Sonne
Moderator
- Joined
- Oct 23, 2023
- Messages
- 1,377
Bu yazı, Yüksek Rahip Hooded Cobra 666'nın forumlardaki vaazından çevrilmiştir.
Sıklıkla belirli bir konu hakkında bilgi sahibi olunmayabilir.
Yine de insanlar, belirli bir konu hakkında sürekli spekülasyonlarda bulunma, uydurma, hayal etme, kafa karıştırma ve bunları başkalarına iletme ihtiyacı hissederler. Cevabın eksikliği, bir şeyi arama çabasına dönüşebilir; ancak kişi bir konu hakkında yanlış bir kesinlik duygusuna kapıldığında, bu yanlış kesinliği yayar ve sonrasında bunun gerçek bir bilgi olmadığı ortaya çıkarsa, kendini sürdüren bir yalan hâlini alır.
Çok basit bir örnek: Bir kişi, başka birine "Sence Tom nerede?" diye sorar. Kişi, Tom'un nerede olduğunu bilmiyordur, ancak bilmediğini söylemek istemez, çünkü o diğer kişinin Tom’un nerede olduğunu bilmek için endişelendiğini görür.
"Muhtemelen iştedir." der, Tom'un gerçekte nerede olduğunu bilmeden. O zaman B kişisi Tom'un muhtemelen işte olduğunu düşünür. Ancak, ikinci kişinin kafası karışabileceği için, Tom'un eşi de Tom'un nerede olduğu sorar. Bu kişi, bu bilgiyi endişelenen Tom'un eşine söylemek için istemiştir. Sonra bu kişi Tom’un eşine gider ve "Tom muhtemelen işte, işini yapıyordur." der.
Ayrıca buna kendi saçmalık unsurunu da ekler; Tom'un işte olduğu için iş yaptığını söyler, bu da ilk varsayımın üzerine onun varsayımıdır.
Eşi bunu dinler ve Tom'un programını bildiği için, Tom'un Cumartesi günleri işte olmadığını ve ofiste bekleyen herhangi bir işin olmadığını söyler ve bu nedenle Tom'un nerede olduğu konusunda yalan söylediğini varsayar. Tom eve geldiğinde, karısı Tom'un yalan söylediğini ya da işe gittiğini ve bunu buradan sakladığını ya da Tom'un kendi kendine karşı yalan söylediğini ya da bir milyon başka olası şeyi düşünecektir. Sonra büyük bir tartışmaya girecekler, belki de evliliklerini sorgulayacaklar. Ya Tom gerçekten karısını aldatıyorsa? Gerçekten neler oluyordu?
Her şey nereden başladı? Bir gerizekalıya soru soruldu ve bu gerizekalı da basitçe, soran diğer kişiyi endişelendirmek istemediği için yanlış bir spekülasyon ile birlikte "Muhtemelen" cevabını verdi. Yukarıda anlatılanlar kafa karışıklığının ya da burada açıkladığım ihtiyacın çok basit bir örneğidir; bu, insanların gevezelik etme ve bir şeyler uydurma ihtiyacıdır.
Bunun birçok seviyesi olduğu için, yukarıdaki basit örnek bunun ne olduğunu gösterecektir. Verilecek saf ve gerçek cevap neydi? Ya "İş yerinde olduğunu varsayıyorum, ancak bu sadece benim varsayımım, başka bir şey değil". Ya da "Tom'un nerede olduğunu tam olarak bilmiyorum". O zaman, o kişi tarafından başka yalanlar yaratılmazdı.
Ancak bunun yerine bu kişi, Tom'un nerede olduğuna dair rastgele cevap verme yeteneklerine duyduğu yanlış güven duygusu nedeniyle belki de istemeden yalan söyledi; Tom'un en yakın arkadaşı olan George'u ya da doğrudan iş yerini aramamız gerektiğini belirtmedi; sadece rastgele bir şey uydurdu.
Temel zihinsel dürüstlüğe sahip olsalardı, insan oturup kendi kendine düşünürdü: Bu konu hakkında gerçekten bilgim var mı? Yoksa sadece bu konuyu bilmediğim hâlde biliyormuşum gibi mi hissetmek istiyorum? Ya da bilmediğim hâlde karşımdakini bildiğime ikna etmek mi istiyorum?
