Sonne
Moderator
- Joined
- Oct 23, 2023
- Messages
- 1,350
Bu yazı, Zeus'un Tapınağı'ndaki orijinal sayfasından çevrilmiştir.
Zeus’un Tapınağı, insanlığın orijinal dininin tam bir restorasyonudur. Tüm ruhani gerçeklerin ve tüm Antik Dinlerin en temel özüne ulaşmak için birçok araştırma, evrim, yaygın toplumsal inanışlara meydan okuma ve doğrudan bilgiyi deneyimleme aşamalarından geçtik.
İster Antik Yunanlıların, Mısırlıların, Sümerlerin, İskandinavların, Asyalıların, Babillilerin ya da Hindularınki olsun, tüm Antik Dinler İbrahimî programlarda “Şeytan’ın İşleri” ve “Şeytan’a” tapınma olarak damgalanmıştır. Tanrıların Gerçeğini, korku, cehalet ve köle zihniyetiyle örülmüş bir duvarın arkasına gizlemek istiyorlar.
Ne de olsa, İbrahimî sistemlere uymayan her şey, yalnızca insan ruhaniyetini, bilgisini, bilgeliğini, yaşamını ve potansiyelini boğmayı amaçlayan bu düşman programlarının başlangıcından beri “Şeytani” olarak adlandırılmıştır.
Bizler Gerçeği teşvik etmeye çalışıyoruz: İnsanlık için yaşam, bilgelik, ruhaniyet, bilgi ve nihai potansiyel.
Bu düşman programlarının bizi “Şeytani” olarak adlandırması yanlış değildir, çünkü Tanrıların tüm antik ve gerçek bilgileri gerçekten de aynı kaynaktan gelmektedir: Sonradan yanlış bir şekilde “Kötü Şeytani Demonlar” damgalanan, Hristiyanlıktan önceki orijinal Tanrılardan.
Bu nedenle, kişinin gerçeği görebilmesi için, bu etiketlemeye meydan okuyarak gerçeği bilmeye devam etmesi gerektiğini kabul etmeye hazır olması gerekir.
Dahası, kişi derinlemesine araştırdıkça, bir başka gerçeği de keşfeder: Tüm bu Antik Dinlerin Orijinal ve Gerçek Tanrıları, rollerinde, yeteneklerinde, güçlerinde ve hiyerarşik yapılarında gerçekten örtüşür ve sadece her bölgesel kültüre uyarlanmışlardır.
Temelde, aynı Tanrılara görünüşte farklı isimler altında tapınılırken, asıl ve orijinal özleri aynı kalmıştır. Zeus’un Tapınağı’ndaki inanç ve öğretilerimizin özünde de bu yatmaktadır.
Baş Tanrımız, insanlık tarihindeki çoğu panteonunun baş tanrısı olarak kabul edilen Zeus'tur. O’nun nihai gücü, doğru otoritesi ve adalet buyrukları evrensel olarak kabul edilmektedir.
Baş Tanrımız, çağlar boyunca birçok isimle anılmıştır: Antik Helen dilinde Zeus, Hinduizm’de Indra, Antik Mısır’da Amun veya Atum, Roma mitolojisinde Jüpiter, Fenike dinlerinde Baal veya Baal-Zebul, Babil’de Hadad veya Marduk, Slav dinlerinde Perun, Antik İskandinav geleneklerinde Thor, Kelt panteonunda Beli Mawr, yeniden yapılandırılmış Hint-Avrupa dilinde Dyeus Pater, Afrika’da Shango veya Nzazi, Yerli Amerikan kültürlerinde Tlaloc veya Viracocha, Çin dininde Shangdi ve Şintoizm’de Raijin olarak bilinmiştir.
