflar: iş birliği yapamayacak kadar zayıflar, hayattaki konumlarıyla yüzleşemeyecek kadar zayıflar, herhangi bir şeyi daha iyi hâle getiremeyecek kadar zayıflar, anlayamayacak kadar zayıflar, organize olamayacak kadar zayıflar, liste uzayıp gidiyor.
Pagan dinlerinin tek Vaadi, cesurca yaşayanların yaşayacaklarıdır. Bunu yapmayanlar ise öleceklerdir. Bu, herkesin kendi standartlarında yüzleşmesi ve sonsuza kadar büyümelerine yardımcı olması gereken metafizik bir gerçektir.
-Yüksek Rahip Hooded Cobra 666
Artık pek çok kişi Antik Pagan dinlerinin Vaatlerini unuttu. Sonsuza dek yaşayan ve var olmaya devam eden yalnızca cesur olanlardır. Bu, içinde daha derin, metafiziksel bir Gerçek taşıyan çok basit bir ifadedir.
Şu anda dünyadaki çoğu insan, bizim gibi savaşmak ve eleştirmek bir yana, bizim gibi inanmak, bizim gibi Gerçekleri kabul etmek söz konusu olduğunda korkup siniyor. Bu insanlar himaye edilmiş, köleleştirilmiş ruhlardır.
Gerçekten ve Yaşamdan uzak olan köleleştirilmiş bir ruh, hiçbir ilerleme ve macera içinde yaşamaz. Yaşam ruhu basitçe mevcut değildir. Pek çok insan her zaman “ölü” olduklarını ve kendilerini ölü hissettiklerini söyler ve bu durum depresyonun artmasıyla ortaya çıkar. Zihinlerini en ufak bir şekilde zorlamaktan, meydan okumaktan, “savaşmaktan” ve ilerlemekten uzak, tamamen güvenli ve korunaklı bir hayat yaşarlar.
Ruh bu nedenle durgun ve depresiftir. Aşırı durumlarda, parazit inançları onları “ruhlarından” geriye kalanlardan tamamen mahrum bırakır.
Sadece cesur olanlar “Valhalla”ya ya da Ruh ölümsüzlüğüne ulaşabilir. Kişi ilerlemek için çabaladığında, savaştığında ve varlığını sürdürdüğünde ruhu canlılık, dinçlik ve hayatla dolar. Dolayısıyla hayata kavuşur. Kişi bir sığır ve köle olarak yaşadığında, tüm hayatı boyunca bir zincirle hapsedilir ve ruhu körelir.
Savaşmak illa kılıçla ve kan dökerek olmak zorunda değildir. Ama kahramanca eylemlerledir. Sonuçta kahramanca eylemler, kahramanların yaptığı şeylerden başka nedir ki, ve peki kahramanlar kimdir? Bazı alanlarda çok ilerlemiş insanlardır ve birçok insanın yapmaktan “korktuğu” şeyleri yaparlar. Pek çok insan öğrenmekten, ilerlemekten, meditasyon yapmaktan, çalışmaktan, kendini bilgilendirmekten ve benzeri şeylerden korkar.
Kişinin hayatını ilerleme macerası içinde yaşaması daha iyidir, tuzakları, savaşları ve yükseklerin hayal kırıklığı olsa bile (örneğin toplumun nasıl batmış olabileceğinin görülmesi) ama aynı zamanda bu, pek çok kişinin odaklanmadığı neşeyi de beraberinde getirir.
Himaye edilmiş hayvanlara kinle saldırılır, çünkü Yahudilerin kölesi olarak yaşamak, asla ruhani olmamak ve tüm yaşamları boyunca sadece sığır olmak insanların doğasında YOKTUR. İnsanlık sığırlık için yaratılmamıştır ve bir sığırın yaşamını takip edenler, depresyonla ve dağılmakla taçlandırılacaktır.
Düşman her zaman sizi öldüreceğini, size ceza vereceğini ya da itaat etmezseniz sizi yok edeceğini ya da size zulmedeceğini söyler. Ama onların pençesi altında olan insanlar zaten ölüdür. Onlar sadece geçici olarak var olurlar.
Birçok insan “iyilikleri” ya da “hayatları” için hiçbir şey yapmadıkları gibi şeyler söylüyor. Var olmayan bir şeyi korumaya çalışıyorlar. Aslında zaten kaybedilmiş olandan başka kaybedilecek bir şey yoktur, ki bu da onlar için temelde her şeydir. Onları öldüren savaş değil, bu konuda bir şey yapmayı reddetmeleridir. Bu en kesin ölümdür.
Bununla birlikte, onları en derin seviyede KESİNLİKLE öldürecek olan şey teslimiyetleridir. Dışarıdaki pek çok insan ruhani anlayışı ve gerçekleri inkar eder ve ruhlarının hatırlamadığını ya da bilmediğini düşünür. Tüm yaşamları kendi benliklerinden, kendi bilgilerinden ve yanlış bir şekilde kendilerini keşfetmenin getirdiğine inandıkları “korkudan” kaçmakla geçer.
Bu süreç ne kadar ertelenir ve küçümsenirse, o kadar imkansız hâle gelir ve kişinin durumu o kadar vahimleşir. Bu durum, köle efendilerinin yanı sıra, bu aptal yaşam formlarının şu anda öldürmekte olduğu gezegende de kendini göstermiştir. Bir düşünün: Bütün bir gezegen Yahudi ve “goyim” kibri yüzünden ölüyor. Bu delilik.
Mücadelenin öldürmek değil, kendini aşmak ve daha iyi olmak için tutarlı bir mücadele olması gerekir. Barış, boyun eğmekle ve yalakalıkla elde edilmez, kendi benliklerinin efendisi olan ve iç dünyalarını kontrol etmeyi öğrenen insanlara bir taç olarak verilir. Sadece güç barışa götürür, gerisi saçmalıktır.
Ayrıca, güç zayıflıktan DAHA AZ sorun doğurur. Kişi ve karakteri ne kadar zayıfsa, yozlaşmış davranışlara o kadar yatkındır, diğer insanlardan nefret eder ve uygarlık için biyolojik bir tehlikedir. Bir kişi kendi içinde zayıf hissediyorsa, bunu yansıtır, örneğin başkalarını aşağılar. Bir kişi zayıf hisseder ya da geleceğinden korkarsa, bir suçluya dönüşür.
İnsanlar gezegeni yok ediyor çünkü zayıflar: iş birliği yapamayacak kadar zayıflar, hayattaki konumlarıyla yüzleşemeyecek kadar zayıflar, herhangi bir şeyi daha iyi hâle getiremeyecek kadar zayıflar, anlayamayacak kadar zayıflar, organize olamayacak kadar zayıflar, liste uzayıp gidiyor.
Pagan dinlerinin tek Vaadi, cesurca yaşayanların yaşayacaklarıdır. Bunu yapmayanlar ise öleceklerdir. Bu, herkesin kendi standartlarında yüzleşmesi ve sonsuza kadar büyümelerine yardımcı olması gereken metafizik bir gerçektir.
-Yüksek Rahip Hooded Cobra 666