İşte bu gibi nedenlerle Satya ya da Gerçek kavramının önünde bir figür olarak duran Şeytan'a inanırız ki bu da Doğru konuşma ile ilgilidir. Çünkü bu olmadan canavarlar çok hızlı bir şekilde yaratılabilir. İftira, bildiğini sanma, cehalet, yalancı şahitlik, eğer kişi bilmiyorsa tüm bunlar son derece zararlı olabilir.
Çoğu insan bu türden bir dürüstlük seviyesine sahip değildir, bu yüzden bir blogda size kanser için bal yemeyi içeren tedaviler yazmaya hazırdırlar ve kendileri ölmeyeceği ama hasta öleceği için bunu sorun etmezler. Kendi hislerine dayanarak cevap vereceklerini hissettikleri gibi hissetmekle tatmin olurlar.
İnsanların bu eğilimi nedeniyle her zaman felaket durumlarına katlanmak zorunda kaldık. 2 yıllık "Adanmış" kişi, gerçekten büyük usta olan bir kişiyi görene kadar kendinin bir çeşit büyük usta olduğunu düşünür. Spiritüel Satanizm ya da Tanrılar da dahil olmak üzere, hayatı hakkında hiçbir şey anlamamış olan 2 yıllık bu kişi, "öğretmeye, girişimlerde bulunmaya, sözü yaymaya" ve diğer her türlü şeye devam eder.
İki ya da beş yıl içinde, birçok kişi onların "çok ileri" olduklarını düşünürken. Evet, dışarıdaki sıradan bir eleman ya da bir goyim ile karşılaştırıldığında, şüphesiz oldukça ilerisiniz. Ancak bunun tek nedeni kişinin hâlâ bir çocuk olması ve hâlâ kendisinden çok daha küçük çocuklarla kıyaslanmasıdır.
Adanmanın 2 ila 5. yılları arasında, çok şey bildiğinizi düşünürsünüz çünkü hiçbir şey bilmiyorsunuzdur, sadece çoğunlukla hiçbir şey bilmeyenlerle karşılaştırırsınız, onlara kıyasla daha çok şey bildiğinizden emin olursunuz. 25 yıllık sürekli pratikte ve çok yüksek bir ilerleme seviyesinde, belirli konulardaki cehaletinizi anlarsınız.
Kişi buraya tırmandıkça, onaylandığını hissetmek için aşağıdakilerle kıyaslamamalı, zaman geçtikçe daha yüksek olanlarla ilişki kurmak için elinden geleni yapmalıdır. İlerlemeye yardımcı olan budur; aşağıya bakıp kendinizi başkalarından daha yüksekte görerek hayranlık duymak değildir. Bu bir noktadan sonra değersizdir.
Bu eğilimler, kişinin o andaki duygularından başka hiçbir doğrulama ya da anlayışa dayanmaz. Bir transit, büyük bir cehalet ya da aptallık hâli, kişinin kendisi hakkındaki bu anlayışları sağlayan şeydir. Savaşta sınanmamak, bilmemek, ruhsal olarak ölüleri diriltme yeteneğine sahip olmamak ya da yaptığını varsaydığı şeylerin yarısını yapamamak. Bazı transitler insanlara 6 ay boyunca kendilerini dünyanın en harika insanları gibi hissettirebilir, sonra da eski hâllerine geri dönerler.
Tabii ki bu muhteşemliğin fiziksel olarak hiçbir kanıtı yoktur; sadece "bunu hak etme" duygusu vardır.
Yukarıdakiler her şeyden önce kişinin kendi içindeki bir sanrıyı uzatmasına hizmet eder ve sanrı demişken, sanrı için doğrulama, kişinin ihtiyaç duyduğu bir sonraki gerekli adımdır: "Bir Coven kurmalı ve öğretmeliyim", yani, kendimi doğrulamak için başkalarının kendi yanılsamamı ve gerçek yeteneksizliğimi onaylamasına ihtiyacım var, çünkü içten içe düşündüğüm şey olmadığımı biliyorum. Örneğin bir çocuk ya da aile sahibi olamayan ve başka hiçbir şeyden anlamayan birinin bir "Coven"e liderlik edebileceğini düşündüren nedir?
Sadece insanın sosyal geleneklere olan ihtiyacı; bu konuda söylediklerimi motive eden yalanlara, dedikodulara, uydurma hikayelere ve diğer saçmalıklara yol açan aynı ihtiyaç. Bu ihtiyaçlar 10 vakanın 9.8'inde daha fazla insani kafa karışıklığından kaynaklanıyor, gereklilikten ya da belki insani duygular dışında herhangi bir şeyin gerçekten korunmasından değil.
