Sonne
Moderator
- Joined
- Oct 23, 2023
- Messages
- 1,254
Bu vaaz, Yüksek Rahip Hooded Cobra 666'nın forumlardaki yazısından çevrilmiştir.
Tanrılar hakkında, herkesin daha önce bildiklerimizden daha derin bir şeyi anlamasını istiyorum. Daha derine inmek ve sizi onlarla zaman ve mekânın ötesinde kalıcı olarak birleştirmek istiyorum.
Orta Çağ'da yaşayan, o dönemde reenkarne olmuş birisi olsaydınız ve o bakış açısıyla “Şeytan”dan yardım veya ilgi talep etseydiniz, size yanıt veren yine aynı Tanrı olurdu. O, sizi ve tüm koşullarınızı açıkça görürdü.
Antik Mısır'da yaşayan birisi olsaydınız ve Amun'a dua etmeye gitseydiniz, size yanıt veren yine aynı Tanrı olurdu. Onlar sizin kültürel bağlamınızı anlarlar.
Antik Yunan'da yaşayan birisi olsaydınız ve Zeus'a dua etmeye gitseydiniz, size yanıt veren yine aynı Varlık olurdu ve size rehberlik etmeye başlardı.
Koruyucu Demon’unuz, bu yaşamda Belçika'dan Thomas olsanız da, başka bir yaşamda Vikingler döneminden Bjorn ya da Mezopotamya'dan Ioannes olsanız da, orijinal sizi ve orijinal ruhunuzu tanır. Onlar, tüm yaşamlar boyunca kim olduğunuzu bilirler ve sizi tanırlar. Bu bağ, en derin ve temel bağa dayanır, yüzeydeki kimliğinize değil.
İnsanların da onları tanıyabilmesi gerekirken, reenkarne olduğumuz ve her reenkarnasyonda yeni izlenimler edindiğimiz gerçeğinden ötürü, onları hatırlamak adına tekrar ve tekrar başlamak zorunda kalırız. Tanrılar ise değişmez; ölmezler ve yaşlanmazlar. Geçmiş yüzyıllarda Şeytan olarak adlandırılan aynı Tanrı, başka bir çağda Zeus, Beelzebul ya da insan kavrayışının getirdiği başka bir isimle anılmıştır. Bu, onları etkilemez. Bu, tamamen bizim dünyamız içinde şekillenen bir süreçtir.
Altında yatan Ebedi Gerçek her zaman mevcuttur; Koruyucu Demon’unuz daima yanınızda olmuştur, ister yanlış anlaşılan Goetia aracılığıyla onlara yaklaşmış olun, ister şimdi Zeus’un Tapınağı yoluyla. Ancak fark şu ki, şimdi berrak bir bakış açısıyla meseleyi daha doğrudan ve bozulmadan göreceksiniz.
Bu kavram daha iyi anlaşıldığında, bakış açımız netleşir ve daha berrak görmeye başlarız. Amaç, kristal berraklığında bir algıya sahip olmak, böylece daha güçlü bir bağ kurabilmektir. Ancak Tanrılar, özlerinde daima aynıdır.
Tanrıların sizi gördüğü gibi, ben de size onları nasıl görebileceğinizi göstermek istiyorum; inancınızı güçlendirmek ve yüzeyin ötesine uzanan ebedi bağlar yaratmak istiyorum. Bu sayede inancınız daha da sağlamlaşacaktır. Bjorn, Thomas ve Ioannes aynı varlıktır, ancak Thomas’ın, Bjorn’un veya Ioannes’in bunu anlayabilmesi için her yaşamında uyanması ve kendisinin daha büyük idealini algılamaya başlaması gerekiyor.
Yüzey anlaşılması kolay ve rahattır, ancak gerçeklik, kişi onu kavrayıp derinliklere indiğinde başlar. Daha fazlasını ve yaşamın büyük bir kısmını anlamaya başladığımızda uyanırız.
Tüm bu farklı giysiler, bizim tarafımızda olan ve Tanrılarımız olan aynı temel gücün giysileridir. Gerçekliği anlamalı ve ona açılmalısınız; bunun için de giysilerin ardına bakmanız gerekir.
Giysilere takılıp kaldığınızda, bu tıpkı eşinizin kim olduğuna değil de ne giydiğine takıntılı hâle gelmek gibidir. Bu, ona gerçekten bağlı olmadığınız anlamına gelir. Çocuğunuzu da sadece ne giydiği için sevmezsiniz; onu, özünde kim olduğu için seversiniz. Ancak kötü ebeveynler ve kötü âşıklar, bir ilişkinin yalnızca dışsal yönlerine odaklanır.