Zeus'un Çağlar Boyunca İsimleri
Bu isimlerin çoğunun Hristiyanlık, İslam ve Yahudilikten en az 2.000 ila 10.000 yıl önce, ya da daha fazla öncesine dayanan bir tarihi vardır. Zeus ismi, kutsal ve en güçlü isimdir, yaratılışın kendisinin temelidir. Bu kavram anlaşıldığında, Zeus'un, ya da Hint-Avrupa dilinde Dyeus Pater'in, her zaman İnsanlığın Orijinal Babası olduğu nedeni açıklığa kavuşur.
Bu isimlerin çoğunun Hristiyanlık, İslam ve Yahudilikten en az 2.000 ila 10.000 yıl önce, ya da daha fazla öncesine dayanan bir tarihi vardır. Zeus ismi, kutsal ve en güçlü isimdir, yaratılışın kendisinin temelidir. Bu kavram anlaşıldığında, Zeus'un, ya da Hint-Avrupa dilinde Dyeus Pater'in, her zaman İnsanlığın Orijinal Babası olduğu nedeni açıklığa kavuşur.
Yeryüzündeki tüm insanlar, ilk başta “Tek Baba”ya veya “Dyeus Pater”e kendi orijinal Tanrıları olarak tapmışlardır. Hatta doğrudan temas kurmamış olan kültürler bile O'nu evrenin en yüksek gücü olarak açıkça tanımışlardır. İbrahimî yıkım programlarının başlangıcından çok önce, O her zaman vardı ve hâlâ bugün dahi vardır.
Orijinal Baş Tanrının yanı sıra, Centillerin diğer tüm Tanrıları da “Demonlar” olarak damgalanmış ve insanlık bilgisinden sistematik olarak silinmiştir.
Tanrılar, ruhlarını güçlendirmek ve doğru yola sokmak için insanlığa bilgi ve meditasyon sistemleri aktardılar. Bunun gerçekleştiği dönem, Antik Dinlerde bulunan ve on binlerce yıl süren tüm Altın Çağ mitolojisinin kaynağıdır. Ancak, yıkıcı güçlerin kötü niyetli müdahaleleri bu dönemi sona erdirmiştir.
İnsanlık ruhani bilgi ve anlayıştan koparılırken, İbrahimî anti-teistlerin kötü niyetli ve kin dolu azınlığı, şiddet, kan dökme ve tarihi silme yoluyla egemenliklerini dayatmış ve Tanrılarla ilgili hiçbir kayıt kalmayana kadar bu durumu sürdürmüşlerdir.
Bu karanlık programlar insanlığı Gerçek Tanrılardan kopardıkça, aydınlanmanın insanlığın kayıtlı tarihinde en düşük noktaya ulaştığı bir cehalet ve kölelik çağına girdik.
Ancak başarısız oldular. Tanrımız hâlâ burada ve diğer tüm Tanrılar da öyle, hemen ve kolayca erişilebilir durumdalar, insanları bir kez daha ilerleme, yaşam ve kendini tanrılaştırma yolculuğuna çıkmaya davet ediyorlar.
İnsanlığı aldatmayı ve saptırmayı amaçlayan İbrahimî programlar bağlamında, bu yüce ve nihai varlık birçok unvan ve isimle —”Şeytan”, “Baal-Zebul”, “Lucifer”, ve “Devil” [İblis]— karalanmıştır ve insanlığın Antik Tanrılarla birleşmekten korkması ve aldatılmaya devam etmesi için zorla bir “kötü karşıt” rolüne yerleştirilmiştir.
Baş Tanrımız için kullandıkları isimlerin hiçbiri de tesadüf değildir. Bu isimlerin orijinal anlamlarını değerlendirdikçe, içlerinde sadece iyi ve doğru yönler bulduğumuzu görürüz, ancak bunu görmek için yüzeyin ötesine bakmak gereklidir. Örneğin:
Sonuç olarak düşman, Baş Tanrıya ve Gerçeğe yönelik saldırılarını, kendi yazılarında ve edebi iğrençliklerinde kolayca gözler önüne serer.