Yanılsama yaratmak yerine bilmemek ve itiraf etmek konusuna geri dönecek olursak, bazen bir konu hakkında bilmediğini söylemek, birini başka bir yere yönlendirmek ya da sadece bir konu hakkındaki mevcut cehaleti onaylamak kötü bir şey değildir. İnsanlığın saçmalıkları her büyük dini meselenin önünde büyük bir engel olmuştur. Bağnaz ve aptal, insanoğlunda değişen ölçülerde mevcuttur. Düşman bunlarla dolu, burada da az sayıda bu vakalar var.
Bu yüzden 6 yaşında bir çocukla evlenen "Muhammed"in "Tanrı'nın peygamberi" olduğunu ya da "İsa'nın kurtuluşa giden tek yol olduğunu" söyleyecek kadar cüretkâr ve aptallar. Bunlar sadece onların hastalıklı zihinlerinde var olan ve başka hiçbir yerde olmayan öznel duygusal gerçekliklerdir. Ancak aynı altta yatan faktör başka her yerde, hatta henüz tam olarak yüksek bir seviyede olmayan SS'lerde bile mevcuttur. Kişi bu seviyeyi kendi başına değerlendiremez, başkalarının da kontrol etmesi gerekir; bu insanların başkalarından çok şey saklamalarının ve Şeytan ve Tanrılar için çalışmak yerine insanların duygularıyla oynamak için onları "dışarı çıkarmalarının" bir başka nedeni de budur.
Bu onların felaketidir ve bu kişinin engellemesi gereken bir şeydir. Kişi dürüst olmalı ve Satya'ya uygun olmak için elinden geleni yapmalıdır; bazen emin olamayabileceğini söylemek en iyisidir. Mozart'ın 8. senfonisini nasıl çalmanız gerektiğinden emin değilim, bu konu için sizi bir müzisyene yönlendireceğim. Bilmediğim hâlde nasıl çalacağımı biliyormuşum gibi hissetmek istemiyorum, bununla bir sorunum yok.
-Yüksek Rahip Hooded Cobra 666
Sıklıkla belirli bir konu hakkında bilgi sahibi olunmayabilir.
Yine de insanlar, belirli bir konu hakkında sürekli spekülasyonlarda bulunma, uydurma, hayal etme, kafa karıştırma ve bunları başkalarına iletme ihtiyacı hissederler. Cevabın eksikliği, bir şeyi arama çabasına dönüşebilir; ancak kişi bir konu hakkında yanlış bir kesinlik duygusuna kapıldığında, bu yanlış kesinliği yayar ve sonrasında bunun gerçek bir bilgi olmadığı ortaya çıkarsa, kendini sürdüren bir yalan hâlini alır.
Çok basit bir örnek: Bir kişi, başka birine "Sence Tom nerede?" diye sorar. Kişi, Tom'un nerede olduğunu bilmiyordur, ancak bilmediğini söylemek istemez, çünkü o diğer kişinin Tom’un nerede olduğunu bilmek için endişelendiğini görür.
"Muhtemelen iştedir." der, Tom'un gerçekte nerede olduğunu bilmeden. O zaman B kişisi Tom'un muhtemelen işte olduğunu düşünür. Ancak, ikinci kişinin kafası karışabileceği için, Tom'un eşi de Tom'un nerede olduğu sorar. Bu kişi, bu bilgiyi endişelenen Tom'un eşine söylemek için istemiştir. Sonra bu kişi Tom’un eşine gider ve "Tom muhtemelen işte, işini yapıyordur." der.
Ayrıca buna kendi saçmalık unsurunu da ekler; Tom'un işte olduğu için iş yaptığını söyler, bu da ilk varsayımın üzerine onun varsayımıdır.
Eşi bunu dinler ve Tom'un programını bildiği için, Tom'un Cumartesi günleri işte olmadığını ve ofiste bekleyen herhangi bir işin olmadığını söyler ve bu nedenle Tom'un nerede olduğu konusunda yalan söylediğini varsayar. Tom eve geldiğinde, karısı Tom'un yalan söylediğini ya da işe gittiğini ve bunu buradan sakladığını ya da Tom'un kendi kendine karşı yalan söylediğini ya da bir milyon başka olası şeyi düşünecektir. Sonra büyük bir tartışmaya girecekler, belki de evliliklerini sorgulayacaklar. Ya Tom gerçekten karısını aldatıyorsa? Gerçekten neler oluyordu?