Bu yüzden size Tanrıların ne GİYDİKLERİNİ değil, ne OLDUKLARINI gösteriyorum. Size sahiden de ve hakikaten de; Tanrıların hangi sureti taşırlarsa taşısınlar, onların takdir etmeniz ve anlamanız gereken aynı temel, sevgi dolu ve ebedi varlıklar olduğunu gösteriyorum. Bu, sizi yüzeyin ötesine, ÖZ’e, Gerçek Varlığa götüren bir adımdır.
Tanrılar bizi nasıl berrak bir şekilde görüyorsa, biz de onları berrak bir şekilde görmeyi öğrenmeli ve giysilerin değişebileceğini, ancak özlerinde aynı kaldıklarını anlamalıyız. Bu anlayışla korkudan da arınmış olursunuz. Son yüzyılların bize gösterdiği bir şey varsa, düşman ne yaparsa yapsın, Tanrıları yeniden adlandırsın, çarpıtsın veya saklamaya çalışsın, onların kaçınılmaz olarak yeniden ortaya çıkacağıdır; çünkü onlar bütünsel, gerçek ve güçlüdür.
Onlar dünyadan silinemez, yalnızca haklarında yalan söylenebilir. Bu yalanlar Tanrıları değil, insanları ve onların algılarını etkiler. Tüm bu yalanları ortadan kaldırdığımızda, Tanrılar yine burada, her zaman oldukları gibi. Hiçbir şey değişmedi; yalnızca bizim yanılgılarımız bir engel oluşturdu. Bu engeller kaldırıldığında, onlarla yeniden bağ kurarız.
Bu, her zaman JoS’un temel prensibi olmuştur. Ve eğer Tanrılar bir giysi giyecekse, bu, onlara medeniyet olarak sunabileceğimiz en değerli ve en saf olanı olmalıdır; böylece onları tanımamız ve başlangıçtaki bağlanma süreci kolaylaşır. Ancak mesele bunun ötesine geçmektedir; zaman döngüsü boyunca bizi kaderimize götürecek ebedi bağlara uzanmaktadır.
Bu, kutsal esastır ve onların özüdür; değişmez ve ebedi olanı, siz de onlarla birlikte bunu aramalısınız.
-Yüksek Rahip Hooded Cobra 666
Tanrılar hakkında, herkesin daha önce bildiklerimizden daha derin bir şeyi anlamasını istiyorum. Daha derine inmek ve sizi onlarla zaman ve mekânın ötesinde kalıcı olarak birleştirmek istiyorum.
Orta Çağ'da yaşayan, o dönemde reenkarne olmuş birisi olsaydınız ve o bakış açısıyla “Şeytan”dan yardım veya ilgi talep etseydiniz, size yanıt veren yine aynı Tanrı olurdu. O, sizi ve tüm koşullarınızı açıkça görürdü.
Antik Mısır'da yaşayan birisi olsaydınız ve Amun'a dua etmeye gitseydiniz, size yanıt veren yine aynı Tanrı olurdu. Onlar sizin kültürel bağlamınızı anlarlar.
Antik Yunan'da yaşayan birisi olsaydınız ve Zeus'a dua etmeye gitseydiniz, size yanıt veren yine aynı Varlık olurdu ve size rehberlik etmeye başlardı.
Koruyucu Demon’unuz, bu yaşamda Belçika'dan Thomas olsanız da, başka bir yaşamda Vikingler döneminden Bjorn ya da Mezopotamya'dan Ioannes olsanız da, orijinal sizi ve orijinal ruhunuzu tanır. Onlar, tüm yaşamlar boyunca kim olduğunuzu bilirler ve sizi tanırlar. Bu bağ, en derin ve temel bağa dayanır, yüzeydeki kimliğinize değil.
İnsanların da onları tanıyabilmesi gerekirken, reenkarne olduğumuz ve her reenkarnasyonda yeni izlenimler edindiğimiz gerçeğinden ötürü, onları hatırlamak adına tekrar ve tekrar başlamak zorunda kalırız. Tanrılar ise değişmez; ölmezler ve yaşlanmazlar. Geçmiş yüzyıllarda Şeytan olarak adlandırılan aynı Tanrı, başka bir çağda Zeus, Beelzebul ya da insan kavrayışının getirdiği başka bir isimle anılmıştır. Bu, onları etkilemez. Bu, tamamen bizim dünyamız içinde şekillenen bir süreçtir.