Düşmanın eserlerinde, “Şeytan'ın tahtının Bergama'da olduğunu” açıkça kabul ederler. (Vahiy 2:13 (KJV))
Küçük Asya’daki antik Pergamon kenti, İncil’de doğrudan “Şeytan” olarak adlandırılan Tanrımız Zeus’a adanmış en büyük tapınaklardan birine ev sahipliği yapıyordu. Şeytan’ın bu şekilde kötülenmesinin, gerçekte İnsanlığın Antik Baş Tanrısının ve -sonradan Yahudi-Hristiyan bağlamında “Satanizm” olarak damgalanan- Antik Dininin kötülenmesi olduğunu anlamak için fazla bir şey gerekmiyor.
Daha fazla araştırdığımızda, “Şeytan” isminin hepsi de olumlu olan ve herhangi bir İbrahimî bağlamdan önce gelen birçok gizli etimolojik anlamı olduğunu görürüz.
Bu ismin demonize edilmesinin nedeni, gerçeği sansürlemek ve çarpıtmak, Antik Tanrıları yalanların enkazı altına gömmek ve insanları korku temelli çağrışımlarla Gerçeği aramaktan caydırmak için yapılan başarısız bir girişim olmasıydı.
Bu nedenle, kişi özündeki gerçeği araştırdıkça ve anladıkça, geri dönüş yoktur.
Biz, Zeus’un Tapınağı'nda, gerçekten de Antik ve Orjinal Tanrı olan Zeus’a ve daha sonra düşman tarafından sonradan “kötü” olarak etiketlenip “Şeytan” adı altında demonize edilen Ebedi Gerçek kavramı Satya'ya inanıyoruz.
İster aldatılmış bir düşman ister aydınlanmış bir takipçi olsun, kim O’na hangi isimle hitap ederse etsin, Tüm-Baba her zaman Evrenin değişmez, gerçek Tanrısıdır ve asla yerinden edilemez, değiştirilemez ya da yeri doldurulamaz. O’nun düşmanlarının kültürel tanımları önemli değildir, sadece Gerçek önemlidir.
O, ebediyen vardır ve tüm evrenin gücünü ellerinde tutmaktadır. Kendimizi daha yüksek bir ruhaniyet, bilgelik ve güç seviyesine yükseltmek için Antik Tanrılar ile yakınlaşmak bizlere bağlıdır.
Kendimizi, açıkça ve gururla Yüce Varlığın takipçileri olarak tanımlıyoruz.
Bizi ilgilendirdiği kadarıyla, Tüm-Baba Zeus'a, Antik Tanrılara ve Satya'ya [Kozmik Gerçeğin Ebedi ve Değişmez kavramı] inanıyor, saygı gösteriyor ve onları örnek alıyoruz.
Aşağıdaki bağlantıları incelemek, inançlarımızı tamamen açıklığa kavuşturacak ve size Gerçeği gösterecektir, böylece Antik Tanrılarla yeniden bağlantı kurma ve İnsanlığın Orijinal Hedefi olan Tanrısallığa ulaşma yolculuğuna çıkabilirsiniz.
Zeus'un Bilgi Sayfası
SATYA - Ebedi Gerçek
ZEVİSTLER: Yeni Adımız, Zeus & Yıldırım Gücü – Sat & Zev
Zeus’un Tapınağı, insanlığın orijinal dininin tam bir restorasyonudur. Tüm ruhani gerçeklerin ve tüm Antik Dinlerin en temel özüne ulaşmak için birçok araştırma, evrim, yaygın toplumsal inanışlara meydan okuma ve doğrudan bilgiyi deneyimleme aşamalarından geçtik.
İster Antik Yunanlıların, Mısırlıların, Sümerlerin, İskandinavların, Asyalıların, Babillilerin ya da Hindularınki olsun, tüm Antik Dinler İbrahimî programlarda “Şeytan’ın İşleri” ve “Şeytan’a” tapınma olarak damgalanmıştır. Tanrıların Gerçeğini, korku, cehalet ve köle zihniyetiyle örülmüş bir duvarın arkasına gizlemek istiyorlar.