Her şey nereden başladı? Bir gerizekalıya soru soruldu ve bu gerizekalı da basitçe, soran diğer kişiyi endişelendirmek istemediği için yanlış bir spekülasyon ile birlikte "Muhtemelen" cevabını verdi. Yukarıda anlatılanlar kafa karışıklığının ya da burada açıkladığım ihtiyacın çok basit bir örneğidir; bu, insanların gevezelik etme ve bir şeyler uydurma ihtiyacıdır.
Bunun birçok seviyesi olduğu için, yukarıdaki basit örnek bunun ne olduğunu gösterecektir. Verilecek saf ve gerçek cevap neydi? Ya "İş yerinde olduğunu varsayıyorum, ancak bu sadece benim varsayımım, başka bir şey değil". Ya da "Tom'un nerede olduğunu tam olarak bilmiyorum". O zaman, o kişi tarafından başka yalanlar yaratılmazdı.
Ancak bunun yerine bu kişi, Tom'un nerede olduğuna dair rastgele cevap verme yeteneklerine duyduğu yanlış güven duygusu nedeniyle belki de istemeden yalan söyledi; Tom'un en yakın arkadaşı olan George'u ya da doğrudan iş yerini aramamız gerektiğini belirtmedi; sadece rastgele bir şey uydurdu.
Temel zihinsel dürüstlüğe sahip olsalardı, insan oturup kendi kendine düşünürdü: Bu konu hakkında gerçekten bilgim var mı? Yoksa sadece bu konuyu bilmediğim hâlde biliyormuşum gibi mi hissetmek istiyorum? Ya da bilmediğim hâlde karşımdakini bildiğime ikna etmek mi istiyorum?
İşte bu gibi nedenlerle Satya ya da Gerçek kavramının önünde bir figür olarak duran Şeytan'a inanırız ki bu da Doğru konuşma ile ilgilidir. Çünkü bu olmadan canavarlar çok hızlı bir şekilde yaratılabilir. İftira, bildiğini sanma, cehalet, yalancı şahitlik, eğer kişi bilmiyorsa tüm bunlar son derece zararlı olabilir.
Çoğu insan bu türden bir dürüstlük seviyesine sahip değildir, bu yüzden bir blogda size kanser için bal yemeyi içeren tedaviler yazmaya hazırdırlar ve kendileri ölmeyeceği ama hasta öleceği için bunu sorun etmezler. Kendi hislerine dayanarak cevap vereceklerini hissettikleri gibi hissetmekle tatmin olurlar.
İnsanların bu eğilimi nedeniyle her zaman felaket durumlarına katlanmak zorunda kaldık. 2 yıllık "Adanmış" kişi, gerçekten büyük usta olan bir kişiyi görene kadar kendinin bir çeşit büyük usta olduğunu düşünür. Spiritüel Satanizm ya da Tanrılar da dahil olmak üzere, hayatı hakkında hiçbir şey anlamamış olan 2 yıllık bu kişi, "öğretmeye, girişimlerde bulunmaya, sözü yaymaya" ve diğer her türlü şeye devam eder.
İki ya da beş yıl içinde, birçok kişi onların "çok ileri" olduklarını düşünürken. Evet, dışarıdaki sıradan bir eleman ya da bir goyim ile karşılaştırıldığında, şüphesiz oldukça ilerisiniz. Ancak bunun tek nedeni kişinin hâlâ bir çocuk olması ve hâlâ kendisinden çok daha küçük çocuklarla kıyaslanmasıdır.
Adanmanın 2 ila 5. yılları arasında, çok şey bildiğinizi düşünürsünüz çünkü hiçbir şey bilmiyorsunuzdur, sadece çoğunlukla hiçbir şey bilmeyenlerle karşılaştırırsınız, onlara kıyasla daha çok şey bildiğinizden emin olursunuz. 25 yıllık sürekli pratikte ve çok yüksek bir ilerleme seviyesinde, belirli konulardaki cehaletinizi anlarsınız.