Altında yatan Ebedi Gerçek her zaman mevcuttur; Koruyucu Demon’unuz daima yanınızda olmuştur, ister yanlış anlaşılan Goetia aracılığıyla onlara yaklaşmış olun, ister şimdi Zeus’un Tapınağı yoluyla. Ancak fark şu ki, şimdi berrak bir bakış açısıyla meseleyi daha doğrudan ve bozulmadan göreceksiniz.
Bu kavram daha iyi anlaşıldığında, bakış açımız netleşir ve daha berrak görmeye başlarız. Amaç, kristal berraklığında bir algıya sahip olmak, böylece daha güçlü bir bağ kurabilmektir. Ancak Tanrılar, özlerinde daima aynıdır.
Tanrıların sizi gördüğü gibi, ben de size onları nasıl görebileceğinizi göstermek istiyorum; inancınızı güçlendirmek ve yüzeyin ötesine uzanan ebedi bağlar yaratmak istiyorum. Bu sayede inancınız daha da sağlamlaşacaktır. Bjorn, Thomas ve Ioannes aynı varlıktır, ancak Thomas’ın, Bjorn’un veya Ioannes’in bunu anlayabilmesi için her yaşamında uyanması ve kendisinin daha büyük idealini algılamaya başlaması gerekiyor.
Yüzey anlaşılması kolay ve rahattır, ancak gerçeklik, kişi onu kavrayıp derinliklere indiğinde başlar. Daha fazlasını ve yaşamın büyük bir kısmını anlamaya başladığımızda uyanırız.
Tüm bu farklı giysiler, bizim tarafımızda olan ve Tanrılarımız olan aynı temel gücün giysileridir. Gerçekliği anlamalı ve ona açılmalısınız; bunun için de giysilerin ardına bakmanız gerekir.
Giysilere takılıp kaldığınızda, bu tıpkı eşinizin kim olduğuna değil de ne giydiğine takıntılı hâle gelmek gibidir. Bu, ona gerçekten bağlı olmadığınız anlamına gelir. Çocuğunuzu da sadece ne giydiği için sevmezsiniz; onu, özünde kim olduğu için seversiniz. Ancak kötü ebeveynler ve kötü âşıklar, bir ilişkinin yalnızca dışsal yönlerine odaklanır.
Bu yüzden size Tanrıların ne GİYDİKLERİNİ değil, ne OLDUKLARINI gösteriyorum. Size sahiden de ve hakikaten de; Tanrıların hangi sureti taşırlarsa taşısınlar, onların takdir etmeniz ve anlamanız gereken aynı temel, sevgi dolu ve ebedi varlıklar olduğunu gösteriyorum. Bu, sizi yüzeyin ötesine, ÖZ’e, Gerçek Varlığa götüren bir adımdır.
Tanrılar bizi nasıl berrak bir şekilde görüyorsa, biz de onları berrak bir şekilde görmeyi öğrenmeli ve giysilerin değişebileceğini, ancak özlerinde aynı kaldıklarını anlamalıyız. Bu anlayışla korkudan da arınmış olursunuz. Son yüzyılların bize gösterdiği bir şey varsa, düşman ne yaparsa yapsın, Tanrıları yeniden adlandırsın, çarpıtsın veya saklamaya çalışsın, onların kaçınılmaz olarak yeniden ortaya çıkacağıdır; çünkü onlar bütünsel, gerçek ve güçlüdür.
Onlar dünyadan silinemez, yalnızca haklarında yalan söylenebilir. Bu yalanlar Tanrıları değil, insanları ve onların algılarını etkiler. Tüm bu yalanları ortadan kaldırdığımızda, Tanrılar yine burada, her zaman oldukları gibi. Hiçbir şey değişmedi; yalnızca bizim yanılgılarımız bir engel oluşturdu. Bu engeller kaldırıldığında, onlarla yeniden bağ kurarız.
Bu, her zaman JoS’un temel prensibi olmuştur. Ve eğer Tanrılar bir giysi giyecekse, bu, onlara medeniyet olarak sunabileceğimiz en değerli ve en saf olanı olmalıdır; böylece onları tanımamız ve başlangıçtaki bağlanma süreci kolaylaşır. Ancak mesele bunun ötesine geçmektedir; zaman döngüsü boyunca bizi kaderimize götürecek ebedi bağlara uzanmaktadır.
Bu, kutsal esastır ve onların özüdür; değişmez ve ebedi olanı, siz de onlarla birlikte bunu aramalısınız.
-Yüksek Rahip Hooded Cobra 666