Ne de olsa, İbrahimî sistemlere uymayan her şey, yalnızca insan ruhaniyetini, bilgisini, bilgeliğini, yaşamını ve potansiyelini boğmayı amaçlayan bu düşman programlarının başlangıcından beri “Şeytani” olarak adlandırılmıştır.
Bizler Gerçeği teşvik etmeye çalışıyoruz: İnsanlık için yaşam, bilgelik, ruhaniyet, bilgi ve nihai potansiyel.
Bu düşman programlarının bizi “Şeytani” olarak adlandırması yanlış değildir, çünkü Tanrıların tüm antik ve gerçek bilgileri gerçekten de aynı kaynaktan gelmektedir: Sonradan yanlış bir şekilde “Kötü Şeytani Demonlar” damgalanan, Hristiyanlıktan önceki orijinal Tanrılardan.
Bu nedenle, kişinin gerçeği görebilmesi için, bu etiketlemeye meydan okuyarak gerçeği bilmeye devam etmesi gerektiğini kabul etmeye hazır olması gerekir.
Dahası, kişi derinlemesine araştırdıkça, bir başka gerçeği de keşfeder: Tüm bu Antik Dinlerin Orijinal ve Gerçek Tanrıları, rollerinde, yeteneklerinde, güçlerinde ve hiyerarşik yapılarında gerçekten örtüşür ve sadece her bölgesel kültüre uyarlanmışlardır.
Temelde, aynı Tanrılara görünüşte farklı isimler altında tapınılırken, asıl ve orijinal özleri aynı kalmıştır. Zeus’un Tapınağı’ndaki inanç ve öğretilerimizin özünde de bu yatmaktadır.
Baş Tanrımız, insanlık tarihindeki çoğu panteonunun baş tanrısı olarak kabul edilen Zeus'tur. O’nun nihai gücü, doğru otoritesi ve adalet buyrukları evrensel olarak kabul edilmektedir.
Baş Tanrımız, çağlar boyunca birçok isimle anılmıştır: Antik Helen dilinde Zeus, Hinduizm’de Indra, Antik Mısır’da Amun veya Atum, Roma mitolojisinde Jüpiter, Fenike dinlerinde Baal veya Baal-Zebul, Babil’de Hadad veya Marduk, Slav dinlerinde Perun, Antik İskandinav geleneklerinde Thor, Kelt panteonunda Beli Mawr, yeniden yapılandırılmış Hint-Avrupa dilinde Dyeus Pater, Afrika’da Shango veya Nzazi, Yerli Amerikan kültürlerinde Tlaloc veya Viracocha, Çin dininde Shangdi ve Şintoizm’de Raijin olarak bilinmiştir.
Zeus'un Çağlar Boyunca İsimleri
Bu isimlerin çoğunun Hristiyanlık, İslam ve Yahudilikten en az 2.000 ila 10.000 yıl önce, ya da daha fazla öncesine dayanan bir tarihi vardır. Zeus ismi, kutsal ve en güçlü isimdir, yaratılışın kendisinin temelidir. Bu kavram anlaşıldığında, Zeus'un, ya da Hint-Avrupa dilinde Dyeus Pater'in, her zaman İnsanlığın Orijinal Babası olduğu nedeni açıklığa kavuşur.