Kişi buraya tırmandıkça, onaylandığını hissetmek için aşağıdakilerle kıyaslamamalı, zaman geçtikçe daha yüksek olanlarla ilişki kurmak için elinden geleni yapmalıdır. İlerlemeye yardımcı olan budur; aşağıya bakıp kendinizi başkalarından daha yüksekte görerek hayranlık duymak değildir. Bu bir noktadan sonra değersizdir.
Bu eğilimler, kişinin o andaki duygularından başka hiçbir doğrulama ya da anlayışa dayanmaz. Bir transit, büyük bir cehalet ya da aptallık hâli, kişinin kendisi hakkındaki bu anlayışları sağlayan şeydir. Savaşta sınanmamak, bilmemek, ruhsal olarak ölüleri diriltme yeteneğine sahip olmamak ya da yaptığını varsaydığı şeylerin yarısını yapamamak. Bazı transitler insanlara 6 ay boyunca kendilerini dünyanın en harika insanları gibi hissettirebilir, sonra da eski hâllerine geri dönerler.
Tabii ki bu muhteşemliğin fiziksel olarak hiçbir kanıtı yoktur; sadece "bunu hak etme" duygusu vardır.
Yukarıdakiler her şeyden önce kişinin kendi içindeki bir sanrıyı uzatmasına hizmet eder ve sanrı demişken, sanrı için doğrulama, kişinin ihtiyaç duyduğu bir sonraki gerekli adımdır: "Bir Coven kurmalı ve öğretmeliyim", yani, kendimi doğrulamak için başkalarının kendi yanılsamamı ve gerçek yeteneksizliğimi onaylamasına ihtiyacım var, çünkü içten içe düşündüğüm şey olmadığımı biliyorum. Örneğin bir çocuk ya da aile sahibi olamayan ve başka hiçbir şeyden anlamayan birinin bir "Coven"e liderlik edebileceğini düşündüren nedir?
Sadece insanın sosyal geleneklere olan ihtiyacı; bu konuda söylediklerimi motive eden yalanlara, dedikodulara, uydurma hikayelere ve diğer saçmalıklara yol açan aynı ihtiyaç. Bu ihtiyaçlar 10 vakanın 9.8'inde daha fazla insani kafa karışıklığından kaynaklanıyor, gereklilikten ya da belki insani duygular dışında herhangi bir şeyin gerçekten korunmasından değil.
Yanılsama yaratmak yerine bilmemek ve itiraf etmek konusuna geri dönecek olursak, bazen bir konu hakkında bilmediğini söylemek, birini başka bir yere yönlendirmek ya da sadece bir konu hakkındaki mevcut cehaleti onaylamak kötü bir şey değildir. İnsanlığın saçmalıkları her büyük dini meselenin önünde büyük bir engel olmuştur. Bağnaz ve aptal, insanoğlunda değişen ölçülerde mevcuttur. Düşman bunlarla dolu, burada da az sayıda bu vakalar var.
Bu yüzden 6 yaşında bir çocukla evlenen "Muhammed"in "Tanrı'nın peygamberi" olduğunu ya da "İsa'nın kurtuluşa giden tek yol olduğunu" söyleyecek kadar cüretkâr ve aptallar. Bunlar sadece onların hastalıklı zihinlerinde var olan ve başka hiçbir yerde olmayan öznel duygusal gerçekliklerdir. Ancak aynı altta yatan faktör başka her yerde, hatta henüz tam olarak yüksek bir seviyede olmayan SS'lerde bile mevcuttur. Kişi bu seviyeyi kendi başına değerlendiremez, başkalarının da kontrol etmesi gerekir; bu insanların başkalarından çok şey saklamalarının ve Şeytan ve Tanrılar için çalışmak yerine insanların duygularıyla oynamak için onları "dışarı çıkarmalarının" bir başka nedeni de budur.
Bu onların felaketidir ve bu kişinin engellemesi gereken bir şeydir. Kişi dürüst olmalı ve Satya'ya uygun olmak için elinden geleni yapmalıdır; bazen emin olamayabileceğini söylemek en iyisidir. Mozart'ın 8. senfonisini nasıl çalmanız gerektiğinden emin değilim, bu konu için sizi bir müzisyene yönlendireceğim. Bilmediğim hâlde nasıl çalacağımı biliyormuşum gibi hissetmek istemiyorum, bununla bir sorunum yok.
-Yüksek Rahip Hooded Cobra 666