- Dyeus Pitar
- Zeus
- Beelzebul
- Atum
- İndra
- Jüpiter
- Hindu Üçlüsü - Şiva, Brahma, Vişnu
- Şeytan/Lucifer [İbrahimî tersyüz etme]
- Amun
- Odin
- Perun
- Sabazios
- Tengri
- Beli
- Hadad
- Hammon
- An Daghdha
- Zamolxis
- Ahura Mazda
- Marduk
- Ngai
- Nzazi
- Raijin
- Shangdi
- Thor
- Shango
- Tarhunt
- Tinia
- Tlaloc
- Viracocha
- Perkūnas
Bu isimlerin çoğunun Hristiyanlık, İslam ve Yahudilikten en az 2.000 ila 10.000 yıl önce, ya da daha fazla öncesine dayanan bir tarihi vardır. Zeus ismi, kutsal ve en güçlü isimdir, yaratılışın kendisinin temelidir. Bu kavram anlaşıldığında, Zeus'un, ya da Hint-Avrupa dilinde Dyeus Pater'in, her zaman İnsanlığın Orijinal Babası olduğu nedeni açıklığa kavuşur.
Yeryüzündeki tüm insanlar, ilk başta “Tek Baba”ya veya “Dyeus Pater”e kendi orijinal Tanrıları olarak tapmışlardır. Hatta doğrudan temas kurmamış olan kültürler bile O'nu evrenin en yüksek gücü olarak açıkça tanımışlardır. İbrahimî yıkım programlarının başlangıcından çok önce, O her zaman vardı ve hâlâ bugün dahi vardır.
Orijinal Baş Tanrının yanı sıra, Centillerin diğer tüm Tanrıları da “Demonlar” olarak damgalanmış ve insanlık bilgisinden sistematik olarak silinmiştir.
Tanrılar, ruhlarını güçlendirmek ve doğru yola sokmak için insanlığa bilgi ve meditasyon sistemleri aktardılar. Bunun gerçekleştiği dönem, Antik Dinlerde bulunan ve on binlerce yıl süren tüm Altın Çağ mitolojisinin kaynağıdır. Ancak, yıkıcı güçlerin kötü niyetli müdahaleleri bu dönemi sona erdirmiştir.
İnsanlık ruhani bilgi ve anlayıştan koparılırken, İbrahimî anti-teistlerin kötü niyetli ve kin dolu azınlığı, şiddet, kan dökme ve tarihi silme yoluyla egemenliklerini dayatmış ve Tanrılarla ilgili hiçbir kayıt kalmayana kadar bu durumu sürdürmüşlerdir.
Bu karanlık programlar insanlığı Gerçek Tanrılardan kopardıkça, aydınlanmanın insanlığın kayıtlı tarihinde en düşük noktaya ulaştığı bir cehalet ve kölelik çağına girdik.
Ancak başarısız oldular. Tanrımız hâlâ burada ve diğer tüm Tanrılar da öyle, hemen ve kolayca erişilebilir durumdalar, insanları bir kez daha ilerleme, yaşam ve kendini tanrılaştırma yolculuğuna çıkmaya davet ediyorlar.
İnsanlığı aldatmayı ve saptırmayı amaçlayan İbrahimî programlar bağlamında, bu yüce ve nihai varlık birçok unvan ve isimle —”Şeytan”, “Baal-Zebul”, “Lucifer”, ve “Devil” [İblis]— karalanmıştır ve insanlığın Antik Tanrılarla birleşmekten korkması ve aldatılmaya devam etmesi için zorla bir “kötü karşıt” rolüne yerleştirilmiştir.
Baş Tanrımız için kullandıkları isimlerin hiçbiri de tesadüf değildir. Bu isimlerin orijinal anlamlarını değerlendirdikçe, içlerinde sadece iyi ve doğru yönler bulduğumuzu görürüz, ancak bunu görmek için yüzeyin ötesine bakmak gereklidir. Örneğin:
- “Satan” [Şeytan]: Sanskritçede Ebedi Gerçek anlamına gelen Satya kelimesinden gelmektedir.
- Beelzebul: Zeus'un Mezopotamya'daki asıl adı.
- Lucifer: Anlamı “Işığı getiren”dir, Aydınlanmanın getiricisi.
- Devil: Antik Sanskritçede Tanrı anlamına gelen “Devi” kelimesinden gelir.
Sonuç olarak düşman, Baş Tanrıya ve Gerçeğe yönelik saldırılarını, kendi yazılarında ve edebi iğrençliklerinde kolayca gözler önüne serer.
Düşmanın eserlerinde, “Şeytan'ın tahtının Bergama'da olduğunu” açıkça kabul ederler. (Vahiy 2:13 (KJV))
"Yaptıklarını ve nerede oturduğunu, Şeytan’ın tahtının bulunduğu yeri bile biliyorum; adıma sımsıkı sarıldın ve Şeytan’ın oturduğu yerde, sizin aranızda öldürülmüş olan Antipas’ın benim sadık şehidim olduğu günlerde bile inancımı inkâr etmedin."
Küçük Asya’daki antik Pergamon kenti, İncil’de doğrudan “Şeytan” olarak adlandırılan Tanrımız Zeus’a adanmış en büyük tapınaklardan birine ev sahipliği yapıyordu. Şeytan’ın bu şekilde kötülenmesinin, gerçekte İnsanlığın Antik Baş Tanrısının ve -sonradan Yahudi-Hristiyan bağlamında “Satanizm” olarak damgalanan- Antik Dininin kötülenmesi olduğunu anlamak için fazla bir şey gerekmiyor.
Daha fazla araştırdığımızda, “Şeytan” isminin hepsi de olumlu olan ve herhangi bir İbrahimî bağlamdan önce gelen birçok gizli etimolojik anlamı olduğunu görürüz.
Bu ismin demonize edilmesinin nedeni, gerçeği sansürlemek ve çarpıtmak, Antik Tanrıları yalanların enkazı altına gömmek ve insanları korku temelli çağrışımlarla Gerçeği aramaktan caydırmak için yapılan başarısız bir girişim olmasıydı.
Bu nedenle, kişi özündeki gerçeği araştırdıkça ve anladıkça, geri dönüş yoktur.
Biz, Zeus’un Tapınağı'nda, gerçekten de Antik ve Orjinal Tanrı olan Zeus’a ve daha sonra düşman tarafından sonradan “kötü” olarak etiketlenip “Şeytan” adı altında demonize edilen Ebedi Gerçek kavramı Satya'ya inanıyoruz.
İster aldatılmış bir düşman ister aydınlanmış bir takipçi olsun, kim O’na hangi isimle hitap ederse etsin, Tüm-Baba her zaman Evrenin değişmez, gerçek Tanrısıdır ve asla yerinden edilemez, değiştirilemez ya da yeri doldurulamaz. O’nun düşmanlarının kültürel tanımları önemli değildir, sadece Gerçek önemlidir.
O, ebediyen vardır ve tüm evrenin gücünü ellerinde tutmaktadır. Kendimizi daha yüksek bir ruhaniyet, bilgelik ve güç seviyesine yükseltmek için Antik Tanrılar ile yakınlaşmak bizlere bağlıdır.
Kendimizi, açıkça ve gururla Yüce Varlığın takipçileri olarak tanımlıyoruz.
Bizi ilgilendirdiği kadarıyla, Tüm-Baba Zeus'a, Antik Tanrılara ve Satya'ya [Kozmik Gerçeğin Ebedi ve Değişmez kavramı] inanıyor, saygı gösteriyor ve onları örnek alıyoruz.
Aşağıdaki bağlantıları incelemek, inançlarımızı tamamen açıklığa kavuşturacak ve size Gerçeği gösterecektir, böylece Antik Tanrılarla yeniden bağlantı kurma ve İnsanlığın Orijinal Hedefi olan Tanrısallığa ulaşma yolculuğuna çıkabilirsiniz.
Zeus'un Bilgi Sayfası
SATYA - Ebedi Gerçek
ZEVİSTLER: Yeni Adımız, Zeus & Yıldırım Gücü – Sat & Zev